Paylaş
Mezheplere Göre Bayram Namazı: Hükmü, Kılınışı ve Hutbesi
Question
Bayram namazı dört mezheplere göre Erkek ve kadınlar için
Ramazan ve Kurban Bayramı Namazları
Tanımı ve dindeki yeri:
İki bayram namazı, Ramazan bayram namazıyla, kurban bayram namazıdır. Bu namaz Hanbelilere göre, farz-ı kifayedir. Hanefilerin çoğunluğuna göre vaciptir. Ancak bir Hanefi olan İmam Serahsî bunu sünnet saymanın daha doğru olduğunu belirtmiştir. İmam Malik’e göre müekked sünnettir; Imam Şâfiî de bu görüştedir. Benim tercih ettiğim ve seçtiğim görüş de budur.
Sünnet olmasının delili Hz. Peygamber’in (s.a.), İslam’ı ve onun yükümlülüklerini (Şerai’) soran kimseye söylediği şu sözüdür:
خمش صلوات في اليوم والليلة». فقال الشائل: هل علي غيرها؟ قال
«لا، إلا أن تطوع .
“Gece ve gündüz beş vakit namaz kılmak gerekir.” Soruyu soran “başka bir şey yapmam gerekiyor mu?” dediğinde Efendimiz “Hayır, ancak gönüllü olarak yaptığın hariç…” buyurmuştur.
Buharî, Müslim, Ebû Davud ve Tirmizî’nin rivayet ettiği bu hadis et-Tâcü’l-Câmi’ fi’l-Usul min Ehâdîsi’r-Rasûl adlı eserde kaydedildiği şekilde iktibas edilmiştir. Ancak bayram namazı Hz. Peygamber (s.a.) ona devam ettiği için müekked (güçlü) bir sünnettir.
Bayram namazının vakti:
Bayram namazının vakti, güneşin bir mızrak boyu yükselişiyle başlayıp zeval vaktine kadar sürer. Bu, Ramazan bayramında Şev val’in ilk gününde ve Kurban bayramında ise Zilhicce’nin onuncu günündedir. Bir belde ahalisi sözü edilen bayram gününün farkına ancak güneşin zevalinden sonra varırlarsa, bir grup alim, ne bayram günü olarak farkına vardıkları günde, ne de izleyen günde onlara bayram namazı gerekmediği düşüncesindedirler. Bu, Malik, Şafi ve Ebû Sevr’in görüşüdür. Bir başka grup ise farkına vardıkları günün ertesi gününde bayram namazını kılabileceklerini söylemişlerdir. Bu da Evzâî, Ahmed b. Hanbel, İshak, Hanefiler ve diğerlerinin görüşü dür.
Bayram namazı nerede kılınır?
Bayram namazının tek bir mekanda kılınması sünnettir; ihtiyaç olmaksızın birden fazla yerde kılmak mekruhtur. Bayram namazının kılınması için en faziletli mekan şehir dışında açık bir alandır. Bu, fakihlerin musalla (namazgâh) diye adlandırdıkları mekandır. Bunun faziletli olması şehir dışında kılınmasından dolayıdır; şehirde namaz kilanların hepsini alacak büyüklükte yeterince geniş bir cami olsa bile (bu böyledir). Ancak Şafiler, şehir dışında kılmanın faziletinin şehir camisinin namaz kılanların hepsini alamayacak kadar dar olmasına bağlamışlardır. Ancak eğer namazı açık alanda eda etmeye mani yağmur ve benzeri bir mazeret varsa bu durumda şehir mescidinde kılınması da caizdir.
Bayram namazının şartları:
Bayram namazı için, Cuma namazında aranan sayı, şehir ve benzeri şartlar aranmaz. Bu, Şafiiler ve Hanbelilere göre böyledir. Bu yüzden onlar bayram namazlarının münferit, mukim, yolcu. erkek ve kadın herkes için meşru olduğunu belirtmişlerdir. Cemaatle de kılınır ve bayram namazı için asıl olan da budur. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.) onu bu şekilde eda etmiştir. Ancak münferit olarak da kılınması caizdir. Çünkü belirli sayıda kişinin hazır olması edasının şartlarından değildir. Hanefiler ise, bayram namazlarının vacip olmasi ve edasının sıhhati için Cuma namazında aranan şartları koşmuş lardır. Buna göre, kimin üzerine Cuma gerekiyorsa ona bayram na mazı da gerekir. Malikiler ise, bayram namazlarının Cuma namazı farz olan kişilere sünnet olduğunu söylemişlerdir.
Bayram namazının edasında geciktirme (te’hîr) veya öne alma (ta’cîl):
Ramazan bayramı namazını, fıtır sadakasını (fitreyi) dağıtma zamanını uzatmak için geciktirmek sünnettir. Çünkü fitır sadakası namazdan önce verilir. Kurban bayram namazını ise bir an önce kılmak sünnettir. Böylece kurban için daha fazla vakit kazanılır. Zira kurban, bayram namazından sonra ve bayram hutbesinin bitiminden itibaren kesilir.
Bayram namazlarından önce yapılması müstehab olan şeyler:
• Gusül (boy abdesti) almak, temizlenmek, güzel koku sürünmek, tırnakları kısaltmak ve imkan ölçüsünde en iyi elbiseyi giymek müstehabdır.
• Ramazan bayramında, namaz kılınan yere gitmeden önce bir şey yiyip, su ve benzeri bir şey içmek müstehabdır. Kurban bayra minda ise namazdan dağılıncaya kadar bir şey yiyip içmemek müstehabdır.
• Geri dönerken, mescide giderken kullandığı yoldan başka bir yolu kullanmak müstehabdır.
Bayram ve Cuma aynı güne rastladığında:
Bayram ve Cuma aynı güne gelirse, bazı alimler bayram namazının Cuma namazı yerine geçeceğini belirtmişlerdir; buna göre, Müslüman’ın ayrıca öğlen namazı kılmasına da gerek yoktur. Bu, Atâ’nın görüşüdür. Bir diğer grup alim ise, bayram namazının yeter li olması ve onun Cuma ve öğlen namazlarının yerine geçmesi kura linin, Cuma ve bayram namazları için şehre gelen kırsal bölgede yaşayanlar için bir ruhsat olduğunu belirtmişlerdir. Bu kişilere bay ram namazıyla yetinmek konusunda izin verilmiş ve onların Cuma’dan sorumlu olmadıkları belirtilmiştir. Çünkü aksini söylemek bu kişileri, bayram namazlarını kılıp ailelerinin yanına döndükten sonra tekrar şehre dönmeye mecbur bırakır. Onları Cuma namazını eda için şehre geri dönmek zorunda bırakmak da oldukça fazla sıkıntı doğurur. Cuma ise, Muğni’l-muhtâc yazarının belirttiği gibi, meşakkat durumunda düşer. Ebû Hanîfe ve Malik mükellefin her ikisin den de sorumlu olduğunu, yani bayram namazından sünnet olarak, Cuma namazından ise farz-ı ayn olarak sorumlu olduğunu belirtmişlerdir.
Bayramda tekbir:
Müslüman iki bayram gecesinde güneş battıktan sonra, bayramın sembol (şi’âr) özelliğini göstermek için, evde, yolda, mescitte yüksek sesle tekbir getirir; aynen namazgaha (musallâya, şehir dışında açık alanda namazın eda edildiği yere) giderken, yahut mescit
yolunda tekbir getirdiği gibi. Namaz yerine ulaştıktan ve imam kalkıp bayram namazı için iftitah tekbiri alana kadar, tekbire devam eder.
Kurban bayramında ise Arefe günü sabah namazından başlayarak tekbir getirir sonra cemaatle ya da münferit olarak kıldığı her farz namazın arkasından tekbire devam eder. Bu şekilde Teşrik günlerinin (kurban kesme gününü izleyen bayram günleri) sonuncusundaki ikindi namazına kadar tekbir getirir ve ondan sonra tekbir getir meye son verir.
Tekbirin şekli:
Getirilmesi gereken tekbir şu şekildedir:
الله أكبر، الله أكبر، لا إله إلا الله، والله أكبر، الله أكبر، ولله الحمد
Allahu ekber, Allahü ekber, La ilahe illallahü vallahü ekber, Allahü Ekber ve lillahi’l-hamd.
Bayram namazları için ezan ve kamet yoktur:
Âlimler bayram namazlarında ezan ve kamet getirilmeyeceği konusunda icma etmişlerdir. Müslümanlar bunları yapmadan namazı kılarlar ki, bu konuda görüş ayrılığı yoktur. Bazı Hanbeliler şöyle demişlerdir: Bayram namazları için “es-Salâtü câmiatün: Herkes namaza” şeklinde duyuru yapılır.
Bayram namazları ikişer rekattır:
Bayram namazlarının ikişer rekat olduğunda icma vardır. Bunla rin rükünleri, şartları ve sünnetleri diğer namazlarınki gibidir. Namaz kılan kişi Ramazan bayram namazına yahut Kurban yra zina niyet eder; namazın ardından iki hutbe gelir.
Bayram namazının kılınış şekli:
İmam, namazı iftitah tekbiriyle açar ve sonra açılış duasını (süb- haneke) okur, sonra bayram tekbirlerini alır. Bunların sayısı (iftitah tekbirinden başka) altı tekbirdir. Bu, Hanbelilere göre böyledir. Şafii lere göre, yedi tanedir. İki tekbir arasında şu duayı okur:
الله أكبر، الله أكبر، والحمد لله كثيرا وشبحان الله بكرة وأصيلا. وصلی
الله على سيدنا محمد وآله وسلم تسليما كثيرا«
“Allahü ekber, Allahu ekber, ve-lhamdu lillahi kesîran ve süb hânellahi bükraten ve asîla. Ve sallallahü alâ seyyidina Muham medin ve âlihî ve sellim teslîmen kesîra.”
Her bir tekbirde ellerini kaldırır. Sağ elini sol elinin üstüne göğ sünün altına gelecek şekilde koyması sünnettir. Sonra eûzü çeker ve Fatiha ve bir süre okur. “Sebbihi sme rabbike’l a’lâ” sûresini yahut Kâf süresini okuması müstehabdır. Sonra rükû için tekbir alır, sonra rükûdan kalkıp secdeye gider, sonra ikinci reka ta kalkar ve, secdeden kalkarken aldığı tekbirden başka beş tekbir alır. Her bir tekbirde ellerini kaldırır ve iki tekbir arasında ilk rekatta okuduğu duayı okur. Bu tekbirleri bitirdikten sonra Fatiha ve bir süre okur. İlk rekatta A’lâ sûresini okuduysa Gâşiye süresini okuması, Kâf sûresini okuduysa Kamer sûresini okurnası müstehabdır. Bun dan sonra rükû tekbirini alır ve ikinci rekatı tamamladıktan sonra teşehhüd için oturur. Imam tekbirlerini ve kıraatini sesli yapar.
660- Hanefilere göre imam namazı iftitah tekbirini aldıktan ve açılış duasını (Sübhâneke) okuduktan sonra üç kez tekbir alır ve son ra Fatihayı ardından kolayına gelen ayetleri sesli bir şekilde okur ve arkasından rükû için tekbir alarak ilk rekatı tamamlar. İkinci reka ta kalkınca Fatihayı ve bir sûre veya ayetleri okuduktan sonra üç tekbiri alır ve sonra rükü için tekbir getirerek ikinci rekatı tamamlar.
Ardından teşehhüd için oturur ve selamla namazı tamamlar. Bu ara da imam ve arkasındaki cemaat tekbirler arasında bir şey okumazlar, aksine iki tekbir arasında üç tesbihat miktarınca sessiz beklerler: tekbirler arasında eller salınır, biri diğerinin üzerine bağlanmaz.
Tekbirler arasındaki dualar vacib değil sünnettir; bunlar bilerek veya dalgınlıkla terk edildiğinde namaz geçersiz olmaz; bu konuda ihtilaf yoktur.
Bayram hutbesi:
İmam namazı bitirdikten sonra kalkar ve bayramın iki hutbesini verir; iki hutbe arasında kısa bir müddet oturur. Bu iki hutbenin ya pılışı aynen Cuma hutbesi gibidir; ancak ilk hutbeyi peş peşe gelen dokuz tekbirle, ikincisini ise peş peşe yapılan yedi tekbirle açar. Hut beler sırasında tekbir, tesbih (sübhanallah) ve tehlili (lâ ilâhe illal lah) bolca yapması iyidir. Bayram hutbesini sessizce dinlemek ve imam hutbeyi bitirinceye kadar ayrılmamak müstehabdır.
Bayram namazında namaza sonradan yetişenin (mesbûkun) yapacağı şeyler:
Bayram namazına sonradan yetişen, imamla birlikte selam ver mez, yetişemediği kısmı (kendi başına) kılar. Tek bir rekatı kaçırmışsa tekbirle birlikte onu eda eder; imam teşehhüddeyken yetişmesi duru munda olduğu gibi iki rekatı birden kaçırmışsa tekbirleriyle birlikte bunları eda eder.
Bayram namazını kaçıran kişinin yapacağı şeyler:
Bayram namazını kaçıran kişinin kaza etmesi gerekmez, ancak kaza etmek isterse bunu yapabilir. Dilerse dört rekat kılar; çünkü bayram namazının kazası Cuma namazınınki gibi dört rekattır. Diler se, gönüllü (tatavvu) namazı gibi iki rekat kılar. Bu, Evzâi’nin görü şüdür. Dilerse bayram namazı gibi tekbirlerle birlikte iki rekat kılar.
Bu, İmam Ahmed b. Hanbel’den nakledilmiştir. Nehâî, Malik, Şafiî, Ebû Sevr ve İbnü’l-Münzir de bu görüştedir. Hanefiler ise bayram namazını imamla kılamayanların kaza etmeleri gerekmediğini söyle mişlerdir. Çünkü kendine özgü sıfatıyla bu namaz, tek başına kılan biri tarafından yerine getirilemeyecek şartları olan bir ibadet olarak meşru kılınmıştır.
Fakihlerin, kadınların bayram namazlarına katılması hakkındaki görüşleri:
a) Hanbeliler: Kadınların bayram günü namaz kılınan yere çıkmalarında bir sakınca yoktur. Hanbelî mezhebinden İbn Hâmid bunun müstehab olduğunu belirtmiştir.
b) Şâfiîler: Güzel yüzlü ve endamlı kadınların bayram namazına katılmaları mekruhtur. Bunların dışındakilerin kocalarının izniyle katılmaları sünnettir.
c) Malikîler: Kadın için sünnet olmadığı halde, onun bayram namazını eda etmesi müstehabdır.
d) Hanefiler: Kadınlara bayram namazı vacib değildir, ancak on lara bayram namazına katılma izni verilmiş midir? Kâsânî, Bedai de ve Serahsî, el-Mebsût’ta şöyle demişlerdir: Genç kadınların, Cuma, bayram ve diğer namazlara çıkmasına izin verilmemiştir. Onlar bu konuda şu ayete dayanmaktadırlar:
او قرن في بيوتكن »
“Evlerinizde vakarla oturun. ”
Oturma emri evden ayrılmayı yasaklamaktadır; ayrıca onların evden çıkması fitne sebebi olup fitne ise haramdır. Harama götüren şey de haramdır. Yaşlı kadınlara gelince onların namaz yerine gelerek namazda bulunmaları caizdir, ama namaz kılabilirler mi? Hasan
b. Ziyad’ın Ebu Hanife’den naklettiğine göre namaz kılabilirler; çünkü namaz yerine çıkmaktan maksat namazın kendisidir. Allah Rasûlü (s.a.) şöyle buyurmuştur:
لا تمنعوا إماء الله مساجد الله، وليخرجن إذا خرجن تفلات»
“Allah’ın kadın kullarını Allah’ın mescitlerinden alıkoyma yın; dışarı çıktıkları zaman güzel kokular sürünmeden çıksınlar”
Ancak Ebû Yusuf tan rivayet edildiğine göre Ebu Hanife şöyle demiştir: Onlar imamla birlikte bayram namazı kılmazlar. Çünkü on ların hazır bulunması Müslüman cemaati çok göstermek içindir; ni tekim Ümmü Atiyye’den nakledildiğine göre, kadınlar, hatta adetli kadınlar ve gelinlik genç kızlar da dahil, Allah Rasûlü (s.a.) ile birlikte namaza çıkıyorlardı. Bilindiği gibi hayızlı kadın namaz kılamaz, anla şılıyor ki, onların hazır bulunması Müslüman toplumun çok görün mesini sağlamak içindir. Aynı şey zamanımızda da geçerlidir.002)
Kadınların bayram namazlarına katılması hakkındaki hadis-i şerifler:
Ümmü Atiyye’den rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: “Bize gelinlik kızları da namaz yerine çıkarmamız, adetli kadınların ise na maz yerinde ayrı durmaları emredildi. 1003) Ümmü Atiyye’den gelen bir başka rivayette Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:
اليخج العوائق ذوات الخدور ويغتزل الحيض المصلى، وليشهذن
الخير ودعوة المسلمين
“Genç kızlar da çıksınlar. Namaz yerinde adetli kadınlar ayrı dursun, böylece hayra ve Müslümanların çağrısına tanıklık etmiş olsunlar. ”
Hafsa bt. Sîrin’den nakledildiğine göre o şöyle demiştir: Bir kadin Allah Rasûlü’ne şöyle dedi: “Bizden cilbâbı (dış giysisi) olmayan birinin bayram namazına çıkmamasında bir sakınca var mıdır?” Allah Rasûlü (s.a.) şöyle cevap verdi:
اليها ضاجها من جلبابها ولتشهدِ الخير ودعوة المسلمين«
“Arkadaşı ona cilbâbını giydirsin ve kadın hayra ve Müslü manların davetine tanıklık etsin.”
Ümmü Atiyye gelince ona sordum: “Peygamber’i (s.a.) duydun mu? Ümmü Atiyye: “Babam ona feda olsun! Evet O’nu şöyle derken duydum:
يخرج العواتق وذوات الخدور، أو العواتق ذوات الخدور، والخيض، ويشهدن الخير، ودعوة المؤمنين، ويعتزل الحيض المصلی«
“Genç kızlar, adetli kadınlar hepsi çıksın, hayra ve mü’min lerin davetine tanıklık etsinler, namaz yerinde âdetliler ayrı dur sunlar. “1005)
İmam Müslim Sahîh’inde bu hadisleri Buhari’nin ifadelerine yakin ifadelerle rivayet etmiştir. Hadisleri Ebû Dâvûd ve başkaları da nakletmiştir.
Kadınların bayram namazlarına katılması hakkında tercih edilen görüş:
Yukarıda aktardığımız hadis-i şerifler ve aktarmadığımız benzerlerinden anlaşılan Hz. Peygamber’in (s.a.), mazereti olmayanlar namaza katılsın diye, tüm kadınların bayram günü namaz yerine gel melerini emrettiğidir. Namazı terk edecek bir mazereti olan ise namaz yerine gelir ama (namaz kılan) Müslümanlardan ayrı bir yerde durur. Böylece o, namazı kaçırsa bile bayram hutbelerini ve duanın bereketini kaçırmamış olur.
Bu hadis-i şeriflerden, genç olsun olmasın, endamlı olsun olma sın, tüm kadınların bayram namazlarında hazır bulunmalarının müs tehab olduğu anlaşılmaktadır. Allah Rasûlü’nün (s.a.) gelinlik genç kızların adını açıkça vurgulaması (bazı fakihlerin) sözünü ettikleri ay rima, yani gençlerin değil de yaşlıların çıkmasının caiz olması şeklin de fark gözetilmesine manidir. Çünkü bu hadisler bizzat genç kızlar hakkındadır. Kadınların bayram namazlarına çıkmasının müstehab olması hükmü, dış giysisi (cilbâbı) olmayan kadının bayram namazı na çıkmak için arkadaşından bir elbise alarak öyle çıkması ve arkadaşının da söz konusu elbiseye ihtiyacı yoksa ödünç vermesi gerektiğini söyleyen ifadelerde açıkça görülmektedir. Ayrıca bundan maksat temiz kadınlar için namazın kendisi, hayızlı kadınlar içinse duanın bereketinden faydalanmaları ve duayı olsun elde etmeleri umududur; yoksa namaza çıkmaktan maksat, Hanefi alimi Tahavi’nin (rh.a) dediği gibi, Müslüman toplumun büyük gösterilmesi değildir. Bu yüzden Abdullah b. Ömer “(Kişi) ailesinden gücü yetenleri bay ram namazına çıkarır” demiştir.
Kadınların namaza katılmasının fitne doğuracağı şeklindeki tereddüde gelince, bu söz konusu değildir; çünkü onların katılması, hadis-i şerifte belirtildiği gibi, koku sürünmeden ve dikkat çekici ve süslü elbiseler giyinmeksizin olmalıdır, aksine sıradan elbiseyle çıkmaları gerekir. Ayrıca erkeklerle iç içe olmayacaklar, aksine, eğer hayızlı iseler, namaz kılınan yerin bir köşesinde ayrı bir biçimde otu racaklar; adetli değillerse erkeklerin arkasında saf tutarak namaz kılacaklardır. Bu sınırlamalar sayesinde fitne korkusu kalmaz. Öyleyse kadınların bayram namazına çıkmalarına izin vermek, hadis-i şeriflerden anlaşıldığı üzere mendubdur. Ibn Kudâme’nin dediği gibi, “Al- lah Rasülü’nün (s.a.) sünneti uyulmaya en layık olandır.”
Kadının tekbiri:
Kadın namaz yerine gitmek üzere çıkarken ve farz olan namazların ardından yukarıda belirttiğimiz şekilde erkek gibi tekbir getirir. Ancak o, namahrem kişilerle birlikte iken tekbir getirdiğinde sesini yükseltmez. Şâfiîler bunu açıkça belirtmişlerdir. (1008) Bu sözün mefhu mu muhalifi, mahremleriyle birlikteyken, yahut tek başınayken sesini yükseltebileceğidir.
Hanefiler kadının tekbirde sesini alçaltması gerektiğini söylemiş. ler ve Şâfiîlerin yaptığı ayrımı yapmamışlardır.(1009) Hanbeliler, kadınların cemaatle birlikte tekbir alabileceğini belirtmişlerdir; tek başları nayken erkekler gibi tekbir alıp almayacakları konusunda iki rivayet vardır. Sahîhu’l-Buharî’de şöyle bir rivayet vardır: “Kadınlar Eban b. Osman ve Ömer b. Abdülaziz’in arkasında teşrik günlerinde erkek lerle birlikte mescitte tekbir getiriyorlardı.” Onların, Hanbelilerin dediği gibi, seslerini erkeklerin duyamayacağı kadar alçaltmaları gere kir. Ahmed b. Hanbel’den bir başka rivayette onların tekbir almamalar gerektiği söylenmiştir. Çünkü tekbir, sesin yükseltilmesinin meşru olduğu bir zikirdir; ezan gibi o da kadınlar hakkında meşru kılınmamıştır.
Benim tercihim, kadına tekbirin meşru olduğudur; ancak o, ya bancıların yanında iken sesini kendisine duyurmak için ihtiyaç duy duğu miktarın üzerinde yükseltmez. Tek başına iken veya mahremleriyle birlikteyken yükseltebilir.
Kadının bayram namazı için yıkanması ve temizlenmesi:
Kadınların bayram namazı için namaz yerine çıkmalarını, temiz iseler namaza katılmalarını, hayızlı iseler namaz kılanlardan ayrı bir yerde durmalarını tercih ettiğimize göre, kadına da bayram için yı- kanma ve temizliğin mendub olduğu açıktır. Ancak o, koku sürünemez, süslenemez ve güzel elbiselerinizi giyemez; aksine namaz yeri ne sıradan elbiseyle gelir. Bu söylediklerimiz hem genç hem de yaşlı kadınlar için geçerlidir.
Kadının bayram hutbesini dinlemesi:
Kadının, namaz yerine geldiği taktirde, hutbeyi dinlemesi men dubdur; hatip bayram hutbesini bitirmeden ayrılması mekruhtur. Söylediğimizin, yani kadının bayram hutbesini dinlemesinin, müste hab olduğunun delili, Hz. Peygamber’in (s.a.), hutbeyi bitirdikten sonra, kadınların toplaştığı yere gelerek onlara da vaaz etmesidir. Bu, onların namaz kılınan yerde beklediklerini, hutbeyi dinlediklerini ve hutbe bitmeden oradan ayrılmadıklarını göstermektedir.
Hatibin kadınlara hutbeden sonra vaaz etmesi:
Büyük İmam Buhari’nin İbn Abbas’tan naklettiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.) Ramazan bayramı günü iki rekat kıldı; öncesinde veya sonrasında bir şey kılmadı. Sonra Bilal’le birlikte kadınların yanina geldi ve onlara sadaka vermelerini emretti. Onlar da başladılar atmaya; kadınlar küpelerini ve gerdanlıklarını atıyorlardı.
Cabir b. Abdullah’tan nakledildiğine göre o şöyle demiştir: Hz. Peygamber (s.a.) kalktı ve namaza başladı, namazdan sonra insanla ra bir hutbe verdi; Allah’ın elçisi hutbeyi bitirince indi ve kadınların yanına geldi ve Bilal’in koluna yaslanarak onlara vaaz etti; Bilal elbi sesini yaymıştı ve kadınlar onun üzerine sadaka atıyorlardı. Ata’ya dedim ki: “Şu zamanda (hutbeyi bitirince) imamın kadınların yanına gitmesi ve onlara vaaz etmesi gerekir mi, ne dersin?” Şöyle cevapla di: “Bu onların (imamların) üzerine bir vazifedir, neden yapmasın lar?”(1014) Atâ’ya soran, hadisi Atâ’dan rivayet edenlerden biri olan İbn Cüreyc’dir. Çünkü hadisin senedi Sahîhu’l-Buhari’de geldiği üzere şu şekildedir: Bana İshak b. İbrahim b. Nasr nakletti ve dedi ki, bize Abdürrezzak nakleti ve şöyle dedi: bize İbn Cüreyc nakletti ve dedi ki: bana Atâ bildirdi, o da dedi ki: Cabir b. Abdullah’ı şöyle söy lerken işittim: Peygamber kalktı…” Hanbeli Fıkhı
BENZER KONULAR:
Answers ( 2 )
Bayram namazı, İslam dünyasında Ramazan ve Kurban bayramlarında cemaatle kılınan özel bir namazdır. Bu namazın hükmü, kılınışı ve hutbesi mezheplere göre bazı farklılıklar gösterse de, genel olarak benzer temel esaslar üzerine kuruludur. Aşağıda dört büyük mezhebin bayram namazı ile ilgili görüşlerini, kılınışını ve hutbesini özetleyeceğim.
1. Hanefi Mezhebi
Hüküm: Bayram namazı Hanefi mezhebine göre sünnettir. Yani, farz değil, ancak Peygamber Efendimiz (s.a.v.) tarafından teşvik edilmiştir.
Kılınışı: Bayram namazı iki rekât olarak kılınır ve cemaatle kılınması tavsiye edilir. İlk rekâtta, imam “Allahu Ekber” dedikten sonra, elleri bağlamadan önce 3 kez tekbir alır. İkinci rekâtta da yine elleri bağlamadan önce 3 kez tekbir alınır.
İlk Rekât Tekbirleri: İmam, “Allahu Ekber” dedikten sonra, sırasıyla 3 tekbir alır. İlk tekbirle eller bağlanır, diğer iki tekbirde eller açılır.
İkinci Rekât Tekbirleri: İkinci rekâtta da aynı şekilde 3 tekbir alınır.
Hutbe: Bayram namazı kılındıktan sonra, imam bir hutbe okur. Hutbe, cuma hutbesine benzer bir yapıya sahiptir. Hutbede, bayramın anlamı ve İslam’ın bayramdaki mesajları anlatılır.
2. Şafii Mezhebi
Hüküm: Şafii mezhebinde bayram namazı farz-ı kifaye olarak kabul edilir. Yani, topluluk içinde bir grup insan bu namazı kılarsa, diğerlerinin üzerine sorumluluk düşmez.
Kılınışı: Bayram namazı, Şafii mezhebine göre de iki rekât olarak kılınır. İlk rekâtta, imam ve cemaat önce tekbir alır, ardından Fatiha suresi okunur ve namaz devam eder.
İlk Rekât Tekbirleri: Şafii mezhebinde de üç tekbir alınır, ancak tekbirler el bağlamadan ve elleri açmadan yapılır.
İkinci Rekât Tekbirleri: İkinci rekâtta da aynı şekilde üç tekbir alınır, fakat bu tekbirlerde de eller bağlanmaz.
Hutbe: Bayram namazından sonra, hutbe okunur ve hutbe de bayramın ruhuna uygun bir şekilde, İslam’ın birlik, dayanışma ve sevgi gibi mesajlarını içerir.
3. Maliki Mezhebi
Hüküm: Maliki mezhebinde bayram namazı da sünnettir, ancak Farz-ı Kifaye kabul edilmiştir.
Kılınışı: Bayram namazı iki rekât olarak kılınır ve tekbirler alınır. Maliki mezhebinde, tekbirler ile ilgili ayrıntılar diğer mezheplerden biraz farklıdır.
İlk Rekât Tekbirleri: Maliki mezhebine göre bayram namazında tekbir alınırken ellerin bağlanması gerekmez. İlk rekâtta, imam “Allahu Ekber” diyerek namazı başlatır ve herhangi bir özel tekbir sıralaması yoktur.
İkinci Rekât Tekbirleri: Aynı şekilde ikinci rekâtta da tekbirler alınır, ancak bu tekbirler de ellerin açılmasıyla yapılır.
Hutbe: Bayram namazından sonra, hutbe okunur. Hutbe, bayramın İslam’daki yeri ve anlamı üzerine olur.
4. Hanbeli Mezhebi
Hüküm: Hanbeli mezhebine göre bayram namazı da farz-ı kifayedir. Yani, cemaatin içinde bir grup insan bu namazı kılarsa, geri kalanlar sorumluluktan kurtulur.
Kılınışı: Bayram namazı iki rekât olarak kılınır. İlk rekâtta, tekbir alınırken eller bağlanmaz, fakat ikinci rekâtta tekbirler alınırken eller açılır.
İlk Rekât Tekbirleri: Hanbeli mezhebinde, bayram namazında tekbirlerin sırası diğer mezheplerden farklıdır. İlk rekâtta, imam tekbir aldıktan sonra elleri açmaz.
İkinci Rekât Tekbirleri: İkinci rekâtta da üç tekbir alınır. Bu tekbirlerde eller açılır.
Hutbe: Bayram namazından sonra hutbe okunur, ve hutbede bayramın maneviyatı ve İslam’ın bayramdaki mesajları vurgulanır.
Bayram Namazı Hutbesi
Hutbe, bayram namazı kılındıktan sonra imam tarafından yapılır. Hutbede bayramın İslam’daki yeri, Müslümanların birbirlerine karşı sorumlulukları, yardımlaşma ve dayanışma gibi konulara değinilir. Ayrıca, bayramın başlangıcındaki dua ve iyi dilekler de hutbede yer alabilir.
Erkek ve Kadınlar İçin Bayram Namazı
Bayram namazı, hem erkekler hem de kadınlar için kılınabilen bir namazdır. Ancak kadınların bayram namazına katılımı, bazı İslam toplumlarında daha az yaygın olabilir. Erkekler, camide cemaatle kılarken, kadınlar evlerinde veya camilerde ayrı yerlerde bayram namazını kılabilirler. Ancak, İslam’da kadınların bayram namazını kılmasının teşvik edildiği, özellikle toplumsal birlikteliğin öneminin vurgulandığı bir durum söz konusudur.Sonuç olarak, bayram namazı İslam’ın bayram ruhunu yaşatmak, cemaatle birlikte dua etmek ve toplumsal dayanışmayı pekiştirmek adına çok önemli bir ibadettir. Mezhepler arasında bazı kılınış farkları bulunsa da, temelde bayram namazı tüm Müslümanlar için büyük bir anlam taşır.
Dört mezhebe göre Bayram namazının hükmü ve kılınışı
Dört mezhebe (Hanefi, Şafii, Maliki, Hanbeli) göre bayram namazının hükmü ve kılınışı şu şekildedir:
1. BAYRAM NAMAZININ HÜKMÜ
Hanefi Mezhebi
Hükmü: Vaciptir.
Delil: Peygamberimiz (s.a.v.)’in bayram namazlarını sürekli kılması ve ihmal etmeyip ashabını da buna teşvik etmesi (İbn Âbidîn, Reddü’l-Muhtâr).
Cuma namazı gibi, şehir halkı için cemaatle kılınır, tek başına kılınmaz.
Şafii Mezhebi
Hükmü: Sünnet-i müekkededir.
Delil: Rasulullah (s.a.v.)’in bayram namazını sürekli kılması ve kadınları bile buna teşvik etmesi (Buhârî, İdeyn 6).
Cemaatle kılınması müstehaptır, ancak tek başına da kılınabilir.
Maliki Mezhebi
Hükmü: Sünnet-i müekkededir.
Ancak imam veya devlet başkanı tarafından cemaatle kılınması gerekir. Bu olmadığında halk kılmaz.
Kadınların ve çocukların gitmesi teşvik edilir.
Hanbeli Mezhebi
Hükmü: Farz-ı kifâyedir.
Toplumdan bir grubun kılmasıyla diğerlerinden sorumluluk düşer.
Delil: Peygamber (s.a.v.)’in emredici üslupla bayram namazını kıldırması (İbn Kudâme, el-Muğnî).
2. BAYRAM NAMAZININ KILINIŞI
Tüm mezheplerde bayram namazı iki rekattır ancak bazı uygulama farkları vardır:
Hanefi Mezhebi’ne Göre:
1. Rekat:
Niyet edilir: “Niyet ettim Allah rızası için Ramazan/Kurban bayramı namazını kılmaya, uydum imama.”
İmamla birlikte tekbirle namaza girilir.
Sübhaneke okunur.
Ardından eller üç defa tekbirle kaldırılır:
İlk iki tekbirde eller kaldırılıp yana bırakılır.
Üçüncüde eller bağlanır.
Fatiha ve zamm-ı sure okunur, rükû ve secde yapılır.
2. Rekat:
Fatiha ve zamm-ı sure okunur.
Sonra rükûya gitmeden önce üç tekbir alınır:
Her tekbirde eller kaldırılır, yana bırakılır.
Dördüncü tekbirle rükûya gidilir.
Sonra namaz normal şekilde tamamlanır.
Hutbe: Namazdan sonra iki hutbe olarak okunur, dinlemek sünnettir.
Şafii Mezhebi’ne Göre:
1. Rekat:
Niyet edilir.
İftitah tekbiri ile birlikte eller kaldırılır.
Sübhaneke okunur.
Sonra yedi tekbir alınır (eller her tekbirde kaldırılır).
Fatiha ve zamm-ı sure okunur.
2. Rekat:
Kalkıştan sonra beş tekbir alınır.
Sonra Fatiha ve zamm-ı sure okunur.
Hutbe: Namazdan sonra okunur, dinlemek sünnettir.
Maliki Mezhebi’ne Göre:
1. Rekat:
İftitah tekbirinden sonra Sübhaneke ve sonra altı tekbir alınır.
Fatiha ve zamm-ı sure okunur.
2. Rekat:
Kalkıştan sonra beş tekbir alınır.
Fatiha ve zamm-ı sure okunur.
Hutbe sünnettir, namazdan sonra okunur.
İmam hutbede öğüt verir, dua eder.
Hanbeli Mezhebi’ne Göre:
1. Rekat:
Yedi tekbir alınır (iftitah tekbiri dahil değil).
Fatiha ve zamm-ı sure okunur.
2. Rekat:
Beş tekbir alınır.
Fatiha ve zamm-ı sure okunur.
Hutbe: Namazdan sonra iki hutbe okunur. Dinlemek müstehaptır.
🔹 Sonuç Olarak:
Dini Siteler
BENZER KONULAR: