İmtihan Ve Sebat

Question

İmtihan Ve Sebat

Bu korkunç abluka hak ile batıl arasında çok katı bir imtihan tarzı idi. Bu bir gün, bir hafta, bir ay veya bir sene değil, tam üç sene devam etti. Bu imtihan mü’minlere çok ağır geldi. Ancak onlar inanarak direndiler ve sabrettiler. Bu abluka o kadar şiddetli tatbik edildi ki müslümanlar bir şey bulamaz oldular, ağaç yapraklarını ve yaş buldukları her şeyi yemeye başladılar. Hatta öyle bir duruma düştüler ki onlardan biri bir gece yaş bir şeye basar, hemen alıp onu yer. Onun ne olduğunu araştırmazdı.

Yine onlardan biri ayağının altında taktuk eden bir şey bulur. Baktığında onun kurumuş bir deri parçası olduğunu görür, onu alıp yıkar, kavurur ve yerdi. Bunların hepsi açlığın şiddetinden ve yiyeceğin azlığından kaynaklanıyordu.

Bununla beraber muhasara edilen mü’minler imanlarında sebat ettiler. Onlar inanıyorlardı ki her karanlık gecenin mutlaka bir nurlu sabahı olacaktır. Bulutlar bazen güneşi perdeleseler de güneş yine çıkacaktır, zafer mutlaka mü’minlerindir. İş daha da şiddetlendi. Hatta Metam b. Ady gibi bir kısım müşrikler dahi bu muhasarayı zalimce ve hunharca buldular. Ancak onlar toplumlarını karşılanna alamadılar. O gece yansı devesine bir şeyler yükler, müslümanlann mahallesine gider müslümanlara gizlice yiyecek getirirdi. Bu durum da gösteriyor ki ablukanın hiç bir insani yönü yoktur. Metam b. Ady, Hişam b. Amr b. el-Hâris gibileri ablukayı kaldırmak istiyorlardı.

Boykottan üç sene sonra Allah Teâlâ bir güve’yi bu sahifeye musallat kıldı. Sahifede yazılan bütün o zulüm maddelerini Arabların öteden beri belgelerinin başında yazdıkları “Allahım senin adınla” kelimesi hariç yeyip bitirdi. Sahifede yalnız bu iki kelime kalmıştı.

Allah Teâlâ sahifenin başına getirdiği olayı Peygamberine vahiyle bildirdi. Rasûlullah bu acaip hadiseyi bildirmek için amcası Ebu Ta-lib’i gönderdi. Onların dönmelerini ve pişman olmalarını bekliyordu. Ebu Talip onlara gelince, onlar Ebu Talib’in Hz. Peygamber’i (s.a) teslim etmek için geldiğini sandılar. Ancak Ebu Talip yavaş yavaş konuşmaya başladı ve şöyle dedi:

‘Aramızda bir çok şey cereyan etti. Biz onu size söylemedik. Sözleşmeli sahifenizi getiriniz. Belki aramızda bir sulh olur’ dedi. Ebu Ta-lib sahifenin başına geleni onlara söylemedi. Çünkü onlar sahifeye bakmadan bunu inkar edebilirlerdi. Sahifeyi getirirlerken Ebu Talip Muhammed’in sahifenin güve tarafından yenildiğini ancak “Allah’ın ismiyle” kelimelerinjn kaldığını Allah’ın kendisine bildirdiğini haber verdi. Onlar sahifeyi açtılar baktılar ki gerçekten Ebu Talib’in dediği doğru. Onlar bu küfür gayyasından kurtulmaları gerekirken inat ettiler ve ‘Bu Muhammed’in sihrindendir! dediler ve iman etmediler.

Güve hadisesiyle beraber, akrabalık gibi bazı nedenlerden dolayı kâfirlerin otoritesi iyice sarsıldı. Aralarında anlaşmazlık başgösterdi. Onlardan bazıları yaptıklarına pişman oldular. Onlar şöyle dediler; “Bu bizim tarafımızdan kardeşlerimize bir zulümdür.” Bu dönüşü yapanlar şunlardı: Hişam b. Rabia b. el-Haris, ki sahifenin katibi idi aynı zamanda As b. Hişam Zamab el-Esved, Metam b. Ady. Bunlar kalkıp dediler ki: “Bu sahifenin bir hükmü kalmamıştır.” O zaman toplumun arasında bir karışıklık meydana geldi. Onların bir kısmı sahifeyi yırttılar.

Böylece muhasara sona erdi. Müslümanlar ve onlarla beraber olanlar o mahalleden çıktılar. Bu çıkış, küfür ve tuğyanla mücadele etmek içindi, yoksa teslim olmak ve yollarını değiştirmek için çıkmadı-lar. Bu üç sene devam eden abluka müslümanlar ve onların yeminlilerini gittikçe kuvvetlendirdi, onlar buna sabrettiler. Onların iradesi gevşemedi, azmi kırılmadı onlar hedeflerinden şaşmadılar. Onlar hiç bir zaman kendi kendilerine, “biz muhasara edildik, abluka uzadı, hürriyetimizden olduk” demediler. Onlar imanlarında sabit kaldılar. Onlar olduklarından daha istidatlı güründüler, daha fazla sabır ve direnç gösterdiler.

Benzeri konular:

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Answer ( 1 )

    0
    2022-06-06T16:27:57+03:00

    İmtihan; kulun dünyada iken her daim yaşamış olduğu bir durumdur. Hiçbir kul yok ki; imtihanı olmasın. Her insan çeşitli sebeplerden dolayı imtihandadır. Önemli olan ve kula düşen ise; bu imtihanlara sebat göstermesidir. Her insan çeşitli sebeplerden sınanmakta ve imtihan edilmektedir. Dünyada dertsiz ve tasasız kimse yoktur.

Cevapla