Paylaş
Bayram namazında okunan hutbenin hükmü nedir?
Question
Bayram namazı hutbesinin hükmü nedir?
BAYRAM HUTBESİ VE HÜKÜMLERİ
Gerek cuma, gerekse bayram günlerinde hatibin minberden müminlere seslenmesinin ayrı bir yeri ve önemi vardır. Zira dindarlık daha çok öğüt, vaat ve tavsiyeyle kalplerde yer eder ve güçlü hatiplerin, uzman ilim adamlarının hutbe, vaaz ve konferanslarıyla ruhlar üzerinde olumlu tesirler uyandırır.
Şüphesiz nesli dini ahlak potasında şekillendiren, kitleyi doğruya yönelten, katı kalpleri yumuşatıp incelten, kötü niyet ve fena düşünceleri gideren dini, ahlaki konuşmalardır. Tabii bu konuşmayı beceren, bilgi dağarcığı dolu olan kişiler yüklendiği takdirde öyledir. Bunun için Rasulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ihtiyaç hissedildikçe konuşur; ancak konuşmasını bıkkınlık vermeyecek, tesirini kaybetmeyecek çizgide tutardı, az konuşup çok şey öğretmeye özen gösterirdi.
Cuma ve bayram hutbelerini kısa, fakat kapsamlı ve tesirli tutar; kalp ve kafalara çok ustaca işlemeye bilhassa dikkat ederdi.
Böylece Rasulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) hutbeyi birtakım kurallara bağlayıp onu gelişigüzellikten, başıboşluktan kurtarmış ve kendisinden sonraki hatiplere sağlam, tesirli misal ve kıstaslar emanet etmiştir.
عَنْ أَبِي سَعِيدٍ رَضِيَ الله عَنْهُ قال كَانَ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَخْرُجُ يَوْمَ الْفِطْرِ وَالْأَضْحَى إِلَى الْمُصَلَّي وَأَوَّلُ شَيْءٍ يَبْدَأُ بِهِ الصَّلاةُ ثُمَّ يَنْصَرِفُ فَيَقُومُ مُقابِلَ لنَّاسِ وَالنَّاسُ جُلُوسٌ عَلَي صُفُوفِهِمْ فَيَعِظُهُمْ وَيُوَصِّيهِمْ وَيَأْمُرُهُمْ وَإِنْ كَانَ يُرِيدُ أن يقطعَ بَعْثاً أو يأمر بشئ و أمر يه ثم يتصرف.
Ebu Said (radıyallahu anh)’dan yapılan rivayette, adı geçen diyor ki: Rasulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Fitr ve Adha (Ramazan ve Kurban Bayramı) günü namaz kılınacak yere çıkar ve orada ilk yaptığı şey, namaza başlamak olurdu. Namazı bitirince, ayağa kalkıp cemaate döner -ki cemaat de kendi saflarında oturmuş halde bulunurlardıonlara vaaz eder, tavsiyelerde bulunur ve birtakım emirler verirdi: Bir taifeyi görevli olarak bir yere göndermeyi veya başka bir şeyi emretmeyi dilediği zaman onunla emreder ve ayrılırdı.”
وَعَن طارق بن شِهَابٍ رَضِيَ الله عَنْهُ قَالَ أَخرج مروان المنبر في يوم عيد قبنا بالخطبة قبل الصلاة فقام رجُل فَقَالَ: يَا مَرْوَانُ خالفت السنة أخرجت المنبر في يوم عيد ولم يكُن يُخرجُ فِيهِ وَبَدأت بِالخُطبة قبل الصَّلاةِ فقال أبو سَعِيدٍ أَمَّا هذا فقد أدى مَا عَلَيْهِ سَمِعْتُ رَسُولَ الله صلى الله عَلَيْهِ وسلم يقول: كمَن رأي مُنكَرًا فَإِنْ اسْتَطَاعَ أَنْ يُغَيَّرَهُ فَلْيُغيرُهُ بِيَدِهِ فَإِن لَم يَسْتَطِعْ فَبِلِسَانِهِ فَإِن لم يَسْتَطعْ فَبِقَلْبِهِ وَذَلِكَ أَضْعَفُ الإِيمَانِ.
Tarık b. Şihab (radıyallahu anh)’dan yapılan rivayette, adı geçenin şöyle dediği belirtilmiştir: “Mervan bir bayram günü minbere çıktı, henüz bayram namazını kıldırmadan hutbeye başladı. Bunun üzerine cemaatten bir adam kalkıp şöyle dedi: “Ya Mervan! Sünnete muhalefet ettin, bayram günü minberi (dışanı) çıkarttın ki o çıkarılmazdı; aynı zamanda namazdan önce hutbeye başladin.”
Ebu Said diyor ki: “Şüphesiz o adam kendine düşeni yaptı. Çünkü Rasulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu işittim:
“Sizden kim bir münker (sünnet ve kitap dışı bir olay) görürse, gücü yetiyorsa onu eliyle gidersin; buna gücü yetmiyorsa diliyle onu değiştirmeye çalışsın. Ona da gücü yetmiyorsa, kalbiyle giderme (yollarını araştırsın ve tiksinsin) ki bu imanın en zayıf yanıdır,”
وَعَنْ جَابِرٍ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ قَالَ شَهَدْتُ مَعَ النَّبِيِّ صَلَّي اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَوْمَ العيد فبدأ بالصَّلاةِ قبل الخطبة يغير أذان ولا إقَامَةٍ ثُمَّ قَامَ مُتَوَكَّنَا عَلَي بِلَالٍ فأمر بتقوي اللهِ وَحَتْ عَلَى الطَّاعَةِ وَوَعَظَ النَّاسَ وَذَكَّرَهُمْ ثُمَّ مَضَى حَتَّي أتي النِّسَاءَ فَوَعَظَهُنَّ وَذَكَرَهُنَّ.
Cabir (radıyallahu anh)’dan yapılan rivayette, diyor ki:
“Bayram günü Rasulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ile birlikte hazır bulundum. Hutbeden önce, ezansız ve ikametsiz olarak namaza başladı. Sonra Bilal’e dayanarak kalktı, Allah (celle celaluhu)’dan korkmayı emretti, O’na taat-ü ibadette bulunmaya teşvikte bulundu; cemaate vaaz edip birtakım öğütlerde ve hatırlatmalarda bulundu. Sonra yürüyüp kadınların bulunduğu kısma geldi, onlara da vaaz edip, öğüt ve hatırlatmalarda bulundu.”
Sa’d el-Müezzin (radıyallahu anh) diyor ki: “Rasulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) hutbenin bölüm ve kısımlarında tekbir getirir ve iki bayram hutbesinde tekbir getirmeyi çoğaltırdı.”704
وَعَنْ عُبَيْدِ اللهِ بْنِ عَبْدِ اللهِ بن عُتْبَةَ رَضِيَ الله عَنْهُ قَالَ السُّنة أن يخطب الإمام في العيدين خطبتين يفصل بينهما بجلوس.
Ubeydullah b. Abdillah b. Utbe (radıyallahu anh)’dan yapılan rivayette, diyor ki: “İmamın bayram gününde iki hutbe okuması ve aralarında bir süre oturması sünnettir.”
Ata’dan, o da Abdullah b. Saib (radıyallahu anh)’dan rivayet etmiştir. Adı geçen şöyle demiştir: “Rasulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ile birlikte bayram namazına hazır oldum. Namazı kılıp tamamlayınca, buyurdu ki:
“Şüphesiz biz hutbe okuruz; artık hutbe için oturup (dinlemek) isteyen #706 otursun; gitmek isteyen de gitsin.”
Hadis-i Şerifle İlgili Mezheplerin İctihad Ve Yorumları
Hanefiler’e göre: Bayram namazından sonra iki hutbe ardarda irad edilir. Birinci hutbeye peşpeşe dokuz tekbir getirilerek başlanır; ikinci hutbe ise yedi tekbir getirilerek yerine getirilir. Bu tekbirleri getirmenin miistehab olduğunu el-Bahr sahibi kendi eserinde belirtmiştir. Mücteba’da ise “Bayram hutbesinde 14 tekbir getirmek sünnettir” denilmiştir. Bayram hutbesinde daha çok günün önemi üzerinde durulur. Fitr Bayramı ise, fitre konusu da işlenir. Kurban Bayramı ise, kurban kesmek hakkında aydınlatıcı bilgi verilir.
top Şafiiler’e göre: Bayramlarda erkan ve sünnetleriyle cuma hutbesi gibi hutbe okunur. Ramazan Bayramı’nda fitreyle ilgili bilgi verilir; Kurban Bayramı’nda ise, kurban hakkında bilgi verilerek cemaat aydınlatılır.
Birinci hutbeye dokuz, ikinci hutbeye yedi tekbir ile başlamak sünnettir.
Hanbeliler’e göre: Bayram namazından sonra iki hutbe okumak meşrudur. Birinci hutbeye dokuz, ikinciye yedi tekbir ile başlanır. Ramazan
Bayramı’nda fitre konusu işlenir, sadakanın öneminden bahsedilir. Kurban Bayramı’nda kurban hakkında bilgi verilir.
Her iki hutbe de sünnettir. Hutbelere hazır olmak vacib olmadığı gibi, dinlemek de vacib değildir. Vakti müsait olanların oturup dinlemesi müstehabdır.709
Malikiler’e göre: Bayram hutbesi cuma hutbesine benzer. Hatip
minbere çıkınca az oturup öylece birinci hutbeye başlar.
Bayram hutbesi sünnettir, Imam Malik’e göre, menduptur. Aynı zamanda namazdan sonra yerine getirilir. Cuma hutbesine hamd ile başlanırken, bayram hutbesine tekbir ile başlanır.
Konuyla İlgili Diğer Hadis-i Şerifler Ve Tahliller
nolu Ebu Said hadisi sahihtir. Hutbede vaaz edip öğütte ve tavsiyede bulunmanın istihbabına delalet etmektedir. Aynı zamanda hutbenin namazdan sonra yerine getirilmesinin sünnet olduğuna delalet etmektedir.
Tarık rivayeti, emr-i bi’l-ma’rufun ve nehy-i ani’lmünkerin el ile olmadığa takdirde dil ile yapılmasının meşruiyetine delalet etmektedir.
nolu Cabir hadisi, namazın hutbeden önce kılınmasına ve aynı zamanda bayram namazının ezansız, ikametsiz kılınmasına delalet etmektedir. Ayrıca hutbede öğüt, tavsiye ve vaazda bulunmanın müstehab olduğunu göstermekte; diğer yandan bayram günü kadınlara da vaaz-u nasihatte bulunmanın müstehab olduğu anlaşılmaktadır.
704 nolu Sa’d hadisinin isnadında Abdurrahman b. Sa’d b. Ammar bulunuyor ki bu zat zayıftır.
Ancak Beyhaki bu hadisi kuvvetlendirir anlamda Ubeydullah b. Abdillah b. Utbe’den şunu rivayet etmiştir: “Birinci hutbeye ardarda olmak üzere
dokuz, ikinci hutbeye yedi tekbir ile başlamak sünnettir.”
705 nolu Şafiî hadisi ise, bayramda, aralarında oturmak üzere iki hutbenin meşruiyetine delalet etmekte ve bunun sünnet olduğu anlaşılmaktadır.
706 nolu Ata’ hadisi mürseldir; yani senedinden bir sahabi düşmüştür. Ebu Davud da aynı tespitte bulunmuştur. Böylece bayram hutbesinin sünnet olduğuna delalet etmektedir.
Hadis-i Şeriften Çıkarılan Hükümler
1. Bayram hutbesi dört mezhebe göre sünnettir.
2. Bayram hutbesi, bayram namazından sonra yerine getirilir.
3. Hutbelere genellikle hamd ile başlandığ halde, bayram hutbelerine tekbir ile başlamak sünnet veya müstehabdır.
4. Birinci hutbeye dokuz, ikinci hutbeye yedi tekbir ile başlamak müstehabdır.
5. Tekbirler dışında bayram hutbesiyle cuma hutbesi arasında erkan ve sünnet bakımından fark yoktur.
6. Ramazan Bayramı’nda sadaka konusunu işlemek müstehabdır. Fitrenin özellikleri ve yararları, aynı zamanda nisbeti üzerinde de durulur.
7. Kurban Bayramında daha çok kurbanlık hayvanlardan, onların kesilmesinden, dağıtılmasından bahsedilmesi müstehabdır.
8. Bayram hutbesi farz ve vacip olmadığından cemaatin onu dinlemek üzere camide oturup beklemesi gerekmemektedir. Oturup dinleyen me’cur olur, işi olan kimsenin de çıkıp gitmesinde bir sakınca yoktur. Müctehidlerden bir kısmına göre, terkinde kerahet vardır.
9. Bayram hutbesinde imam minbere çıkınca ezan okunmaz. Ancak imamın hutbeye başlamadan az bir süre oturup öylece ayağa kalkması müstehaptır..
BENZER KONULAR:
- Şafii Mezhebine Göre Bayram hutbesi Nasıl Okunur
- Kurban bayramı kurban hutbesi
- Mezheplere Göre Bayram Namazı: Hükmü, Kılınışı ve Hutbesi
- Evde Bayram Namazı Kılınırken Hutbe Okunur Mu
- Kurban bayramı hutbesi
- Tümünü görüntüle.
- Dini soru sor cevap al
- Dini soru sor cevap al Sitesi Hakkında Bilgi
- Dini soru sor cevap al “Site Kuralları”
- Dini sorulara hocalar neden farklı cevap veriyorlar
- Dini Soru Sor Hocalar Cevaplıyor
- Tümünü görüntüle.
Answer ( 1 )
Bayram namazında okunan hutbe, sünnettir. Cuma namazındaki hutbenin aksine, bayram namazında hutbe namazdan sonra okunur ve dinlemek vacip değil, sünnettir. Yani, bayram namazını kılan kişi hutbeyi dinlemek zorunda değildir, ancak dinlemesi faziletlidir.
Bayram hutbesi, Ramazan ve Kurban bayramlarının anlamını, ibadetlerin önemini ve Müslümanlar arasındaki kardeşliği vurgulayan bir içerikle okunur. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bayram namazlarından sonra hutbe irad etmiş ve sahabelerine öğütlerde bulunmuştur. Bu yüzden hutbeyi dinlemek, bayramın ruhani atmosferinden tam anlamıyla faydalanmak açısından önemlidir.