Teravih Namazının Mahiyeti ve Tarihçesi Nedir?

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Teravih Namazının Mahiyeti ve Tarihçesi Nedir?

Teravih Namazinin Mahiyeti ve Tarihcesi Nedir

Teravih namazı, Ramazana mahsus bir gece namazıdır. Ramazan ayında yatsı namazından sonra kılınır. Teravih namazı, Kur’an-ı Kerim‟de geçmemesine rağmen, bu namazı kılmayı Hz. Peygamber ısrarla tavsiye etmiştir.

Peygamber (a.s) tarafından bu gece ibadetine, “kıyam-ı ramazan: ramazan namazı” ismi verilmiştir. Rasulullah (a.s)’ın teravih namazının her dört rekâtında bir müddet istirahat ettiğini rivayet eden İbn Abbas, Hz. Peygamber’in bu uygulamasının, teravih namazındaki “terevvuh” ve “istirahat”ın aslı ve dayanağı olduğunu da haber vermiş olmasından dolayı, bu ibadetin İslam‟ın ilk döneminden beri “teravih” adıyla anıldığı anlaşılmaktadır.

Teravih namazı, vaktin sünnetidir, orucun sünneti değildir. Bundan dolayı hasta veya yolcu olup oruç tutmakla mükellef olmayanlar için de teravih namazını kılmak sünnettir.

Hz. Peygamber ramazan ayında geceleyin mescitte namaz kılardı. O (a.s), bir gece mescitte nâfile namaz kılarken birçok kimse ona uyarak namaz kılmış ve sabah olunca da birbirlerine peygamber (a.s)‟ın geceleyin mescitte namaz kıldırdığını anlatmışlardı. Peygamber (a.s), aynı şekilde ertesi gece de mescitte namaz kılmış ve insanlar da kendisine uymuşlardı. Bu haber orada hazır bulunmayanlara da ulaşınca mescitteki (teravih) namazına katılanların sayısı iyice artmıştı. Ertesi gece halk yine toplanmış ve mescit, insanları alamayacak hale gelmişti. Ancak peygamber (a.s) o gece mescide çıkmamıştı. Sabah olunca da peygamber (a.s) insanlara cemaatle teravih namazı kılma konusundaki arzu ve isteklerinin güzel olduğunu, ancak bu şekilde devam edilirse bu ibadetin farz kılınıp, ümmetin bu namazı cemaatle eda etmeye güç yetiremeyeceklerinden korktuğunu ifade etmiştir. Bu sebeple hz. Peygamber bu namazın evde kılınmasını tavsiye ederek, farz namazdan sonra kişinin en faziletli namazının evde kıldığı namaz olduğunu söylemiştir.

Peygamber (a.s)’ın bu tavsiyesi üzerine teravih namazı, onun döneminde tek olarak kılınmaya devam etmişti. Hz. Ebû bekir‟in hilafeti zamanında ve Hz. Ömer’in halifeliğinin başlarında da peygamber döneminde olduğu gibi, isteyen teravih namazını cemaatsiz olarak yalnız başına kılıyordu. Ancak Hz. Ömer, bir ramazan gecesi mescide çıkınca insanların yalnız ve dağınık topluluklar halinde namaz kıldığını gördü. İnsanların kimi kendi başına namaz kılıyor, kimi vakit namazını kılıyor; bir kısım insanlar da uyuyordu. Hz. Ömer dağınık olarak namaz kılan bu insanları bir imam arkasında toplamanın daha iyi olacağını düşünerek böyle yapmaya karar vermiştir. Bu sebeple de insanlara Ubey b. Ka’b‟ı imam tayin etmiş, böylece teravih namazı cemaatle kılınmaya başlanmıştır. Sonraki gece Hz. Ömer tekrar mescide çıkınca, insanların bir imama uyup namaz kıldıklarını görünce “ni‟mel-bid‟atü hazihi: şu teravih namazının böyle cemaatle kılınması ne güzel adet oldu.” Diyerek sevincini belirtmiştir. Ardından da, bu namazı gecenin sonuna bırakıp kılanların, daha erken vakitte kılanlara göre daha faziletli bir iş yaptıklarını da ilave etmiştir.

Teravih namazının cemaatle kılınmaya başlanması hicretin 14. (636) yılında başlamış; Hz. Ömer bunu sadece Medine’de tatbik etmekle kalmayıp diğer şehirlerdeki valilerine de mektuplar yazarak müslümanların cemaatle teravih namazı kılmalarını emretmiştir

Hz. Peygamber döneminde teravih namazının kaç rekât kılındığı konusunda ihtilaf olmakla birlikte, bir kısım sahabenin nakletmiş olduğu bazı bilgiler vardır. Mesela İbn Abbas, Rasulullah’ın ramazan‟da teravihi 20 rekât olarak kıldırdığını bildirmiştir.

Hz. Aişe de, Rasulullah‟ın gerek ramazan gecelerinde, gerekse diğer gecelerde 11 rekâttan fazla namaz kılmadığını, ancak kıldığı her 4 rekâtın çok uzun, fakat oldukça huzurlu ve keyifli olduğunu haber vermiştir. O (ra.) Bu rekâtlara 3 rekât daha eklediğini ifade eder. Bir defasında rasulullah‟ın vitri kılmadığını gören hz. Aişe “vitri kılmadan uyuyor musun?” Diye sorunca rasulullah, gözlerinin uyuduğunu fakat kalbinin uyumadığını ifade etmiştir. Hz. Peygamber‟in, ramazan ayının sonuna doğru bazı gecelerde ashabına, gecenin üçte biri geçinceye kadar teravih namazı kıldırdığı da olmuştur.

Netice olarak, nakledilen bu rivayetler göz önüne alınınca teravih namazının sekiz rekâtının müekket sünnet olduğundan şüphe yoktur. Bazı âlimler, sekiz rekâttan fazlasının müstehap olduğunu söylemişlerdir.

BENZER KONULAR:

Answer ( 1 )

  1. Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Teravih namazı Ramazan ayının gecelerinde kılınan nafile bir ibadettir ve yatsı namazından sonra kılınır. Teravih namazı, Ramazan ayının gündüzünde oruç tutan Müslümanlar için, yatsı namazından sonra ve tercihen vitir namazından önce kılınır. 20 rekattir.

    Teravih, gönüllü bir ibadet olduğu için farz değildir. Ancak Peygamberimiz Hz Muhammed’in (s.a.v.) uygulamalarına dayanan ve toplu bir şekilde cemaatle kılınan bu ibadet, Ramazan ayının manevi atmosferini arttırır, Kur’an’ı dinleme ve okuma fırsatı sunar, birlik ve beraberliği pekiştirir.

    Hatimle teravih

    Teravih namazı, genellikle camilerde cemaatle kılınır ve her gece bir cüz Kur’an okunarak Ramazan ayı boyunca Kur’an’ın tamamı cemaatle okunmuş olur. İmam genellikle uzun ayetler okur ve her bir rekatta kısa sureler veya ayetler tercih edilir.

    Teravih namazı, Ramazan ayının manevi yoğunluğunu artıran ve ibadetle geçirilen bu özel zamanı daha da anlamlı kılan bir ibadettir. Dinî meselelerde daha fazla bilgi almak için ileri düzey dinî otoritelere danışmak faydalı olabilir.

    En iyi cevap

Cevapla