Paylaş
İslam’da ruh inancı
Question
İslam’da ruh ve hükmü
Ruh hakkında tartışmaya girmemek gerekir.
Alimler ruh konusunda görüş ayrılığına düşmüşlerdir.
Bir kısım alimler Allah’ın sırlarından bir sırdır Allah hiç kimseyi ruh konusunda bilgilendirmemiştir isra suresi’nin 85 ayetinde şöyle buyuruyor senden ruh hakkında sorarlar de ki Rabbimin emrindedir.
Yüce Allah Peygamberimizi ruha ve ruhtan başka hadislerle bilinen bazı bilinmeyen garip olan bilgilere muttali kılmadan onu dünyadan almamıştır
Allah bu bilgileri bazılarının bilinmesini emretmiş bazılarının da gizli kalmasın emretmiştir bazı bilgilerin bilinmesinde onu serbest bırakmıştır.
insanın ruh hakkında yeterli bilgiye sahip olmaması onun acizliğini en büyük delilidir. Çünkü insan kendisine en yakın olan şeyi bilmemektedir.
Bu da her iki yanında bulunan ruhtur. Doğru olan görüş budur yani ruh hakkında konuşmaya dalmak mekruhtur çünkü yüce Allah tarafından ruh hakkında ayet indirilmiştir.
Ruh hakkında konuşmak yasaklanmıştır ruh hakkında konuşmaya dalmak mekruhtur.
Zira ruhun gerçeğini açıklayan bir ayet Allahu Teala tarafından gelmemiştir.
Cüneydi Bağdadi der ki ruh öyle bir şeydir Allah onu ilmiyle tercih etmiştir yaratılışı konusunda kimseyi ona muttali kılmamıştır.
Ruh hakkında varid olan nasların başında insanların ruhtan fazla bahsetmesi caiz değildir ruhun hakikati ve cesetteki yeri hakkında bir bilgimiz yoktur.
Ruhun ceset gibi bir suret olduğu görüşü İmam malik’e aittir
Bu görüşün İmam maliki ait olduğunu söylemişlerdir cümlesinden kasıt İmam malik’in arkadaşlarıdır.
İmam nevevi de Şafii mezhebinin büyüklerinden olan imamın haremeynden naklederek der ki ruh Latif şeffaf cezasından dolayı deli olan kesif cisimlere karışmıştır.
Suyun yaş ağaca karışması gibi….
Cesedin şekline göre ona karışır bunun için şu delili getirmişlerdir ruh inmek yukarıya çıkmak ve berzaha gidip gelmekle vasıflanmıştır.
Bu görüşler şu itiraz yapılmıştır hayvandan bir parça kesildiği vakit onun kadar ruhtan da kesilmesi lazım dır buna göre ruhun Baki kalmaması lazım gelir mutemet görüşe göre ruhum Baki kalmamasıdır
Buna verilecek cevap şudur incelik ve letafetin den dolayı kesilen azanın cesetten ayrılmadan önce ruh azadan suratlı bir şekilde ayrılır ve suretle kaynaşır, hava ve sıvı halde olan bütün maddeler gibi.
İzz ibni Abdüsselam şöyle der: her cesette iki ruh vardır uyanıklığı ifade eden ruh bu cesetle birlikte olduğu vakit Allah adeti o şekilde icra eder ve o kişi uyanık kalır.
Kişiden ayrıldığı zaman insan uyur ve ruh rüyalar görür
Diğer ruh hayat ruhudur.
boru cesette olduğu zaman Allah adeti o şekilde icra eder kişi sağ olur ondan ayrıldı zamanda ölür ona geri döndüğünde dirilir bu ruhun cesetteki yerini Allah ve Allah’ın muttali kıldığı kişiler hariç kimse bilemez
bu iki ruh kadının karnındaki ikiz bebekler gibidir, doğru olan görüşe göre ruh birdir, onun yeri ruh hakkında bilgi verenlere göre kalp veya karın veya ona yakın bir yerdedir.
Ruhun ışınları cesedi ayakta tutar.
Bunun misali şudur bir cam kabın ortasındaki mum gibidir. Mumun Aslı kabın ortasındadır. Işınları ise kabın tüm parçalarına sirayet eder. İnsan hayatta olduğu zaman durum böyledir.
Ölümden sonra ise nebilerin ruhları cesetleri nedir. Şehitlerin ruhları ise cennetteki yeşil kuşların havlasındadır. şehitler dışında itaatkar insanların ruhları ise berzahta kabirlerinin çevresindedir bunun sınırı ise kabrin çevresinden cennetin kapısına kadardır.
Kafirlerin ruhları ise hadremut’ta berhut kuyusunda dır bu zayıf bir görüştür.
Hadramut nedir kısaca
Adramut denize yakın adn”ın doğusunda büyük bir nahiyedir etrafı çok Kumla kaplıdır Ahkaf olarak bilinmektedir..
Hud aleyhisselamın kabrinin orada olduğu rivayet edilir berehut kuyusu oraya yakındır.
Bu Ruh ile ilgili bilgiler ehli sünnet akaid kitabı olan cevheretü’t tevhid adlı eserinden alınmıştır.
Answer ( 1 )
İslam’da ruh inancı, temel inançlardan biridir ve insanın manevi varlığının bir parçası olarak kabul edilir. Ruh, insanın bedeniyle birleşen ancak ondan farklı bir varlık olarak kabul edilir. İslam’a göre, ruhun kökeni Allah’tan gelir ve O’nun iradesiyle bedene üflenir. Kur’an-ı Kerim’de ruh hakkında doğrudan çok fazla açıklama bulunmamakla birlikte, ruhun Allah’tan bir emanat olduğu ve sadece O’na ait bilgilerin bulunduğu ifade edilmiştir.
Ruh ve İslam’daki Hükmü
Kur’an’da ruh hakkında bazı ayetler bulunmakla birlikte, bunlar genellikle ruhun doğası hakkında doğrudan detaylı açıklamalar yapmaz. Örneğin, İsra Suresi’nde (17:85) şöyle denir:
“Ve sana ruhu sorarlar. De ki: ‘Ruh, Rabbimin işindendir, size verilen ilim ise pek azdır.’”
Bu ayet, ruhun tam anlamıyla ne olduğu konusunda insanlar için sınırlı bir bilgiye sahip olduklarını vurgular. İslam’da ruhun mahiyeti konusunda kesin bir bilgi olmamakla birlikte, Allah’a ait olan bir gizem olarak kabul edilir.
Ruhun Görevi ve Yaşamdaki Yeri
İslam’a göre, insanın ruhu bedenle birleşip dünyaya gelir, ancak ruh esasen bedenin geçici varlığından bağımsız olarak sonsuz bir yaşamı temsil eder. Beden öldükten sonra ruh, Allah’ın takdiriyle ya cennet ya da cehenneme gider. Ruh, insanın ahlaki sorumluluklarını taşıyan, onu doğru ve yanlış arasında yönlendiren bir öğe olarak kabul edilir.
Ruhun Ölüm Sonrasındaki Durumu
Ölüm anında ruh bedenin terk eder, ancak bu geçişin hemen ardından ruh, Allah’ın iradesine göre bir yolculuğa çıkar. İslam’a göre, ölüm bir son değil, ruhun ebedi hayata adım atacağı bir geçiştir. Ahiret inancı, ruhun sonsuz hayatını ve yaptığı amellerin karşılığını alacağı yer olarak ortaya çıkar.
Ruhun İnsanla Olan İlişkisi
Ruh, insanın düşünce, his ve davranışlarını etkiler. Bu bağlamda, ruhun ahlaki ve manevi gelişimi, insanın dünyadaki amelleri ve Allah’a yaklaşması ile doğrudan ilişkilidir. İslam’da insanın ruhunu olgunlaştırması, temizlemesi ve Allah’a yakınlaştırması büyük bir hedef olarak görülür. Bu, kalp ve ruh temizliğiyle, ibadetle ve iyi amellerle sağlanır.
Sonuç olarak, İslam’da ruh, Allah’ın yarattığı bir varlık olup, bedeni geçici bir araç olarak kullanır. Ruhun doğası, varlığı ve işlevi, Allah’a ait bir sır olarak kabul edilir ve insanlar bu konuda ancak sınırlı bir bilgiye sahip olabilirler.