Şehitliğin Önemi

Yüce Dinimiz  İslam, din, vatan, millet ve namusu kutsal saymış ve bu uğurda ölenleri de peygamberlikten sonra en büyük mertebe olan, şehitlikle mükâfatlandırmıştır. Din, iman, vatan, devlet, bayrak bağımsızlık, gibi kutsal sayılan değerler uğruna hayatını feda edenlere “Şehit”  yine bu uğurda savaşıp sağ kalanlara ise “Gazi ” denir.

Ecdadımız, tarih boyunca bu kutsal değerler için canını seve seve feda etmiş, her karışını kanlarıyla yoğurdukları bu topraklara sahip olmak, onu korumak için, namusu, şerefi ve mukaddesatı uğrunda gözlerini bile kırpmadan, kanlarını, canlarını feda etmişler ve bu kutsal değerler uğruna şehit ya da gazi olmuşlardır.

Şehitlerimiz ve Gazilerimiz, Vatanımızın ve yüce milletinin ebedi varlığı ve bütünlüğünü koruma uğruna yurdumuzun her karış toprağına terlerini ve kanlarını akıtan kahramanlardır.

Şehitlik ve Gazilik, her şart altında irade, cesaret ve disiplinden oluşan karakterini nasıl muhafaza ettiğini tarihe altın harflerle yazdığı bir semboldür. Yüce Allah ve Sevgili Peygamberimiz tarafından övülen ulvi bir makama sahip olmuşlardır. Bu hususta Kur’an-ı Kerim’de; “Allah yolunda öldürülenlere sakın ölüler demeyin. Bilakis onlar diridirler. Ancak siz bunu bilemezsiniz.”(1) buyrulmaktadır.

Başka bir ayette de Yüce Allah şöyle buyurur; “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler, Rableri katında Allah’ın, lütfundan kendilerine verdiği nimetlerin sevincini yaşayarak rızıklandırılmak- tadırlar. Arkalarından kendilerine ulaşmayan (henüz şehit olmamış) kimselere de hiçbir korku olmayacağına ve onların üzülmeyeceklerine sevinirler.”(2) Şehitlerin Allah katındaki yerini anlamak bakımından bundan daha büyük bir müjde olamaz.

Sevgili Peygamberimiz de bir hadisi şeriflerinde şöyle :  “Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, Allah yolunda savaşıp öldürülmeyi, sonra diriltilip yine öldürülmeyi, sonra diriltilip yine öldürülmeyi ne kadar çok isterdim.”(3) buyurarak şehitliğin ne kadar ulvi bir makam olduğunu bizlere haber vermektedir.

Bundan dolayıdır ki milli şairimiz Mehmet Akif:

Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhidi,

Bedr’ in aslanları ancak bu kadar şanlı idi. demekle Bedir’deki müşriklere karşı mücadele eden Ashapla, Çanakkale’ de, Sarıkamış’ta düşmana karşı mücadele eden Mehmetçiğin aynı değerler için canlarını feda ettiklerini ifade etmiştir.

Şanlı tarihimize baktığımız zaman, Aziz Milletimiz için, dönüm noktası diyebileceğimiz bütün zaferler, tarihe yazılan birer şehitlik ve gazilik destanıdır.

Şu husus iyi bilinmelidir ki; bu gün bile milletimizin bekası ve bağımsızlığı, şehitlik ruhuyla donanmış nesiller yetiştirmekle mümkündür. Bu gün şu aziz vatanda canlarından ve namuslarından emin olarak bağımsız bir hayat yaşayan bizler, tüm şehitlerimize ve gazilerimize minnet ve şükran duygularıyla dolu olmalıyız. Onların aziz hatıralarına saygıda kusur etmemeli ve onlardan teslim aldığımız bayrağı daha yücelere dikebilecek ufuklara sahip olmalıyız. Yeni nesillerimizi bu duygularla yetiştirmek zorundayız.

[1] Bakara , 2 / 154           

[2] Al-i İmran , 3 / 169-170

[3] Müslim,  İmarat, 103

[4] Tevbe ,9 /  111

Benzer Konular:

• Şehitlik nedir kimler şehittir
• Şehitlik dilemek günah mıdır?
• Dinimizde şehitlik ve gaziliğin önemi nedir kısaca
• Şehitlik nedir kimler şehit sayılır
• Şehitlik ziyareti
• Tümünü görüntüle.