Paylaş
Rum suresi hakkında bilgi
Question
RUM SURESİ
Kuranı kerimin 30. suresi olan Rum suresi ile ilgili kısaca bilgiler
Rum suresi ile ilgili kısa bilgi
Rum suresi ismini 2. Ayette geçen “rum” kelimesinden almıştır. Toplamda 60 ayetten oluşan bu sure peygamber efendimize Mekke döneminde nazil olmuştur. Rum suresinde yüce yaratıcı olan Allah’ın birliği insan fıtratının önemi ve insanların yeryüzünde yapmış oldukları yüzünden ortaya çıkan olumsuzluklar üzerinde durulmakta; kıyamet günü inkarcıların karşılaşacakları bazı haller üzerinde durulmuş, Hz. Peygamber’in şahsında bütün Müslümanlardan tevhid inancına bağlı kalması gibi konular işlenmiştir.
Rum suresi konusu ve içerdiği mesajlar
Rum Sûresi
Kur’ân-ı Kerîm’İn 30. sûresi
İlk âyetlerinde, mecûsî İranlılarla yaptıkları savaşta yenilen ehl-i kitap Rumların (Bizanslıların), yakın bir gelecekte galip gelecekleri bildirildiği için bu adı almıştır. Mekke devrinde nazil olmuştur. 60 âyettir. Âyet sonlarına ahenk veren fasılaları râ, mim ve nun harfleridir.
Bu sûrede, Yüce Allah’ın müminlere yardım etmesi, inkarcıların başlarına gelenler ve âhiretteki durumları, Allah’ın varlığını, birliğini ve kudretini gösteren deliller, sadece Allah’a inanıp ibadet etmenin lüzumu, âhiretin gerçek oluşu, darlıkta da bollukta da Allah’a bağlanmanın gereği ve inkarcılara karşı yılgınlığa ve telaşa düşmeden, hak yolda sebat etmenin lüzumu anlatılmaktadır.
Sûrede bahsedilen konular ve bazı sonuçlar özetle şunlardır:
* Kur’ân-ı Kerîm’İn Allah kelâmı, Hz. Peygamber’in de Allah elçisi olduğu, gaybdan haber veren âyetlerle de ispat edilmiştir. Bunlardan birisi de, ehl-i kitap Rum (Bizanslı)ların, mecûsî iranlıları mağlup edeceğinin birkaç yıl önceden haber verilmesi ve bunun da gerçekleşmiş olmasıdır (âyet: 1-5).
* Allah Teâlâ, dilediğine yardım eder ve O’nun yardım ettikleri de mutlaka galip gelir. Allah, samimi müminlere yardım etmeyi vaad etmiştir (s-6,47).
* Göklerde, yerde ve bu ikisi arasında bulunanlara dikkatle bakıp düşünmeli, gezip görülen yerlerde geçmiş toplumların başlarına gelenlerden İbret alınmalıdır. Yüce Allah, Peygamberlerini yalanlayan, âyetlerini inkâr edip alaya alan inkarcıları daha dünyada iken cezalandırmıştır (7-10).
* İnsanları yaratan Allah, onları öldükten sonra da diriltecektir. Kıyamet kopunca suçlular, umutsuzluk içinde susacaklar, onlara şefaat eden de çıkmayacaktır. Onlar azaba uğrayacak, inanıp iyi işler yapanlar ise cennetle ödüllendirilecektir (11-16).
* Gece gündüz, daima Allah’ı teşbih etmek gerekir. Yüce Allah; ölüden diri, diriden de ölü çıkarır. O, insanı topraktan yaratmış, eşler ihsan etmiştir. Göklerin ve yerin yaratıcısı ve yöneticisi de O’dur. Gece ve gündüzü düzenleyen, rüzgâr estirip yağmur yağdıran da O’dur. Her şey O’nundur ve O’na itaat etmektedir. İlk defa yaratan da, insanları öldükten sonra diriltecek olan da O’dur. Artık bütün bunları düşünüp O’na inanmak ve kulluk etmek gerekmektedir (17-27,46).
* Allah Teâlâ, her şeyi kendisi yaratmıştır ve bütün kâinat O’nundur. O’nun hiçbir konuda ortağı yoktur. Öyleyse O’na şirk koşup, bizzat O’nun yarattıklarını O’na ortak koşmak saçmalıktır. Böyleleri, keyiflerine uymuş şaşkınlardır (28-29).
* İnsana en uygun din, tevhid dinidir; çünkü Allah, insanı buna göre yaratmıştır. Şu halde Allah’a yönelip O’ndan korkmalı, namazı kılmalı ve Allah’a ortak koşanlardan olmamalıdır (30-32).
* Müşrikler, başlarına bir bela gelince Allah’a yalvarırlar; fakat bu sıkıntı gidip sevince kavuşunca yine O’na ortak koşmaya başlarlar. Aynı şekilde, Yüce Allah, insana bir rahmet tattırınca insan buna sevinir,
kendi hataları sebebiyle ona bir kötülük erişince de derhal ümitsizliğe düşer ki, bütün bunlar yanlıştır (33-36).
* Cenab-ı Hak, dilediğine bol, dilediğine de dar rızık verir; Allah’ın verdiğine razı olmak gerekir (37).
* Akrabaya, yoksula ve yolcuya yardım etmelidir (38).
* Malın artması için verilen faiz, gerçekte Allah katında onu artırmaz (faiz, paranın bereketini giderir); ama Allah İçin zekât ve sadaka vermek, malı kat kat artırır (39).
* Yaratan, rızık veren ve öldürüp dirilten sadece Allah’tır (4c).
* İnsanların olumsuz davranışları, dünyanın düzenini bozar; Yüce Allah da onları bazı felaketlerle uyarır (41).
* Allah’a ortak koşanların sonu felakettir. Geçmiş inkarcıların başlarına gelenlerden ibret almak gerekir. Öyleyse kıyamet gelmeden önce Hak dine dönmelidir. İnkâr edenin zararı kendisine, inanıp iyi işler yapanların da yararı kendilerinedir; Allah böyle müminleri ödüllendirir, kâfirleri ise asla sevmez (42-45).
* Rüzgârlar, Allah’ın varlığının belgele-rindendir. O rüzgârlarla bulutları hareket ettirir, bulutlardan yağmur çıkar, yağmurla da toprak canlanır. İşte Allah Teâlâ, bunun gibi, Ölüleri de diriltecektir; ancak bunu düşünenler anlar; ölüye, gerçeğe kör ve sağır olana söz anlatmak mümkün değildir. Ancak inananlar, Allah’ın âyetlerine kulak verip, O’na teslim olurlar (46,48-57).
* Yüce Allah, insanı zayıf bir halde yaratmakta, sonra gençlik çağında güçlendirmekte, daha sonra da ihtiyarlığa eriştirerek tekrar zayıf hale getirmektedir. (İşte bunu yapan Allah, ölen insanı tekrar diriltmeye de kadirdir) (54).
* Kıyamet günü suçlular, dünyada bir saatten fazla kalmadıklarına yemin ederler (insana hayat bu kadar kısa gelir); fakat onlara asıl gerçek hatırlatılır ve o gün, zulmedenlerden hiçbir mazeret ve tevbe kabul edilmez (55-57)-
* Allah Teâlâ, Kur’ân-ı Kerîm’de insanlar için her çeşit misale yer vermiştir. İnanan inanır. İnanmayanlara karşı sabırlı olunmalı, onların olumsuz davranışları karşısında üzüntüye, yılgınlığa, gevşekliğe ve telaşa kapılmamalıdır; Allah’ın vaadi gerçekleşecektir (58-60).
BENZER KONULAR:
Answers ( 2 )
Rum Suresi, Kuran-ı Kerim’in 30. suresidir ve 60 ayetten oluşur. Surenin adı, surenin başında geçen “Rum” kelimesinden gelir. Surenin ana konuları arasında tarihî olaylar, insanın yaratılışı, Allah’ın âyetleri, doğru yol ve iman konuları yer alır.
Rum Suresi, tarihî bir perspektiften ele alınır ve Bizans İmparatorluğu’nun (Romalılar) ve Sasani İmparatorluğu’nun mücadelesi ile ilgili olaylara atıfta bulunur. Surenin ilk ayetlerinde, Romalıların yenilgiye uğradığı ve Müslümanlar için bir üzüntü kaynağı olan bu olayın ardından bir dönüşün gerçekleşeceği haber verilir. Bu olay, Bizans’ın tekrar galip geleceğine dair bir müjdedir.
Ardından surede, Allah’ın yeryüzündeki işlerinin kanunları ve düzeni hakkında işaretler vardır. Doğadaki değişimler ve mevsimlerin dönüşü gibi olaylar, Allah’ın yaratma ve kudretini gösteren âyetler olarak ele alınır. Surenin devamında, insanın yaratılışı, uyku, rüyalar ve ölüm gibi konulara değinilir. İnsanın hayatındaki iniş çıkışlar ve değişimler, Allah’ın varlığı ve kudretinin bir göstergesi olarak sunulur.
Rum Suresi’nin sonraki ayetlerinde, insanların dünyevi arzularına kapılarak dünyaya olan aşırı bağlılıklarının, ahiret hayatını göz ardı etmelerine yol açtığı vurgulanır. Surenin genel mesajı, dünya hayatının geçici olduğu ve asıl önemli olanın ahiret hayatı olduğu şeklindedir. İnsanların dünyadaki zorluklara sabretmeleri, doğru yola yönelmeleri ve Allah’a olan imanlarını güçlendirmeleri teşvik edilir.
Rum Suresi, imanın önemi, doğru yol ve dünyanın geçiciliği gibi konuları ele alarak Müslümanları düşünmeye, doğru değerleri benimsemeye ve ahirete yönelmeye çağıran bir suredir. Aynı zamanda tarihî olayları ve Allah’ın varlığını gösteren âyetleri kullanarak insanlara Allah’ın kudretini hatırlatır.
Rum Suresi, Kur’an-ı Kerim’in 30. suresidir ve Medine’de inmiştir. 60 ayetten oluşur. Adını, suresinin ilk ayetinde geçen “Rum” kelimesinden alır; burada “Rum”, Bizans İmparatorluğu’nu ifade eder. Bu sure, tarihsel bir bağlamda Bizans İmparatorluğu’nun Persler’e karşı kazandığı zaferi ve bunun üzerinde durarak insanların inançlarını ve kaderi anlatan bir sure olarak dikkat çeker.
Rum Suresi’nin Temel Konuları:
Bizans’ın Zaferi (1-6. Ayetler):
Sure, Bizans İmparatorluğu’nun, Persler’e karşı yenildiği dönemde başlayıp birkaç yıl sonra onların galip gelmesi ve nihayetinde tekrar zafer kazanmaları olayını anlatır. Bu olay, iman edenlerin sabırlı olmaları gerektiği ve kaderin Allah’ın kontrolünde olduğu bir bağlamda ele alınır.
Kâinatın Yaratılışı (11-13. Ayetler):
Allah’ın yarattığı evrenden örnekler verilerek, insanların hayatlarındaki dönüm noktalarının Allah’ın takdiriyle gerçekleştiği anlatılır. İnsanların inançlarını yeniden gözden geçirmeleri gerektiği vurgulanır.
İnsanın Kendisindeki Hal (19-22. Ayetler):
İnsanların kendi iç dünyalarıyla, yaradılışlarıyla ve doğa ile olan ilişkileri hakkında düşünmeleri istenir. Varlıkların yaratılışındaki düzen, Allah’ın gücünün bir işaretidir. Bu bölümler, evrenin düzeninin Allah’ın varlığının bir delili olduğu üzerinde durur.
Şirk ve İman (28-30. Ayetler):
Şirk (Allah’a ortak koşma) ile iman arasındaki farklar ele alınır. İnsanların kendi akıl ve kalp gücüyle doğru yolu bulmaları gerektiği öğütlenir.
Allah’ın Kudreti ve Adaleti (40-42. Ayetler):
Allah, her şeyin yaratıcısı ve mutlak hakimidir. Her türlü felaket, zorluk ya da rahmet O’nun iradesine bağlıdır. İnsanlar, Allah’ın kudretini ve adaletini kavrayarak doğru yolu seçmelidir.
Öne Çıkan Temalar:
Kader ve Allah’ın Gücü: Rum Suresi, insanların yaşamındaki birçok olayın Allah’ın iradesi doğrultusunda şekillendiğini vurgular.
İman ve Sabır: İman edenlerin, zorluklar karşısında sabırlı olmaları gerektiği öğütlenir.
Dünya ve Ahiret Dengesini Anlamak: Dünya hayatının geçici olduğunu ve gerçek ödülün ahirette verileceğini hatırlatır.
Özellikleri:
Dil ve Üslup: Rum Suresi, hem nasihat hem de teşvik edici bir dil kullanır. İnsanlara dünyadaki ve ahiretteki kurtuluş için doğru yolu gösterir.
Mantık ve Akıl: İnsanları düşünmeye, evrenin düzenini ve yaratıcısını sorgulamaya teşvik eder. Akıl, imanın bir aracı olarak önemli bir yer tutar.
Bu sure, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde insanları uyanık olmaya ve gerçek anlamda iman etmeye çağırır.