Orucun manevî değerinden faydalanmak isteyen kişi onu nasıl tutmalıdır?

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Orucun manevi faydaları nelerdir nasıl yararlanmalıyız?

İbadetin bir zahirî, bir batını, bir dış kabuğu ve bir özü vardır. Basiretli salih kullar bu ikisine de riayet ederler. Buna göre orucun en makbulü herhalde şöyle olabilir; mide gibi diğer duyu ve organlarına, yani gözüne, kulağına, kalbine, hayaline, fikrine dahi bir nev’i oruç tutturmaktır. Yani haramlardan, lüzumsuz davranışlardan uzak kalmak, her bir uzvuna kendisine mahsus oruç tutturmaktır. Meselâ, dilini yalandan, manasız ifadelerden, küfür, eziyet veren sözlerden, gıybetten ve galiz yani kaba, nezaket dışı tabirlerden uzak tutmakla oruç tutturmaktır. Bunların yerine lisanını, Kur’an ve tefsirlerini okumakla, zikir, tesbih, salâvat ve tövbe, istiğfar gibi şeylerle meşgul etmek,

Gözünü, dinen haram ve kötü olan, kalbi meşgul eden şeylere bakmaktan korumaktır. Kulağını, her çirkin ve fena şeyleri işitmekten men etmektir. Gözünü ibrete ve kulağını hak söz, Kur’an ve hakikatlerini dinlemeğe sarf etmekle, diğer organlara da bir nev’i oruç tutturmaktır. Zaten mide en büyük bir fabrika olduğu için, oruç ile mideye adeta işten el çektirilirse, başka küçük tezgâhlar ona kolayca uyarlar. Helal yiyeceklerden uzak durup da haram ile oruç açıldığında da bu orucun bir manası yoktur. Oruç tutan kimse, gündüz kaybettiği güç ve enerjisini, gün boyunca yemediklerini toptan yiyerek geri elde ederse, böyle bir oruçla Allah’ın düşmanı şeytan nasıl kahredilir ve bedensel hazlar kırılır?

Oruçlu iken bütün gün boyunca devamlı bir ibadet içerisinde olma ve Allah’ın emrine bütün gün boyunca uymuş olmanın manevî lezzeti ve ruh huzuru vardır. Oruçta akşama kadar, devamlı olarak ibadette olmanın manevî hazzı vardır. Oruç, insanların inançlarını, Allah’a olan bağlılığını arttırmaktadır. Ramazan aylarında intiharların, intihar benzeri davranışların azalmış olması bunun açık bir delilidir.

Diğer aylarla mukayese edildiğinde, Allah’a bağlılığın artmış olması manasında sayılabilecek bir delil, Müslüman cemiyetlerde zaten az olan intiharların, intihar benzeri davranışların, Ramazan ayında açık bir şekilde azalmasıdır.

Oruçlu iken nasıl davranmamız gerektiğine dair hadis-i şerifler bizlere yol göstermektedirler. O hadislerden birisinde Rasûl-i Ekrem (s.a.s.) Efendimiz şöyle buyurmuştur:

وَالصِّيَامُ جُنَّةٌ، وَإِذَا كَانَ يَوْمُ صَوْمِ أَحَدِكُمْ فَلَا يَرْفُتْ وَلَا يَصْخَبْ، فَإِنْ سَابَّهُ أَحَدٌ أَوْ قَاتَلَهُ، فَلْيَقُلْ إِنِّي امْرُؤٌ صَائِمٌ

“Oruç kalkandır. Sizden biriniz oruçlu bulunduğu gün kötü/çirkin söz söylemesin ve kimse ile çekişip kavga etmesin. Şayet biri kendisine söver ya da çatıp kavga etmeye girişirse “Ben oruçluyum” desin. ”

مَنْ لَمْ يَدَعْ قَوْلَ الزُّورِ وَالعَمَلَ بِهِ، فَلَيْسَ لِلَّهِ حَاجَةٌ فِي أَنْ يَدَعَ طَعَامَهُ وَشَرَابَهُ

“Oruçlu bir kimse yalan ve yalancılıkla iş yapmayı terk etmezse, yemeği içmeği bırakıp aç durmasın. Allah nezdinde hiçbir kıymeti yoktur. ”

Bu hadis oruç tutan için yalanın kötülüğünü ve çirkinliğini ifade eder. Yalandan sakınmayı ve uzak durmayı hatırlatır. Yoksa yalan söyleyenin
orucu bırakmasına delil olmaz. Mü’min kişi hem samimi olarak oruç tutacak hem de yalan ve yalancılıkla ilişkisini kesecek. Zira kul, orucun sevabına muhtaçtır. Hz. Ali ramazan ayı girince yaptığı nasihatlerinin birisinde şöyle buyurmuştur:

أَنَّ الصِّيَامَ لَيْسَ مِنَ الطَّعَامِ وَالشَّرَابِ، وَلَكِنْ مِنَ الْكَذِبِ، وَالْبَاطِلِ، وَاللَّغْوِ

“Oruç, sedece yemeyi ve içmeyi bırakmak değildir. Fakat gerçek oruç yalandan, batıl işlerden ve faydasız şeylerden uzak durmaktır.”

BENZER KONULAR:

Cevapla