Paylaş
Zümer suresi hakkında bilgi
Question
ZUMER SURESİ
Kuranı kerimin 39. suresi olan Zümer suresi ile ilgili kısaca bilgiler
Zümer suresi 75 ayetten oluşan ve adını ise 71 ile 73. Ayetlerde geçen zümer kelimesinden almıştır. Zümer kelimesinin sözlük anlamı ise gruplar demektir. Zümer suresinde, göklerde ve yerde Allah’ın birliğini gösteren birçok delil, Müslümanların cennete, kafirlerin cehenneme gidilecekleri konu edilmiş ve insanların, ölüm gelip çatmadan Allah’a yönelmeye çağrıldıkları konular içermektedir.
Zümer suresi konusu ve içerdiği mesajlar
Zümer Süresi
Kur’ân-ı Kerîm’in 39. sûresi Adını, 71 ve 73. âyetlerinde geçen ve “zümreler, gruplar” anlamına gelen “zümer” kelimesinden alır. Buna 20. âyetinde geçen “üst üste yapılmış sağlam odalar, köşkler, konaklar” ifadesinden
dolayı da “Ğuraf” sûresi denilmiştir. Mekke devrinde nazil olmuştur. 75 âyettir. Âyet sonlarına ahenk veren fasılaları be, dâl, râ, lâm, mim, nun, yâ harfleridir.
Hz. Âişe’den gelen bir rivayette, Pey-gamberimiz’in, İsrâ ve Zümer sûrelerini okumadan uyumadığı bildirilmiştir.[132]
Bu sûrede, Allah’ın varlığını, birliğini ve kudretini gösteren deliller, insanın karakteri ve sorumluluğu, Allah’a ortak koşmanın anlamsızlığı ve sadece bir Allah’a inanıp kulluk etmenin lüzumu, ilâhî azabı önlemenin ve ondan kurtulmanın mümkün olmadığı, Allah’ın rahmetinden ümit kesilmemesi gerektiği, müminlerin ve inkarcıların âhiretteki durumları anlatılmaktadır.
Zumer Sûresinde bahsedilen konular ve bazı sonuçlar özetle şunlardır:
* Din, sadece Allah’a mahsustur. İbadet de sadece O’na yapılır. Allah’a ortak koşmak küfürdür. Allah, çocuk edinmemiştir, melekler de Allah’ın kızları olamaz (âyet: 1-4)-
* Yüce Allah, gökleri ve yeri hak ve hikmetle yaratmıştır. Gece ile gündüzü düzenleyen, güneşi ve ayı buyruğu altına alan O’dur. İnsanları ve hayvanları yaratan da O’dur. HerşeyO’nundur, ObirtekTanrı’dır {5-6). (5. âyette, güneşin ve ayın hareket halinde olduğu; 6. âyette ise, insanın ana rahminde aşama aşama geliştiği bildirilir ki bunlar, Kur’ân’ın ilmî mucizelerindendir).
* Allah, hiçbir şeye muhtaç değildir, fakat küfre rıza göstermez, Kendisine şükre-dilmesinden hoşnut olur (7}.
* İnsanın başı sıkışınca Allah’a yalvarır; bir nimete erişince de bunu kendi başarısı olarak değerlendirip doğru yoldan sapar; böyleleri cehennemliktir. Bunun yanında, geceleri ibadet eden, hesap gününden korkan ve Allah’ın rahmetini umanlar gerçek müminlerdir. Bilenlerle bilmeyenler elbette bir olmaz (8-9,49-51).
* Allah’tan korkmalı, salih amel işlemeli ve bu yolda azimli ve sabırlı olmalıdır. Peygamberden istenen de budur: Dini yalnız Allah’a halis kılarak O’na kulluk etmek ve müslümanların ilki ve önderi olmaktır (10-14)
* Allah’tan başkasına kulluk edenler, hem kendilerini ve hem de ailelerini ziyana sokmuş olurlar ve cehenneme giderler (15-16).
* Allah’tan korkup, Allah’tan başkasına kulluk etmeyen, Allah’a yönelen ve Kur’ân’a uyan kimseler, Allah’ın doğru yola ilettiği akıl sahibi kişilerdir ki bunlar, cennetle Ödüllendirileceklerdir (17-20).
* Dünya hayatı, önce büyüyüp yeşeren, sonra sararıp kuruyan ürünler gibi gelip geçicidir. Doğru ve aydınlık yolda olan kimse, İslâm’ı kabul eden kimsedir. Allah’ı anmaya karşı yüreği katılaşmış kimse de sapıklığa düşmüş, kendisine yazık etmiş kişidir (21-22).
* Yüce Allah, sözlerin en güzeli olan Kur’ân’ı indirmiştir. Allah’tan korkanlar, onu işitince duygulanır, ürperir ve Allah’a yönelirler. Kur’ân, Allah’ın insanlara hidâyet rehberidir. Ona inanan doğru yolu bulur, inanmayan sapıtır (23,27-28,41).
* Geçmiş inkarcı toplumlar, hiç ummadıkları bir anda, daha dünyada iken cezalandırılmışlardır. Âhiretteki azap ise daha büyüktür. Bundan ibret alıp doğru yola girmelidir (24-26).
* Allah’a ortak koşanlar, araları bozuk
birçok efendisi olan bir köleye benzer ki, hangisinin emrine uyacağını, ne yapacağını bilmez, şaşırır kalır. İşte birçok tanrısı olan putperestler de böyle huzursuz ve mutsuzdur; oysa bir Allah’a inananlar böyle değildir, mutlu ve huzurludur (29).
* Hz. Peygamber vefat edeceği gibi (onun vefatını temenni eden) inkarcılar da ölecek ve âhirette hesaba çekileceklerdir (30-31).
* Allah hakkında yalan uyduran ve O’ndan gelen doğruyu yalanlayan kişi, en zalim kişidir ve cehennemliktir. Buna karşılık, doğru dini kabul edip tasdik edenler bağışlanacak ve diledikleri her şeye kavuşacaklardır (32-35).
* Allah, kuluna yeter; sadece O’ndan korkmalıdır. Allah’ın şaşırttığını kimse doğru yola getiremez; doğru yola getirdiğini de şaşırtamaz. Allah’a ortak koşulan şeyler, hiçbir şey yapamazlar, Allah’ın vereceği yararı da zararı da engelleyemezler, kimseye şefaat edemezler. Yaşatan da öldüren de Allah’tır. Sadece O’na inanıp güvenmelidir. Her şeyin yaratıcısı olan Allah Teâlâ, kulları arasında hükmünü verecek, haklı ile haksızı ortaya çıkaracaktır (36-40,42-46).
* Allah’ın azabından kaçıp kurtulmak mümkün değildir. İnkarcılar, yeryüzünde bulunanların tümünü ve hatta bir misli fazlasını dahi fidye olarak verseler, yine azaptan kurtulamayacaklardır (47-48)-
* Allah Teâlâ, dilediğinin rızkını açar, dilediğine de rızkı kısar. (Kimini bollukla, kimini darlıkla imtihan eder.) Müminler, bunun ilâhî hikmet gereği olduğunu bilip, ona göre davranırlar (52).
* Allah’ın rahmetinden ümid kesmemelidir; çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Bir an Önce Hakk’a dönmeli, azap gelmeden, iş işten geçip faydasız pişmanlıklara düşmeden önce doğru yola girmelidir (53-59).
* Kibirli inkarcıların âhirette yüzleri simsiyah kesilecek, cehennemi boylayacaklardır. Buna karşılık müttakîler, başarılarıyla kurtulacak, üzüntü ve azap görmeyeceklerdir (60-61).
* Her şeyin yaratıcısı ve yöneticisi Yüce Allah’tır ve kâinatta bulunan her şey O’nundur {62-63).
* Allah’tan başkasına kulluk edilmez. O’na ortak koşanların bütün yaptıkları boşa gider. Yüce Allah, Kendisine ortak koşulan şeylerden uzak ve yücedir {64-67).
* Yüce Allah, âhirette de herkese adaletle hükmeder; orada kimseye haksızlık edilmez. Herkes, yaptığının karşılığını görür. İnkarcılar suçlarını itiraf edip, kendilerinin azabı hak ettiğini söylerler ve cehenneme atılırlar. M utta kî müminler ise, Allah’ın vaad ettiği mükâfata eriştiklerini söyleyip, hamd ederek ebedî cennetlere konulurlar. Böylece, insanlar arasında hak ile hüküm verilmiş ve ilâhî adalet gerçekleşmiş olur (68-75).
BENZER KONULAR:
Answer ( 1 )
Zümer Suresi, Kuran-ı Kerim’in 39. suresidir ve 75 ayetten oluşur. Surenin adı, “zümer” kelimesiyle başlayan bir ayetten gelir. Surenin ana teması, Allah’a tevhid inancı, ibadet, günahlarla mücadele, ahiret hayatı ve cennet ile cehennem arasındaki ayrım üzerinedir.
Zümer Suresi, insanları Allah’a doğru yönlendirmek ve tevhid inancını benimsemeye çağırmak amacıyla indirilmiştir. Surenin başında, Allah’ın kudreti, yaratıcılığı ve hükümranlığı vurgulanır. Ayetlerde, insanların Allah’a olan inançlarının önemi, O’na dua etmeleri, O’nu anmaları ve O’na ibadet etmeleri gerektiği ifade edilir.
Surenin devamında, inkârcıların ve müşriklerin akıbetleri anlatılır. İnsanların dünya hayatında yaptıkları amellerin ahiretteki karşılığını bulacakları vurgulanır. İman edenlerin, Allah’ın rahmetine ulaşacakları ve cennete girecekleri müjdelenirken, inkârcıların ve zalimlerin ise cehennem azabına maruz kalacakları anlatılır.
Zümer Suresi, Allah’ın ayetlerini düşünmek, O’na yönelmek ve O’na ibadet etmek konularında insanları teşvik eder. İnsanların dünya hayatındaki geçici zevklerin ve dünya malının peşinden gitmek yerine, ahiret hayatına odaklanmaları gerektiği vurgulanır. Surenin sonunda, iman edenlerin sevinçli bir şekilde cennete girecekleri ve Allah’ın sonsuz rahmetine nail olacakları ifade edilir.
Zümer Suresi, İslam inancında tevhid inancının önemi, ibadet, ahiret hayatı ve insanların amellerine göre hesap verecekleri konularını işler. İman edenlere doğru yolu gösterirken, inkârcıları ve zalimleri uyarır. Surenin mesajları arasında Allah’a yönelmek, O’na ibadet etmek, ahiret hayatını hatırlamak ve doğru yolda sebat etmek önemli yer tutar.