Paylaş
Tıp ve Sağlık ile ilgili Alimlerin Sözleri
Question
Tıp ve Sağlık, çok yemek, az yemek ve perhiz hakkında Alimlerin Sözleri
TIP VE SAĞLIK
YEME-İÇMEYİ AZALTMAYA TEŞVİK, TIKA BASA YEMENİN KINANMASI
4922. Abdussamed bin Ma’kıl (rh.) şöyle demiştir: “Vehb bin Münebbih’in (rh.), arkadaşlarından birine şöyle dediğini işittim. Vehb: “Sana tabiplerin tedavide kullanmadığı bir ilaç türünü, fakihlerin kullanmadığı bir fıkıh türünü ve hilm sahibi kişilerin takınmadığı bir hilm türünü söyleyeyim mi?” diye sorunca, arkadaşı: “Olur söyle, ey Ebû Abdillah!” karşılığını verdi. Bunun üzerine Vehb şöyle dedi: “Tabiplerin kullanmadığı tedavi şekli: Sadece, başında Besmele çektiğin sonunda da Allah’a hamd ettiğin yemeklerden yemendir. Fakihlerin kullanmadığı fıkıh türüne gelince: Bildiğin bir konuda sana bir şey sorulduğu zaman ya bildiğini söyle ya da: “Bilmiyorum!” de. Hilm sahibi kişilerin takınmadığı hilme gelince de sana soru sorulmadıktan sonra daima sessiz ol.” [Hilyetu’l-Evliya, 4/35]
4923. Muhammed bin el-Fadl el-Belhî (rh.) şöyle demiştir: “Dünya, midendir. Miden hakkında ne kadar zühd sahibi isen, dünyaya karşı da o kadar zühd sahibisin demektir.” [Beyhaki, eş-Şuabu’l-İman, 7/481]
4924. İbrahim bin el-Haccac (rh.) şöyle demiştir: “Vehb’in (rh.) şöyle dediğini işittim: “Ademoğlunun şeytanının en çok sevdiği şey, o kişinin uykucu ve obur olmasıdır.” [Hilyetu’l-Evliya, 4/58)
4925. İbrahim bin Edhem (rh.) şöyle demiştir: “”Kim karnını zaptederse dinini de zapteder, kim açlığına sahip olursa salih ahlâka da sahip olur. Çünkü Allah’a karşı günah işlemek, açlıktan uzak, tokluğa yakındır. Tokluk, kalbi öldürür. Sevinç, mutluluk ve gülme de bundan meydana gelir.” [Câmiu’l-Ulam ve’l-Hikem, 2/473]
4926. Ebu İmran el-Cüveni (rh.) şöyle demiştir: “Şöyle denirdi: Her kim kalbinin nurlanmasını isterse, yemeğini azaltsın.” (Camiu’l-Ulúm ve’l-Hikem, 2/4721
4927. Kays bin Rafi’ (rh.) şöyle demiştir: “Dini, dünyası ve endişesi de karnı olan kimseye yazıklar olsun!” [Ibn Ebi’d-Dünya, el-Cû’, 23)
4928. Amr bin Kays el-Melai (rh.) şöyle demiştir: “Oburluktan sakının; çünkü o, kalbi katılaştırır.” (İbn Ebi’d-Dünya, el-Cû’, 119]
4929. Hasan-ı Basri (rh.) şöyle demiştir: “Önceleri müslüman, kendisine ‘obur’ denilmesinden kaçınır, utanırdı.” [İbn Ebi’d-Dünya, el-Cû’, 119]
4930. Eyyüb (rh.) şöyle demiştir: “Çok yemek, midenin rahatsızlığına ve kötü kokunun artmasına neden olur.” [İbn Ebi’d-Dünya, el-Cû’, 131]
4931. Malik bin Dinar (rh.) şöyle demiştir: “Karnına sahip olan, tüm salih amellere de sahip olur.” [İbn Ebi’d-Dünya, el-Cû’, 151]
4932. Mâlik bin Dinar (rh.) şöyle demiştir: “Müminin en fazla endişelendiği şeyin midesi olmaması ve şehvetinin ona baskın gelmemesi gerekir.” (İbn Ebi’d-Dünya, el-Cû’, 161]
4933. Bekr bin Huneys (rh.) şöyle demiştir: “Denilirdi ki: “Aç ve susuz olan kişi, verilen bir öğüdü daha iyi kavrar. Kalbi şefkate daha çok yakın durur.” Yine şöyle denilirdi: “Çok yemek, hayrın çoğunu da geri çevirir.” [İbn Ebi’d-Dünya, el-Cû’, 258]
4934. Abbåd bin Abbåd er-Remli (rh.) şöyle demiştir: “Şöyle denilirdi: Çok su, ekini öldürdüğü gibi çok yemek de, kalbi öldürür.” [İbn Ebi’d-Dünya, el-Cû’, 255)
4935. Fudayl bin İyaz (rh.) şöyle demiştir: “İki şey kalbi katılaştırır: Çok konuşmak ve çok yemek.” [Ravzatu’l-Ukalā, 43]
4936. Fudayl bin İyaz (rh.) şöyle demiştir: “İki şey kalbi katılaştırır: Çok uyumak ve çok yemek.” (Beyhaki, eş-Şuabu’l-İman, 7/477]
4937. Bişr (rh.) şöyle demiştir: “Bu kul için karnından daha korkunç bir şey görmedim.” [Beyhaki, eş-Şuabu’l-İman, 7/477]
4938. İbrahim bin Edhem (rh.) şöyle demiştir: “Açlık, kalbi inceltir (hassaslaştırır).” (Beyhaki, eş-Şuabu’l-İman, 7/477]
4939. Hatim (rh.) şöyle demiştir: “Şehvet üç çeşittir. Bunlardan biri yeme arzusu, biri konuşma arzusu, biri de bakma (ve görme) arzusudur. Yemekteki halini (Allah’a) itimad ile dilini doğru söz söylemekle ve gözünü ibretle bakmak suretiyle muhafaza et.” (Beyhaki, eş-Şuabu’l-İman, 7/480)
4940. Ebu Davud es-Sicistanî (rh.) şöyle demiştir: “Giysisini yetecek kadar kısa ve yiyeceğini yetecek kadar az kılan kimse, bedenine rahatlık vermiş olur.” [Beyhaki, eş-Şuabu’l-İman, 7/4881
4941. Ziyad en-Numeyrî (rh.) şöyle demiştir: “Şöyle denirdi: Abidler, uzun süren açlık ve susuzluktan tat alırlar. Onların göz aydınlığı, teheccüd namazlarının uzunluğudur.” [İbn Ebi’d-Dünya, el-Cû’, 155)
4942. Ebu Cafer (rh.) şöyle demiştir: “Mide tıka basa dolduğunda, beden azar.” [İbn Ebi’d-Dünya, el-Cû’, 27]
4943. Hasan-ı Basri (rh.) şöyle demiştir: “Babanız Adem’in (a.s) başına gelen musibet, yemekten dolayı idi. Bu, sizin için kıyamete kadar musibettir.” [İbn Ebi’d-Dünya, el-Cû’, 148]
4944. A’meş (rh.), adamın birine: “Ey ahmak! Şu karnı görüyor musun? Eğer onu aşağılarsan seni yüceltir, onu yüceltirsen seni aşağılar” dedi. [İbn Ebi’d-Dünya, el-Cû’, 146]
4945. Ömer bin Abdilaziz (rh.) şöyle demiştir: “En büyük endişesi midesi olan kimseye yazıklar olsun!” [İbn Ebi’d-Dünya, el-Cû’, 139]
4946. Muhammed bin Vâsi’ (rh.) şöyle demiştir: “Yemeği az olan kişinin anlayışı daha fazla olur, kendini daha iyi ifade eder, kalbi temiz ve yumuşak olur. Kişinin yiyeceği çoğaldığı zaman da yapmak istediği çoğu şeyde üşengeç ve tembel davranır.” (İbn Ebi’d-Dünya, el-Cû’, 69]
4947. Lokman (a.s), oğluna şöyle demiştir: “Mide tıka basa dolduğunda düşünceler uyur, hikmet susar ve âzâlar da ibadet etmeyi bırakır.” [Mevsûatu’lBuhûs ve’l-Makäläti’l-İlmiyye, 70/1]
4948. Zünnûn (rh.) şöyle demiştir: “Hikmet, yemekle tıka basa dolmuş bir midede olmaz.”
4949. Sabit bin Kurre (rh.) şöyle demiştir: “Bedenin rahatlığı, az yemektedir. Ruhun rahatlığı, az günah işlemededir. Dilin rahatlığı ise, az konuşmaktadır.” [et-Tibbu’n-Nebevi,]
4950. İbnu’l-Kayyim (rh.) şöyle demiştir: “Fazla yemeğe gelince; bu da birçok kötülüğe yol açar. Çünkü çok yemek, azaları günah işlemek için harekete geçirirken ibadetlere karşı da tembelleştirir. Bu iki şey ise şer olarak yeter. Tokluk ve fazla yemek nice günahlara sebep olmuş, nice ibadetleri engellemiştir. Dolayısıyla kim midesinin şerrinden korunursa büyük bir şerden korunmuş olur. Şeytan insan üzerinde en çok midesini yemekle doldurduğunda hakimiyet kurar.” [Bedâiu’l-Fevaid, 2/173]
4951. İbnu’l-Kayyim (rh.) şöyle demiştir: “En büyük zarar, çok yemek, çok konuşmak, çok uyumak ve insanların arasına çok karışmaktadır.” [Tuhfetu’l-Mevlud, 242]
4952. Sehl et-Tusterî’ye (rh.), “Bir adam var, günde bir öğün yemek yer, ne dersin?” diye sorulunca, o, “Bu, sıddıkların yeme şeklidir” dedi. Ona, “İki öğün yerse?” denilince, “Bu, mü’minlerin yeme şeklidir” dedi. Ona “Peki ya üç öğün?” denilince, “Onun ailesine söyleyin, kendisine bir yemlik inşa etsinler” diye cevap verdi. [el-Feväid, 180]
4953. Ebu Bekir el-Mervezî (rh.) şöyle demiştir: “Bişr’in (rh.) şöyle dediğini işittim: “Açlık, kalbi saflaştırır, hevâyı öldürür ve titiz bir ilim bırakır.” [Zehebi, es-Siyer, 10/471]
4954. Abdurrahman bin Ahmed ed-Dârânî (rh.) şöyle demiştir: “Dünyanın anahtarı tokluk, âhiretin anahtarı ise açlıktır. Dünya ve âhiretteki her hayrın aslı ise, aziz ve yüce olan Allah’tan korkmaktır.” [Beyhaki, eş-Şuabu’lİman, 7/481]
4955. İbn Büreyde (rh.) şöyle demiştir: “Kişinin üç şeyi âdet edinmesi gerekir: Yürümeyi bırakmamalı, çünkü bir gün ihtiyaç duyarsa yürüyebilmelidir. Yemeyi bırakmamalı, çünkü bağırsakları daralabilir. Cinsel birleşmeyi bırakmamalı, çünkü suyu boşaltılmazsa suyu çekilebilir.” [Zadu’l-Mead, 4/228]
Zehebî (rh.), bu rivayet hakkında şu yorumda bulunur: “Tüm bu şeyleri, kişi orta yolu izleyerek yapar. Özellikle de cinsel ilişkiyi. Kişi ihtiyarladığında bunu terk etmesi daha uygundur.” [Zehebi, es-Siyer, 5/52)
4956. İmam İbnu’l-Cevzî (rh.) şöyle demiştir: “Tokluk, bedenin gevşekliğine ve tembelliğine, aşırı uykuya, zihnin donukluğuna yol açar. Bu, baştaki buharın artmasıyla olur. Öyle ki, bu buhar ve duman, artık düşünce ve zikri örter.” [Muhtasar-u Minhäci’l-Kasıdin,]
PERHİZ
4957. İmam İbnu’l-Cevzi (th.) şöyle demiştir: “Anlatıldığına göre Halife Harun er-Reşid’in oldukça mahir bir Hristiyan tabibi varmış. Bir gün Ali bin Huseyin’e “Sizin kitabınızda tıp ilmine dair bir şey yok” deyince, Ali bin Huseyn bin Vakıd şöyle dedi: “Allah bütün tıbbı Kitabı’ndaki bir tek ayetin yarısında toplamıştır.” Tabip, “Hangi âyettir bu?” deyince, Ali bin Huseyn, “Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez.” (A’raf, 7/31) âyetini okudu.” [el-Adabu’ş-Şer’iyye, 2/352]
4958. -Arapların tabibi lakabıyla bilinen Haris bin Kelde şöyle demiştir: “Perhiz, tedavinin başıdır. Mide, hastalığın evidir. Her bedene, alışık olduğu şeyi verin.” [et-Tıbbu’n-Nebevi, 78)
4959. Vehb bin Münebbih (rh.) şöyle demiştir: “Tabipler, tıbbın başının diyet olduğunda ittifak etmiştir. Hikmet sahipleri de, hikmetin başının susmak olduğunda ittifak etmiştir.” (es-Samt, 278]
4960. İbnu’l-Kayyim (rh.) şöyle demiştir: “Zarar ve eza veren şeylerden perhizkâr olup korunmaya gelince: Yine yüce Allah, hasta olan bir kuluna, abdest veya gusül gerektiği zaman, eğer soğuk su ile bu ihtiyacını gidermesi kendisine zarar verecekse onu bundan korumuş ve kendisine teyemmüm yapmasını emretmiştir. Bu suretle kulunun maddi yapısına, bir zarar ve eza ulaşmasını önlemiştir. Elbette kulunun manevi yapısına zarar veren şeylerden de koruyup himaye eylemiştir.” [İğåsetu’l-Lehfån, 1/17]
4961. İbnu’l-Kayyim (rh.) şöyle demiştir: “Diyet yapmak, sütten kesmek, tanıdık ve alışılmış şeyleri terk etmekten daha kolaydır.” [İğâsetu’l-Lehfân, 1/83]
4962. İbnu’l-Kayyim (rh.) şöyle demiştir: “İlaçların tamamı iki noktada toplanır: Perhiz ve sağlığı koruma. Bedende bozulma meydana geldiğinde gereken, bunun dışarı atılmasıdır. Böylece tıbbın hepsi bu üç kaide altında toplanmaktadır.” [et-Tibbu’n-Nebevi,]
4963. İbnu’l-Kayyim (rh.) şöyle demiştir: “Perhiz iki türlüdür: a) Hastalığı celbedecek şeyden perhiz, b) Hastalığı artıracak şeyden perhiz ki, haline bırakmak gerekir. Birincisi; sağlıklı olanların riâyet edeceği perhiz türüdür. İkincisi; hastaların yapması gereken perhiz türüdür. Çünkü hasta perhiz yaptığında, hastalığı artmaz ve bedeni, hastalığın giderilmesi için kuvvet kazanır.” [et-Tibbu’n-Nebevi, 77)
4964. İbnu’l-Kayyim (rh.) şöyle demiştir: “Birine, “Niçin hasta olmuyorsun?” diye sormuşlar. “Çünkü ben birbirine uyumu olmayan iki kötü yiyeceği bir araya getirmedim, hiçbir zaman yemek üstüne yemek almadım, kendisinden eza göreceğim hiçbir yemeği mideme indirmedim” diye cevap vermiş.” [et-Tibbu’n-Nebevi, 312]
4965. Osman bin Zaide (rh.) şöyle demiştir: “Süfyan-ı Sevri (rh.) bana şunu yazmıştı: “Bedeninin sağlam, uykunun da az olmasını istiyorsan az yemek ye.” [Hilyetu’l-Evliya, 7/7]
4966. İbnu’l-Kayyim (rh.) şöyle demiştir: “Eskilerden, tıpta önde gelenlerden biri şöyle demiştir: “Bedeninin afiyette olmasını isteyen, yeme ve içmeyi azaltsın. Kalbinin afiyette olmasını isteyen de günahları terk etsin.” [etTibbu’n-Nebeví, 150]
4967. Kurtûbî (rh.) şöyle demiştir: “Az yemenin pek çok faydaları vardır. Az yiyenin bedenen daha sıhhatli, hafızasının daha güzel, kavrayışının daha açık, uykusunun daha az ve daha çabuk haraket edebilen bir kişi olması, bunlar arasındadır. Çok yemek halinde ise, mide gereksiz şeylerle doldurulur ve lüzumsuz şişirilir. Çeşitli hastalıklar bundan ortaya çıkar. O bakımdan az yemenin gerektirdiğinden çok daha fazla ilaca ihtiyaç duyulur.” [Tefsiru’lKurtûbi, 7/192]
4968. Hikmet sahiplerinden biri şöyle demiştir: “En büyük ilaç, gıda miktarlarını aşmamaktır.” [Tefsiru’l-Kurtůbi, 7/192]
4969. İmam Şafii (rh.) şöyle demiştir:
“Üç şey var helak eder varlığı,
Sürükler hastalığa sağlam olanı,
İçki bağımlısı ve sürekli cima edenle
Yemek üstüne yemek dolduranı.” [Divanu’ş-Şafii, 74]
4970. Biri şöyle demiştir: “Zararlı olan şeyi azaltmak, faydalı olan şeyi arttırmaktan daha iyidir.” [et-Tibbu’n-Nebevi, 310]
4971. Bir başkası şöyle demiştir: “Aşırı yorgunluktan, yiyecek ve içeceklerden tıka basa mideyi doldurmaktan kaçınmak suretiyle sıhhatinizi korumaya çalışınız.” [et-Tibbu’n-Nebevi, 310]
4972. Bir diğeri şöyle demiştir: “Kim sıhhatli olmak istiyorsa kaliteli gıdalar alsın, acıkınca yesin, susayınca içsin, suyu az içsin, günün ilk yemeğinden (öğle) sonra uzansın, akşam yemeğinden sonra şöyle bir yürüsün, helaya gitmeden uyumasın, tok karna hamama gitmesin. Yazın bir kere harnama gitmek, kışın on defa gitmekten daha hayırlıdır.” (et-Tibbu’n-Nebevi, 310]
4973. -Arapların tabibi lakabıyla bilinen Haris bin Kelde şöyle demiştir: “Kim uzun süre yaşamak istiyorsa -ki ölümsüzlük yoktur- günün ilk yemeğini (öğle) erken yesin, akşam yemeğini de öne alsın. Hafif elbise giysin, cinsel münasebette az bulunsun.” [et-Tibbu’n-Nebeví, 310]
4974. İmam Şafiî (rh.) şöyle demiştir: “Dört şey bedeni güçlendirir: Et yemek, güzel koku koklamak, cinsel ilişkide bulunmaksızın yıkanmak, keten elbise giymek.” [et-Tibbu’n-Nebevi, 311]
4975. İbnu’l-Kayyim (rh.) şöyle demiştir: “Dört şey bedeni hasta eder: Çok konuşma, çok uyuma, çok yeme, çok cinsel ilişkide bulunma.” [et-Tibbu’nNebevi, 313]
4976. İbnu’l-Kayyim (rh.) şöyle demiştir: “Dört şey bedeni yıkar: Endişe, hüzün, açlık ve uykusuzluk.” [et-Tibbu’n-Nebevi, 313]
4977. Hikmet sahiplerinden biri şöyle demiştir: “Beş şey vardır ki, bedeni eritir, insanı kahreder: Varlıklı kimselerin cimriliği, sevilen kimselerden ayrı düşme, öfke ve kini yutma, öğüde kulak asmama, cahillerin akıllı kimselere gülmeleri.” (et-Tibbu’n-Nebevi, 313]
4978. İmam Şafiî (rh.), müslümanların tıp öğrenmeyi terk edip, bu işi Yahudi ve Hristiyanların eline bırakmalarından ötürü üzüntüsünü hep dile getirirdi. Bu konuda şöyle bir sözü vardır: “Müslümanlar ilmin üçte birini kaybettiler ve onu Yahudi ve Hristiyanların eline bıraktılar.” (Zehebî, es-Siyer, 8/258]
4979. İmam Şafii (rh.) şöyle demiştir: “Helâl ve haramlardan sonra tıp ilminden daha asil bir ilim bilmiyorum. Fakat ne yazık ki ehli kitap bu konuda bizi geçti.” [Zehebi, es-Siyer}
BENZER KONULAR:
- Taziye ile ilgili Sahabe ve Alimlerin sözleri
- Oruç ile ilgili Sahabelerin ve Alimlerin sözleri
- İhlas ile ilgili Sahabe ve Alimlerin sözleri
- Bayram ile ilgili Alimlerin sözleri
- Mezhepler ile ilgili Alimlerin sözleri
- Tümünü görüntüle.
- İslam ve Osmanlıda Tıp
- İslam sağlık ilişkisi
- Tıp alanındaki gelişmeler karşısında İslam’ın genel tavrı nedir?
- Sağlıklı yaşam nedir nasıl olmalıdır
- İslamda Sağlık ve Hastalık
- Tümünü görüntüle.
- Dini soru sor Cevap Al
- Dini soru sor Cevap Al Sitesi Hakkında Bilgi
- Dini soru sor kimin?
- Dini soru sor imamlar cevaplıyor
- Dini soru sorabileceğim site arıyorum ?
- Tümünü görüntüle.
Answers ( 2 )
İslam alimleri tıp, sağlık, beslenme ve perhiz konularında önemli sözler söylemişlerdir. Bu sözler, genellikle Kur’an ve hadislerden ilham alarak dile getirilmiş ve insan sağlığını koruma konusunda tavsiyeler içermektedir. İşte bazı önemli alimlerin bu konudaki sözleri:
1. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve Sağlık Üzerine Sözleri
“İnsanoğlu, midesinden daha kötü bir kap doldurmamıştır. İnsana, belini doğrultacak kadar yemesi yeter. Eğer mutlaka fazla yiyecekse, o zaman midesinin üçte birini yemeğe, üçte birini suya, üçte birini de nefesine ayırsın.” (Tirmizî, Zühd, 47; İbn Mâce, Et’ıme, 50)
“Oruç tutunuz ki sıhhat bulasınız.” (Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat, 8/174)
“İki nimet vardır ki insanların çoğu onlar hakkında aldanmıştır: Sağlık ve boş vakit.” (Buhârî, Rikâk, 1)
2. İmam Gazali (r.a.)
“Çok yemek, kalbi öldürür. Az yemek ise kalbi yumuşatır ve hikmeti artırır.”
“Perhiz (az yemek), aklı ve ruhu kuvvetlendirir, ibadeti kolaylaştırır.”
“Açlık, kalbe nur ve hikmet verir. Tokluk ise kalbi katılaştırır ve gaflete sürükler.”
3. İbn Sina (Avicenna)
“Hastalıkların çoğu mideye giren gıdalardan kaynaklanır. O yüzden sağlıklı beslenmek hastalanmaktan daha önemlidir.”
“Az yemek, vücudu dinç tutar ve ömrü uzatır.”
“Perhiz, bütün hastalıkların temel ilacıdır. Önce gıdayı düzene koy, sonra ilaca başvur.”
4. İmam Rabbani (r.a.)
“İnsan, dünyada yiyip içmek için değil, ibadet için yaratılmıştır. Az yemek ibadete kuvvet verir, çok yemek ise gaflete sürükler.”
“Hikmetin başı, mideyi doldurmamaktır. Çünkü az yemek, nefsi terbiye eder ve ruhu kuvvetlendirir.”
5. İmam Şafii (r.a.)
“Dört şey bedeni kuvvetlendirir: Az yemek, az uyumak, az konuşmak ve az günah işlemek.”
“Kim az yer, bedeni sağlıklı olur. Kim çok yer, bedeni hastalıklara açık olur.”
6. Lokman Hekim (r.a.)
“Eğer çok yemek istiyorsan, çok çalış; çünkü hareketsiz bir beden için çok yemek hastalıktır.”
“Şifa, dört şeydedir: Az yemek, az konuşmak, az uyumak ve az günah işlemek.”
Bu sözlerden anlaşılacağı gibi, İslam alimleri ve hekimleri sağlıklı bir yaşam için az yemeyi, perhizi ve dengeli beslenmeyi önermişlerdir. Özellikle “az yemek”, hem bedeni hem de ruhu sağlıklı
tutan önemli bir prensip olarak vurgulanmaktadır.
İslam dünyasında ve Batı’da tıp ve sağlık alanında önemli çalışmalar yapmış âlimlerin sözlerinden bazıları şunlardır:
İslam Dünyasından Alimler
1. İbn Sina (Avicenna) (980-1037)
“Bilim ve sanat takdir edilmediği yerden göç eder.”
“Hekim, önce hastayı tedavi etmeye değil, ona moral vermeye çalışmalıdır.”
“Bedenin sağlığı, ruhun sağlığına bağlıdır.”
2. Ebu Bekir er-Razi (865-925)
“En iyi ilaç, doğru beslenme ve düzenli yaşamdır.”
“Bir hekimin en büyük silahı bilgi ve sevgidir.”
“Önce hastalığın nedenini bul, sonra tedaviye başla.”
3. El-Câhiz (776-868)
“Sağlam bir akıl, ancak sağlam bir vücutta bulunur.”
4. Ali bin Abbas (Hekim El-Mecusi) (10. yüzyıl)
“Tedavi sürecinde hastanın psikolojisini göz ardı eden hekim, yarım hekimdir.”
Batı Dünyasından Alimler
5. Hipokrat (M.Ö. 460-370)
“Bütün hastalıklar bağırsakta başlar.”
*”Önce zarar verme!” (Primum non nocere)
“Gıdalar ilacınız, ilacınız gıdanız olsun.”
6. Galen (M.S. 129-216)
“Tıp, gözlem ve deneyime dayanan bir sanattır.”
7. Paracelsus (1493-1541)
“Her şey zehirdir, önemli olan dozudur.”
Bu sözler, tıp ve sağlık alanındaki önemli prensipleri vurgulayan, günümüzde de geçerliliğini koruyan ifadelerdir. Özellikle hastanın moralinin, doğru beslenmenin ve hekimlikte etik kuralların önemine dikkat çekerler.