Zina iftirası nedir, şartları nelerdir?

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Zina iftirası ve şartları

Zina iftirasında bulunan bir kimsenin sopa ile cezalandırılabilmesi için birçok şartın tahakkuk etmesi lazımdır. Bu şartların bazıları müfteri ile bazıları da iftira atılanla ilgilidir. Bir şart da iftiranın kendisinde bulunmalıdır.

Müfteride bulunacak şartlar: Bu şartlar üçtür:

1. Akıllı olmak.

2. Baliğ olmak.

3. Kendi isteği ile itham etmek.

Bu şartlar zâten insanların mükellef olması için asıl olan şartlardır. Bu şartları taşımayan kimse mükellef olamaz. Her ne kadar âyet-i kerîmede bu şartlar sayılmamışsa da diğer nasslarla tesbit edilmiştir.

Müfteri deli, çocuk veya mükreh (tehdid edilen, zorlanan) kimselerden ise had vurulmaz. Zira Resûlullah (s.a.v.), “Üç kişi için teklif yoktur:

Uyuyan insan, henüz ihtilam olmayan çocuk ve deli.” ve yine, “Benim ümmetim için hatâen, unutularak yapılan günahlarla zorlanarak yapılan günahların cezası yoktur.” Zira akıl, mükellef sayılmanın temel şartıdır. Delinin sözüne itibar edilemeyeceğinden attığı iftirânın bir tesiri de olamaz. Ancak akıllı bir çocuğun herhangi bir kimseye zina isnâd etmesine itibar edilmeyerek had uygulanmamakla birlikte ta’zîrle uygun bir şekilde terbiye edilmesi gerekir.

Üçüncü hüküm: İftirâ atılanlarda bulunması gereken şartlar

Âyetteki, “Namuslu ve hür kadınlara…” ifadesinin zâhiri ister Müslüman, ister kâfir olsun bütün kadınlar hata eder. Ancak fakihler zina iftirâsı atılan kadında beş şartın bulunması lazım geldiğinde ittifak etmişlerdir:

1. İslâm (Müslüman Olmak)

2. Akıl

3. Büluğ

4. Hürriyet

5. İffet

Bu şartlar tahakkuk etmediği takdirde iftira etse bile müfteri cezalandırılmaz.
Birincisi: Kadının her şeyden evvel Müslüman olması şarttır. Zira Resûlullah (s.a.v.), “Şirk koşan muhsan değildir.” buyurmuştur. Buna göre müşrik bir kadına zina isnâd eden kimseye iftira haddi uygulanmaz. Zira küfrün üstünde günah yoktur. Kâfirlerden günah sâdır olması her zaman mümkündür.

İbnü’l-Arabî, “Küfründen dolayı kâfirin namusuna saygı gösterilmez. Fıskını açıkça ortaya koyanlar gibi onların da şereflerinin korunması söz konusu edilemez. Çünkü, kâfir İslâmî yasakları çiğnediği için İslâm’ın insana vermiş olduğu şeref payesi sınırlarını tecavüz etmiştir.”? der.

İkincisi: İftirâ atılan kadının akıllı olması şarttır. Zira iftirâ haddi, iftirâ atılanın bundan duyduğu ve duyacağı eziyetlerin karşılığıdır. Aklı olmayan kişi ise yapılan iftirâdan dolayı hiçbir zarara uğramaz. Bu se beple deliye iftirâ atana had uygulanamaz.

İftira atılan kadının akıllı olması şarttır. Zira iftirâ haddi, iftirâ ati lanın bundan duyduğu ve duyacağı eziyetlerin karşılığıdır. Aklı olma yan kişi ise yapılan iftirâdan dolayı hiçbir zarara uğramaz. Bu sebeple deliye iftira atana had uygulanamaz.

Üçüncüsü: İftirâ atılanın bâliğ olması da şarttır. Zâten çocuk için zina tasavvuru mümkün değildir. Kör nasıl görmezse bâliğ olmayan çocuk da zina edemez. Öyleyse çocuğa ister kız ister erkek olsun zina isnâd eden için cumhûra göre had yoktur. İmâm Mâlik’e (rh.a.) göre, bü luğ çağına ermemiş gelişkin bir kıza zina iftirâsında bulunmak aynen bâliğ olanlar gibi haddi, cezâyı gerektirir. İmâm Hanbel (rh.a.) ise sıcak iklimlerdeki erken yetişmiş, dokuz yaşını tamamlamış kız çocuğuna atılan iftirânın da bâliğ olanlara atılan iftirâ gibi haddi gerektirdiği görü şündedir.

Dördüncüsü: İftira atılanın hür olması lazımdır. Cumhûr, hür riyetin şart olduğunda ittifak etmişlerdir. Zira kölenin veya câriyenin insanlık şerefi ve zinadan korunması hür kadına nispetle çok daha za yıftır. Her ne kadar köle ve câriyeye de iftirâ atmak haramsa da müfterî için had uygulanmaz, ta’zir edilir.
Zira Resûlullah (s.a.v.), “Köle ve câriyesine zina iftirâsında bulu nan kimsenin sözü doğru değilse kıyâmet günü ona had uygulanır.” buyurmuştur. Cezânın âhirette uygulanması, âhirette mülkiyetin kalk ması, köle ile efendinin eşit olması ve kimsenin diğerinden takvâdan başka bir üstünlüğe sahip olmaması sebebiyledir.Amtmemes var be İbn Hazm, fukahânın cumhuruna muhâlefet ederek, köle ve câriyelere atılan iftirânın hürlere atılandan hiçbir farkı olmadığını savunmuştur. Buna göre, kim bir câriye veya köleye zina iftirâsı atarsa hüre atılan iftiranın karşılığı olarak uygulanan cezanın ona da uygulanması icâb eder. Ulemânın, “Köle ve câriyeye hürmet yoktur.” Demesi mânâsızdır. Mü’min ister hür, ister köle olsun hürmete lâyıktır. Çünkü öyle köleler vardır ki Kureyş soyundan olan bir halifeden bile Allah katında daha hayırlıdır. İbn Hazm’ın bu görüşü güzel olmakla beraber, cumhûrun delil aldığı hadîse muhâliftir. Hükümler de görüşlerle değil, fiili ve kavli hadislerle tesbit edilir. “Köle ve câriyesine zina iftirâsında bulunan kimsenin sözü doğru değilse kıyâmet günü ona had uygulanır.” hadîsi, Buhârî ve Müslim tarafından tesbit edilmiştir. Hadîsin hilâfına olan görüşlere itibar edilmez.

Beşincisi: İftirâ atılanda bulunması gereken son şart iffettir. Bu hususta bütün fakihler ittifak etmişlerdir ve muhâlefet eden de çık mamıştır. Zira mevzûmuz olan âyette, “İffetli kadınlar…” ifadesi bu lunmaktadır. İffetli olmayanlar, bugün fisk ve günahlarıyla övünmeyi ilericilik, dindar ve faziletli yaşamayı da gericilik sayanlar gibidir. Had cezâsı iftirâ atanı yalanlamak için meşrû’ kılınmıştır. Eğer iftirâ atılan fiilen zina ediyorsa müfteriyi yalanlamak mümkün değildir. İftirâ atıla nın kötü fiilleri işlemekle meşhur olması müfterî için fırsat hazırlamış demektir. Öyleyse gençliğinde zina eden bir adam sonra tevbe ederek halini ıslah etse güzel ahlâkla tanınmış olsa bile ona iftirâ atana had vurulamaz. Müfterî ancak ta’zir edilebilir.

Özetlersek; kâfire, deliye, çocuğa, köle ve câriyeye ve iffetsiz bir kadına zina isnadında bulunan kimseye iftirà haddi uygulanamaz. Ancak taʼzir yapılır. Çünkü bunlara yapılan iftira, her ne kadar şeref ve haysiyet kırıcı bir şey değilse de zinanın yayılmasına sebep olabilir. Nitekim Allah Teâlâ, “Kötü sözlerin iman edenlerin içinde yayılıp duyulmasını arzu edenler (yok mu). Dünyada da ahirette de onlar için pek acıklı bir azap vardır. (Onları) Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (Nûr: 19) buyurmaktadır.

BENZER KONULAR:

Cevapla