Dört mezhebe göre abdest nasıl alınır

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

ABDEST VE ABDEST İLE İLGİLİ KONULAR

Dort mezhebe gore abdest nasil alinir

4 mezhebe göre abdest:

Hanefi mezhebinde abdest nasıl alınır?

Şafii mezhebinde abdest nasıl alınır?

Maliki mezhebinde abdest nasıl alınır?

Hanbeli mezhebinde abdest nasıl alınır?

Abdest kelimesi Arapçada “vuda” karşılığını bulur. Sözlük manası; güzellik ve temizliktir. Şer’i manası; yüz, el, ayakların yı- kanması ve başın mesh edilmesidir. Abdest insanı temiz ve güzel hale getirdiğinden dolayı ona vudu ismi verilmiştir.

Abdest, namazın şartlarından biridir. Yani abdest olmadan namaz kabul edilmez. Abdestin farz oluşu, şu 3 delille sabittir; Kur’an-ı Kerim, sünnet ve icma:

1. Delil: “Ey iman edenler! Namaza kalktığınız zaman yüzü nüzü, ellerinizi dirseklere kadar yıkayın. Başınızı mesh edin ve ayaklarınızı topuklara kadar yıkayın.” (Maide Sûresi, 6)

2. Delil: Ebu Hûreyre’den rivayete göre Rasûlullah sallalla- hu aleyhi ve sellem: “Abdestsiz birinin, abdest alıncaya kadar Allah namazını kabul etmez.” buyurmuştur. (Buhârî; Vudû, Müslim; Tahâre)

3. Delil: Rasûlullah zamanından günümüze kadar bütün Müslümanlar abdestin farz olduğuna icma etmişlerdir.

Abdest Medine’de farz kılınmıştır. Abdestin alınış şeklini Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem birçok kez fiili olarak göstermiş. tir. O rivayetlerden biri de şudur:

“Humran’ın anlattığına göre, Osman b. Affan radıyallahu anh abdest almak için su istedi ve onunla abdest aldı. Üç kere el lerini yıkadı. Sonra ağzına su alıp çalkaladı. (Hadis burada ağza ve buruna kaç kere su verileceğine değinmemiştir. Ancak Hz. Ali radıyallahu anh’dan gelen başka bir rivayette; onun ağzına ve bur nunu üçer kere su aldığı ifade edilmiştir.) Ve burnuna su verip sümkürdü. Sonra üç kere yüzünü yıkadı. Sonra üç kere dirseklere kadar sağ kolunu, sonra aynı şekilde sol kolunu da yıkadı. Sonra başını mesh etti. Sonra sağ ayağını topuklara kadar üç kere yr- kadı, sonra sol ayağını da aynı şekilde yıkadı. Sonra şöyle dedi:

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i benim gibi abdest alır ken gördüm. Sonra Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: Benim bu abdestim gibi kim abdest alarak, kalkıp aklına dünya işlerini ge tirmeden iki rekât namaz kılarsa geçmiş günahları bağışlanır. buyurdu.” (Buhârî; Vudû, Müslim; Tahâre)

Bu hadis başka bir hadiste göremeyeceğimiz şekilde abdest ile ilgili hükümleri bir arada zikretmiş ve açıklamıştır. Hadisin cümle aralarında geçen ” 3 (sümme)” kelimesi “sonra” ma nasına gelir. Arapçada bu bir harftir ve kendisinden önceki ile sonraki arasında bir sıralamanın var olduğunu gösterir.

Ancak bu hadiste başın mesh edildikten sonra kulakların mesh edilmesi geçmemektedir. Ancak Abdullah b. Amr radıyal lahu anh’dan rivayette bu zikredilmiştir. O halde kulakları mesh etmek de abdestten bir parçadır. Abdullah b. Amr, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in nasıl abdest aldığını anlatırken: “Sonra başını mesh etti. İşaret parmaklarını kulaklarına soktu ve baş parmaklarıyla kulaklarının dişini, işaret parmaklarıyla da içini mesh etti.” demiştir. (Ebu Dâvud; Tahâre)

ABDESTİN ŞARTLARI

Bir kişiye abdestin farz olması için bazı şartlar gerekmekte dir. Bununla beraber, abdestin sahih olması için de bazı şartlar gerekir.

A) Farz Olmasının Şartları

a) Akıllı olmak

b) Ergen olmak

c) Müslüman olmak

d) Yeterli suyun bulunması ve su kullanıldığında sağlık açı

sından zarar görmemek

e) Hayız ve lohusa olmamak

B) Sihhatinin Şartları

a) Suyun derinin her yerine ulaşması gerekir.

b) Mum, oje, kirpiklerdeki çapak gibi şeylerin giderilmesi gerekir.

c) Abdesti bozan durumların (özürlülük hariç) ortadan kalkması gerekir. (hayız, nifas, sidik vb. sona ermiş olmalıdır.)

d) Hanefiler dışındaki Cumhura göre teyemmüm için vaktin girmesi, Şafii ve Hanbelilere göre hadesi sürekli olan kimse için vaktin girmesi

Şimdi abdestin farzlarını dört mezhebe göre inceleyeceğiz. Sonra da açıklanması gereken yerleri açıklayacağız inşaAllah.

DÖRT MEZHEBE GÖRE ABDESTİN FARZLARI

Hanefi

1) Yüzü yıkamak

2) Kolları yıkamak

3) Başı mesh etmek

4) Ayaklari yıkamak

Şafii

1) Yüzü yıkamak

2) Kolları yıkamak

3) Başı mesh etmek

4) Ayakları yıkamak

5) Tertip

6) Niyet

Hanbeli

1) Yüzü yıkamak

2) Kolları yıkamak

3) Başı mesh etmek

4) Ayakları yıkamak

5) Muvâlât

6) Niyet

7) Tertip

Maliki

1) Yüzü yıkamak

2) Kolları yıkamak

3) Başı mesh etmek

4) Ayakları yıkamak

5) Muvâlât

6) Ovalamak

7) Niyet

Yani Hanefiler dışındaki çoğunluk; sünnetten delillerle dört farzdan başka farzlar da ilave etmişlerdir. Şimdi sırasıyla açıkla malarını yapalım:

1) Yüzü Yıkamak: Delili: “Yüzünüzü yıkayın.” (Maide Sûresi,

6) ayetidir. Yüzün dışının bir defa yıkanması dört mezhebe göre de farzdır. Yüzün sınırları; saçın bittiği yerden sakal veya çene altına ve kulakların köklerine kadar olan bölümdür. Sakal, bıyık ve kaşların altına suyun ulaşması gerekir. (128) Kaş, kirpik, yanak tüyüne de suyun ulaşması gerekir.

2) Kolları Yıkamak: Delili; Maide Sûresi’nin 6. ayetindeki “elleri dirseklerle beraber” kısmıdır ve bu konuda icma vardır. Elleri dirseklerle beraber bir kere yıkamak dört mezhebe göre farzdır. Dört mezhebe göre dirsekler de yıkamaya dâhildir. (129)

3) Başı Mesh Etmek: Delili; “Başınızı mesh edin.” (Maide Sûresi, 6) ayeti ve Müslim’de geçen “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sarik üzerine ve başının önüne mesh etti.” rivayetidir. Baş; saç bitiminden ense çukuruna kadarki kısımdır. Ancak başın ne kadar kısmına mesh edileceği konusunda ihtilaf vardır;

a) Hanefilere göre; kulakların üstünden ön alına kadar başın dörtte birini mesh etmek farzdır.

b) Malikilerin ve Hanbelilerin tercih edilen görüşüne göre; başın tamamını mesh etmek farzdır.

Hanbelilerde zahir olan erkek başın tamamını mesh eder, kadının başının önünü mesh etmesi yeterlidir. Hanbelilere göre kulak ve dışı meshe dâhildir. İbn Mâce’nin “Kulaklar baştandır.” rivayetine binaen kulakları baştan saymışlardır.

c) Şafiilere göre; bir saç da olsa başın bir kısmını mesh et mek yeterlidir. (130)

4) Topuklarla Beraber Ayakları Yıkamak: Delili; “Topuk- larla beraber ayakları yıkayınız.” (Maide Sûresi, 6) ayeti, Amr b. Abese’den rivayet edilen “Sonra Allah’ın emrettiği gibi başını mesh eder, sonra topuklarla beraber ayaklarını yıkar.” (Ahmed b. Hanbel) ve âlimlerin icmasıdır.

Âlimlerin cumhuruna göre farz olan miktar topuklarla bera ber ayakların bir defa yıkanmasıdır. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in “Vay topukların ateşte göreceği azaba.” (Buharî; Vüdu, Müslim; Tahâre) hadisine binaen sadece mesh edilmesi yetmez. Rasûlullah ayaklarını da yıkadığı bir abdest aldıktan sonra; “Kim bunu arttırır veya azaltırsa yanılmıştır, zulmetmiştir.” buyurdu. (Ebu Dâvûd; Tahâre)

Baş dışında yüz, kollar ve ayakları üçer defa yıkamak daha sonra açıklanacağı üzere sünnettir. Bu işlemi bir defa yapmak farzdır. Hanefilere göre abdestin farzı dörttür.

Şimdi diğer mezheplere göre olan diğer farzları da öğrenelim:

5) Niyet: Lügat manası; kalp ile kasıttır, dil ile alakası yoktur. Şer’an; abdestli kimsenin farzın edasına veya hades hükmünün kaldırılmasına niyet etmesidir. Abdest alanın; “Abdestin farzları na niyet ettim.” demesi gibi.

Hanefiler niyeti istilah olarak; “Fiilin ortaya çıkması için kal bin yönelişidir.” diye tarif etmişlerdir. Fakihler (fikih âlimleri) ta harette niyetin şart olup olmadığı konusunda ihtilaf etmişlerdir.

Hanefilere göre; sevap elde edilmesi için abdest alanın niyetle başlaması sünnettir. Yeri; kalptir. Eğer biri kalbiyle bera ber diliyle de niyet ederse bu da müstehaptır. Vakti; bütün fiili nin ibadet olması için istincadan öncedir.

Hanefiler dışındaki fakihlerin cumhuruna(çoğunluğuna) göre; ibadetin gerçekleşmesi için abdestte niyet şarttır.

Yeri; kalptir. Dil ile söylenmese de olur. Niyet kalpten geç mezse olmaz. Malikilerde evlâ olan niyeti dille söylememektir. Ancak Hanbelilerde gizlice söylenmesi müstehap, açık söylen mesi mekruhtur.

Hanbelilere göre; niyetin vakti abdestte besmele anıdır. Malikilere göre; yüzü yıkama anıdır. Şafiilere göre ise; yüzden bir bölümün ilk yıkanış anıdır.

6) Tertip (Sıra ile yapmak): Tertip, namaz azalarını sırayla yani; önce yüz, kollar, başlar ve ayaklar şeklinde yıkamaktır. Bu nun farz olup olmadığı konusunda ihtilaf vardır.

Hanefi ve Malikilere göre; abdest alırken sırayı gözet mek farz değil, sünnet-i müekkededir. Çünkü abdest ile ilgili olan Maide Sûresi 6. ayeti incelediğimizde “yüzünüzü yıkayın” em- rinden sonra “, (vav)” gelmiştir. Ve ardından “dirseklere kadar ellerinizi yıkayın” “”, “başınızı mesh edin” ” 3″, “ayaklarınızı to puklarla yıkayın” emirleri arasında ” ” atıf harfi yer almaktadır. Bunun Arapçada anlamı şudur: Bu işlemleri yaparken sıra gerek mez. Eğer abdest azalarının yıkanmasında sıra gerekli olsaydı o emirler arasında ya ” (fe)” ya da “3 (sümme)” edatlarıyla atıf yapılırdı. Çünkü bu edatlar bir şeylerin arasına girerse arada bir sıra söz konusu demektir. Bu Hanefi ve Malikilerin görüşüdür.

Şafiî ve Hanbelîlere göre; tertip (sıra ile yapma) abdestte farzdır, gusülde değildir. Çünkü Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sıralamaya özen göstermiştir. Delili; Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in haccindaki “Allah’ın başladığı ile başlayın.” (Nesai) sö- züdür. Maide Sûresi 6. ayete gelince abdestin sünnetlerini zikretmemesinden dolayı gerekli abdestin açıklamasıdır. Ayrıca diğer bir delil kıyastır. Namazın rükûnları arasındaki tertibe kıyas edilir.

Her ne olursa olsun tertibe riayet etmek en güzelidir. Çünkü Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem söz ve fiil olarak buna devam etmiştir, sahabe de öyle.

7) Muvalat (Ara vermeden yapmak): Abdest azalarının örfe göre ara sayılacak bir fasıla verilmeden, önce yıkanan aza kuru madan diğerini yıkamaktır. Bunun farz olup olmadığı konusunda da ihtilaf vardır.

– Hanefi ve Şafiîlere göre; muvalat farz değil, sünnettir. Delillerden biri şudur: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem çarşıda abdest aldı, yüz ve kollarını yıkadı, başını mesh etti ve cena zeye çağırıldı. Mescide geldi ve mestlerini mesh etti, cenaze namazını kıldı.” (Malik) İmam Şafiî dedi ki; “İkisinin arasında çok fasıla vardır.”

Maliki ve Hanbelîlere göre abdestte muvalat farz, gu sülde değildir. Delillerden biri şudur: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem namaz kılan bir adam gördü. Ayağını üstünde dirhem miktarı kadar su değmemiş yer vardı. Rasûlullah sallallahu aley hi ve sellem ona abdesti ve namazı iade etmesini istedi.” (Ebu Dâvûd, Beyhaki) Muvalât farz olmasaydı kuru yerin yıkanması yeterli olurdu.

Hanefi ve Şafiilere göre muvalât farz olmasa da acizlik du rumları hariç muvalâta özen göstermek ibadetlerdeki ciddiyet açısından önemlidir.

Ovalamak: Su döktükten sonra ve kurumadan önce, elin avuç içiyle yıkanan organlar üzerinden geçirilmesidir. Bunun farz olup olmadığı konusunda da ihtilaf vardır.

– Hanefi, Şafii ve Hanbelîlere göre; abdestte azaları ovala mak farz değil, sünnettir. Çünkü abdest ayetinde bu zikredilme miştir, sünnette de sabit değildir.

Malikilere göre; abdest alırken azaları ovalamak farzdır. Avuç içiyle, hafifçe bir defa olması menduptur. Delillerden biri; abdest ayetindeki (Maide Sûresi, 6) “yüzünüzü yıkayın” emrin de yıkamanın manası; ancak ovalayarak gerçekleşir.

Ovalamak; dış temizlik ve güzellik için bir vesiledir. Rasûlul lah sallallahu aleyhi ve sellem’in yıkadığını vasfeden hadisler gerçek ten ovalamaya delalet etmiyor.

* Farzlardan biri unutulursa ne yapmak gerekir?

Abdest organlarından birini yıkayıp yıkamadığına daha son ra tereddüt eden kimse, bu durum sıkça oluyorsa yoğunlaşmış kanaatine göre davranır.

ABDESTİN SÜNNETLERİ 

Hanefiler sünnetle mendubun arasını ayırmışlardır. Şafiiler sünnetle mendubun arasını ayırmamışlardır. Birazdan sıralaya cağımız abdestin sünnetlerini yapan sevap kazanır, yapmayan kınanır.

– Hanefilerde abdestin en önemli sünnetleri

Malikilerde 8;

→Şafiîlerde (sünnetle mendubu ayırmadıkları için) 30;

→ Hanbelilerde yaklaşık 20’dir.

A) HANEFÎLERE GÖRE ABDESTİN SÜNNETLERİ 

Hanefilere göre 18 sünnet vardır:

1) Niyet: Abdest almaya kalben niyet etmek sünnettir. Vakti istincadan öncedir.

2) Elleri bileklerle beraber yıkamak: Ebu Hüreyre’den ri vayete göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu; “Sizden biriniz uykusundan kalktı mı, su kabına sokmadan önce ellerini yıkasın. Çünkü o elinin nerede gecelediğini bilmez.” (Müs- lim, Tirmizi, Nesai)

3) Besmele çekmek: Elleri bileklere kadar yıkarken “Bismil- lah” demek Cumhura göre sünnettir.

Ebu Hureyre’den rivayete göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Abdest almaya başlarken Allah’ın adını an mayanın abdesti yoktur.” (Ebu Dâvûd; Tahâre, ibn Mace; Tahâre, Tirmizi; Tahâre) Hadiste “abdesti yoktur” buyurması farz oldu ğunu göstermez. Çünkü abdest ayetinde geçmemektedir. (137)

4) Abdeste başlarken misvak kullanmak: Her ne kadar diş fırçasıyla sünnet yerine gelse de abdestten önce, özellikle mis vak kullanmayı Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem tavsiye etmiştir.

Ebu Hûreyre’den rivayete göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sel Leu söyle buyurdu: “Ümmetim üzerine zor olmasaydı, her abdestte misvak kullanmayı emrederdim.” (Müslim; Tahâre) Rasûlullah sat lallahu aleyhi ve sellem eve girdiğinde, ilk misvak kullanırdı ve “Misvak ağzı temizler ve Rabbi hoşnut eder.” buyururdu. (Nesaî; Tahâre)

Misvakla ilgili 100’den fazla hadis zikredilmiştir. Bu da İslâm’ın temizliğe, özellikle diş temizliğine verdiği önemi gösterir. (138)

5) Mazmaza ve istinşak yapmak: Ağza su alıp temizlenme sine “mazmaza”, burna su verip temizlenmesine de “istinşak” denir. Bunları yaparken sağ el kullanılır. Sıra gözetilir (139)

Bir de “istinsar” sünneti vardır. Sol el burna konularak içeri alınan suyun dışarı çıkarılmasıdır. Hanbeliler hariç Cumhura göre bu da sünnettir. Delili; “Sizden her kim abdest almaya hazırlanır; mazmaza, istinşak ve istinsar yaparsa şüphesiz, su ile beraber ağzının ve burnunun günahları dökülür.” hadisidir. (Müslim; Müsafirin)

6) En az bir avuç su ile üç defa mazmaza yapmak, üç defa su ile istinşak yapmak

7) Mazmaza ve istinşakta mübalağa yapmak: Fakihlerin it

tifakıyla sünnettir.

Mazmazada mübalağa yapmak (abartmak); suyu ağızdan boğazın ucuna kadar her yere ulaştırmaktır. İstinşakta mübalağa yapmak ise nefesle suyu genize kadar çekmektir.

Bir hadiste şöyle buyurulur: “Abdest aldığında, oruçlu olma dikça mazmaza ve istinşakta mübalağa et.” (Ebu Dâvûd; Tahâre)

8) Erkekler için sık olan sakalları alttan başlayıp arasına suyun girmesini sağlamak (Sakallari hilallemek): Fakihlerin it tifakıyla sünnettir. Delili şu hadistir: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sakallarını hilalliyordu (arasına su girmesini sağlıyordu).” (Tirmizi, ibn Mâce; Tahâre)

9) Parmakları hilallemek: Fakihlerin ittifakıyla sünnettir. Elleri hilallemek, elleri birbirine sokmak; ayakları hilallemek ise el parmaklarını aralarına sokarak kuru yer kalmamasını sağlamaktır.

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Ab- dest aldın mı ellerinin ve ayaklarının parmaklarını ovala.” (Ah- med b. Hanbel)

10) Yikanan azaları üç kere yıkamak: El, yüz ve kolların üçer defa yıkanmasının sünnet oluşunda ittifak vardır. Malikiler bunu abdestin faziletlerinden saymıştır.

Rasûlullah azalarını üçer defa yıkamış ve şöyle buyurmuş tur: “Bu, benim ve benden önceki peygamberlerin abdestidir.” (İbn Mâce)

Cumhura göre başın meshinin tekrarı sünnet değildir. Baş bir kerede mesh edilir. Şafiilere göre başın üç kere meshi sünnettir.

11) Bütün başı bir defada mesh etmek: Hanefilere ve Şa fiilere göre başın meshle kaplanması sünnettir. Hanefilerde bir defa, Şafiilerde üç defa yapılması sünnettir. Malikî ve Hanbelile re göre başın tamamının meshi vaciptir.

Sünnet olan başı mesh etmek şöyledir; iki elini başının önü ne koyar, orta parmağını öbürüne birleştirir, başparmağını şa kaklarına koyar, sonra da ensesine doğru götürür, hareket eden saçı varsa başladığı yere tekrar götürür, yoksa götürmez.

12) Kulakları mesh etmek: Baş mesh edildikten sonra kalan suyla şehadet (işaret) parmaklarını kulakların içine ve başpar maklarını da kulakların dışına koyarak mesh etmek sünnettir.(140) Cumhura göre yeni bir suyla kulakları mesh etmek sünnettir. Hanbelilere göre kulak baştan kabul edilir, o yüzden vaciptir.

Abdullah b. Amr, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in nasıl abdest aldığını şöyle anlatıyor: “Sonra başını mesh etti. İşaret parmaklarını kulağına soktu ve başparmaklarıyla kulaklarının dı- şını, işaret parmaklarıyla içini mesh etti.” (Ebu Dâvûd; Tahâre)141)

13) Abdest azalarını ovalamak: Malikiler dışındakilere göre ovalamak sünnettir. (bkz: Abdestin Farzları)

14) Muvalat (Organları peş peşe yıkamak): Bu Hanefi ve Şafiilere göre sünnet, Malikî ve Hanbelilere göre farzdır. (bkz: Abdestin Farzları)

15) Tertip: Hanefi ve Malikilere göre abdest alırken sırayı gözetmek sünnettir. Şafiî ve Hanbelilere göre farzdır. (bkz: Ab destin Farzlari)

16) Elleri ve ayakları sağdan yıkamaya başlamak: Rasûlul lah sallallahu aleyhi ve sellem işlere sağdan başlamayı severdi. Ve ab deste sağdan başlamayı tavsiye etmiştir.

17) Elleri ve ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak

18) Başı mesh etmeye önden başlamak

B) ŞAFİILERE GÖRE ABDESTİN SÜNNETLERİ

Burada detaya girilmeyecektir. Maddelerdeki detayları öğ- renmek için “Hanefilere Göre Abdestin Sünnetleri” bölümüne bakınız.

Şafiilere göre abdestin sünnetleri 30 civarındadır.

1) Misvak kullanmak

2) Elleri yıkarken niyet etmek

3) Besmele çekmek

4) Niyeti dille söylemek ve bunu aklından geçirmek

5) Elleri yıkamak

6) Mazmaza ve istinşak yapmak

7) Hem mazmaza hem istinşakı toplam avuç su ile yapmak

8) Mazmaza ve istinşakta mübalağa yapmak (Oruçlu olmadıkça)

9) Yıkanan ve mesh edilen azalan üçer defa yıkamak / mesh etmek

10) Parmakları hilallemek

11) Abdest azalarını ovalamak

12) Bütün başı veya bir kısmını mesh etmek: Şafiiler ve Hanbeliler başın bazısını mesh edip kaldırılması zorsa sarığın üzerinde tamamlanmasını caiz gördüler. Delili; “Rasûlullah al nini mesh etti, sarık ve mestler üzerine mesh verdi.” hadisidir. (Müslim)

13) Kulakların içini, dışını ve deliklerini ayrı bir suyla mesh etmek

14) Sık sakalları hilallemek

15) Ellerini birbirine geçirerek el parmaklarını hilallemek,

ayak parmaklarını elle hilallemek

16) Sağdan başlamak

17) Gurre ve tahcili uzun tutmak: Gurre; yüzün yıkanma si farz olan yerinden biraz daha fazla miktar yıkamaktır. Tahcil; ellerin ve ayakların yıkanması farz olan yerlerinden fazlasının yı- kanmasıdır. Sınırı ise; ellerin pazulara kadar, ayakların diz kapak larına kadar yıkanmasıdır.

18) Suyu silkelememek

19) Bir özür olmadığı sürece başkasından abdest almada

yardım almamak

20) Sahih görüşe göre kurulanmamak

21) Yüzük varsa hareket ettirmek

22) Yüzün üst tarafından, el ve ayakların parmaklarından başlayıp yıkamak

23) Gözlerin buruna bakan kısımlarını mesh etmek

24) Abdest alırken kıbleye dönmek

25) Bir kaptan abdest alınıyorsa o kabı sağ tarafa koymak 26) Abdest suyunun bir müdden (yaklaşık 1 litreden) az olmaması

27) Zorunluluk olmadan konuşmamak, suyu yüze çarpmamak, boynu mesh etmemek

C) MALİKİLERE GÖRE ABDESTİN SÜNNETLERİ

1) Su kabına sokulmadan önce elleri bileklere kadar yıkamak

2) Üçer defa su alarak mazmaza ve istinşak yapmak

3) Mazmaza ve istinşakta mübalağa yapmak (Oruçlu olmadıkça)

4) Bu 3 sünnet için “abdestin sünnetleri” diye niyet etmek (Elleri yıkarken abdestin eda edeceğine niyette bulunulması gerekir.)

5) İstinsar (Sümkürmek)

6) Kulaklarin içini ve dışını birer defa, ayrı bir suyla mesh etmek

7) Başı farz olan meshten sonra islaklık kalırsa tekrar mesh etmek

8) Tertip (Abdestin farzlarında sırayı gözetmek)

D) HANBELİLERE GÖRE ABDESTİN SÜNNETLERİ

1) Kıbleye yönelmek

2) Mazmaza esnasında misvak kullanmak

3) Uykudan yeni uyanmış kimse için ellerini üç defa yıka mak. (Bu, geceleyin uyanan kimse için vaciptir.)

4) Hanbelilere göre mazmaza ve istinşak abdestle ve gu sülde vaciptir. Ancak yüzü yıkamadan önce mazmaza ve istin şak bulunmak sünnettir.

5) Mazmaza ve istinşakta mübalağa yapmak (Oruçlu olmadıkça)

6) Diğer azaları yıkarken oruçlu olsa da olmasa da abdestte mübalağa etmek

7) Sol elle sümkürmek

8) El ve ayak parmaklarını hilallemek

9) Sık sakalları hilallemek

10) Geceleyin uyanan kimse ellerini yıkarken ve kulaklarını mesh ederken sağdan başlamalı.

11) Başın meshinden sonra ayrı suyla kulakları mesh etmek

12) Gurre ve tahcil (Yıkanması farz olan miktarı aşmak.)

13) Azaları iki veya üç defa yıkamak

14) Abdestin sünnetlerinden önce niyet etmek, bunu abdestin sonuna dek hatırda tutmak

15) Yüzdeki sakal dışında bulunan sık kılların altını yıkamak

16) Yüzü yıkayacağı suyu çok almak

17) Yardımsız abdest almak

18) Azalar kurumadan abdest almak

19) Suyu silkelememek

ABDESTİN ADABI

Edep ve mendup Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in bir veya iki defa yaptığı ve devamlı olarak işlemediği fiillerdir. Yapan sevap kazanır. Yapmayana ceza yoktur, kinanmaz da.

Hanbeli ve Şafiilere göre sünnet, mendup, müstehap ve ta tavvu kelimeleri aynı anlamı ifade etmiş olup bunların gerekle rini yerine getiren sevap kazanır, yerine getirmeyenler ise ceza görmezler.144) Yani bunlara göre abdestin sünnetleri ile adabı aynı şeydir. Dolayısıyla ayrı bir başlık altında bu iki mezhepte incelenmemiştir. O yüzden burada Hanefi ve Malikilere göre ab destin adabını işleyeceğiz inşallah…

Hanefilere göre abdestin adabı yaklaşık 17 tanedir.

Malikiler bu konuya “faziletler” adını vermiştir. Onlara göre bu faziletler 10 tanedir.

A) HANEFÎLERE GÖRE ABDESTİN ADAPLARI:

1) On kismi hariç boynu mesh etmek: Bu sadece Hanefilere ve menduptur,

Cumhura göre ise boynu mesh etmek mekruhtur, Çünkü bu tinde asinya gitmek türünden bir seydir. Hanefilerin delili imam Ahmed’de geçen zayıf bir hadiste Rasolullah sallallahu aleyhi ocsel Awin boynunu mesh ettiği rivayetidir. Boynun ön kismını mesh etmek ise bidatin Boyun ellerin sırtıyla mesh edilir.

2) Müsta’mel suyun üzerine sıçramasına engel olmak için yüksek yerde oturup abdest almak

3) Abdest alrken kıbleye yönelmek: Çünkü kible yönlerin en sereflisidir ve kibleye yönelmek duanın kabul edilme ümidini coğaltır.s Ve temiz yerde abdest almak.

4) Başkasından yardım almamak: Abdest alirken Rasúlullah sallallahu aleyhi ve sellem çoğunlukla başkasından yardım almamıştır. Çünkü bu, bir çeşit lükse kaçar. Ama zaruret ve hastalık gibi du- rumlarda yardım istemenin bir sakıncası yoktur. Rasûlullah sallalla- Au aleyhi te sellem abdest alırken yardım aldığı da rivayet edilmiştir.

5) Zikir dışında konuşmamak: Çünkü abdest esnasında konuşmak kişinin kafasını dağıtır.

6) Kalpteki niyetle beraber dille de niyet etmek

7) Her uzvu yıkarken rivayet edilmiş duaları okumak ve bes mele çekmek: Abdest alırken yapılan her duanın Nevevi’nin be lirttiği gibi hadis kitaplarında aslı yoktur. Hanefi ve Malikiler bunu müstehap karşılamış, bazı Şafii alimleri ise mübah görmüştür.(154) Bu dualar okunmasa da abdest tam olur. (Dualar için kaynak: Prof. Dr. Vehbe Zuhayli, İslâm Fikhi Ansiklopedisi, Abdest Babi)

8) Daha iyi temizlenmek maksadı ile ıslatılmış serçe par maklarının kulak deliklerine sokmak

9) Geniş olan yüzüğü hareket ettirmek: Yani altına su girdi ği bilinen yüzüğü abdest alırken oynatmak menduptur. Ama alti na suyun girip girmediği belli değilse hareket ettirmek farz olur.

10) Sağ elin şerefinden dolayı, sağ el ile mazmaza ve istin şak yapmak, sol el ile de sümkürmek (şereften mahrum olduğu için)

11) Özür sahibi olanlar hariç vakit girmeden önce ab dest almak: Burada maksat itaat yolunda elini çabuk tutmak tır. Özür sahibi kişiler, abdesti vaktin girişinden sonrasına bırakmalıdırlar.

12) Abdestten sonra Kelime-i Şehadet getirmek ve şu duayı yapmak:

ARAPÇASI

أشهد أن لا إله إلا الله وحده لا شريك له وأشهد أن

محمدا عبده ورسوله

اللهم اجعلني من التوابين واجعلني من المتطهرين سبحانك اللهم يحميك اشهد ان لا إله إلا أنت ۰۲

اشتغفر و وب إليك

OKUNUŞU

1- Eshedû en lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerîke lehu ve eş- hedû enne Muhammeden abdûhû ve Rasûlüh.

2- Allahûmmec’alni minet-tevâbîne vec’alni mine’ mûtetahhirîn.

3- Sübhaneke Allahümme ve bi-hamdike eşhedü en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbü ileyke.

ANLAMI

1- Allah’tan başka ilâh olmadığına, O’nun ortağının bulun madığına, tek ilâh olduğuna şehadet ederim. Ve yine şehadet ederim ki Rasûlullah O’nun kulu ve elçisidir.

2- Allah’ım! Beni tevbe edenlerden ve çokça temizlenenlerden kıl.

3- Sen her türlü eksiklikten uzaksın. Allah’ım Sana hamd-u senalar olsun. Şehadet ederim ki Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Senden mağfiret diler ve Sana tevbe ederim.

Birinci duayı okuyana Müslim’de geçen, Hz. Ömer radıyallahu anh’ den rivayet edilen, merfu hadise göre cennetin 8 kapısı açılır, dilediğinden girer. Tirmizî bu rivayete ikinci ve üçüncü duayı da eklemiştir.

13) Abdest bir kaptan alınıyorsa, üstü açıksa (tencere gibi) sağ tarafa koymak; üstü kapalıysa (ibrik gibi) sol tarafa koy mak: Bu abdesti daha rahat almayı sağlar.

14) Hanefi, Şafiî ve Hanbelilerin sahih görüşüne göre ab destten sonra kurulanmayı terk etmek: Bundan maksat iba detin eserini bırakmaktır. “Rasûlullah gusledince Hz. Meymune O’na bir havlu getirdi, o bunu kullanmadı.” (Buharî; Gusül )

Malikiler mendil ile kurulanmanın caiz olduğunu söylemis lerdir. Delili; “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem guslettikten sonra kurulandı.” rivayetidir. (İbn Mâce; Gust)

15) Nehir kenarında da olsa suyu israf etmemek

16) Gurre ve tahcili geniş tutmak: (bkz: Şafiilere Göre Ab destin Sünnetleri) Yüzü yıkarken gözün kenarlarını yıkamak. Ayakları yıkarken ve mesh ederken özen göstermek.

B) MALİKÎLERE GÖRE ABDESTİN FAZİLETLERİ

Malikilere göre abdestin faziletleri 10 tanedir.

1) Temiz bir yerde abdest almak: Tuvaletteki sudan abdest almak tenzihen mekruh olmakla birlikte sahihtir.

2) Abdest alırken kıbleye yönelmek

3) Elleri bileklere kadar yıkarken besmele çekmek

4) Sağ el ve ayağını soldan önce yıkamak

5) Üstü açık kapları sağ tarafında bulundurmak

6) Yıkama veya meshe organın ön tarafından başlamak

7) Ayak da dahil azaları sünnet ve farzlarda iki veya üç defa yıkamak

8) Sünnetler ile farzların tertibine uymak

9) Parmakla dahi olsa dişleri temizlemek

10) Abdest alırken az su harcamak

NOT: Hanefilere Göre Abdestin Çeşitleri

1) Farz olan abdestler: Namaz kılacak kişinin abdest alması farzdır. Tilâvet secdesi de buna dahildir. Kur’an-ı Kerîm’e dokun mak için alınan abdest de böyledir.

2) Vacip olan abdestler: Kâbeyi tavaf etmek için alınan ab- dest Hanefilere göre vacip, çoğunluğa göre farzdır.

3) Mendup olan abdestler: Her namaz için abdest almak, sürekli abdestli olmak, ezberden Kur’an-ı Kerim okurken, dinî kitapları tutarken abdestli olmak, cenazeyi yıkamak için, öfke yi dindirmek için abdest almak, cinsel ilişkiden önce, hutbeden önce abdest almak gibi abdestler menduptur (158) (159)

4) Mekruh olan abdest: Birinci abdestle namaz kılmadan önce tekrar abdest almak mekruhtur.

5) Haram olan abdest: Gasp edilmiş su ile veya yetimin suyu ile abdest almak haramdır. (160)

ABDESTİN MEKRUHLARI

Abdestin sünnetlerini terk etmesi mekruhtur. Çünkü mek ruh bir şeyi yapmak sevaptan mahrum kalmayı gerektirir. Kera het ise sünneti terk ile gerçekleşir.(161)

Mekruh; haram kadar kesin olmamakla birlikte dinimizce yapılmaması istenen, kerih görülen (hoş görülmeyen) işlerdir.

Aşağıda incelenecek olan abdestin mekruhlarından birini yapmak sevaptan mahrum kalmamıza sebep olur. Şimdi dört mezhebe göre abdestin mekruhlarını öğrenelim.

A) HANEFÎLERE GÖRE ABDESTİN MEKRUHLARI 

Hanefilere göre mekruh iki çeşittir: “Tahrimen Mekruh” ve “Tenzihen Mekruh”.

Tahrimen mekruhu yapmamak gerekir. Tenzihen mekruhu ise terk etmek, yapmaktan daha iyidir.169) Abdestle ilgili tahri men mekruhlar, müekked sünnetlerden birini terk etmekle meydana gelir. Abdestle ilgili tenzihen mekruhlara gelince bun lar: Mendup, müstehap ve faziletlerden birin terketmekle işlen miş olur. (164)

Abdestin sünnetlerinden veya adaplarından birinin terk edilmesiyle mekruh işlenmiş olur. Hanefiler, diğerleriyle kıyas lansin diye bazı mekruhları şöyle sıralamıştır:

1) Yüzü yıkarken suyu yüze çarpmak: Tenzihen mekruhtur. Çünkü bu abdest alanın suyun elbisesine siçramasına sebebiyet verir. Ayrıca böyle bir davranış ağırbaşlılığa da aykırıdır.

2) Sol el ile mazmaza ve istinşak yapmak

3) Sağ el ile sümkürmek

4) Başı ve kulakları üçer defa ayrı ayrı sularla mesh etmek: Çünkü Şafiiler dışında Cumhura göre başın birden fazla mesh edilmesi israftır. Amr b. Şuayb’dan rivayet edilen hadiste şöyle buyurulmuştur: “Kim bundan fazlasını ve eksiğini yaparsa kötü yapmış olur, haksızlık etmiş, zulmetmiş olur.” (Nesai) Yani sün netin dışına çıkılmış olur buyurulmaktadır. Bundan önce de başına bir defa mesh ettiğinden burada bunu zikrettik.

5) Hastalık gibi bir özür olmadığı halde abdest için abdest için kendine ayrı bir kap tahsis etmek

6) Yüzü ve elleri üçten fazla yıkamak: Bunu yapan şer’an istenen bir davranış olduğuna inanarak yaparsa tahrimen mek ruh, temizlik maksadıyla yaparsa tenzihen mekruhtur.

7) Abdest alırken suyu israf etmek veya kıt kullanmak: Tenzihen mekruhtur. Hanefilere göre kit kullanmanın ölçüsü; yıkanan organlardan suyun damlamasının görülmemesidir. Eğer su kişiye aitse onun israfı mekruh, mescidlere abdest için vak fedilmiş su ise israfı haramdır. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem suyun nehir kenarında akıp gitse bile israf edilmemesini emret miştir. (İbn Mâce)

8) Necis (pis) bir yerde abdest almak: Bu durumda necase tin bulaşma ihtimali vardır. Hanefiler suyun bir kap içinde olma si haricinde mescidde abdest almayı da buna ilave etmişlerdir. Çünkü suların mescidi kirletme ihtimali vardır. (165)

9) Sıradan / günlük konuşmalarda bulunmak: Çünkü bu, kişiyi zikirden alıkoyar ve dikkatini dağıtır.

B) ŞAFİİLERE GÖRE ABDESTİN MEKRUHLARI

Abdestin mekruhları, sünnetleri terk etmekle olur. Abdestin müstehaplarının, faziletlerinin terkiyle tenzihen mekruh olur.

1) Abdest alırken suyu israf etmek: Tenzihen mekruhtur. Vakfedilmiş suyu israf etmek ise haramdır.

2) Abdest alırken konuşmak: Tenzihen mekruhtur.

3) Oruçlunun mazmaza ve istinşakta mübalağaya kaçması

4) Necis bir yerde abdest almak

5) Boynu su ile mesh etmek: Hanefiler dışındaki Cumhura göre boynu su ile mesh etmek mekruhtur. Çünkü onlara göre bu, dinde aşırılıktır. Şafiiler bu konuda delil olmadığı için “Boynun mesh edilmesi sünnet değildir.” demişlerdir. Nevevi “O bir bidattır.” demiştir. Malikiler de “O mekruh bir bidattır.” demişlerdir.

6) Yıkanan organları üçten fazla yıkamak: Şafiiler mesh edilen organların da üç defa mesh edilmesini isterler. Ancak meshin üzerine birden fazla mesh etmek mekruhtur.

C) HANBELÎLERE GÖRE ABDESTİN MEKRUHLARI

Sünnetleri terk etmek mekruh, müstehap ve adapları terk etmek ise tenzihen mekruhtur.

1) Abdest alırken suyu israf etmek: Eğer kendi mülkü ise mekruhtur. Vakfedilmiş suyu israf ise haramdır.

2) Yıkanan organları üçten fazla yıkamak, mesh edilen or ganları birden fazla mesh etmek: Bu temizlenmek veya serinle mek için yapılırsa mekruh olmaz.

3) Boynu mesh etmek, oruçlunun mazmaza ve istinşakta mübalağa yapması: Tenzihen mekruhtur.

4) Necis bir yerde abdest almak: Tenzihen mekruhtur.

5) Abdest alırken Allah’ın zikri dışında konuşmak: Tenzihen mekruhtur.

D) MALİKÎLERE GÖRE ABDESTİN MEKRUHLARI

Abdestin mekruhları, sünnetlerini terk etmektir. Bunların yapılışında azaba düçar olunmaz. Malikiler tahrimen ve tenzi hen diye mekruhu ikiye ayırmazlar. Bu mezhepteki geçerli ku rala göre; bir yerde mekruh terimi kullanıldığında bu, tenzihen mekruh demektir. Yani evlâ olana aykırı davranmaktır.

1) Abdest alırken suyu israf etmek

2) Yıkanan organları üçten fazla yıkamak

3) Mesh edilen organları birden fazla mesh etmek: Fazla yıkayış ve fazla meshin abdestten sayıldığına inanmak mekruh tur. Eğer temizlenmek veya serinlemek için fazla yıkarsa ve bu su vakıf suyu değilse mekruh olmaz. Vakıf suyu ise haram olur.

4) Boynu mesh etmek: Mekruhtur; çünkü bu dinin emret mediği bir fazlalıktır, boğaz da öyle.

5) Necis bir yerde abdest almak

6) Abdest alırken Allah’ın zikri dışında konuşmak (168)

ABDESTI BOZAN ŞEYLER

Özelde bir takım abdest bozan haller vardır. Mesela; mestin üzerine meshin müddetinin bitmesi veya mestin ayaktan çıkmasi, özür kanı gören kişi için abdestin, vaktin çıkması ile bozulma Si, teyemmüm alan kişinin suyu bulması gibi.

Yalan, gıybet, zina iftirası, küfretmek gibi sözler ile abdest bozulmaz. Ama bu durumlarda abdest almak müstehaptır. Saç kesimi, tırnak kesmek gibi şeyler abdesti bozmaz.

MEZHEPLERE GÖRE ABDESTİ BOZAN ŞEYLER

A) HANEFÎLERE GÖRE ABDESTİ BOZAN ŞEYLER:

Hanefilere göre abdesti bozan şeyler 12 tanedir.

1) Önden veya arkadan çıkan şeyler abdesti bozar. Sidik, dışkı, yel, meni, vedi veya taş gibi şeylerin çıkması. Hanefilerde önden çıkan yel (titreşim) abdesti bozmaz. Hanefiler dışındakile re göre bu da abdesti bozar.

2) Kan görmeksizin doğum yapmak abdesti bozar. Bu istis naî bir durumdur. Ama olabilir. Bu durumda kadın lohusa olmaz. Çünkü lohusalık kan ile alakalıdır. Bu şekilde doğum yapan ka dinda islaklık olacağı için abdest gerekir. Böyle bir kadın ihtiya ten abdest almalıdır.

3) Ön ve arka dışında vücudun başka yerinden çıkan ne caset (kan, irin vb.) abdesti bozar. Ancak bu necasetlerin önce yaranın üstünden yükselmesi, sonra da akması gerekir. Etrafına dağılmadan içeride kalmış necaset ve misvak kullanırken ya da bir sey ışırırken gelen kan izi abdest bozmaz. Bunda ölçü kanın tükürükten az olmasıdır. Yani, diş fırçalarken macunla ağızdan gelen kan, tükürükten azsa abdest bozulmaz. Tükürükten fazla veya ona eşitse bozulur.

4) Mideden gelen, ağız dolusu, çok ve bir defada gelen kus muk abdesti bozar. Delili ise Ibn Mâce’de geçen Hz. Aişe’den rivayet edilen; “Kim kusar ve … ise gidip abdest alsın, sonra da namazına bıraktığı yerden devam etsin ve bunu yaparken hiç ko nuşmasın.” hadisidir.

Gelen şey; yiyecek, kan, safra da olsa bozar. Geğirmek abdesti bozmaz.

5) Aklın gitmesi abdesti bozar.

6) Bayılmak abdesti bozar.

7) Delilik abdesti bozar.

8) Sara nöbeti abdesti bozar.

9) Uyku abdesti bozar.

Az da olsa uyuyanın abdestinin bozulacağında ittifak vardır. Uyurken elindeki birşey düşerse uyku gerçekleşmiş olur. Ha nefilere göre; yan üzere yaslanarak, bir şeyin üzerine kapanarak uyumak abdesti bozar. Çünkü bu mafsalların gevşemesine se bep olur. Ancak kalçasını yere, bir bineğin sırtına yerleştirerek uyuyanın abdesti bozulmaz. Ama bir şeye yaslanmışsa ve bu şey çekildiğinde düşerse ve kalçaları yerde değilse bozulur. Çünkü böyle bir durumda gevşeme hali gerçekleşmiş olur. Delili; Amr b. Şuayb’ın babasından, onun da dedesinden rivayet ettiği şu ha distir: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem; “Oturarak uyuyan kim senin abdest almasına gerek yoktur. Ancak yanını yere koyarak uyuyan kimsenin abdest alması gerekir.” buyurmuştur.

Dört mezhep de bizzat uykunun bir hades olmadığı ancak hadese (mesela yellenmeye) sebebiyet verebilecek bir hal oldu ğu hususunda ittifak etmişlerdir. Çünkü uyuyan gevşer ve hissetmez. Uykusundayken bir hadesin çıkmasından korkulduğu için uyku, abdest bozanlar arasında sayılmıştir.

10) Uyuyan birinin makatinin uyanmadan önce yerden yük selmesi, yere düşmese de abdesti bozar.

11) Namazda kahkaha ile gülmek sadece Hanefilerde ab. desti bozar. Ancak namaz kılanın buluğ çağına girmiş olması ge rekir. Bu, namaz kılana bir cezadır ve tekrarını önlemek içindir. Çünkü kahkaha namazdaki huşuyu olumsuz etkiler. Başkası du yacak kadar gülmek (kahkaha) hem namazı, hem abdesti; kendi duyacak kadar gülmek namazı bozar. Tebessüm etmek bozmaz.

12) Fahiş mübaşeret: Erkeklik organin sertleşmesiyle birlik te arada bir engel olmadan kadinin tenine şehvetle temas etme siyle abdest bozulur.

B) ŞAFİİLERE GÖRE ABDESTİ BOZAN ŞEYLER:

Şafiilere göre abdesti bozan şeyler 4 tanedir.

1) Kişinin kendi menisi dışında iki yoldan çıkan şeyler. Çünkü meni guslü gerektirir.

2) Delilik, baygınlık ve uyku gibi bir sebeple aklın gitmesi. Kişinin kaba etlerini yere veya yürüyen bineğin sırtına iyice yer leştirmesi ve oturarak uyuması hariç. Uykusu esnasında çekince düşeceği bir şeye yaslanmış bile olsa abdesti bozulmaz.

3) Ölü bile olsa kadın ve erkeğin tenlerinin birbirine değmesi. Dokunanın da dokunulanın da abdesti bozulur. Küçük ço- cuklara dokunmak, saç, tırnak, diş ve akrabalık veya nesep ve süt emme gibi sebeplerle mahrem olanlara dokunmak abdesti bozmaz.

4) Ölünün veya küçük çocuğun fercine dokunmak abdesti bozar. Ancak hayvanın fercine dokunmak bozmaz.

C) HANBELILERE GÖRE ABDESTI BOZAN ŞEYLER:

Hanbelilere göre abdesti bozan şeyler 8 tanedir.

1) iki yoldan çıkan şeyler, özür hali haric, bunların abdesti bo zulmaz. Ön ve arkadan çıkan yel, pamuk, her iki yola sokulmuş şI- nanga, bağırsak ucu veya kurt başı, kadının fercine girdikten sonra çıkan meni; bunların hepsi abdesti bozar.

2) Vücudun ön ve arka dışındaki kısmından necasetlerin çık- masi. Mesela midenin alt veya üstünden sidik çıksa abdest bozu lur. Eğer bu necaset sidik ve dışkıdan başka kusmuk, kan, irin, yara kurdu gibi şeyler olursa çok olmadıkça abdesti bozmaz. Çokluk kişinin kendi durumuna göredir.

3) Delilik, baygınlık, sarhoşluk, uyku gibi sebeplerle aklın git mesi abdesti bozar. Oturarak veya ayakta durarak uyuyanın örfen az uykusu abdesti bozmaz. Ama rükû ve secdede yaslanarak ve yü zükoyun yatanın az da olsa yanı üzere yatan gibi abdesti bozulur.

4) ister kendinin ister başkasının ön veya arkasına şehvet siz de olsa elinin dışı veya içiyle veya kenarıyla -tırnak hariç- en- gelsiz dokunması abdesti bozar. Kendisine dokunulanın abdesti bozulmaz.

5) Erkeğin teninin, kadın tenine şehvetle ve arada engel bu lunmaksızın dokunması ile abdest bozulur.

6) Ölüyü kısmen veya tamamen gömlek içinde bile yıkamak abdesti bozar.

7) Deve eti yemek, İster çiğ ister pişmiş olsun abdesti bozar. Bera b. Azib, Rasûlullah’a deve eti hakkında soru sorduğunda şöyle buyurmuştur. “Ondan dolayı abdest alınız…” (Müslim, Ebu Davud)

8) Cinsî organların teması, meninin çıkması, aslen kâfir veya mürtedin (dinden dönen) İslâm’a girmesi gibi guslü gerektiren haller. (172)

D) MALİKİLERE GÖRE ABDESTİ BOZAN ŞEYLER:

Malikilere göre abdesti bozan şeyler 3 tanedir.

1) Hadesler: Ön ve arkadan çıkan alışılmış şeyler 8 tanedir; idrar, dışkı, yel, vedi, mezi, hâdî (doğumda kadının fercinden gelen su), istihaze kanı (özür kanı) gibi, kadının gusletmesinden sonra fercinden çıkan erkeğin menisi abdesti bozar. Kan, irin, taş ve solucan gibi alışılmadık şeylerin ön ve arkadan ya da başka yerden çıkması abdesti bozmaz. Bineğinin kendisini sarsması se- bebiyle menisi lezzet almadan çıkanın abdesti bozulmaz.

2) Sebepler: 3 tanedir:

a) Delilik, baygınlık, kısa da olsa ağır uyku vb. ile aklın gitmesi. b) Baliğ olan birinin, arzuladığı birine şehvetle dokunması. c) Baliğ bir kimsenin kendi erkeklik organina, avcunun içiyle veya avcunun yanıyla ya da parmağıyla arada bir engel olmaksi zin dokunması

3) irtidad ve şüphe:

a) irtidad yani dinden dönme,

b) Abdestten sonra abdestinden şüphe etmek abdest, bozar.

HANEFÎLERE GÖRE ABDESTİ BOZMAYAN ŞEYLER

Hanefilere göre abdesti bozmayan şeyler 10 tanedir:

– Yerinden ayrılıp akmayan kan,

– Kan akmaksızın et parçasının düşmesi,

Bir yaradan, kulak veya burundan bir kurtçuğun çıkması,

– Erkeklik organına dokunulması,

– Kadına dokunmak,

Ağız dolusu olmayacak şekilde kusmak,

– Balgam kusmak,

– Kaba etlerinin yerden ayrılması ihtimali bulunacak şekil

de uyuyanın eğilmesi,

Namaz kılanın rükû ve secdede uyuması abdesti bozmaz.

ÖZÜRLÜ KİMSELERİN ABDESTİ

İslâm, insanların omuzlarındaki zorluk ve sıkıntıları kaldıran bir dindir. Hacc Sûresi 8. ayette; “Din işlerinde üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi.” buyurulmaktadır.

Günümüzde, sürekli idrar kaçırdığından veya kadından ge len kesilmeyen akıntıdan dolayı namazının olmayacağını, abdes tinin bozulacağını düşünen ve bu sebeple namazını terkeden insanların sayısı az değildir. Hâlbuki dinimiz bu konuda da büyük kolaylıklar getirmiştir ki yaşanması kolaylaşsın. Özürlünün ab desti de o kolaylıklardan biridir.

Önden veya arkadan çıkan şeyler eğer kişi sağlıklıysa abdes tini bozar. Ama bunlar hastalık halinde çıkarsa o kişi mazur/özür lü sayılır. Dört mezhebe göre özürlünün abdestini inceleyelim.

A) HANEFÎ MEZHEBİNE GÖRE ÖZÜRLÜNÜN ABDESTİ:

Tarifi: Bir farz namazı kadar vakitte devam eden sidik, yel, burun kanaması, yaradan akan kan, istihaze kanı, sürekli ishal, mezi / vedi sıvılarının devamlı olması, kadınlardan gelen akıntı nin bir namaz vakti kadar kesilmemesi kişiyi özür sahibi yapar. Bu hastalıklara müptela olanlar abdest gibi işlerde hastalıklarına özgü bir muameleye tabii tutulurlar.

Mesela; öğle vaktinin başlangıcından ikindinin girişine ka dar sidiği devam eden bir kişi özürlüdür. Ama her namaz vakti, bu özrünün en az bir defa tekrarlanması gerekir. Yani işin ba şında özürlü olması için bir namaz vakti boyunca devam etmesi gerekir. Devamının şartı ise her vakitte bir defa da olsa tekrar lamasıdır. Eğer kesilirse sonraki bir vakit içerisinde özür de hü kümleri de sona ermiş olur.(175) (176)

Hükmü: Özür sahibi kişi her farz namaz vakti için abdest al malıdır. Çünkü Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Müstehaza (istihaza kanı gören kadın) her bir namaz vakti için abdest alır.” buyurmuştur. Diğer özürler de buna kıyas edilir. Bir farz namaz vakti içinde abdesti bozan başka bir durum olmadıkça nafile na maz kılabilir, Kur’an-ı Kerîm okuyabilir. Yalnızca farz namaz vak tinin çıkmasıyla özürlünün abdesti bozulur. Bayram namazının vaktinin çıkmasıyla abdesti bozulmaz. Çünkü bu farz bir namaz değildir. Kişi, güneş doğduktan sonra abdest alsa -bayram namazı için- öğle namazı vakti girse abdesti bozulmaz. Çünkü öğle namazı vaktinin girmesi abdest bozucu değildir. Namaz vakti çı- kınca özürlünün abdesti Hanefi mezhebinde bozulur.

Özürlünün yapması gerekenler: Mümkün olduğunca özrünü hafifletmeye çalışmalıdır. Mesela sürekli kanama (istihaze kanı) görenin bez kullanması, eğer ayakta durması akıntıya sebep oluyorsa namazda oturması gibi. Akıntıdan yana şeytan şüphe veriyorsa şüphe ettiği yere pamuk, bez vb. şeyler koyması müs tehaptır. Ama onu koyunca hades kesiliyorsa koymak vacip olur.

Özürlü kişi; eğer özrünün tedavisi varsa ve bu kişinin imkanı da mevcut ise tedavi görmesi gerekir.

B) ŞAFİ MEZHEBİNE GÖRE ÖZÜRLÜNÜN ABDESTI:

Sidik, mezi, istihaze kanı gibi kendisinden devamlı akıntı gö- rülen kişinin akıntı yerini tıkayıp bağlayarak, korunması gerekir. Bu önlemden hemen sonra abdest alır. (Yani arada zaman boş luğu olmadan) Bütün bunları namaz vakti girdikten sonra yapar. Abdestten sonra kamet, cemaati beklemek gibi namazın masla hatı gereği bir gecikme olursa bunun zararı olmaz. Ama yemek, içmek, konuşmak gibi bir sebeple namaz geciktirilirse sahih olan görüşe göre yeniden abdest almak gerekir.

Her farz için abdest almak ve ondan önce yeniden taharetlenip bağını yenilemek gerekir. Bu abdestle dilediği kadar nafile namaz kılınabilir. Cenaze namazı da kılınabilir.

Meni akıntısı sürekli olanın her farz için gusletmesi gerekir. Özür sahibi, namazın kendine mübah olduğuna niyet eder, ha desi kaldırmaya değil.

Şafiilere göre özürlü kişi aldığı abdestle sadece bir tek farz kı- labilir. Çünkü onlara göre her bir farz için abdest yenilenmelidir.(178)

C) HANBELI MEZHEBİNE GÖRE ÖZÜRLÜNÜN ABDESTİ:

Sidik, mezi veya yellenme gibi şeylerle özürlü kimsenin ab- desti bazı şartlarda bozulmaz.

1) Pislik akan yeri yıkayıp bir bez parçası gibi şeyle bağlama si, akıntıyı durduracak pamuk gibi şeyleri tıkayıp çıkmasını engel lemek gerekir. Bu önlemler alınmadığından akıntı olursa abdest bozulur. Ama her türlü önlemden sonra gelirse bozulmaz. Akıntı gelen yeri yıkayıp bağladıktan sonra bunu her namaz kılışta ye nilemesi gerekmez.

2) Sızıntı ve akıntı devamlı olmalıdır. Akıntı aynı vakitte ab dest alıp namaz kılacak kadar süre kesilirse özürlü sayılmaz. Na mazını kesintili zamanda kılması gerekir.

3) Vaktin girmesidir. Özürlü, vaktin girişinden önce abdest alırsa abdest olmaz. Ama kaza ve cenaze namazları için olur. Bu özür devam ettikçe her vakitte abdest alması gerekir. Özür ol maz ve abdest bozucu başka şeyler bulunmazsa abdest olmaz. Özürlü, aldığı abdestiyle dilediği farz ve nafile namazları kılabilir. Ayakta olduğundan akıntı geliyorsa oturarak namaz kılar. (179)

D) MALİKÎ MEZHEBİNE GÖRE ÖZÜRLÜNÜN ABDESTİ:

Özürden dolayı gelen akıntı gibi şeyler abdesti şu şartlarda bozmazlar:

1) Özür namaz vaktinin çoğunda veya en az yarısı kadar de vamlı olmalıdır. Yoksa özürlü olunmaz.

2) Akıntıların düzensiz olmasından ötürü hangi zamana gel diğini aklında tutamamalıdır. Aklında tutabiliyorsa o saatlerde abdest almamalı, geciktirmelidir.

3) Özürlü kişi, kendisindeki bu özrü tedavi edecek güçte ola mamalıdır. Ama gücü yettiği halde yapmazsa özürlü sayılmaz. Tedaviyi terkettiğinden günahkâr olur.

Kendisinden, bir hastalıktan veya lezzet duymadan sürekli mezi gelen kişi özürlü sayılır. Ama hastalık yoksa veya bekârlik tan ya da bir kadına bakmaktan veya düşünmekten dolayı akt yorsa özür sayılmaz. Her akışta abdest bozulur.

Maliki mezhebinin meşhur görüşüne göre bu şartlar gerçekleşirse abdest bozulmaz.

 

ABDESTİN ÇEŞİTLERİ

ABDESTLİ OLMANIN GEREKTİĞİ YERLER:

Nafile, farz, vacip namazların hepsinden önce, tilavet secde. sinden ve cenaze namazından önce abdest almak gerekir. Delil şu hadistir. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Namaz kılacağım zaman, abdest almakla emrolundum.”

– Kâbe’yi tavaf etmek için abdest almak gerekir. Çünkü ibn Abbas radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallal lahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Beytullahi tavaf etmek bir namazdır.”

Hanefilere göre Kâbe’yi tavaf ederken abdestli olmak vacip tir. Yani abdestsiz bir şekilde Kâbe’yi tavaf eden kimsenin tavafi tahrîmen mekruh olmakla birlikte sahihtir. Çünkü o hakiki bir na maz değildir. Sadece namaza benzer.

– Kur’an-ı Kerîm’e dokunmak için abdest almak gerekir. Vakia Sûresi 79. ayette “Ona ancak temizlenmiş olanlar doku nur.” buyrularak ona sadece taharet üzere olanların dokuna bileceği haber veriliyor. Diğer yandan Kur’an-ı Kerîm’in tazim edilmesi (saygı gösterilmesi) gerekir. Abdestsiz dokunmak ise tazim değildir. Fakihler abdestli olmayanın, Kur’an-ı Kerim’e do kunmadan okuyabileceğinde ittifak etmiştir. Küçük çocuklar da abdestsiz dokunabilir. Ama abdestli olsalar daha faziletlidir. Ab. destsiz Kur’an-ı Kerim’e dokunmakla ilgili mezheplerin görüşleri şöyledir:
a) Hanefilere göre: Abdetsiz Mushaf’a dokunmak haram dır. Kur’an-ı Kerîm’in içine konulduğu torbaya dokunmak haram değildir. Ayrıca çubuk, kalem gibi bir şeyle dokunmak da caizdir.

Müslüman olmayanın Mushaf’a dokunması caiz değildir. Ama Kur’an-ı Kerîm öğrenmesi, fıkıh vb. şeyler öğrenmesi caiz dir. Herhangi bir ayetin bir kâğit üzerine yazılması haram değil dir. Çünkü haram olan Mushaf’a el sürmektir.

Tefsir kitaplarında; tefsir Kur’an-ı Kerim’den daha fazla ise mekruh olmaz. Kur’an-ı Kerim daha fazla veya eşit ise o zaman mekruh olur.

Üzeri örtülü bir Mushaf’in bulunduğu evde kadına yaklaş mak caizdir. Hifz maksadıyla olması müstesna, Kur’an-ı Kerim’i başının altına koymak mekruhtur. Kur’an-ı Kerim okunamayacak duruma gelirse gömülür. Şer’i kitapların gömülmesi, akarsuya atılması veya yakılması caizdir. Gömülmesi daha iyidir.

b) Şafiilere göre: Kur’an-ı Kerim’e dokunmak; kapağına, sandığına, Kur’an- Kerim’in yazılı olduğu tahta parçalarına bir bezle bile abdestsiz dokunmak haramdır. Ama başka şeylerle beraber Kur’an-ı Kerîm taşımak, tefsirin Kur’an-ı Kerîm’den çok olduğu tefsirleri taşımak helaldir. Tefsirlerde Kur’an-ı Kerim faz la olur veya tefsirle eşit olursa caiz olmaz. Tefsir kitapları dışın daki ilim kitaplarını abdestsiz taşımak caizdir.

Kur’an-ı Kerim’i bir çubukla çevirmek caizdir. Küçük çocuk lar abdestsiz tutabilir. Ekmek ve tuz gibi şeyleri Kur’an-ı Kerim’in üzerine koymak haramdır. Çünkü bu ona hakaret olmuş olur.

c) Malikilere göre: Mushaf’a dokunmak yasaktır. Bir çubuk ile dokunmak da öyledir. İçinde başka eşyaların taşınması şartıyla Kur’an-ı Kerîmi sandığı ile beraber taşımak caizdir. Kişi, onu eşya ile taşımayı kastederse haram olur.

Kur’an-ı Kerîm öğrenen ve öğreten balig kimsenin Kur’an Kerîm’e dokunması ve taşıması caizdir. Adet ve lohusa olsa bile, Çünkü onların böyle bir engeli ortadan kaldırmaya güçleri yok. tur. Ama bu cünüp için caiz olmaz.

Örtülü bir muhafaza içinde bulunan Kur’an-i Kerim’e do kunmak Müslümana caiz, kâfire caiz değildir. Kişi cünüp, adet ve lohusa olsa bile böyledir. Tefsire abdestsiz dokunabilir. Çünkü o Kur’an-ı Kerim’in manalarıdır, tilaveti değildir.

d) Hanbelilere göre: Mushaf’a abdestsiz dokunmak haram dir. Temiz bir çubuk veya engelle dokunmak ve kırbasıyla taşı- mak caizdir. Küçük çocuklar bile abdestsiz dokunamaz.

Kâfir Kur’an-ı Kerim’e el süremez. Mushaf yastık gibi kul lanmak haramdır.

Netice olarak Davud (ez-Zahiri) müstesna, hades sahibi olan kişinin Kur’an-ı Kerîm’e dokunmasının caiz olmadığında ittifak edilmiştir. Küçük hades (abdestsizlik) sahibine gelince bunların delilleri kesin değildir. Ancak cumhur (âlimlerin çoğu) bunun caiz olmadığı görüşündedir.

Bütün bunlarla beraber, sürekli abdestli bulunmak, ezbere Kur’an-ı Kerîm okurken, ezan ve kamet getirirken, dinî ilimleri okurken, cenazeyi yıkarken, öfkenin geçmesi için abdest almak müstehaptır. Bu abdestlerle her türlü namaz kılınır, Kur’an Kerîm’e dokunulur.  Kaynak Temizlik İlmihali

BENZER KONULAR:

Answers ( 2 )

    1
    2022-11-18T09:05:16+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Abdest almak namazın şartlarından bir tanesidir. Yani kişi abdestsiz bir şekilde namaz kılamaz. Eğer abdestsiz bir şekilde namaz kılmış ise bu namazı tekrar iade etmesi gerekmektedir. Yukarıda dört mezhebe göre abdest nasıl alınır detaylı bir şekilde anlatılmıştır. Hangi mezhebi kişi taklit ediyor ise bu şekilde hem sünnetlerine de riayet ederek abdestini alabilir.

    En iyi cevap
    0
    2022-12-08T08:24:10+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Bazı ibadetleri yerine getirebilmek için (mesela namaz kılmak, Kabe’yi tavaf etmek vs) abdest almak zorunludur. Abdest almadan bu ibadetler yerine getirilmiş olmaz. Mesela bir kimsenin abdesti yok iken kılmış olduğu namaz kabul olmaz.

    Dört mezhebe göre abdest nasıl alınır? sorusuna yukarıda detaylı bir şekilde yer verilmiştir. Abdestin farzları yerine geldiği zaman abdest alınmış olur. Fakat bilerek abdestin sünnetlerini terk etmek çirkin bir davranıştır.

Cevapla