Paylaş
Nasr Süresinin Tefsiri
Question
Nasr suresinin açıklaması
1. Bu, Rasulullah (s.a.v)’a yapılmış bir hitaptır. Rabbi ona ve diğer mü’minlere vermiş olduğu nimet ve ihsanı hatırlat*maktadır. Yani, Ey Peygamber! Allah, düşmanlarına karşı sana yardım ve şehirlerin anası olan Mekke’nin fethini nasip ettiği zaman…! Tefsirciler şöyle der: Mekke fethedilmeden onun fethedileceğini haber vermek, gaybı haber vermektir. Bu, peygamberlik alâmetlerindendir.
2. Ve Arapların savaşmadan bölük bölük İslama girmelerini gördüğünde… Bu, Mekke fethinden sonra olmuş; Araplar her taraftan gönüllü olarak gelmeye başlamışlardır. İbn Kesîr şöyle der: Arap kabileleri Mekke’nin fethini bekliyor ve, “Kavmine üstün gelirse, o peygamberdir” diyorlardı. Allah, Peygamber (a.s.)’ine Mekke’nin fethini nasip edince, Araplar bölük bölük Allah’ın dinine girdiler. İki sene geçme*den, Arap yarımadası iman vesikasını aldı. Diğer Arap kabileleri içinde de Müslümanlığını açıklamayan kalmadı.
3. Bu nimete karşı, hamd ile beraber Rabbini teşbih et ve O’nu yücelt. Düşmanlara karşı zafer, ülkelerin fethi ve insanların Islama girmesini sana nasip ettiği için de O’na şükret. Hem kendin, hem de ümmetin içinndan bağışlanma dile. Şüphesiz Rabbin, tevbeyi çokça kabul eden, mü’min kullarına çok merhamet edendir.
Answer ( 1 )
Nasr Suresi, Kur’an’ın 110. suresi olup 3 ayetten oluşmaktadır. Bu sure, Allah’ın yardımını ve zaferini müjdeleyen bir sure olarak bilinir. İncelendiğinde, Nasr Suresi’nin Arap toplumunun tarihsel bağlamı ve İslam’ın ilk yıllarındaki zaferlerin anlatıldığı bir metin olduğu görülür.
Nasr Suresi’nin tefsirine kısaca göz atalım:
1. Ayet:
“İnne nassrallahi ve’l-feth” (Şüphesiz, Allah’ın yardımı ve zaferi yakındır.)
Bu ayette, Allah’ın yardımının ve zaferinin yakın olduğuna dair müjde verilmektedir. “Nassr” (yardım) ve “feth” (zafer) kelimeleri, müminlerin karşılaştığı zorluklar ve düşmanlara karşı Allah’ın yardımını ifade eder. Burada “zafer” özellikle Mekke’nin fethine işaret eder, çünkü bu olay İslam’ın zaferi ve Allah’ın yardımının en belirgin örneklerinden biridir. Ayrıca, bu ayet genel olarak İslam’ın her dönemindeki zaferi müjdelemektedir.
2. Ayet:
“Ve raeyten nasi yedhulune fi dinillahi afwaja” (Ve insanların Allah’ın dinine akın akın girdiklerini gördüğün zaman.)
Bu ayette, İslam’ın hızla yayıldığına, Mekke’nin fethiyle birlikte insanların İslam’a büyük bir ilgi göstererek akın akın girmeye başladıklarına dikkat çekilir. Bu, Allah’ın zaferini ve yardımını somut olarak gösteren bir işarettir. Ayrıca bu, müminler için büyük bir zaferin ve Allah’ın rahmetinin bir göstergesidir.
3. Ayet:
“Fesabbih bihamdi rabbike ve’s-teğfir” (O zaman Rabbinin hamdini söyle ve O’ndan bağışlanma dile.)
Bu ayette, zaferin ve zaferin getirdiği sonuçların ardından, müminlerin yapması gereken şeyin Allah’a hamd etmek ve O’ndan bağışlanma dilemek olduğu ifade edilir. Bu, müslümanların her türlü başarı ve zaferin ardından nefsaniyetten uzaklaşarak Allah’a şükretmelerini ve tövbe etmelerini öğütler. Ayrıca bu, insanın Allah’a olan bağlılığını sürekli kılmanın önemini vurgular.
Tefsir Çalışmaları:
Zaferin Manevi Anlamı: İslam’a katılımın arttığı bir dönemde, zaferin sadece fiziksel bir sonuç olmadığını, aynı zamanda bir maneviyat zaferi olduğunu anlamak gerekir. Buradaki “zafer”, sadece düşmanların yenilmesi değil, aynı zamanda kalplerdeki zaferdir; insanların İslam’a girmesi, Allah’ın izniyle doğru yola yönelmeleri zaferin manevi yönüdür.
Şükür ve Tövbe: Nasr Suresi, zaferin arkasında her zaman bir sorumluluk taşıdığını anlatır. Her zafer, insanı kibir ve gurura sürükleyebileceği için, sürekli Allah’a şükretmek ve O’ndan bağışlanma dilemek önemlidir.
İslam’ın Yayılması: Nasr Suresi, özellikle Mekke’nin fethinden sonra İslam’ın hızla yayıldığını ve birçok kişinin İslam’a katıldığını müjdelemektedir. Bu, müminler için bir zafer ve Allah’ın desteğinin bir göstergesidir.
Sonuç:
Nasr Suresi, Allah’ın yardımının ve zaferinin müjdesidir. Aynı zamanda İslam’ın yayılmasının simgesel bir ifadesi olan bu sure, insanlara her zaferin arkasında Allah’ın kudretini hatırlatırken, nefsaniyetten uzaklaşarak şükretmeyi ve tövbe etmeyi öğütler. Müslümanlar için bir zaferin ardından bile tevazu ve bağlılık, en önemli erdemdir.