Paylaş
Lahn ne demek? Kuran termi olarak lahn anlamı
Question
Lahn nedir ne anlama gelir?
Kıraat terimi “Lahn”
Lahn Kavramı Hakkında Kapsamlı Bir Değerlendirme
Lahn kelimesi, İslam dininin temel kaynakları olan Kur’an ve hadis metinlerinde sıkça karşımıza çıkan ve özellikle okuma, anlama ve rivayet etme süreçlerinde önemli bir yer tutan bir kavramdır. Bu kavram, genel olarak dil ve kıraat hataları anlamına gelir. Ancak, Kur’an ve hadis metinlerindeki kullanım alanları ve önemi oldukça geniştir.
Kur’an’da Lahn
Kur’an’da lahn, genellikle hatalı okuma veya hatalı telaffuz anlamında kullanılır. Özellikle Kur’an’ın doğru ve güzel bir şekilde okunması emredildiğinden, lahn, Kur’an’ı okuyan kişiler için kaçınılması gereken bir durumdur. Lahn, Kur’an’ın anlamını bozabileceği gibi, ibadetin kabulüne de engel olabilir. Bu nedenle, Kur’an’ı okuyan kişilerin, lahn yapmamak için gerekli bilgi ve becerilere sahip olmaları önemlidir.
Hadislerde Lahn
Hadislerde lahn, genellikle nahiv (grammer) hataları anlamında kullanılır. Bir hadisi rivayet eden kişinin, o hadisi doğru bir şekilde anlamadığı veya Arapça dilini yeterince bilmediği takdirde, hadiste lahn yapması mümkündür. Hadislerde lahn yapılması, hadisin güvenilirliğini zedeler ve hadisin doğru anlamının anlaşılmasını güçleştirir. Bu nedenle, hadis alimleri, hadisleri rivayet ederken lahn yapmamaya özen göstermişlerdir.
Lahnın Çeşitleri
Lahn, genel olarak ikiye ayrılır:
Lahn-i celi: Açıkça görülen ve anlamı bozan hatalardır. Örneğin, bir harfi başka bir harfle karıştırmak, bir kelimeyi eksik veya fazla okumak gibi.
Lahn-i hafi: Daha ince ve fark edilmesi zor olan hatalardır. Örneğin, bir harfin vurgusunu yanlış yapmak, bir kelimenin telaffuzunu hafifçe değiştirmek gibi.
Lahnın Önemi ve Sonuçları
Lahn, dini metinlerin doğru anlaşılması ve korunması açısından büyük önem taşır. Lahn yapılması, aşağıdaki gibi olumsuz sonuçlara yol açabilir:
Anlam bozulması: Lahn, metnin anlamının değişmesine ve yanlış anlaşılmasına neden olabilir.
Güvenilirlik kaybı: Lahn, metnin güvenilirliğini zedeler ve kaynağına olan güveni sarsar.
İbadetin kabulüne engel: Özellikle Kur’an okurken yapılan lahn, ibadetin kabulüne engel olabilir.
Lahnı Önlemek İçin Ne Yapılmalı?
Lahnı önlemek için aşağıdaki önlemler alınabilir:
Arapça dilini öğrenmek: Özellikle hadisleri rivayet etmek isteyen kişilerin, Arapça dilini iyi bir şekilde öğrenmeleri gerekir.
Kıraat kurallarını öğrenmek: Kur’an’ı okuyan kişilerin, kıraat kurallarını öğrenerek doğru ve güzel bir şekilde okumaya çalışmaları gerekir.
Güvenilir kaynaklardan öğrenmek: Hadisleri rivayet ederken, güvenilir hadis alimlerinden öğrenmek ve doğru kaynakları kullanmak önemlidir.
Sonuç olarak, lahn, dini metinlerin doğru anlaşılması ve korunması açısından önemli bir kavramdır. Lahnı önlemek için gerekli özen gösterilmeli ve dini metinler, uzmanlar tarafından incelenerek doğru bir şekilde anlaşılmaya çalışılmalıdır
Kur’ân’ı hatalı olarak okumaya “lahn” denir. Sözlükte kıraatte hata etmek, başkası-nın anlayamayacağı şekilde konuşmak, irapta hata ederek konuşmak, lehçe, lügat, dil, makam, nağme, melodi, ses ve nota gibi anlamlara gelen lahn, bir kırat terimi olarak, harfleri ve kelimeleri doğru olarak okumamaktır. Buna zelletü’l-kârî de denir. Lahn, lahn-i celî ve lahn-i hafî olmak üzere iki kısımdır. Lahn-i celî, anlamı bozacak şekilde kelimeleri yanlış okumaktır. Mesela kelimedeki “tı-ط” harfini, ”د-dal” gibi, “z-ز” harfini, “z-ذ” harfi gibi bir harfi başka bir harfin yerine okumaktır. اَلَّذِي yerine اَلَّزِي
okumak lahn-i celîdir. Lahn-i hafî, anlamı bozmayacak şekilde, çekilmeyecek harfi çekmek gibi kelimenin okunuşunda yanlış yapmaktır. Kur’ân’ı lahn ile okumak, “Kur’ân’ı tertil üzere oku” (Müzzemmil, 73/4) emrine muhalefet olur.
BENZER KONULAR:
Answer ( 1 )
Lahn
Arapça : اللحن
“Kıraatte ve dilde hata etmek, gramer açısından hatalı konuşmak; sadece muhatabın anlayacağı (başkasına kapalı) şekilde konuşmak, birine niyetlenmek, kastetmek, yönelmek anlamında mastar, “dil, lehçe; nağme, ezgi; dil bilgisi hatası; sözün dış anlamının ötesinde ancak üzerinde düşünülerek anlaşılacak månası” (fahva) anlamında isim (çoğulu: lahûn, elhân). Lahn terim olarak daha çok dilde ve kıraatte hata yapma anlamında kullanılmış, kelimelerin yapısında ve irabında veya Kur’an okurken harflerin zat ve sıfatlarında hata yapma lahn kabul edilmiş, yapılan hatalara da lahn denilmiştir.
Kıraat. Lahn kavramı kıraatle ilgili olarak “hatalı okumak, irap ve tecvitte hata etmek” anlamında kullanılır ve iki kısma ayrılır. Harflerin yapısında ve özelliklerinde (zat ve lazım sıfatlarında) yapılan hataya lahn-i celi (açık yanlış) denir; bir harfi başka bir harfle değiştirmek, harf ilave etmek, mevcut bir harfi terketmek veya mânayı ister bozsun ister bozmasın bir harfin harekesini değiştirmek gibi. Kur’an okurken, anlam bozulmasa bile bu tür hatalardan sakınılması farz-ı ayın kabul edilmiştir. Harflerin arız sıfatlarında meydana gelen hataya da lahn-i hafi (gizli yanlış) denir, bu tür lahinde harfin zatı (yapısı) değişmez ve mâna Ihfâ, iklap, izhar, idgam gibi uygulamaları terketmek yahut bunları yanlış yerde yapmak; vâcip medleri eksik, tabii medleri fazla uzatmak; rå harfindeki tekrir yahut mim ve nûn harflerindeki gunneler belirtilirken ifrat veya tefritte bulunmak gibi hatalar lahn-i hafi olup Kur’an tilaveti sırasında bu tür hataların yapılması mekruh görülmüştür.
Hadis. Hadiste lahn “nahiv bilmemek yüzünden kelimeyi hatalı telaffuz etmek” anlamında kullanılır. Bir råvinin lahin yapmaması için hadis tahsiline başlamadan önce Arap dilini öğrenmesi, rivayet edeceği hadisleri kitaptan değil Arapça’yı iyi bilen ve telaffuzu düzgün olan hadis âliminden duyarak nakletmesi tavsiye edilir.
Hadis rivayetinde lahin bir tür yalancılık sayılmış, lahin yapılan bir hadisin nasıl rivayet edilmesi gerektiği tartışma konusu olmuştur. Bazı muhaddis ve fakihler ile dil alimleri, hem Araplar’ın hem Resülullah’ın kesinlikle lahin yapmaması sebebiyle rivayetin doğru şeklinin nakledilmesi gerektiği görüşündedir. Bir kısım Alimler ise råvinin, lahin yapılmış bir hadisi gramer kurallarına göre düzelterek rivayete kalkmasının yeni hatalara yol açabileceğini düşünerek råvinin hadisi işittiği gibi hatalı olarak rivayet etmesinin daha uygun olacağını söylemişlerdir. İbnü’sSalah gibi hadis âlimleri bir veya birkaç kelimesi eksik veya fazla olan hadisin yahut üzerinde lahin yapılan kelimelerin olduğu gibi bırakılmasını, ancak doğrusunun tazbib denilen bir işlemle gösterilmesini uygun görmüşlerdir.