İslâm’da temizlik ve taharet

Question

İSLÂM’DA TEMİZLİK VE TAHARET NEDİR NASIL YAPILIR?

Islamda temizlik ve taharet

İslamda pis – necis sayılan şeyler ve temizleme yoları

TEMİZLİK

İslam dini maddi ve manevi temizliğe büyük önem vermiştir. Temizliği, namaz ibadeti için ön şart saymıştır. Bakara Suresi 222. ayette “Allah çokça tevbe edenleri ve çokça temizlenenleri sever.” buyurmak suretiyle Rabbimiz, temizliğin ehemmiyetini belirtmiştir.

Yine temizlikleri ümmete örnek gösterilen Medine’nin Küba halkı Kur’an-ı Kerim’de şöyle övülür: “Orada temizlenmeyi se ven kimseler vardır. Şüphesiz Allah temizlenenleri sever.”

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de “Temizlik imanın yarısıdır buyurmak suretiyle temizliğin gerekliliğini ve önemini dile getirmiştir.

Aslında konumuz namaz öncesi temizliktir. Ancak şuna da vurgu yapmakta fayda var. Müslümanın içi de dışı da temiz olma lider. Öyle ki temizliği, düzeni dışa aksetmek; temizlik onun için belirgin bir vasıf haline gelmelidir. Girdiği yeri düzene sokmak, temizlemek suretiyle madden; bulunduğu ortama huzur getirmek, hased, kin, giybet gibi manevi hastalıklardan kurtarmaya yardımcı olmak suretiyle de manen temizlemelidir mü’min. Öyle ki temizlik onun ayrılmaz bir parçası olmazsa olmazı olmalıdır.

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ashabından bir gruba şöyle buyurdu: “Siz kardeşlerinize gideceksiniz, bineklerinizi do zeltin, elbiselerinizi düzeltin ki, insanlar arasında bir ben gibi (belirgin) olabilesiniz. Allah çirkini ve çirkinliği sevmez.”

TEMİZLİĞİN FAYDALARI

1) islâm’ın Müslümanı maddi ve manevi yönlerden daima temiz tutmaktaki özeni; temizlik ve saflığa verdiği önemi göste ren en sağlam delildir. İslâm’ın ziynet ve temizlikte, umumi ve hususi sağlığı korumada, bulaşıcı hastalıkların yayılmasından korumada en güzel örnek olduğunu gösterir. Çünkü mikropla ra açık olan dış organların her gün yıkanmasi, her cünüplüğün arkasından vücudun temizlenmesi insanın herhangi bir kirden korunmasını sağlar. Yani temizlik kişiyi hasta olmasına neden olacak mikroplardan korur.

2) Temizlik bulaşıcı hastalıklara karşı koruyucudur. Bu tıbben de ispat edilmiştir.

3) İnsan fıtraten temizliğe yatkın olduğundan dolayı temizlik insanı rahatlatır ve ibadete hazır hale getirir.

4) ibadet maksatli alınan abdest ve gusül, kişinin küçük günahlarini dökmeye vesile olur.

5) Güzelce alınan bir abdest ve gusül sebebiyle kişi günlük olarak en çok kullandığı organlarını yalama ve dolayısıyla kan akışına yardımcı olmuş olur ve rahatlar

TAHARET

Lügat manası; kir, sidik vb. gibi görünen; ayip ve masiyetler gibi manevi pisliklerden temizlenme ve kurtulmadir. Şeri manasi; necasetten temizlenmektir. Fakihler, taharet konusunu namazdan önce ele alırlar. Zira taharet, namazın anahtarıdır ve sihhati için gerekli bir şarttır. Hz. Ali’den gelen rivayete göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: “Namazın anahtarı temizlik (abdest), başlangıcı tekbir, bitişi de selamdır.

Taharet ile temizlik birbirinden farklıdır. Taharet ibadet mahiyeti taşıyan bir fildir. Temizlik ise taharetin eserlerinden dir. Bazen insan temiz olduğu halde taharetli olmayabilir. Tersi de olabilir. Taharet de temizlik de dinimizde istenen bir şeydir. Taharet ibadetle ilgili bir anlam taşımaktadır. Şartların gerçek- lesmesi, engellerin kalkması ve istenenin ortaya çıkması duru munda bir şeyin taharetli olduğuna hükmedilir.

Taharetin tersi necasettir. Necasetin özelliğini ve sınırlarını da seriat belirler. Bir şey kirli oldugu halde zararlı ve necis sayıl mayabilir. Çamurla kirlenmiş bir elbise böyledir. Bundan dolay taharet ve necaset konularında ölçü insanların kendi kafalarına göre bilebilecekleri bir şey değildir. Bu konularla ilgili hükümler bizzat seriat tarafindan belirlenmiştir. Müslüman, taharet ve ne casetle ilgili hükümleri bilmesi gerekir. Çünkü ibadet etmesi gerektiginde taharet etmesi gerekir. Bunun yanında temiz olması, necasetten uzak durması da gerekir. Nasların incelenmesi sonu. cunda görülecektir ki temizlik ile dış temizlik arasında doğrudan bir bağlantı bulunmaktadır. )

Taharet üç türlü temizlenmeyi kapsamına alır;

1) Beden, elbise ve çevrenin kir ve pislikten temizlenmesi (Necasetten Taharet)

2) Abdestsizliğin giderilmesi (Hadesten taharet): Gusül ge rekiyorsa gusül abdest gerekiyorsa abdest, bu ikisi de mümkün olmazsa teyemmüm yolu ile gerçekleştirilir.

3) Kalbin gurur, kibir, kıskançlık gibi manevi kirlerden te mizlenmesi ve bunun yerine iman, ihlâs, takva ve güzel ahlakla süslenmesidir.

TAHARETİN VE TEMİZLİĞİN FARZ OLUŞU

Belirli ibadetleri yapabilmek için bedenin, giysinin ve ibadet yerinin temizlenmesi farzdır. Kur’an-i Kerim’de Müddesir Süresi 4. ayette Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e “Giysilerini temiz le.” buyrulması bunu gösterir. Kendisine namaz farz olana ta haret (temizlik) de farzdir. Ama bunun için bazı şartlar gerekir.

1) Müslüman olmak

2) Akilli olmak

3) Bulug çağına girmek

4) Hayız ve nifas kanının kesilmesi (kadınlar için)

5) Namaz vaktinin girmesi

6) Uyku halinde olmamak

7) Unutmuş olmamak

8) Zorlama altında olmamak

9) Su veya temiz toprağın bulunması

10) Taharet yapmaya, temizlenmeye muktedir olmak (gücü yetmek) )

TEMİZLENME YOLLARI

İbadet yapmadan evvel temizlenmek gerekmektedir. Bu nun ise çeşitli yolları vardır. Temizlenmek deyince aklımıza sade ce “su ile temizlenmek” gelir ama bunun dışında da temizlenme yolları vardır.

Mesela ovalayarak, silerek temizleme gibi. Bu konunun de- tayları suların hükümlerinden sonra gelecektir.

SULARLA İLGİLİ HÜKÜMLER

İlmihal kitaplarında sular konusundan söz edilmesi suyun, taharetin temel maddesi olmasındandır. Su aslen temiz ve te mizleyicidir. Ama içine karışan bazı dış etkenler onun temiz veya temizleyici olmasını etkileyebilir.

ilim adamlarının ortak görüşlerine göre suyun pis olması su üç özelliğinden birinin değişmesiyle gerçekleşir: Renginin, tadının ve kokusunun.

Konu içerisinde bize lazım olacak “habes” ve “hades” terim lerinin manasını öğrenelim:

a) Habes: Islam’ın bizzat pis gördüğu şeydir.

b) Hades: Sonradan bulaşan ve taharet yoluyla giderilen seylerdir.

Bu, insanın bedeninde olur ve taharet yoluyla giderilir. Mesela; gusül gereken yerde gusül, abdest gereken yerde ab dest almak her ikisi mümkün değilse onun yerine teyemmüm yapmak.

Sularla ilgili hükümleri ve suların çeşitlerini öğrenmek bizlere ne gibi faydalar sağlar?

1) Bahsedilen durumlardan biriyle karşılaşınca İslâm’in bu konudaki hükmünü öğrenmemizi ve yaşamamızı sağlar.

2) Özellikle hayvanlarla bir arada yaşayan kişilerle veya ani den böyle bir durumla karşılaşma ihtimaline karşı herkese çok faydalı bilgilerdir.

3) Özellikle kıtlık bölgelerinde yaşayan ve su sıkıntısı çeken kişiler için bu hükümleri öğrenmenin faydası büyüktür.

Her ne olursa olsun bir Müslüman için mutlaka öğrenmesi gereken konulardan biridir. Çünkü insan her an her şeyle karşı karşıya kalabilir. Bu yüzden bu bilgileri edinip her şeye hazırlıklı olmalıdır.

SULARIN ÇEŞİTLERİ

1) MUTLAK (TAHUR) SULAR: Bu tür sular hem temizdir hem de temizleyicidir. Yağmur suyu, deniz suyu, vadi suyu, kaynak suyu, irmak suyu, kar ve buz suyundan olup şu üç özelliği; renk, tat ve kokusunu kaybetmemis sular mutlak (tahur) sulardır. Bu sularla necaset giderilir. Mesela; elbiseye veya bedene bulaşan pislik bu sulardan biriyle giderilip necasetten taharet gerçekleş tirilmiş olur. Aynı zamanda bu sularla abdest ve gusül alınabilir.

Yağmur suyunun temiz olmasına şu ayet delildir: “Size gök ten tahur (temiz ve temizleyici) su indirdik. 1521

Deniz suyuyla ilgili ise şu hadis delildir: Ebu Hureyre radeyal allahu anh’ den rivayete göre: Bir adam Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanına gelerek: “Ya Rasûlallah! Biz denize açılıyoruz ve yanımızda da az miktarda su bulunuyor. Bununla abdest alma miz durumunda susuyoruz. (Yani suyumuz kalmıyor.) Deniz suyu ile abdest alabilir miyiz?” diye sordu. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Onun (denizin) suyu temiz, ölüsü helaldir.

Alimlerin ittifakıyla, çok durmakla, yosun ve ağaç yaprağı gibi bir şeyin karışmasıyla değişen su mutlak sudur. Yani bu sularla abdest ve gusül alınır ve necaset giderilir. Ama fakihlerin bununla ilgili sınırlamaları vardır. Suya temiz bir sey karısır ren gini, kokusunu ve tadını değiştirmezse o, mutlak ve tahur sudur. Eger bu üç vasıftan birini karışan temiz madde değiştirirse bu su, Maliki, Şafii ve Hanbelilere göre temiz fakat temizleyici dedi. dir. Hanefilere göre ise kaynatılmadikça ve suyun yoğunluğunun çoğu haline gelmedikce hem temizdir hem de temizleyicidir e

2) MUKAYYED SULAR: Mukayyed sözlükte “sınırlı, kayitie gibi manalara gelir. Gül, maden ve meyve suları, içinde nohut, mercimek gibi temiz şeylerin pişmesiyle akıcılığını kaybeden su- lardır. Bunlarla abdest ve gusül alınmaz. Bu konuda görüş birligi vardır. Ancak suyun olmadığı zamanlarda bu sularla elbise ve be dendeki pislik giderilebilir.

Mutlak ve mukayyed suların sözlük anlamlarını düşündügu müz zaman şöyle bir tablo ortaya çıkar. Mutlak sular “her há- Tükårda” temiz ve temizleyicidir. Mukayyed sular temizdir ama temizleyici olma vasifları sınırlıdır. Genelde o da sadece elbise ve beden temizliğinde suyun olmadığı zamanlarda kullanılmakla sınırlıdır.

3) MÜSTAʼMEL SULAR (Kullanılmış Sular): Temiz fakat te mizleyici olmayan sulardir. Abdest ve gusül gibi hükmi temizlikte kullanılmış olan sulara “müsta’mel sular” denir. Yani “kullanılmış su” manasina gelir. Bu suyun hükmü ile ilgili dört mezhebin go- rüşü şudur:

Hanefiler; bu nitelikteki suyu temiz kabul eder ancak temizleyici olarak görmezler. Onlara göre bu su habesi (pisligi) temizler ama hadesi gidermez. Yani abdest ve gusül amacıyla kullanılmaz. (Ama mesela namaz öncesi elbisede bulunan bir pisligi gidermek için kullanılabilir.)

– Malikiler; bu suyu hadesin (abdestsizligin) giderilmesin. de kullanmayı mekruh görürler. Ama habesi (pisligi) temizler derler.

– Şafiilere göre kullanılmış su temizdir ama temizleyici de gildir. Ne habesin (pisligin) ne de hadesin (abdestsizligin) gideril mesinde kullanılmaz.

– Hanbeliler de Şafiilerin görüşündedir. Kullanılmış su esas itibariyle mutlak sudur.

Ama bu tür sular zorunluluk dışında kullanılmamalıdır. İlim adamları arasında bu suyun serinleme ve normal temizlik amacı ile kullanılırsa temiz ve temizleyici olduğu konusunda görüş bir liği vardır.

4) NECİS (PIS) SULAR: Temiz ve temizleyici olmayan sular dir. Fakihlerin çoğunluğuna göre necasetlenmiş sudan yararla nilmaz. Taharette ya da başka bir şeyde kullanılmaz. Hayvan ve ekin sulamada ya da susuzluk gibi bir zaruret halinde kullanılabi lir. Necis su ikiye ayrılır:

– Tahur ve az olan ve vasıflarından birini değiştirmeyecek bir necasetin bulaştığı su. Bunun necis olduğu konusunda Ha nefiler, Şafiler ve Hanbeliler görüş birliği içindedir. Ama Şafiiler bu konuda bağışlanabilecek nesneleri hariç tutmuşlardır ki bun lar kendiliginden suya düşen veya rüzgârın düşürdügü akıcı kan olmayan sinek ve arı gibi hayvanların ölüsüdür. Malikiler ise bu su için mekruhtur. demiştir.

Tahur ve az olup, vasiflarından birini değiştiren bir nec setin bulaştıği su. Ulema bu tür suyun necis olduğunda müttefik. tir fakat malikiler muhaliftir.

5) ARTIK SULAR: Artık; içtikten sonra kapta kalan kisim de mektir. Alimler, Müslümanlann ve otlak hayvanların artiginin temiz olduğu konusunda hemfikirdirler. Geri kalan artiklarda ise ihtilaf vardır.

Şimdi artik suların hükmünü mezheplere göre inceleyelim

a) Hanefilere Göre: Hanefilerde artik dört çeşittir: Temiz, mekruh, şüpheli ve necis.

1- Temiz artık: Insanın artığı temizdir. Kafir, Müslüman, cu- nüp, hayız olsun fark etmez. Ancak kâfir içki içerek ağzını pisletir ve ardından su içerse müstesna. Ama ağzı tükürüğü ile temizle necek kadar bekledikten sonra su içerse o su necis olmaz.

İnsanın temiz olduğuna dair delillerden biri de şudur: Ebu Hureyre vattyattahte anch cunupken Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ile sohbet etmek istemiş ama etmemişti. Rasulullah sallallahu aley hi te sellem de “Súbhanallahl Mü’min necis olmaz” buyurmuştur. Yine Hz. Âişe radıyallahu anha hayızlı iken içtiği kabın ağının değdigi yerden Rasulullah sallallahu aleyhi r sellem’in de içtigi rivayet etmektedir. Tevbe Süresi 28. ayette “Müşrikler ancak necistir.” buyrugundan kasıt manen necis olmalarıdır. Çünkü Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, müşriklerin elçileri mescide girince vucutlarinın değdiği yeri yıkamayı emretmemişti. Bu da müşrik de olsa, cünüp de olsa, hayız da olsa, Müslüman da olsa, kafir de olsa insanın artığının temiz oldugunu gösteriyor.

Deve, inek, koyun ve sahih görüşe göre at vb. eti yenen hayvanların artığı temizdir; hayvanın dışkısını yememesi kaydi şartıyla. Aynı zamanda bu hayvan gevis getirenlerden ise su içişi gevis getirme anında olmamalıdır. İçme anında suya karışan tü kürük temizdir.

2- Mekruh artık: Kullanılması tenzihen mekruhtur. Başka su varken bu sulari içmek veya temizlikte kullanmak mekruhtur. Ama başka su yoksa kullanılmasında sakınca yoktur. Bu sular, kedinin artigi, pisliğin içinde dolaşan başiboş tavuk (eğer tavuk bir yere kapatılır ve yemlendirilirse artigi mekruh olmaz), pislik viyebilen deve, inek, doğan, şahin, karga gibi yırtıcı kuşlar, ağ. zinda necaset görülmediği sürece evlerde yaşayan yılan ve fare gibi hayvanların artığı bu sınıfa dahildir. Ama Ebu Hanife kedinin artığı kerih olmakla beraber, onunla abdest alınırsa sahih olur demiştir.

3- Şüpheli artık: Bunlar, temiz olduğundan değil temizleyi ci olmaları şüpheli olan sulardır. Bunlar katır ve eşeğin artığıdır. Hanefi mezhebine göre katır ve eşeğin salyaları temizdir. Şüphe edilen konu temizleyici olup olmadığıdır. Çünkü onların etlerinin helal mi haram mi olduğu konusundaki rivayetlerin çakışması söz konusudur. Bu hayvanlar evlerde bağlanıp üzerine binilir ve kullanılan kaplardan içerler. İbn Ömer bunların artığının necis, Ibn Abbas ise temiz olduğunu söylemiştir. Bu yüzden şüphelidir. Temiz su yoksa bunlarla abdest veya gusül alınır. Ama ardından teyemmüm edilir.

4- Necis artık: Bu tür artık sular zaruret hariç hiç bir durum da kullanılmazlar. Bu su, köpek, domuz, aslan, kaplan, kurt, may mun, sırtlan gibi yırtıcı hayvanların içtiği sudur. Delil: Allah (cc) Kur’an-ı Kerim’de domuz için “o necistir.” buyurmuştur. Ki- pek ile ilgili ise Rasôlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Köpek sizden birinin kabından içerse onu yedi defa yıkasın” Bu köpeğin artığının pis olduğunu gösterir. Yırtıcı hayvanların etleri necis olduğundan salyaları da o etten sayılır; dolayısıyla içtikleri sudan artan da necistir.

b) Şafii ve Hanbelilere Göre:

1- Temiz artık:

1. İnsanın (Müslüman olsun kafir olsun) artığı temizdir.

II. Eti yenen hayvanın artığı da temizdir. İbn Münzir: “lim ehli, eti yenenin artığı olan suyun içilmesi ve onunla abdest al manın caizliği konusunda ittifak etmiştir.”

II. Kedi, fare, gelincik, yılan, kertenkele gibi hayvanların ar tiğı da temizdir. İçilmesi ve onunla abdest alınması caizdir. Sa habe ve ilim ehlinin çoğuna göre mekruh değildir. (Ebu Hanife dişında)

IV. At, katır, eşek, eti yenen ve yenmeyen yırtıcı hayvanların tamamının artığı temizdir. Şafiilere göre ve Hanbelilerin tercih edilen görüşüne göre bu böyledir. Bunlar koyun gibi temizdir. Bu hayvanları besleyen bireyin onların artiklarindan sakınması im- känsızdır. Bu yönden kediye benzemektedir. Rasülullah sallallahu aleyhi ve sellem’ in Hayber günü eşekler için “o necistir” demesin den murat, yenmesinin haram olmasıdır.

2- Necis artik: Köpek ve domuzun artığı necistir. Tercih edi len görüş budur. Onlardan doğan da aynı hükümdedir.

c) Malikilere Göre:

1- Insanın artığı: İçki içmeyen kişi eğer Müslümansa ar- tig temiz ve temizleyicidir. Eğer kafir veya içki içen bir Müslü- mansa, ağzında da necaset varsa onun artığı necistir. Ağzında necaset yoksa artığı temiz ve temizleyicidir. Bu cumhurun görü şüdür. Fakat Malikilere göre içki içen Müslüman ve kafirin artığı mekruhtur.

2- Kedi ve farenin artığı: Ağızlarında necaset görülürse ar. tikları necistir. Ağızlarının temizliğinden emin olunursa artıkları da temizdir. Necaset olup olmadığı tam bilinmezse zaruret hariç mekruhtur.

3- Binek hayvanları yırtıcı hayvanların artığı: Pisliğinden emin olunmayan kuş gibi hayvanların artığı mekruh olur.

4- Köpek ve domuzun artığı: Malikilere göre temizdir.

NECASET

Müslümanın kaçınması gereken ve değdiği yeri yıkaması gereken pisliktir. Allah (cc) Bakara Süresi 222. ayetinde “Allah çokça tevbe edenleri ve çokça temizlenenleri sever.” buyur muştur. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de: “Temizlik imanın yansıdır.” buyurmaktadır.

Dinen necaset sayılan şeyler namazın sıhhatine engel ola cak miktarları bakımından galiz necasetler (ağır pislikler) ve hafif necasetler (hafif pislikler) olmak üzere ikiye ayrılır. Galiz necaset de kendi içinde kati ve sivi olarak ayrı değerlendirilir:

1) Galiz çeşidine giren pislik katı olur ve yaklaşık 4 gram (1 dirhem) ağırlığında olursa namaza engel olur. Mesela; insan dig kIsı namaz kilanın bedeninde, elbisesinde veya namaz kılacag yerde yaklaşık 4 gram (1 dirhem) kadar bulunursa namaz kabul olmaz. Çünkü namazin şartlarından (farzlari) biri olan “necaset- ten taharet” (pislikten temizlenme) şartı yerine getirilmeden na mara başlanmış olunur.

2) Galiz necaset sivi olur, beden veya giyside avuç içinden fazla bir alana yayılmış bulunursa, namaza engel olur. Mesela; insan sidiği insanın bedenine, elbisesine veya namaz kılacağı yere avuç içinden fazla alanda yayılmış olursa namaza engel olur.

3) Hafif necaset ise bulaştığı yerin dörtte birinden az mik tan namaza engel olmaz. Ama yine de azından da sakınmak gerekir.

Galiz ve hafif necasetler nelerdir? Şimdi onları öğrenelim:

A) GALİZ NECASETLER

1) Leş: Bogazı kesilmeden ölen hayvana leş denir. Canli hay vandan kesilen parçada les hükmündedir. Bunların tabaklanma mis derileri de böyledir. Ancak leşten şunlar müstesnadır:

a) Balik ve çekirge ölüsü temizdir.

b) Kanınca, ari gibi akar kanı olmayan hayvanlar ölü sayıl mazlar. Bunlar temiz olup bir seyin içine düşüp ölseler bile o şeyi pis yapmazlar. Ama Safil mezhebinin meşhur görüşüne göre bunlar pistir; ancak bunlar sıvı bir nesneye düştüklerinde o nes neyi değiştirmedikleri müddetçe pis sayılmazlar. Ibn Münzir şöy- le dedi: “Safi’den başka bunların temiz olması konusunda ilim ehli arasında bir ihtilaf bilmiyorum.”

c) Hanefilere göre leşin kemikleri, boynuzlan, tirnakları, kal. ları, tüyleri ve derisi temizdir. Delit: Buhari’de geçen Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şu hadisidir: “Ola hayvanın sadece yen mesi haram kılinmiştır.”

d) Şafiilere göre ölü hayvanın kıl, tüy, yün ve tırnakları dahil bütün parçaları necistir.

e) Malikilere göre ise murdar ölmüş hayvanın eti gibi, derisi, kemiği ve sinirleri de temiz değildir. Kil, yün ve tüyleri ise temiz dir.

2) Kan: Insan kanı ve sivi olmayan hayvan kanı icma ile ne cistir. Hayız ve lohusalık kanı da bu niteliktedir.

Balık kanı, karaciger, dalak, yürek gibi organların kanları ve sert bir şekilde (yani dine uygun) kesilen hayvanın kesimden sonra damarlarında bulunan kan ile kannca ve pire kani necis (pis) değildir.

Hayız kanının necis olduğuna dair delil: Ebu Bekir raudallaw ank’in kızi Esma’nın anlattığına göre Rasülullah sallallahu aleyhi ve sellem giysiye bulaşan hayız kanı hakkında şöyle buyurdu: “Önce kani ovalayıp kaşırsın, sonra üzerine su döküp çitilersin, sonra y karsin sonrada onunla namaz kılarsın.” Bu, hayız kanının necia olduğunu gösterir. Necis olmasaydı Rasulullah sallallahu aleyhi se sellem namaz kılması için iyice yıkamasını emretmezdi.

3) Eti yenmeyen (domuz gibi) hayvanların sidikleri, salya. lan, etleri ve sütleri, kuşlar dışındakilerin tersleri ve bütün hayvanlanın akan kanları: Pistir.

4) insanoğlunun kusmuğu, sidiği ve dışkısı: Bunların pis ol duğunda ittifak vardır. Ancak kusmugun az olanı affedilmiştir.

Ancak henüz yemek yemeye başlamamış küçük çocuk lar yani süt emen bebeklerin hükmü Şafii ve Hanbelilere göre başkadır. Eğer henüz yemek yemeyen sadece süt emen çocuk erkekse bunun sidiğinin hükmü ile henüz yemek yemeyen kız bebeğin hükmü farklıdır. Çünkü erkek çocuğunun çişinin çıkış yeri dar olduğundan sadece bir yere yayılır. Bu itibarla henüz ye mek yemeyen erkek çocuğun işediği yere sadece su dökülmesi emredilmiş. Kız çocuğunun çişinin ise yıkanması emredilmiştir. Çünkü o değişik yerlere yayılır.

Ahmed B. Hanbel, Ebu Leyla’dan rivayet etti: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ww seller’in yanındaydım. Göğsünde ve kucağında Hz. Hasan veya Hz. Hüseyin vardı. Bu çocuk işedi. Çişinin damla damla aktığını gördüm. Ben hemen kalkıp yanına vardım. Rasulullah: ‘Oğlumu bırakın, onu endişelendirmeyin de çişini tamamlasın.’ dedi, Sonra üzerine su döktü…

Şafi ve Hanbelilerin görüşü bu yöndedir. Yani yemek ye meyen erkek çocuğunun üzerine idrar yaptığı şeye su dökül mesi yeterlidir.

Kız çocuğunun idrar yaptığı şeyi ise yıkamak gerekir. Hanefi ve Malikilere göre ise erkek olsun, kız olsun çocukların idrarlarını yıkaması gerekir.

Hanefilerin bu hadiste geçen erkek (bebeğin çişine) su dök mek ya da başka hadisteki ifadeye göre ovmaktan anladığı, çok fazla uğraşmadan hafifçe su döküp sıkmaktır. Kız çocukların işe digi şeyi yıkamayı ise, iyice temizlemek olarak anlamışlardır. En doğrusunu Allah bilir.[79) (0)

5) Vedi: Sidikten sonra gelen kalın, beyaz bir sividir. Bu ih- tilafsız olarak pistir. İbn Abbas “Meniden dolayı gusül gerekir. Mezi ve vedide ise iyice yıkamak yeter.” demiştir. Mai

6) Mezi: Cinsi münasebeti düşünürken veya oynaşırken çıkan, yapışkan beyaz bir sudur. İnsan bunun çıktığının farkına varamaz. Mezi hem erkekten hem de kadından gelir. Alimlerin ittifakı ile mezi necistir. Vücuda değerse değdiği yeri yıkamak ge- rekir. Hz Ali radyallahu anh kendisinden çokça mezi geldiğini kızı yoluyla Rasölullah sallallahu aleyhi w sellem’e sorunca; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem soyle buyurdu: “Abdest al zekerini (erkek- lik organi) yıkama

7) Meni: Şehvet ve orgazm halinde erkeklerin cinsel orga yanından hizla çıkan, köyu kıvamlı ve beyaz renkli sıvidır. Meninin necis olup olmadıgı konusunda ihtilaf (görüş ayrilio) vardır,

– Hanefi ve Malikilere göre insanın menisi necistir. Hz Alge radıyallahu anh den rivayet edilen hadiste “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem meniyi yıkar ve yıkadığı elbiseyle namaza çıkarken ben elbisedeki yıkama izine bakardım.” diye geçmektedir. Başka bir rivayette Hz. Aişe radıyallahu anha nın meniyi ovalayarak, diğer bir rivayette de kazıyarak çıkardığı ve onunla namaz kıldığı geçmektedir. Meninin bu şekilde temizlenmesi necis olduğunun delilidir. Yine “Biz insanı adi bir sudan yaratmadık mi?” ayeti gibi başka deliller de ortaya koymuşlardır.

– Şafii ve Hanbelilere göre ise insanın menisi temizdir. On- lar da isra Süresi 70. ayetinde geçen “Biz gerçekten insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık.” ifadesi delil göstermişlerdir. Aslı (menisi) necis olan insanın şan ve şeref sahibi olamaz. Bu görüşte olanlar Hz. Aişe radiyallahu anha’nın hadisinin meninin necis olduguna dalalet etmediğini, çünkü meniyi yıkamanın bir fiil olduğu nu ve bir fil tek başına vaciplik ifade etmediğini söylemiştir. (En doğrusunu Allah bilir.)

Meninin temiz olup olmadığı konusundaki ihtilafa binaen meninin isabet etmiş olduğu şeyin temizlenmesi konusunda da ihtilaf edilmiştir.

Malikilere göre meninin yıkanması gerekir. Hadisteki ovalamayı suyla ovalamak, seklinde yorumlamışlardır.

Şafiilere göre hadiste geçen yikamanın temiz görün- mek için olduğunu söylemişler ve o fili müstehaplik olarak yorumlamışlardır.

– Hanefilere göre meni yaş ise yıkanır, kuru ise ovalanır ve bu işlem onu temizlemek sayılır.

8) İçki: Maide Suresi 90. ayette “Icki, kumar, dikili taşlar, şans okları şeytan işi birer pisliktir.” buyrulmaktadır, Bu ayete binaen cumhur ulemaya (alimlerin çoğuna) göre içki necistir. Bir kısım ålimler ise temiz olduğu görüşündedir. Bu ayeti ise “mane vi pislik” şeklinde anlamışlardır.

– Cumhura ve Hanefilerdeki itimat edilen görüşe göre içki, sarhoş eden her sıvıdır.)

– Şafiilere göre sarhoşluk veren bütün sıvılar az olsun, çok olsun necistir

9) irin: Bozuk kandır. Bozuk kan olduğu için necistir. Sadid adı verilen kan, kan karışmış ince su da bunun gibidir. ikisinin de çoğu necistir. Azı bağışlanır.

10) Köpek: Köpeğin necis olup olmadığı konusunda ihtilaf vardır. Hanefilerde en sahih görüşe göre köpek bizatihi necis değildir. Çünkü koruma ve avlanmada ondan faydalanilir. Ama domuz bizatihi necistir. Yalnız köpeğin salyası ve tersi necistir. Vücudunun diğer kısımları buna kiyas edilmez. Ağzını bir kaba sokarsa kap yedi kere yıkanır. Ebu Hureyre radiyallahu anh dan ri- vayete göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem söyle buyurdu: “Uci nizden birinin kabından köpek (ağzını sokup bir şey) içerse o kabi yedi kere yıkasın. Müslim’de ki rivayette ise “birincisi toprak ile olmak üzere” ilavesi vardır.

– Hanefilere göre; Köpeğin ağzı bir kaba değdiği zaman bu kap üç defa yıkanır. Toprak ile temizlenmez.

Malikilere göre; ister çoban isterse bekçi köpeği olsun – temizdir. Sadece ağzını soktuğunda taabbûden (ibadet maksat t) yedi defa yıkanır. Dilini, ayağını soksa veya salyası düşse bile yıkamak gerekmez.

Şafii ve Hanbelilere göre; köpek, domuz ve onlardan tu reyenler bunların artığı ve tersi necistir. Bunlarla kirlenen eşya biri toprakla olmak üzere yedi defa yıkanır.

11) Eti yenen hayvanın sidiği, artıkları ve tersi: Bu konuda iki ayn fikhi görüş vardır.

Hanefi ve Şafilere göre; sidik, kusmuk ve ters; insandan olsun, hayvandan olsun mutlak olarak necistir. Delil; Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem in mescide bevleden (iseyen) bedevinin si diğine su dökülmesini emretmesidir.

Hanefiler konuyu genişleterek incelemiştir. At ve siğırın tersleri; Ebu Hanife’ye göre galiz ve necasettir. Buna göre eti ye nenin sidigi, köpegin tersi, kaplan, yırticılar ve domuz gibilerin dışkısı, salyası koktugunda tavuk, kaz ve ördeğin pisligi ittifakla agir necasettir. Hanefilere göre hafif necasetler, atın ve eti ye nen hayvanların sidigi, sahin ve delice gibi kuşun pisligi zaruret ten dolayı hafif necasettir.

Maliki ve Hanbelilere göre; deve, sigir, koyun, tavuk gibi eti yenen hayvanların sidiği, tersi temizdir. Malikiler necaset viyen veya içeni istisna ettiler, bunların artığı necistir dediler

 

TEMİZLENME TÜRLERİ

1- Kazımak veya ovalamak yolu ile temizleme

2- Toprak ile temizleme

3- Silme yolu ile temizleme

4- Tabaklama yolu ile temizleme

1) Silme Yolu ile Temizleme: Biçak, cam, ayna, cilali tah ta, fayans gibi şeylere bir necaset bulaşırsa; yaş bir bezle veya toprakla necasetin izi kalmadığına galip zan meydana gelecek şekilde silinirse temizlenmiş olur. Mesela: kurban kesilen bıçak, temiz bir bezle veya toprakla tam olarak silinince temiz olur ve böyle bir bıçak kişinin üzerindeyken namaz sahih olur. Çünkü sa habeler düşmanla çarpışıyor, kılıçlarını silerek bunlar üzerlerin de iken namaz kılıyorlardı.

2) Kazımak Veya Ovalamak Yolu ile Temizleme: İnsan menisi; Hanefi ve Malikilere göre necis, Safii ve Hanbelilere göre temizdir demiştik, Hanefilere göre meni yaş olursa yıkanması gerekir. Ama elbise üzerinde kurursa kazınarak çıkarılması ye. terli olur.

Müslim’in rivayetine göre bir adam Hz. Aişe vadiyallahiu ha nin yanına gitti. Elbisesini yıkamaya koyuldu. Hz. Aise rasul. laku anha da şöyle dedi: “Eğer gördüysen bulaştiğı yeri yıkamak yeter. Görmediysen de etrafını ovalarsın. Ben onu Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in elbisesinin üzerinden ovarak çıkardım

Bir başka rivayete göre de Hemmam b. Haris şöyle demis tir: “Hz. Aise radyallahu anhe ya birisi misafir oldu. Kendisine bir sarı yorgan verilmesini söyledi. Misafir de onun içinde uyudu ve ihtilam oldu. Üzerinde ihtilam izi olarak yorganı geri gönderme ye utandı ve onu suya soktu. Sonra gönderdi. Hz. Aişe rudrunto hu anha “Bizim örtümüzü niye bu hale soktu? Onu parmaklarıyla kazıyıp temizlemesi yeterli olurdu. Ben de bazen Rasulullah Tallahu aleyhi ve sellem’in elbisesinin üzerinden onu parmaklarımla kazıyarak çıkarırım.’ dedi.”

Not: Özellikle yoksulluk, soğuk ve yolculuk gibi darlik hal lerinde bu geniş yorum imkanı Müslümanlara kolaylık sağlar.

Donmuş yağ, pekmez vb. şeylerin içine pis bir şey düşse bu madde çevresiyle birlikte oyulup çıkarılınca temizlenmiş olur. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in eşi Meymune radıyallahu anha şöyle dedi: “Bir fare donmuş yağa düştü ve içinde öldü. Rasülul- lah sallallahu aleyhi ve sellem’e soruldu. ‘Onu ve çevresini atın, yağı do yiyin.’ buyurdu.”

Sivilara gelince cumhur ulemaya (alimlerin çoğuna) göre ne casetin düşmesiyle hepsi pis olur.

3) Toprak ile Temizleme: Ebu Davud’da geçen bir rivayette bir kadın şöyle dedi: “Ben dedim ki “Ya Rasûlullah sallallahu aleyhi e selime bizim mescide geldiğimiz yol üzerinde pislikler bulunan bir yolumuz var. Yağmur yağması durumunda ne yapacağız? Rasûlullah sallallahu aleyhi te sellem: “Ondan sonra, ondan daha te- kiz olan bir yol yok mu?’ diye sordu. Evet, var.’ dedim. O zaman işte o, bununla gider (yani temizlenir).’ buyurdu.”

Hanefilere göre; kişi uzun bir elbise ile önce pis yerlerde sonra temiz yerlerde gezerse, pis yerlerde elbiseye bulaşan şey leri temiz yerler giderir.

– Şafiiler ise bu hadiste kastedilen pisliklerin kuru olduğu nu bildirmekte ve böyle olmayanların mutlaka yıkanması gerek tiğini söylemektedir.

Malikilere göre bir kadının kuru ama üzerinde pislikler bulunan yerlere sürünen elbisesine takılan toz vs. gibi maddeler kendiliğinden temizlenir. Ama buradaki amacı gösteriş değil ör- tünmek olmalıdır.

– Hanbelilerin görüşü; Hanefilere uymaktadır. Ama elbise ye bulaşan pislik az olmalıdır. Aksi takdirde yıkanması gerekir.

4) Tabaklama Yolu ile Temizleme: Tabaklama; hayvan de risini bozulmaz hale getirmek için yapılan işlemdir. Yani derinin fiziksel ve kimyasal işlemlere tabi tutulup kullanılacak hale ge tirilmesidir. Deri, tabakhanede işlendiği için tabaklama tabiri kullanılır.

Eti yenen bir hayvanın kesilmesi durumunda, derisinin te miz oldugu konusunda fikihçılar arasında herhangi bir görüş ay nligi yoktur

Ölü hayvanın derisine gelince;

– Maliki ve Hanbelilerin meşhur görüşüne göre bu den tabaklansın veya tabaklanmasın pistir. Bu nedenle haramdır ye kullanılması caiz değildir.

– Hanefi ve Şafiiler ise; “Ölen bir hayvanın ve daha başka larının derileri tabaklanmakla temiz olur.” derler. Ancak her ikisi de bazı şartlar öne sürmüşler.

Hanefiler; derinin temizlenmesi için topraklanmasını, gū- neşte kurutulmasını ve derinin üzerindeki fazlalıkların kurutul masını ve temizleyici maddelerin kullanılmasını gerekli görürler. Şafiiler ise derinin temizlenmesi için karaz denilen yaprak, nar kabuğu gibi vb. deri tabaklamada kullanılan maddelerin kullanıl masını şart görürler.)

TEMİZ SAYILAN ŞEYLER

Eşyada aslolan pislik (necaset) şer’i bir şekilde sabit olana kadar temiz olmasıdır. Sarhoş ediciler hariç cansızların temiz ol duğunda görüş birliği vardır. Toprak kirleri temizdir.

Şer’i usülle boğazlanmış hayvanların, balığın ve çekirgenin ölüsünün, kafir de olsa insan ölüsünün temizliğinde görüş birliği vardır. “Müşrikler necistir. 100 ayetinden kasit ise itikat yönün den necis olmalarıdır. Fakihler bunun dışında bazı konularda ihtilaf etmişlerdir.

KÜÇÜK VE BÜYÜK ABDESTTEN SONRA TEMİZLENME

Küçük veya büyük abdest bozduktan sonra yapılacak mad di temizlik, beden ve elbisenin temizliğinin yanında daha sonra ibadet için yapılacak temizlik açısındanda önemlidir. Bu aynı za manda bir sağlık ve kültür göstergesidir.10

1) istinca: İnsanın önünden veya arkasından gelen necaset ten sonra temizlik için taş veya suyun kullanılmasıdır.104

Müslim, Selam- Farisi radıyallahu anh den şu şekilde rivayet etmiştir: “Ona ‘Peygamberiniz sallallahu aleyhi ve sellem size tuvalet ihtiyacını giderme konusu da dahil her şeyi öğretti mi?’ denildi. O da ‘Evet. Büyük tuvalet ihtiyacının giderilmesi veya bevl (idrar) esnasında önümüzü kıbleye çevirmekten veya sağ elle istinca et mekten yahut üç taştan daha azıyla istinca etmekten ya da hay van artığı veya kemik ile istinca etmekten bizi nehyetti.’ dedi.”

Hanefiler; eğer pislik çıkış yolunun etrafında taşmazsa, on dan istinca müekked sünnettir. Ama eğer çıkış yolunun dışına taşar ve bir dirhem miktarını aşarsa o zaman su ile giderilmesi vacip olur. Çoğunluk ise; önden veya arkadan normal şekilde çıkan sivinin tümünden temizlenmek gerektiğini söylemiştir.(105)

Hanefiler ve Malikilere göre; “Üç taşla istinca yapılması müstehaptır, ancak vacip değildir. Temizliğin ve taharetin tam olarak gerçekleşmesi durumunda daha azı da yeterli olur.”

– Şafii ve Hanbelilere göre ise; vacip olan hem temizliğin gerçekleşmesi hem de taş sayısını üçe tamamlamaktır. Eger üç taşla temizlik gerçekleşmezse dört veya daha fazla taş kullanmak gerekir. Eğer üçten fazla taş kullanmak gerekirse tas sayisini tek yapmak sünnet olur. Mesela; ya üç ya beş gibi. Çünkü Eb Hureyre nafıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah sa kallahu aleyhi ve sellem: “Biriniz taş kullandığında tek sayıda kullan sın. Allah tektir, teki sever.” buyurmuştur.

İstinca: su veya taş kullanılarak yapılabilir. Her ikisini kullan mak daha iyidir. Taş, kırsal alanlarda daha çok kullanılır. Günü- müzde önce tuvalet kağıdı veya bez, daha sonra su kullanılarak bu temizlik gerçekleştirilebilir.

Taş ile istinca nasıl yapılır?

Fikihçılar taş ile istincanın yapılışını şöyle tarif etmişlerdir:

Kadınlar, üç taşı da önden arkaya doğru sürer. (Çünkü bu işlem arkadan öne doğru yapılırsa mikroplara ve hastalıklara sebep olabilir.)

– Erkekler, birinci taş ile önden arkaya doğru silinir. İkinci taş ile arkadan öne doğru silinir. Üçüncüsü de eğer üreme orga nina pislik bulaşmış olursa birincisi gibi, bulaşmamış olursa ikin cisi gibi kullanılır,

Şafiiler ise şöyle demiştir: “Sağ tarafta pisliğin bulaştıß noktadan başlayıp hafifçe döndürerek ilk başladığı yere kadar getirir. İkincide ise sol taraftaki bulaşık yerden başlatıp aynı şe kilde döndürür. Üçüncüyü de bütün bulaşık yerlerde dolaştırıp siler

Alimlerin ittifaki ile uyuyana ve yel çıkarana istinca gerekmez.

Hanefilere göre hayvan pisligi gibi pis şeylerle, kemik ve yi- yecek maddesi ile, cam türü şeylerle mazeret olmadigi takdirde sag elle istinca etmek mekruhtur,am

2) İstibra: Küçük abdest bozduktan sonra idrardan eser kal madığına emin olana kadar temizlenmek istemektir. Çünkü idrar tam olarak kesilmezse giysilerin kirlenmesine sebep olur.

Istibra genelde insandan insana değişir. Amaç, sidik yolunda çikmasından korkulan bir şeyin kalmadığı kanaatinin hasil olma sidir. Kimi hafif bir sikma ile bunu sağlarken, kiminin de öksür mesi gerekir, kimi de hiçbir şeye ihtiyaç duymaz. 12)

istibra; erkeklerde cinsel organi üç kere hafifçe sıkmakla ve içinde olanı çıkarmakla gerçekleşir.

İstibra; kadınlarda sol elin parmaklarının kenarlarını cinsel organına koymasıyla olur.

3) istinka: Temizliği istemek demektir. Istinca durumunda taş ya da su kullanarak parmaklarla ovulması kastedilir. Yani te mizliğe titizlik göstermek demektir.4

Yani önden veya arkadan çıkan şeyin herhangi bir izinin kal madiğını kesin bir şekilde bilmeye çalışmak ve bunun için gere:keni yapmaktır.

Bütün bunlarla beraber beviden (idrardan) sakınmak, are rine sıçratmamak gerekir. Herhangi bir özür olmaksızın ayak bevletmek ise mekruhtur.

Buhari ve Müslim, Abdullah b. Abbas’tan şu sekilde rivay etmişlerdir: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem içinde azap gören iki kabrin yanından geçti ve ‘Bu ikisi azap görmektedir. Ancak bu. yük bir şeyden azap görüyor değildir. Bunlardan birisi beviden (idrardan) sakinmazdı, diğeri ise insanlar arasında söz taşırdı. buyurdu.”

TUVALET (DEF-İ HACET) ADABI

Küçük veya büyük abdest bozan için şunlar menduptur. Yani, adaptandır.

1) Üzerinde “Allah”, “Muhammed” gibi tazim edilen bir ismin bulunduğu yazıyı üzerinden çıkarmak. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem üzerinde “Muhammedurrasulullah” yazan yüzü günü tuvalete girerken çıkarırdı . Ama kaybolacağından kor- kulursa sakınca kalkar. Kişi yüzüğünü avuç içine alabilir.

2) Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem helaya girmek istediğin de şu duayı yapardı:

اللهم انی آو بك من الخبث والخبايي

“Allah’ım pislikten ve pis olan şeylerden sana siğinırım.”

Çıkarken de su duayı yapardı:

الحمد لله الذي أذهب عني الأذى وعافاني،

“Allah’ım bağışlamanı dilerim. İncitici şeyleri benden yok eden ve bana sağlık veren Allah’a hamdolsun.

Giriş ve çıkışta bu dualar okumak menduptur.

3) Tuvalette konuşulmaz, selam verilince alınmaz, Kur’an Kerim okunmaz. Çünkü Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Tuva- lette aralarında konuşana Allah kızar.” buyuruyor.(11

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem tuvaletteyken kendisine selam verenin selamını almadi (122)

4) Açık arazide gözden uzaklaşmalı veya bir şeyle örtülmelidir.

5) Açık veya kapalı yerde abdest bozarken ön veya arkayı kıbleye dönmek, Hanefilere göre mekruhtur. Çoğunluğa göre ise; tuvalet olarak yapılmış, şey kapalı yerde olursa mekruh ol maz; arma tuvalet olarak yapılmamış bir binada ya da açık yerde kıbleye önünü veya arkasını dönmek haramdır.

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Taberani’de geçen, Ebu Hureyre’den rivayet edilen hadiste; “Kim büyük ihtiyacını gide rirken önünü veya arkasını kıbleye dönmezse onun için bir iyilik yazılır, bir kötülüğü de silinir.” buyuruyor.

6) Haşeratın yaşadığı delige, yol, gölgelik, ağaç altı gibi in sanların gecip dinlendi yerlere abdest bozmaktan kaçınmak gerekir.

7) Durgun veya akar suda abdest bozmamalı.

8) Abdest bozduktan sonra temizlik sol el ile yapılmalı ve tuvaletten çıktıktan sonra eller yıkanmalıdır.

Kaynak Temizlik İlmihali

Necaset nedir? İslamda necaset kaça ayrılır

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Answers ( 2 )

    2
    2021-10-10T18:57:33+03:00

    İslam temizlik ve taharet konularına çok büyük önem vermiştir. Dinimizin direği olan namaz ibadeti temiz olmadan ve taharete önem vermeden yerine gelmiş olmamaktadır.

    Taharet ile temizlik birbirinden farklıdır. Taharet ibadet mahiyeti taşıyan bir fiildir. Temizlik ise taharetin eserlerindendir. Bazen insan; temiz olduğu halde taharetli olmayabilir. Tersi de olabilir. Taharet de temizlik de dinimizde istenen bir şeydir. Taharet ibadetle ilgili bir anlam taşımaktadır.

    En iyi cevap
  1. Muhammed Samir
    0
    2025-05-18T18:43:05+03:00

    İslam’da Temizlik ve Taharet

    İslam dininde temizlik ve taharet, ibadetlerin kabulü ve bireyin manevi arınması açısından büyük önem taşır. Temizlik, sadece fiziksel hijyen değil; aynı zamanda kalbin, dilin, davranışların ve inançların temizliği anlamına da gelir. Kur’an ve hadislerde temizlikle ilgili birçok ayet ve rivayet yer almakta, Müslümanlara hem bedenî hem de ruhî temizliğe dikkat etmeleri emredilmektedir.

    1. Temizliğin Önemi
    Kur’an-ı Kerim’de Allah şöyle buyurur:

    “Şüphesiz Allah çok tevbe edenleri ve çok temizlenenleri sever.”
    (Bakara Suresi, 222)

    Peygamber Efendimiz (s.a.v) ise şöyle buyurmuştur:

    “Temizlik imanın yarısıdır.”
    (Müslim, Tahâret, 1)

    Bu ifadeler, temizliğin sadece kişisel hijyen değil, aynı zamanda imanla doğrudan ilişkili bir unsur olduğunu gösterir.

    2. Taharetin Türleri
    a. Bedenî Temizlik
    Günlük temizlik: El, yüz, ağız, diş, ayak gibi uzuvların temizliği.

    Tırnakların kesilmesi, saç ve tüylerin temizlenmesi sünnettir.

    Abdest ve gusül gibi ibadet öncesi temizlikler farzdır.

    b. Abdest (Vudû)
    Namaz gibi ibadetler için gerekli olan küçük hadesten temizlenme şeklidir.

    El, yüz, baş, kollar ve ayakların belirli şekilde yıkanmasıyla gerçekleştirilir.

    c. Gusül
    Cünüplük, hayız ve nifas gibi durumlarda gerekli olan tam yıkanmadır.

    Tüm bedenin su ile iyice yıkanması şarttır.

    d. Necasetten Temizlik
    Elbisede, bedende veya namaz kılınacak yerde bulunan pisliklerin (necaset) temizlenmesidir.

    Bu tür temizlik, ibadetlerin geçerliliği için zorunludur.

    3. Tuvalet Adabı (Taharet)
    İslam’da tuvalet adabı da ayrıntılı şekilde belirlenmiştir:

    Sol elle temizlenmek,

    Temizlikte su kullanmak (istinca),

    Tuvalete girerken “Allahümme innî eûzü bike mine’l-hubsi ve’l-habâis” duasını okumak,

    Sağ ayakla çıkmak ve “Gufrâneke” demek.

    4. Ruhî ve Manevî Temizlik
    İslam, sadece fiziksel temizlikle yetinmez; kalp temizliği, kötü ahlaktan arınma, gıybetten uzak durma, niyetin samimi olması gibi manevi temizlikleri de teşvik eder. Kalpte kin, kibir, haset gibi kötü duygulara yer verilmemesi gerekir.

    Sonuç
    Temizlik, İslam’da sadece ibadetlerin bir şartı değil, aynı zamanda bir yaşam tarzıdır. Hem bireyin hem de toplumun sağlığını, huzurunu ve manevî gelişimini sağlar. Müslüman, her zaman hem dış görünüşüyle hem de iç dünyasıyla temiz olmayı hedefler.

    İstersen bu başlıkları genişletebilir ya da sunum, makale veya ders notu hâline getirebilirim.

Cevapla