Herhangi biriniz ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?

Question

“Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?”

Herhangi biriniz olmus kardesinin etini yemekten hoslanir mi

Bir kimsenin arkasından hoşlanmadığı şeyleri söylemek manasına gelen gıybetin haram kılınması:

“Birbirinizin gıybetini yapmayın. Hiç sizden biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? Bundan tiksindiniz… Yani birbirinizin arkasından hoşlanılmayan şeyleri söylemeyin. İster bu arkadan konuşma açıktan ister işaret vb. şeylerle olsun farketmez. Gıybeti yapılan kimse bundan rahatsız­lık duyar. Bu hüküm bir kimsenin din ve dünyasında ahlâk ve fıtratında, malı, evlâdı, zevcesi, hizmetçisi, giysisi vb. hakkında hoşuna gitmeyen her sözü içine alır.

Ebu Davud, Tirmizi ve İbni Cerir’in Ebu Hureyre’den rivayet ettikleri bir hadiste Rasulullah (s.a.) gıybetin ne olduğunu açıklamıştır. “Rasulul-lah’a Ya Rasulallah! Gıybet nedir?” denildi Rasulullah (s.a.): “Kardeşini hoşlanmadığı bir şekilde zikretmendir.’ buyurdu. Peki söylediğim şey kar­deşimde varsa?” denilince Rasulullah (s.a.) ‘Şayet söylediğin şey onda var­sa onun gıybetini yapmış olursun. Yok söylediğin şey onda mevcud değilse ona iftira etmiş olursun.” buyurdu.

Ebu Davud Hz. Aişe’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Peygamber (s.a.)’e “Safiyye’nin şu şu özellikleri (kusur olarak sana yeter. Yani o kısa boy­ludur.” dedim. Bunun üzerine Rasulullah s.a. şöyle buyurdu: “Sen öyle bir şey söyledin ki bu sözün deniz suyuna karıştırılacak olsa onu bulandırırdı.”

Sonra Allah Tealâ gıybetten nefret ettirmek için gıybeti ölü insanın etini yemeye benzetmiştir. Sizden birisi hiç ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? Bundan nasıl tiksindiyseniz bir kimsenin arkasından kötü ko­nuşmaktan da aynı şekilde kaçının. Allah Tealâ gıybeti ölü insanın bedeni­ni yemeğe benzetmiştir. Bu teşbihi insanları gıybetten tiksindirmek için yapmıştır. Zira insan etinin yenmesinin dinen haram olması bir yana zaten insanın tabiatı buna karşı bir tiksinti duyar.

Bu ayet gıybetin dinen haram ve çirkin olduğuna delâlet etmektedir. Bu sebeple gıybetin haramlığı konusunda icma vardır. Gıybet eden kimse­nin Allah’a tevbe etmesi ve gıybet ettiği kimseden de helâllik dilemesi gerekmektedir. Bu hükümden ancak cerh ve tadil ile vaaz ve nasihatte oldu­ğu gibi fayda tarafı ağır basan konular istisna edilmiştir. Buhari’nin Ai-şe’den rivayet ettiği bir hadis buna misal gösterilebilir: Günahkâr bir adam huzuruna gelmek için izin istediğinde Rasulullah (s.a.) “Aşiretinin ne kötü bir mensubudur! Ona izin verin.” buyurmuştur. Aynı şekilde Rasulullah’m (s.a.) Fatıma b. Kays’a söylediği sözü de fayda tarafı ağır bastığında bir kimsenin arkasından konuşulabileceğine misaldir. Rasulullah şöyle buyur­du: “Ebu Cehm’e gelince o sopasını omuzundan indirmez. Muaviye ise malı olmayan bir fakirdir.

Gıybetin haram kılınması, insanlık onurunun korunmasıyla yakından alâkalıdır. Bu durum birçok sahih hadiste değişik açılardan ifade edilmek­tedir.

Buhari ve Müslim’in Ebu Bekre’den rivayet ettikleri bir hadiste Rasu­lullah (s.a.) veda hutbesinde şunları söylemiştir: “Şu içinde bulunduğunuz gün, şu ay ve şu belde nasıl muhterem ise şüphesiz kanlarınız, mallarınız ve namuslarınız da öyle size muhterem ve mukaddestir.”

Ebu Davud ve Tirmizi Ebu Hüreyre’nin şöyle dediğini rivayet etmiş­lerdir: Rasulullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: “Müslümanın malı, namusu ve canı başka bir müslümana haramdır. Bir müslüman kardeşini tahkir etme­si, bir kimseye şer olarak yeter.”

Yine Ebu Davud, Ebi Bürde el-Belvi’nin şöyle dediğini rivayet etmek­tedir: Rasulullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: “Ey kalplerine iman girmediği halde dilleriyle iman ettiklerini söyleyenler! Müslümanların gıybetini yap­mayın ve onların gizli hallerini araştırmayın. Müslümanların mahrem hal­lerini araştıran kimsenin de Allah mahrem hallerini araştırır. Allah kimin mahrem hallerini anştırırsa kendi evinde onu rezil rüsvay eder.”

“Öyleyse Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah tevbeleri kabul edici ve çok merhamet edicidir.” Yani size emrettiği ve yasak ettiği şeylerde Allah’tan sakının Allah’ı gözetip O’ndan korkun. Gıybetten tiksinip uzaklasın: Şüp­hesiz Allah Tealâ kendisine tevbe edenin tevbesini kabul eder ve tekrar kendisine yönelen kimseye de çok merhamet eder.

Alimlerin çoğunluğuna göre gıybet eden kimsenin tevbe ederken takip edeceği yol şöyledir:

  1. a) Gıybet etmeyi terketmeli.
  2. b) Bir daha o günaha dönmemeye kesin olarak karar vermeli.
  3. c) Yaptığına pişman olmalı,
  4. d) Gıybetini ettiği kimseden helâllik dilemeli.

Bazı alimler ise şöyle demişlerdir: Gıybet edenin gıybetini yaptığı kimseden helâllik dilemesi şart değildir. Zira gıybetini yaptığını ona bildirmesi halinde belki de öncekinden daha çok o kişiye rahatsızlık vermiş olabilir. Öyleyse gıybet eden kimsenin gıybet ettiği meclislerde aynı şahsı övmesi ve mümkün oldukça gıybete konu olan hususun onda bulunmadığını söyle­mesi gerekir.

Nitekim Ahmed ve Ebu Davud Muaz b. Enes el-Cüheni’den şöyle riva­yet etmişlerdir: Rasulullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: “Gıybet eden bir mü­nafığa karşı bir mümini koruyan kimseye Allah kıyamet günü onu cehen­nem ateşinden koruyacak bir melek gönderir. Kötülemek maksadıyla bir mümin hakkında bir şey uyduran kimseyi Allah, söylediği şeyden sıyrılıp çıkıncaya kadar cehennem köprüsünde hapseder.

BENZER KONULAR:

Answer ( 1 )

  1. Sultan Fatih
    1
    2023-06-21T21:59:26+03:00

    İslam dini, insanların birbirleri hakkında dedikodu yapmayı veya gıybet etmeyi kesinlikle yasaklar. Gıybet, bir kişinin arkasından olumsuz veya zarar verici konuşmalar yapmak anlamına gelir ve İslam’da büyük bir günah olarak kabul edilir. Kuran’da gıybet etmekten kaçınmanın önemi vurgulanır.

    Kuran’da bir ayette, “Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah tövbeleri kabul edendir, esirgeyendir.” (Hucurat Suresi, 12) denilmektedir.

    İslam, insanlar arasında kardeşlik, dostluk ve adaleti teşvik eder. Bu nedenle, başkalarının arkasından konuşmak yerine, İslam ahlakına uygun olarak doğrudan konuşmayı, dürüstlüğü ve yardımlaşmayı teşvik eder. Eğer bir kişi hakkında bilgi sahibi olunan bir sorun veya yanlışlık varsa, bu durumu doğrudan ve yapıcı bir şekilde ele almak tercih edilmelidir.

    Sonuç olarak, İslam dini gıybet etmeyi kesinlikle yasaklar ve insanları birbirlerinin hakkında olumsuz konuşmaktan kaçınmaya teşvik eder. İslami prensiplere göre, insanlar arasında adalet, dürüstlük ve saygıya dayalı bir iletişim şekli tercih edilmelidir.

    En iyi cevap

Cevapla