İslam’da çalgı aletleri ve müziğin hükmü

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

İslamda müzik ve eğlence

Islamda muzik ve eglence

MÜZİK EĞLENCELERİ

Dinimizde müzik hükmü nedir? Caiz ve günah olan müzikler var mıdır? Musiki hakkında tüm sorulara cevap bulabileceğiniz bir konudur.

Mûsikî (Müzik): Kendine mahsus kaidelerle, seslerin nağmeler hâlinde, sözlü veya çalgılı olarak tekrarlanmasıdır. Sözlü şekline “teganni” denir. Mûsiki, insanın gönlündeki -iyi/veya kötü- duyguları harekete geçiren en kuvvetli bir vasıtadır. “Aşığın aşkını, fâsığın fiskını arttırir.” Binâenaleyh iyi yönleri olduğu gibi, kötü yönleri de çoktur. Böylece mûsiki; söyleyene, söylenen ve dinleyene göre değişik hükümler ihtiva eder. Mûsikî sesi, hayvanlara da te’sir etmektedir.

Aslında geniş izahata muhtaç olan bir bahis, dinî ahkâm yönünden beyânı hayli müşkil bir mes’eledir. İçki, kumar ve zinâ gibi fiillerin haramlığı, kat’i ve şer’i deliller le sabit olduğu hâlde, haram olan ve olmayan taraflarıyla iç içe bulunan mûsikînin hükmünü, kesinlikle beyân mümkün olmuyor. Çünkü mûsikî ahkâmıyla ilgili deliller, kat’i olmaktan ziyâde, zannî mânâları ihtiva etmektedir. Öyle ki mûsikî, bâzan haram, bâzan mekruh, bâzan mübah, bâzan da müstehab olur. Bu durumda. mûsikînin haram olan ve caiz olan yerleriyle birlikte, hangi hükme girdiği kat’iyetle tâyin edilemeyen, şüpheli birçok tarafların bulunduğunu da bilmekrekir. İşte burada, bu hususları kısaca belirtmeye çalışacağız.

1) HARAM OLAN MÜZİKLER:

1- Namahremler huzurunda kadın müziği:

Kız ve kadınların, yabancı erkekler huzurunda, onların hissiyâtını tahrik edecek tarzda, yüksek ve nağmeli sesle söyleşmesi câiz değildir. Kadınların, şarkı-türkü ve ben zeri seslerle icrâ ettikeri müzikler, çok te’sirli tahrik vâsıtası olduğundan, nâmahremler yanında onların mü zik söylemesi ve erkeklerin onları huzurda dinlemesi ha ram olur. (Henüz sakalı çıkmamış, gösterişli genç erkek ler için de durum böyledir.) Açık-saçık bir kıyafetle veya çalgı ile olursa, bunun haramlığı daha ziyâde olur. Bunun için müziğin,kötü sözlerle olması da şart değildir. Binâenaleyh -ister bizzat, ister sinema ve televizyondan olsun- nâmahrem kadınların açık-saçık görütüsünden ve müziğinden sakınmak vacib olur. (Erkeklerin, nâmahrem kadınlar huzurunda müzik söylemesi de câiz değildir.)

Şunu da belirtelim ki, haram olan, böyle müzikeri gayr-i ihtiyâri “duymak” değil, nâmahremler huzurunda söylemek ve ona kulak verip dinlemektir.

2 – Haram ve kötülüğe sebeb olan sözler:

Şehvete hitap eden ifâdelerle seslendirilen, hayvani aşk ve kadın tasvirleri yapan, içki ve fuhuştan bahseden, anarşi ve başıboşluğa sevkeden, insanı sıkıntı ve karamsarlığa iten, mukaddes şeylerle alay eden, kötü şeylerin propangadasını yapan, âdi söz ve hareketlerle icra edilen müzikleri söylemek ve dinlemek, bunların havasıyla çır pınıp tepinmek, hem erkeğe, hem kadına haramdır. Meyhâne müziği cinsinden olan bu gibi müzikler, ister çalgılı ister çalgısız olsun, ister doğrudan doğruya ister radyo ve teyp. plâk gibi âletlerle söylensin, söylenmesi de dinlenmesi de câiz değildir, haramdır.

3- Haram işlere vesile olan çalgılar:

Başta telli ve nefesli âletler olmak üzere, çeşitli çalgılarin, mücerred eğlence olarak çalınıp dinlenmesi de câiz değildir, tahrimen mekruhtur veya haramdır. Çünkü bunların çoğu, içki, dans gibi haram işlerin, ehl-i fiskin bellibaşlı aletleri durumundadır. Eğer bir çalgı âleti, içki ve dans âlemlerinde, birbirine karışık kadın-erkek topluluklarında ve benzeri fisk meclisi haram yerlerde çalını yorsa -hangi havadan çalarsa çalsın- çalana da, dinleye ne de haramdır. Az önce bahsi geçen, sözle çalınması hâlinde haram şümülüne giren, haram ve kötülük vesile si, malûm müzik parçalarını veya dansözlük ve benzeri haram oyunların, insan nefsini fıkırdatıp coşturan kıvrak havasını, sözsüz olarak sadece çalmak ve dinlemek de nerede ve hangi suretle olursa olsun câiz değildir.

Bu mevzuda Resûl-i Ekrem (s.a.v.) şöyle buyurur:

“Ümmetimden muhakkak birtakım zümreler türeyecektir. Bunlar zinayı ve ipek giymeyi, içkiyi ve çalgılı eğlenceyi helâl sayacaklardır. Bunlardan bazıları da dağ eteklerinde, mesirelik yerlere (içkili-çalgılı eğlence için) yayılacaklardır…”.

Şunu da tekrar hâtırlatalım ki, daima haramdan kaçınması gereken müslüman, onu işlese de haramlığını inkâr etmemeli, haramı helâl saymamalıdır. Çünkü hara mı işleyen günahkar olur ama, kat’i haramın haramlığını inkar eden -onu işlemese de- İslâm dışına çıkar. kâfir olur.

2) CÂİZ OLAN MÜZİKLER:

1- Yalnızlık ânında müzik:

Yalnız başına olan kimsenin, içinde günaha sebeb olan sözler bulunmayan tegannileri, şarkı ve türküleri çalgısız olarak kendi hâlinde söyleyip dinlemesi câizdir. Kadın ve erkeğin kendi eşi yanında -nâmahremlere duyurmadan tegannî etmesi de böyledir. Erkeklerin kır türküleri de böyle.

2 – Düğün-bayram gibi zamanlarda müzik (4):

Düğünler dini ve milli bayramlar, zafer şenlikleri ve benzeri meşrû sevinçli zamanlarda def, davul, ney, bando gibi, fasıkların eğlence âdeti olmayan çalgıların çalınması caizdir. Bu hallerde erkeklerin ve kadınların, birbirine karışmadan ayrı ayrı yerlerde meşrû sözlerle kendi arala
rında, şarkı – türkü gibi şeyler söylemeleri ve edebizliğe kaçmayacak şekilde oynayıp eğlenmeleri de câizdir. Bu şartlara uygun, nâmahrem karışıklığından uzak folklor ekipleri ve eğlenceler de böyledir.

3- Gayret ve faâliyet vâsıtası müzikler:

Müsbet çalışmalar ve faâliyetler sırasında, kişinin şev kini arttıran, müstehcen ve haram ifâdelerden uzak, şar kı-türkü gibi müziklerin söylenip dinlenmesi câizdir. Şiir ler de böyle. Meşrû merâsimlerde ve lüzûmlu toplantılar da icra edilen bandolar ve mehter mûsikîsi, orduyu cesaretlendiren, cihada teşvik eden -günah vesilesi sözler taşımayan- milî ve kahramanlık marşları, câiz ve lüzûmlu olan müzikler dâhilindedir.

(Ramazanda çalınan sahur davulu müstehabdır. İnsanın mânevi duygularını kuvvetlendiren ilâhî, kaside gibi mûsikîlerin söylenmesi ve dinlenmesi, âdâbınca yapılırsa güzeldir, müstehabuir. Kur’ân-ı Kerîm’in tecvidli güzel sesle okunması da müstehabdır.)

3) ŞÜPHELİ OLAN MÜZİKLER:

1- İyilik ve fenalığı görülmeyen şarkılar:

Klasik Türk mûsikîsi, halk türküleri ve benzerlerinde görülen, düşük ve kerih ifâdelerden uzak birçok şarkı türkü ve şiirler bu kısma dâhildir. Meselâ Itri’den ve De de Efendi’den kalma bedii besteler, Yunus Emre gibi şah siyeterden, şarkı hâlinde bestelenmiş hikmetli güfteler, muhtelif şiirlerden seçilmiş güzel parçalar ve bunların çe şitli makamlardaki besteleri böyledir. Bu gibi edeb ve cid diyyet daresindeki mûsikîlerin, bir lüzûmu da olmadığı hallerde, kendine has bir üslûbla erkekler tarafından topluluk huzurunda ve gıyabında icrâ edilmesi veya namahremler huzurunda görünmeden, radyo ve teyp gibi vâsıtalarla kadın sesiyle okunup dinlenmesinin hangi hükme girdiği şüphelidir. Erkek bulunmayan, kadın topluluğunda yahut yalnız mahrem kadın-erkek arasında söylenip dinlenmesi de böyledir. (Bunların kendi kendine, çalgısız söylenmesinde zarar yoktur.)

İnsan nefsini tahrik edici olmayan ve zararlı sözler ta şımayan, sâdece söyleyip dinlemekten başka bir maksa da dayanmayan bu gibi mûsikiler, çalgısız ve erkek sesiy le olunca helâle yakın olur; fakat çalgılı ve gıyaben kadın sesiyle söylenince harama yakın olur (7). Haram olan tas vir ve görüntülerin yer almadığı, ancak çalgı ve kadın-er kek sesiyle müşterek söylenen koro hâlindeki musikiler de bu kısma dâhildir. Belirtilen hususlarda kesin bir dini hükümden Söz etmek mümkün görülmüyor. Binâenaleyh, bu nev’i mûsikîlerin şer’î hükmü şüphelidir.

(Kadınların, kızların erkeklere karşı -gerek huzurda. gerek giyâben- yüksek sesle Kur’ân, mevlid ve ilâhi gibi şeyler okumasının hükmü de şüphelidir; meşrû şartlar gözetilmezse harama sebeb olur. Bu hâl sevaptan uzak, günaha yakındır, bundan sakınmalıdır. Genç erkeklerin. genç kadınlar huzurunda açıktan okuması da böyledir. mahzurludur. Böyle hållerde okuyucunun perde arkasın da olması, nâmahremlerle yüzyüze olmaması lazımdır. Zikir, tesbih, ilâhî gibi dini kelâmların çalgı ile söylenme si, sevabı günahla karıştırmak olur, bundan sakınmak gerekir. Hele bunlarla oyun oynamak, hiç caiz olmaz. Kur’ân âyetlerinin çalgıyla beraber okunması ise, küfr derecesinde tehlikeli haram olur.)

2 – Haram âleti olmayan çalgılar:

Meselâ def, ney, davul gibi çalgılar, içkili fisk meclisle rinde kullanılması âdet olmayan bâzı müzik aletleri böy ledir. (Böyle âletlere, meşrû şartlarla düğün ve bayram larda müsaade vardır.) Fakat bunlar bâzan menhiyâta da âlet olduğundan, çeşitli yönleri itibâriyle çalgı olarak kerâhetten uzak değildirler. Yine saz, keman, bağlama, piyano gibi ehl-i fiskin da sú-i istimâl ettiği muhtelif çal gıları, söylenmesi câiz olan bâzı mûsikî nağmeleriyle be raber çalmak veya kadın-erkek karışıklığı olmadan, mü bah çerçevesinde nağme ve makamları, sözsüz olarak sadece çalgı ile seslendirmek de bu kısma dâhildir (9). Düğünlerde, haram işlerden uzak olarak def ve davuldan başka, zurna, kaval, saz vs. gibi şeylerin çalınması, bazı halk şairlerinin güzel şiirle beraber çaldıkları, hattâ ço ban kavalı gibi çalgılar, o anda haram vâsıtası olmadığı hâlde, şüpheli çalgılar zümresindendir. (Şu var ki, câmi ve ona benzer yerde çalgı çalmak, şüphesiz haram olur.)

3- Vakit harcayan müzikler:

Bunların başında, câiz olan bâzı müzikleri sık sık söyleyip dinlemek ve bunu âdet hâline getirmek gelir. Aslın da mübah olan mûsikîler de, lüzûmlu olmadığı hâlde sık sık tekrarlanırsa şüpheli duruma düşer, hattâ harama varır (10).

(İlahilerden, hikmet ve nasihatlerden müteşekkil dinî şiirlerin, güzel seda ile söylenmesi olan “dînî teganni”nin, âdâbına uygun olarak ta’lim ve teşviki faydalı olur).

Buraya kadar, mûsikînin (müziğin) çeşitli hükümlerini hülása etmiş bulunuyoruz. Bunlar içinde genişçe yer tu tan şüpheli müzikler, şahıs ve durumlara, niyet ve dü şünceye göre değişik hükümler arz eder. Kendinden emin ve haram duygulardan uzak kimse için mübah olan şüpheli bir müzik, şehveti gâlib olan, nefsin arzularına kapılan başka biri için haram olabilir. Gençlerin umumiyeti bu ikinci kısma dâhildir. Meselâ “elâ göz”, “gül yanak” “fidan boy” gibi elâstiki ifâdeler taşıyan, gayr-i muayyen kadın-kız evsâfi ve güzelliğinden yahut genç erkek güzelliğinden bahseden şarkı-türkü ve şiirler söylenip dinlenirken, o anda kendi eşini hatırlayan veya haram arzudan uzak olarak sâdece nağme dinleyen kim se için bu mûsiki helâl, olabileceği hâlde, o sırada belirli nâmahrem bir kimseyle buluşmayı arzulayıp hâtırlayan, hevâ ve şehveti gâlib olan kimseye, böyle mûsikiler haram olur .

İşte çeşitli ahvâl ve şahıslara göre, haram veya câiz olabilecek hususiyetteki mûsikiler, genellikle şüpheliler sınıfına dâhildir. Şüpheli şeyler de ekseriyetle “mekruh” hükmüne girmektedir. (Tasavvufi mâhiyette dinlenen mûsiki “semâ” dahi şüpheli durumdadır; meşrû şartları gözetilirse faydalı ve mübah olacağı gibi, şartlarına riayet edilmezse o da haram olur. Zamanımızda bundan da sa kınmak, ihtiyâtlı ve mu’tedil yoldur.)
Şu halde harama düşmemek için, şüpheli şeylerden de sakınmak gerekmektedir. Şüphelilerden korunmayan kimse, nihayet harama bulaşır. Bu devirde kendi diyarımızda söylenip çalınan müziklerin, yüzde doksanı haram veya şüphelidir. Belki onda bir gibi cüz’î bir kısmı mübah müziklere dâhil olabilir. Ne var ki, haramdan korunmak için başka çare olmayınca, mekruh ile amel-kerhen- câiz olur.

Müzikte ücret durumuna gelince:

Haram olan müzik ve oyunlar için ücret almak da, ver mek de haram olur. Şüpheli müziklerden yapılan kazanç da şüphelidir, bunda haram kokusu vardır. Câiz olan müzikler için ücret ise, âdet ve kazanç mesleği hâline ge tirmemek şartıyla câiz olur.

Meselâ içkisiz düğünde davul parası, şüpheli músikilerde hediye almak böyledir. Ne var ki, bunlar bazı şüphelerden uzak kalmadığından, temiz bir kazanç yolu sayılmaz. Zaten şarkıcılık ve çalgıcılık, şerefli mesleklerden değildir. Ekseriya vakar ve şahsiyetin düşmesine sebeb olur. O halde daima haramdan korunmalı, mümkün olduğu kadar şübhelilerden de uzak kalmalıdır. (Çalgı âletlerinin alış-verişi de mekruhtur.)

Kur’ân-ı Kerim’de, mûsiki ve benzerlerini de ilgilendi ren şu âyet-i kerimenin ikazına kulak verelim:

İnsanlar içinde, bilgisizce Allah yolundan saptırmak ve o yolu bir eğlence edinmek için, eğlenceli boş lâfa müşteri çıkan kimseler vardır. İşte bunlara horlayıcı bir azâb vardır
“Mûsiki nağmelerinin, nev’ileri ve muhtelif şekillerine göre haramlığına, kerâhetine ve hatta cevâzına dair şer’i hüküm ve sözlerin mevcud olduğu malumdur. Bununla beraber, herhâlde İslâm dininin, mûsikiyi mutlak surette kabul etmekten, buna karşı tamamen kayıtsız bir nazarla bakmaktan ictinâb etmiş (sakınmış) görünmekte olduğu da malumdur… Şiir hakkında İslâmî fikir, iyisine iyi, kötüsüne kötü diye hulâsa edilmiştir. Esasında bu hüküm, mûsikî hakkında da aynen vâriddir”. GENÇLİK VE EVLİLİK

BENZER KONULARIMIZ:

Answers ( 5 )

  1. soru avatarı
    1
    2021-09-29T21:17:13+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    İslamın bazı kararlarını saçma diye düşünmek

    Hocam bu sitede müzik ile ilgili olan metni okurken şunu gördüm “Klasik Türk mûsikîsi, halk türküleri ve benzerlerinde görülen, düşük ve kerih ifâdelerden uzak birçok şarkı türkü” bunu şüpheli ye yazmışlar ilk başta biraz saçma diye düşündüm tövbe haşa sonra dinden çıkmış gibi hissettim.Dusunurken şüpheli yazdığı için neyi şüpheli gibisinden benzer düşünceler düşünüyorum sonra dinden çıkmış gibi hissediyorum.Dinden çıkarır mı düşündüm sadece (ve soruyu yazarken saçma bulmak yazmıştım bundan önce sonra düzelttim sorun olur mu?)

      2
      2021-09-30T06:44:22+03:00

      Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

      Bildir
      İptal

      Bizler sadece düşüncelerimizden sorumlu değiliz. Yani sorumlu olabilmek için düşündüklerimizi amele ya eyleme dökmemiz gerekmektedir. Örnek verecek olursak; bir insan saatlerce zina yapmayı veya hırsızlık yapmayı düşünsün. Zina yapmayı veya hırsızlık yapmayı eylem olarak geekleştirmediği sürece günah işlemiş olmaz. Yukarıdaki yazıda haram olan müzikler, caiz olan müzikler ve şüpheli olan müzikler geniş bir şekilde anlatılmıştır. Haram olan müzikleri dinlemememiz gerekmektedir. Şüpheli olan müzikleri dinlemekten de kaçınmalıyız. Çünkü takva şüpheli şeylerden kaçınmak ile mümkün olur. Caiz olan müzikleri ise; dinlememiz de ise bir engel yoktur.

  2. Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

     İslam’da hem çalgı çalmak hem de müzik, Kur’an’da dolaylı olarak(lağv) hadislerde ise açıkça yasaklanmış, şeytan işi / boş /lağv olarak belirtilmiştir.

    0
    2022-05-26T14:42:01+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Evde gitar çalmak günahmi yani sadece ailen duyuyor . (Günah olmayan sarkilar)

      0
      2022-05-26T18:05:49+03:00

      Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

      Bildir
      İptal

      Çalgı çalmak hoş bir adet değildir.

      İslam’da hem çalgı çalmak hem de müzik, Kur’an’da dolaylı olarak(lağv) hadislerde ise açıkça yasaklanmış, şeytan işi / boş /lağv olarak belirtilmiştir.

    0
    2022-08-25T18:38:35+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    İdol olmak istiyorum,

    Kpop şarkıcısı olmak istiyorum bunun için çok çaba sarf ediyorum her boş vaktinde dans ediyorum şarkı yazmaya çalışıyorum ama merak ediyorum kpop şarkıcısı/idolü olmak günah mı?

  3. Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    İslam’da müzik ve müzik aletleri meselesi, alimler tarafından tartışılan ve farklı yorumlara sahip bir konudur. Müziğin caiz ve haram olması konusunda farklı âlimler ve İslami düşünce ekolleri farklı görüşlere sahiptir. İşte bazı önemli bakış açıları:

    Yasak: Bazı âlimler, bazı hadis yorumlarına (Hz. .

    Müsaade edilebilirlik: Diğer alimler daha müsamahakar bir görüşe sahipler ve belirli kriterleri karşıladıkları sürece belirli müzik türlerinin izin verildiğine inanıyorlar. Yasağın yalnızca açık ahlaksız veya uygunsuz içerik barındıran veya günahkâr davranışlara yol açan müzik için geçerli olduğunu savunuyorlar.

    Moderasyon ve Bağlam: Bazı akademisyenler, ölçülü olmanın önemini vurgulayarak ve müziğin zevk aldığı bağlamı göz önünde bulundurarak orta bir zemini savunurlar. Müziğin içeriğine, etkisine ve dinleyicinin niyetlerine göre değerlendirilmesi gerektiğini öne sürüyorlar.

    Unutulmamalıdır ki İslam alimleri bu konuda farklı görüşlere sahiptir ve kişiler bilgili alimlere danışmalı veya kendi anlayış ve inançlarına uygun güvenilir kaynaklardan rehberlik almalıdır.

    Genel olarak Müslümanlara, Allah’a ibadet etmek, Kuran ve Sünnet’in öğretilerine uymak, ahlaki ve manevi gelişme için çabalamak gibi İslam’ın temel ilkelerine odaklanmaları tavsiye edilir. Ek olarak, dengeli bir yaklaşım sürdürmek, ılımlılık aramak ve herhangi bir eğlence veya boş zaman aktivitesinde aşırı düşkünlükten kaçınmak teşvik edilir.

    Nihayetinde, Müslümanlar bireysel olarak kendi seçimlerinden sorumludur ve bilgili alimlerden rehberlik isterken kendi anlayış ve vicdanlarına dayalı bilinçli kararlar vermelidir. Müzik ve müzik aletleriyle uğraşmanın caiz ve uygun olup olmadığının belirlenmesinde kişinin inancına, değerlerine ve İslami öğretilere bağlılığına öncelik vermesi önemlidir.

    En iyi cevap
    0
    2023-12-05T15:04:46+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Bizim önderimiz ve örneğimiz Rasulullah (sav)’dir. Huy ve davranış olarak bizler Rasulullah (sav)’e benzemeye çalışmalıyız.

    İslam’ın hoş görmediği işlerde özenti olmaması gerekir.

Cevapla