Paylaş
Nefs Nedir? Kısaca
Question
Nefs Ne Demek? Kısa bilgi
Nefis kavramı hakkında bilgi
Çok kıymetli olmak, cimrilik etmek, haset etmek, nazar etmek, kadın âdet görmek, layık görmemek anlamlarındaki “n-f-s” kökünden türeyen nefs (çoğulu, enfüs ve nüfûs) sözlükte ruh, can, akıl, insanın şahsı, bir şeyin varlığı, zatı, içi, hakîkati, beden; ceset, kan, azamet, izzet, kötü söz, bir şeyin cevheri, arzu ve istek demektir.
İnsandaki nefsin mahiyeti hakkında ihtilaf edilmiştir. Nefsin, rûhânî bir cevher ve gözle görülmeyen latîf bir varlık olduğunu, nur ve ziyadan yaratıldığını söyleyenlerin yanında latîf bir cisim, kan ve araz olduğunu söyleyenler de olmuştur. Bilginlerin çoğunluğuna göre ruh ile nefis ayrı şeylerdir. Ruh ve nefsin aynı şeyler olduğunu söyleyenler de olmuştur.
Kuranda Nefis
Nefs kavramı Kur’ân’da tekil ve çoğul olarak 295 defa geçmiş ve Âdem (a.s.) (Nisâ, 4/1; En’âm, 6/98), anne (Nûr, 24/12), insan (Mâide, 5/45), ehl-i din (Nûr, 24/61), can (Nisa, 4/66), ruh (En’âm, 6/93), beden (Âl-i İmrân, 3/185), bedenle beraber ruh (Bakara, 2/286), Allah’ın zatı (Âl-i İmrân, 3/28), kişi (Bakara, 2/286), kendisi (Fussilet, 41/46), hem cins (Tevbe, 9/128), insanın iç âlemi (Bakara, 2/248), ilâhî tekliflere, emir ve yasaklara, müjde ve uyarıya muhatap olan insanın manevi varlığı (Yûsuf, 12/53; Kıyame, 75/12; Fecr, 89/27) kalp, göğüs (Bakara, 2/77, 109) ve cins (A’râf, 7/118) anlamlarında kullanılmıştır.
Nefs, hem insanın maddî varlığını ve hem de insanda var olan fakat gözle görülmeyen, iyi ve kötüyü arzu eden manevî varlığını ifade eder: “O Allah ki, sizi bir tek nefisten inşa etti… ” (En’âm, 6/98); “Gerçekten nefis kötülüğü emreder” (Yûsuf, 12/53); “Hayır daima kendini kınayan nefse yemin ederim.” (Kıyame, 75/2); “Ey huzura eren nefis!” (Fecr, 89/29); “Andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne fısıldadığını biliriz…” (Kaf, 50/16) âyetleri ve “İnsanın en büyük düşmanı nefsine (heva ve hevesine) uymasıdır” (Aclûnî, I, 160) hadisinde geçen “nefs” kelimesi bu manayı ifade eder.
Tasavvufta Nefis nedir? Nasıl terbiye edilir
Tasavvufta nefs kavramı, kendisinde irâdî hareket, duygu ve hayat kuvveti bulunan latîf bir cevher şeklinde tanımlanmaktadır. Kötülüğü emreden anlamına geldiği gibi, Allah tarafından insana üflenen ve ruh-i Rahmanî, ilâhî ben anlamında da kullanılmıştır. Mutasavvuflar nefsi; nefs-i emmâre, nefs-i levvame, nefs-i kâmile, nefs-i râziye, nefs-i merdıyye, nefs-i mutmainne, nefs-i mülheme, nefs-i zâkiye ve nefs-i sâfiye kısımlarına ayırmışlardır.
Diyanet dini kavramlar sözlüğü
NEFİS VE TERBİYESİ
بِسۡمِ ٱللهِ ٱلرَّحۡمَـٰنِ ٱلرَّحِيمِ
وَمَا اُبَرِّئُ نَفْسى اِنَّ النَّفْسَ لَاَمَّارَةٌ بِالسُّوءِ اِلَّا مَارَحِمَ رَبّى اِنَّ رَبّى غَفُورٌ رَحيمٌ۞
قال النبي صلي الله عليه وسلم:
الْكَيِّسُ مَنْ دَانَ نَفْسَهُ، وَعَمِلَ لِمَا بَعْدَ الْمَوْتِ. وَالْعَاجِزُ مَنْ أَتْبَعَ نَفْسَهُ هَوَاهَا، ثُمَّ تَمَنَّى عَلَى اللهِ
İslamda Nefis nedir ? Nefis ve Terbiyesi hakkında bilgi
Allah Teâlâ canlıların en üstünü olarak yarattığı insanı akıl nimetiyle donatmış ve ona birtakım sorumluluklar yüklemiştir. Bununla birlikte insanı yalnız bırakmamış, onun aklına rehberlik etmek ve sorumluluklarını öğretmek üzere de Peygamberler ve kitaplar göndermiştir.
Nefis, bir kimsenin kendisi veya özü anlamına gelir. Açık ve gizli, dünyaya ve ahirete bakan duyuları, maddi ve manevi becerileri, arzu, heves ve ihtiyaçları, canı, ruhu, hayatı ve istekleriyle kişinin bizzat kendisi demektir.
Yüce Rabbimiz, Kuran’da haber verilen Hz. Yusuf’un, “Ben nefsimi temize çıkaramam. Çünkü gerçekten nefis; -Rabbimin kendisini esirgediği dışında- var gücüyle kötülüğü emredendir. Şüphesiz, benim Rabbim, bağışlayandır, esirgeyendir”(1) sözleriyle kötülüğü emreden nefse dikkat çekmektedir. Öyleyse, mü’min, her ortamda nefsinin kendisini yanlış yola yöneltmek isteyeceğinin bilincinde ve uyanık olmalıdır. Eğer nefsin küçük isteklerine taviz verilirse, nefsin insan üzerindeki etkisi gittikçe büyür ve insan yeniden nefsinin esiri olur.
İnsandan ayrı olarak düşünülmesi mümkün olmayan nefis, ferdin gayretiyle en üst mertebelere yükselebilir. Ancak Kur’ân-ı Kerîm’in işaret ettiği gibi, çok aşağılara düşme ihtimali de vardır. Nefsi muhasebe ve terbiye etmenin tekrar tekrar emredilmesinin en önemli sebebi, insanı cehennem azabından korumaktır.
İslâm, kişiye nefisle mücadeleyi öğretmektedir. Kişinin müslümanlığının işareti, nefsinin isteklerinin Kur’an’a ve Peygamberimizin koyduğu ölçülere uygun olmasıdır. Nefislerin; iman, ibadet, itaat, dua ve Allah yolunda çalışma ile tezkiye edilmesi gerekir.
İnsanın, sınırsız bir hürriyet içerisinde hayatını sürdürmeye çalışması, hem yaratılış gayesine, hem de sosyal hayat gerçeğine ters düşer. Dünyaya gelişi kendi isteğiyle olmadığına göre, dünyadaki yaşantısını da kendi arzularına göre belirleme serbestliğine sahip değildir.
Yaratan ve yaşatan yüce bir kudretin, bütün hal ve hareketlerini sürekli olarak kontrol altında tuttuğunu, yaşadığı hayatın hesabını, en ince noktasına varıncaya kadar sorgulayacağını bilen bir insan, O’nun emirlerine muhalefet etmek ya da yasak saydığı günahlara yönelmek gibi bir gaflete düşmez. Emre itaat, nehyi terk etme hususunda nefsi kontrol altında tutmanın en etkili yolu ise, bu ilâhî murakabeyi her an göz önünde bulundurmaktır.
Kur’ân-ı Kerim, bir taraftan, nefsinin peşine takılarak sadece kendi dünyasında yaşayan ve Allah’ı unutan insanlara tâbî olmayı yasaklarken; diğer taraftan, sürekli olarak Allah’ı düşünen ve O’nun memnuniyetini kazanmaya çalışan insanlarla hareket etmeyi tavsiye eder. “Nefsini, sabah akşam Rablerinin rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte tut. Dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan çevirme. Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, kötü arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kimseye itaat etme.”(3)
Dünya hayatında nefsini sorgulayan ve ebedî hazırlığını yapan ve Hz. Peygamber (s.a.v)’in: “Akıllı kişi nefsini hesaba çeken ve ölümden sonrası için çalışan, aciz kimse ise, nefsinin arzularına tâbî olan ve Allah’tan (olmayacak şeyler) temennî eden kimsedir.”(4) sözlerine kulak verenlere ne mutlu!
KAYNAKLAR:
1- Yusuf, 53.
2- Kehf, 28.
3- İbn Mâce, Zühd, 31.
Answer ( 1 )
Nefs veya nefis kelimesinin sözlük anlamı; ruh, can, akıl, insanın şahsı, bir şeyin varlığı, zatı, içi, hakîkati, beden; ceset, kan, azamet, izzet, kötü söz, bir şeyin cevheri, arzu ve istek anlamlarına gelmektedir.
Kur’an’ı Kerim’de nefs kavramı çok sık bir şekilde geçmektedir. Nefs kavramı Kur’an-ı Kerim’de tekil ve çoğul olarak tam 295 defa geçmiştir.
Rasulullah (sav) nefs hakkında şöyle buyuruyor;
“Akıllı kişi nefsini hesaba çeken ve ölümden sonrası için çalışan, aciz kimse ise, nefsinin arzularına tâbî olan ve Allah’tan (olmayacak şeyler) temennî eden kimsedir.”