Paylaş
İslamda zillet ne demek
Question
Dini kavram olarak “Zillet”
الذلة
“Zayıf, aciz ve itibarsız/önemsiz olmak; aşağılanmak; yenik düşüp boyun eğmek” anlamında mastar (züll/zillet/mezellet), “bir kimsenin başkaları karşısında maddi veya manevi bakımdan zayıf ve etkisiz olması anlamında isimdir.
Terim olarak insanın aşağılanmasına yol açan zayıf ve itibarsız konum anlamında Kur’an tabiri. Birini aşağılamaya, küçük düşürmeye izlal, bu duruma düşen kimse ye zelil (çoğulu: ezille) denir. Zilletin karşıtı “güç, üstünlük, saygınlık” månasındaki izzet; zelilin karşıtı azizdir. Aziz “dengi ve benzeri bulunmayan; güçlü ve daima galip olan” anlamında Allah’ın isimlerinden (esmâ-yı hüsnů) biridir (bk. aziz). Zillet ile aynı kökten müzill de dilediği kimseyi üstünlükten mahrum edip hor ve hakir kılan anlamında esmâ-yı hüsnådan olup karşıtı muizzdir (bk. muiz).
Yedi âyette zillet kelimesi, on altı ayette on yedi defa aynı kökten isim ve fiiller yer alır. Bir ayette kudreti ve hükümranlığı mutlak olan Allah’ın dilediğini aziz, dilediğini zelil kılacağı belirtilmiş (Al-i Imrân 3/26), İsrailoğulları’nın Sină çölünde Hz. Mūsa’ya karşı ortaya koydukları kaba ve saygısız tavırları (el-Bakara 2/61) ve buzağıya tapmaya kalkışmaları yüzünden zillete maruz kaldıkları (el-A’raf 7/152), Medine yahudilerinin Hz. Peygamber’e yönelik düşmanca tutumları sebebiyle zilletle damgalandıkları (Al-i İmrån 3/112), münafıkların da zillete düşürülenler arasında yer alacakları (el-Mücadile 58/20) haber verilmiştir. Zillet kavramı altı âyette inkarcıların ahiretteki değersiz ve aşağılanmış halini ifade eder (mesela Yūnus 10/27: el-Meaic 70/44). Buna karşılık evladın ana ve babasına karşı görevleri arasında sayılan züll (el-İsrå 17/24) ve müminlerin nitelikleri arasında anılan ezille (el-Maide 6/54) şefkat, merhamet, tevazu, yumuşaklık gibi olumlu anlamlar taşır.
Zillet kavramı hadislerde de genellikle anılan olumsuz anlamlarında kullanılmış, Hz. Peygamber “Allahım! Yoksulluktan, kıtlıktan, zilletten, zulmetmek ve zulme uğramaktan sana sığınırım” diye dua etmiş (Ebü Dâvûd, “Vitir”, 32, Nesal,
“İstiaze 14-16), müminin kendisini zillete düşürmesini uygun görmemiştir (Müsned. V. 405, Ibn Mace. ‘Fiten’. 21), Bazı hadislerde müslümanların birbirini zelil ve hakir görmemeleri (Müsned. 1, 41: VI, 256), böyle bir muameleye muhatap olanların haklarını savunmaları (Müsned, III, 487), özellikle yöneticilerini aşağılamaktan sakınmaları Müsned. V. 165. 387. 406) istenmiştir.
Bazı âlimler tevazuun ifrat halinin kibir/ tekebbür, tefrit halinin ise zillet olduğunu belirtmiştir. Gazali ye göre de tevazu kibir ve zilletin itidal noktasıdır. Ahlak ve ådaba dair kitaplarda kişinin kendisini zillete düşürecek tutumlardan sakınması, toplumda saygınlık kazanacağı davranışlarda bulunması, başkalarına ihtiyaç duymayacak kadar varlık sahibi olması, özellikle nefsini tamahtan arındırıp zilletten korunması gerektiği belirtilmiştir. İbn Hazm aç gözlülüğü her türlü zilletin, keder ve mutsuzluğun kaynağı saymış, İbn Hibban aşırı arzuların ve beklentilerin insanı zillete düşüreceğini belirtmiş, özgürlüğü seven kimsenin kendisine ait olmayan şeylerle ilgilenmekten kaçınmasını öğütlemiştir. Buna karşılık bazı mutasavvıflar nefsi riya ve kibirden korumak amacıyla zilleti geçici bir terbiye aracı görmüş, Allah’ın kuluna verdiği en büyük izzetin ona nefsinin zilletini göstermesi olduğunu söylemiş; kaynaklarda nefsin gururunu kırmak için dilencilik yapan, zelil ve hakir görünmekten hoşlanan sufilere dair menkıbelere yer verilmiştir.
CEVAP:
BENZER KONULAR:
- Fazla tevazu Zillet getirir ne demek
- Cihadı terk ettiğiniz zaman Allah size Zilleti musallat kılar
- Zillet nedir, ne anlama gelir ve nerelerde kullanılır?
- Kuranda Zillet ne demek
- Yahudiler Ve Zillet
- Tümünü görüntüle.
- Dini soru sor Cevap Al
- Dini soru sor Cevap Al Sitesi Hakkında Bilgi
- Dini soru sor kimin?
- Dini soru sor imamlar cevaplıyor
- Dini soru sorabileceğim site arıyorum ?
- Tümünü görüntüle.
Answer ( 1 )
İslam’da zillet, genellikle aşağılama, hor görülme veya onurun kaybı anlamında kullanılır. Zillet, bir kişinin ya da toplumun, Allah’ın emir ve yasaklarına uymaması, O’na karşı gelmesi ya da doğru yoldan sapması sonucu düşeceği durumu ifade eder. Aynı zamanda, kişinin hak etmediği bir şekilde küçültülmesi veya başkaları tarafından aşağılanması olarak da anlaşılabilir.
Kur’an ve Hadislerde zillet, özellikle Allah’a iman etmeyenler, doğru yolu terk edenler ya da inançlarını zayıflatanlar için kullanılan bir terimdir. Zillete düşmek, kişinin manevi düşüşünü veya itibar kaybını simgeler. İslam’a göre, insan yalnızca Allah’a kulluk yaparak gerçek haysiyetine ve izzete (onura) ulaşabilir.
Örneğin, Ali İmran Suresi 112’de, Allah’a karşı gelmenin ve O’nun emirlerine uymamanın, kişiye zillet getireceği belirtilir. Aynı şekilde, Müslümanların zulme uğraması veya düşmanlarına karşı zayıf düşmesi de zaman zaman zilletle ilişkilendirilen durumlardır.
Buna karşılık, izzet (şeref, onur) ise, Allah’a teslimiyetle ve İslam’ın doğru yolunda yaşamayı seçen kişinin kazandığı manevi üstünlük ve onuru ifade eder.