Paylaş
Kâfirlerin kaplarını kullanmak caiz mi
Question
Gayrimüslimlerin Tabak ve Kaplarını Kullanmak
KONU ÖZETİ:
Ehl-i Kitap ve müşriklerin kapları kullanılacaksa, önce temiz başka kap aranır.
Başka kap bulunmazsa, kaplar yıkanarak kullanılabilir.
Şarap ve domuz gibi maddeler bulaştıysa mutlaka yıkamak gerekir.
Müşriklerin teri ve normal teması necis değildir.
Ölü hayvanın derisi tabaklanınca temiz olur.
عن أبي ثعلبة الخشبي رضي الله عنه قال: «أتيت رسول الله صلى الله عليه وسلم: فقلت: يارسول الله إنا بأرض قوم أهل كتاب، تأكل في أنيتهم؟ قال: «إن وجدتم غير أنيتهم فلا تأكلوا فيها، فإن لم تجدوا فاغسلوها وكلوا
فيها.» متفق عليه.
20- Ebu Sa’lebe el-Huşenî radıyallahu anh şöyle anlatıyor: “Resûlullah sallallahu aleyhi ve selleme geldim ve dedim ki: ‘Yâ Resûlallah, bizler ehl-i Kitap’dan olan bir halkın ülkesinde yaşıyoruz. Onların kaplarında yemek yiyebilir miyiz? Hz. Peygamber sallallahu. aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Onların kaplarından başkasını bulursanız onlarınkinden yemeyin. Eğer bulamazsanız önce yıkayıp sonra o kaplardan yiyebilirsiniz.”
Hadisin Vürut Sebebi:
Ebu Sa’lebe el-Huşenî, bu künyesiyle şöhret bulmuş bir sahabedir ve ismi hakkında çok ihtilaf edilmiştir. Yukarıdaki hadisi Ebu Davud ve Ahmed, râvinin bu soruyu sormasının sebebini açıklayan bir ziyade ile nakletmiş lerdir. Ebu Davud’un Süneni’nde, Ebu Sa’lebe el-Huşenî’nin Resûlullah sallallahu aleyhi ve selleme şöyle sorduğu nakledilmiştir: “Bizler Kitap ehli ile komşuyuz. Onlar tencerelerinde domuz eti pişiriyorlar ve kapların dan şarap içiyorlar, buna ne dersiniz? Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Eğer onların kaplarından başkasını bulursanız onlardan yiyip için! Eğer başka kap bulamazsanız onları suyla çalkalayıp öyle yiyip için!”
Hadisten Çıkarılan Hükümler:
1- Hadis ehl-i Kitap’ın kullanmış olduğu kapları kullanmanın yasak lanmış olduğunu ve başka kap bulunmadığında onları kullanırken dikkatli olmak gerektiğini, böyle bir durumda kabın çalkalanıp yıkanmasını emret mektedir. Çünkü Ebu Sa’lebe’nin zikrettiğine göre, gayri müslim komşuları kapların içinde domuz eti pişirip onlardan şarap içmekteydiler. Hadisin zahirine bakacak olursak, bu husus aynı zamanda şarabın necis olduğunu göstermektedir.
Alimlerin büyük çoğunluğunun görüşüne göre şarap necistir. Rebîa b. Abdurrahman, Leys ve bazı âlimler bu hükme muhalefet ederek şarabın necis olmadığını, aksine temiz olduğunu ve haram olanın sadece şarap içmek olduğunu söylemişlerdir.
Şarabın temiz olduğunu söyleyenler deliller ileri sürmüşlerdir ki bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
a) Şarabın haram kılındığı hükmü geldiği zaman sahabe, ellerinde bulunan bütün şarapları Medine sokaklarına dökmüşlerdir. Eğer şarap necis olsaydı Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem onların böyle yapmalarını yasaklardı. Çünkü Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem yollarda hacet gidermeyi yasaklamıştır. Yollarda hacet gidermenin yasaklanmasının sebebi ise insanların yürüdüğü yollarda necasetin yayılmasına engel olmaktır. Hal böyle olunca nasıl olur da Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem necis olduğu iddia edilen şarabın yollara dökülmesine izin verir?
b) Şarabın necis olduğunu gösteren hiçbir şer’i nas varit değildir ve necis olduğu hakkında nas bulunmayan her şey temizdir. Ayette geçen “Şeytan işi birer pisliktir.” (Maide, 5/90) ifadesindeki pislik “iğrenç bulunan şey” anlamına gelir. Yoksa temizin zıddı olan necaset veya pislik anlamına gelmez, çünkü ayette dikili taşlar ve fal oklarından söz edilmektedir ve bunlar bizatihi necis değildir.
Şarabın necis olduğunu söyleyen cumhur birçok delil öne sürmüştür. Bu delillerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
a) Yüce Allah’ın şu kavli: “Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları şeytan işi birer pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.” Bu âyetin delil olan yönü şudur: Yüce Allah şarabı şiddetli bir şekilde haram kılmış, şeriatın şarabı pis gördüğüne dair naslar varit olmuş ve ondan uzak durulması emredilmiştir. Bütün bunlar şarabın necis olduğunu gösteren çok açık delillerdir.
b) Ebu Sa’lebe el-Huşenî’nin hadisi, özellikle de Ahmed ve Ebu Davud’un rivayetleri şarabın necis olduğunu ispat etmede çok açıktır. Çünkü hadis râvisinin sorusunun sebebi komşularının sözü edilen kaplar dan şarap içmeleri ve domuz eti yemeleridir. Hatta hadis gösteriyor ki şarabın necisliği sahabenin zihinlerinde o denli yer etmişti ki ehl-i Kitap’ın kaplarını kullanmayı şüpheli görmüşlerdir. Buharî ve Müslim’de geçen hadis mutlaktır, buradaki ise domuz eti pişirilen ve şarap içilen kaplar la sınırlanmıştır. Bu durumda mutlak olan mukayyet olana hamledilir ve böylece hadis açık bir şekilde cumhurun lehine delil olur. Cumhurun başka delilleri de vardır, ancak burada onları zikredip konuyu fazla uzatmak istemiyor ve bu iki delili vermekle yetiniyoruz. Burada tercih edilen görüş budur.
Şarabın temiz olduğu görüşü birçok yönden çürütülmüş olup bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
a) Şarabın sokaklara dökülmüş olması onun necis olmadığını göstermez. Çünkü sahabede bulunan şaraplar Medine sokaklarını kaplayacak kadar çok değildi. Bunları dökmekten maksat bu münkeri bir an önce ortadan kaldırmaktı ve bu da onları derhâl dökmekle yapılmış oldu. Şarapları sokağa dökmekle yollarda hacet gidermek arasında büyük fark vardır. Çünkü şarap yere döküldükten sonra biter, oysa yollarda yapılan hacet çirkin kokular yayar, çevreyi kirletir ve şarapla kıyas edilemeyecek zararlara sebep olur.
b) Şarabın necisliği konusunda delil bulunmadığı iddiasını kabul ede meyiz. Bu husustaki deliller sabit ve çok olup onlardan bir kısmını önce den zikrettik.
“Rics” kelimesi her ne kadar sözlükte “iğrenç bulunan şey” anlamına gelse de şarap için kullanıldığında bildiğimiz “necaset”, ayette zikredilen diğer şeyler için kullanıldığında ise “iğrenç bulunan şey” anlamına gelir. Buna göre âyet şarabın necis olduğunu gösterir.
Buradan anlıyoruz ki doğru olan, şarabın necis olduğunu söyleyen cumhurun görüşüdür, çünkü onların delilleri kuvvetli, diğerlerininki zayıf tır. Buna göre şarap necis olmaktadır. Dört mezhep imamının ve çoğu âlimin görüşü budur.
Bazı insanlar bu hükmü problemli bulup insanları sıkıntıya sokacağını ve hareket alanlarını daraltacağını, çünkü alkol ve kolonya gibi alkolden yapılmış maddelerin yaygın şekilde kullanıldığını söyleyebilirler.
Bu hususa verilecek cevap şöyledir: Ebu Hanife’den nakledilen bir görüşe göre şarap ve umumi olarak sarhoş edici diğer içkilerin necisliği içilmeleri hâlinde sabit olur. Fakat bu maddeler mübah olan bir amaçla kullanıldıklarında necis olmazlar. Bu konuda Hanefiler’de bir çıkış yolu daha vardır: Ağır necaset hükmüne tâbi olan maddeler, genel kullanıma tâbi ve kaçınılması zor olan şeylerden iseler hafif necaset grubuna girerler. Buna göre, giyilen elbisenin dörtte birini kaplayacak şekilde çok miktarda olma yan bu türden bir necaset namazı ifsat etmez.
2- Şafiîler bu hadisi kâfirlerin kaplarını kullanmanın mekruh olduğuna delil göstermişlerdir. Kâfirlerin elbiselerini giymek de böyledir. Çünkü onlar necasetten kaçınmazlar ve bundan dolayı onların elbiselerini giymek mekruhtur. Fakat Müslüman kullanacağı kabın temiz olduğundan eminse kullanması mekruh olmaz. İlk örnekteki hâlde onları kullanırsa tahareti sahihtir. Nevevi bu görüşü bütün imamlara nispet etmiştir. Hanbeliler’e göre necisliği kesinleşmediği sürece temizdir, içlerindeki yemeği yemek ve onları kullanmak mübahtır. Acaba bu durumda onları kullanmak mekruh mudur? Bu konuda iki görüş vardır. Birincisine göre bu hadisten dolayı mekruhtur. İkincisine göre necisliği kesinleşmediği için mekruh değildir.
وعن عمران بن حصين رضي الله عنه: «أن النبي صلى الله عليه وسلم وأصحابه توضؤوا من مرادة امرأة مشركة.» متفق عليه، في حديث
طويل.
21- İmran b. Husayn radıyallahu anh şöyle anlatıyor: “Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ve ashâbı müşrik bir kadının büyük kırbasından abdest aldılar. ”
Hadisten Çıkarılan Hükümler:
1- Müşriklerin ve ehl-i Kitap’ın kullanmış oldukları kaplar, necaset bulaşmadığı sürece temizdir. Cumhur bu hükümde ittifak etmiştir. Ancak ihtiyat olarak kapların yıkanması emredilmiştir.
2- Müşriklerin teri temizdir, çünkü söz konusu müşrik kadın doldururken suya dokunmuştur. Bu konuda da cumhur ittifak etmiştir. Yüce Allah’ın “Müşrikler ancak bir pisliktir.” (Tevbe, 9/28) kavlinde kastedilen şey, sirke bulaştıklarından dolayı onları pis ve iğrenç görmektir, yoksa burada gözle görülen necaset söz konusu değildir.
3- Ölü hayvanın derisi tabaklanma işlemiyle temizlenir. Çünkü müşriklerin kestiği hayvanlar necis leşler hükmündedir. Derileri ise tabaklanmakla içlerini kapsayacak şekilde tam olarak temizlenmiş olur. Aksi olsaydı kırbanın içindeki suyun kullanılması uygun olmazdı.
Kaynak: Bulug el-meram
BENZER KONULAR:
- Altın ve Gümüş kaplardan yemek yenip su içilir mi?
- kapları Örtmek, Su kaplarının Ağzını Bağlamak ve Uykuya Yattığında Ateşi Söndürmenin Hükmü Nedir?
- kapları Örtmek, Su kaplarının Ağzını Bağlamak ve Uykuya Yatacağında Ateşi Söndürmek
- Hakaret etmek günah mıdır
- Tümünü görüntüle.
- Dini soru sor Cevap Al
- Dini soru sor Cevap Al Sitesi Hakkında Bilgi
- Dini soru sor kimin?
- Dini soru sor imamlar cevaplıyor
- Dini soru sorabileceğim site arıyorum ?
- Tümünü görüntüle.
Answer ( 1 )
Kâfirlerin kaplarını kullanmak, İslam hukukunda genellikle caiz kabul edilir, ancak bazı şartlara ve yorumlara bağlı olarak farklı görüşler olabilir. Kısaca bu durumu şöyle açıklayabiliriz:
Kâfirlerin Kaplarını Kullanmak:
Temizlik ve Hijyen:
İslam’da, bir şeyin temizliği (taharet) önemli bir faktördür. Eğer kâfirlerin kapları temizse ve İslamî kurallara aykırı bir kirlenme yoksa, bu kapları kullanmakta herhangi bir sakınca yoktur.
Şirk ve Haram Durumlar:
Eğer bu kaplar, haram olan bir şeyin içinde kullanılmışsa (örneğin alkol, domuz eti gibi), o zaman kullanılmaması tavsiye edilir. Zira İslam’da haram bir maddeyle temas eden eşyaların kullanılması, dini temizlik kurallarına uygun olmayabilir.
Kâfirlerin Kaplarıyla İlgili Genel Görüş:
Hanefî mezhebi gibi bazı mezheplere göre, eğer kaplar temizse ve haram bir amaçla kullanılmamışsa, kâfirlerin kaplarıyla yemek yemek caizdir. Ancak dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, bu kapların dinî açıdan temiz olup olmadıklarıdır.
Daha İleri Görüşler:
Bazı İslam âlimleri, kâfirlerin kaplarını kullanmanın istihbarî bir durum yaratabileceğini, yani müslümanların kâfirlerle çok iç içe olmasının dini anlamda bazı sorunlar yaratabileceğini ifade etmiştir. Ancak bu daha çok sosyal ve kültürel bir bakış açısı ile ilgilidir ve dini temizlik kurallarına zıt bir durum oluşturmaz.
Sonuç:
Kâfirlerin kaplarını kullanmak temiz oldukları sürece ve haram bir kullanım amacı taşımadıkları müddetçe caizdir. Ancak ihtiyatlı olmak ve kapların kirli veya haram bir maddeyle kirlenmiş olmadığından emin olmak önemlidir.