Haccın yapılışı kısaca maddeler halinde

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Haccın Yapılışı (Uygulama)

Haccin yapilisi

* Hac veya umre yapmak niyetiyle yola çıkan kimseler, “mîkat sının”nı geçmeden önce

-Tırnaklarını kesmek, koltuk altı ve kasık kıllarını almak, gerekiyorsa sakal ve saç tıraşı olup, bıyıklarını düzeltmek gibi te­mizliklerini yaparlar, sonra imkân bulurlar­sa guslederler veya abdest alırlar. Bu gusül ve abdest, vücudun temizliği için yapıldı­ğından, özel hallerinde bulunan hanımlar da alırlar.
– Erkekler giymekte oldukları bütün elbi­selerini çıkarıp sadece ihram giyerler, yani izar ve rida denilen iki parça temiz örtüye bürünürler. Başları açık olur ve ayaklarına yalnızca üzeri ve topukları açık ayakkabı giyebilirler. Bellerine kemer veya para kemeri bağlamaları, kollarını giymeden omuzlarına palto veya ceket almaları ve başlarına değdirmeden şemsiye kullanma­ları caizdir. Ancak ihram elbisesinin üst kısmının uçlarını birbirine bağlamak veya çengelli iğne ile tutturmak, -ceza gerek-tirmezse de- mekruhtur. İzar ve ridanın yenisi ve beyazı daha faziletli sayılmıştır.
Hanımların ihram elbisesi İse normal kı­yafetleridir. Kapalı ayakkabı, çorap ve eldiven giymelerinde bir sakınca yoktur. Başlarını da örterler, yalnızca yüzlerini açık tutarlar. Yüzlerini örtmeleri cezayı gerekti­rir.
-Varsa, vücutlarına güzel koku sürerler.
– Kerahet vakti değilse, ihramın sünneti niyetiyle, ilk rekâtta Fâtiha’dan sonra Kâfirûn, ikinci rekâtta ise İhlâs surelerinin okunmasının efdal olduğu iki rekât namaz kılarlar.

* Bu hazırlıklar tamamlandıktan sonra, yapmak istedikleri hac çeşidine göre niyet ederler.

– Şayet temettü haccı yapmak istiyorlarsa.
“Allahümme innî ürîdü’l-umrate fe yessirhâ lî ve tekabbelhâ minnî.” Türkçe anlamı: “Allah’ım, senin rızan için umre yapmak istiyorum. Onun ifasını bana kolay kıl ve benden kabul eyle” diyerek, sadece “umre”ye;
– İfrâd haccı yapmak istiyorlarsa
“Allahümme innî ürîdü’l-hacce fe yessirhu lî ve takabbelhü minnî.” Türkçe anlamı: “Allah’ım, senin rızanı kazanmak için haccetmek istiyorum. Onun ifasını bana kolay kıl ve benden kabul eyle” diye­rek, yalnız “hacc”a;
– Eğer kıran haccı yapmak istiyorlarsa
“Allahümme innî ürîdü’l-umrete ve’l hacce, fe yessirhümâ lî ve tekabbelhümâ minnî.” Türkçe anlamı: “Allah’ım, senin rızan için umre ve hac yapmak istiyorum. Bunların ifasını bana kolay kıl ve her ikisini de kabul eyle” diyerek, “umre” ve “hacca” birlikte niyet ederler.

* Niyetin hemen ardından “Lebbeyk. Allahümme lebbeyk, lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk. İnne’l-hamde ve’n-ni’mete leke ve’l-mülk. Lâ şerîke lek.” diyerek erkekler yüksek sesle, hanımlar da seslerini yükseltmeden telbiye yaparlar.
Artık niyet ve telbiyeden sonra ihrama girilmiş ve aynı zamanda ihram yasaklan başlamış olur. Yani bu andan itibaren ih­ramdan çıkıncaya kadar giyim eşyası ola­rak dikilmiş ve örülmüş şeyleri giymek, başlarını ve yüzlerini örtmek, tıraş olmak ve vücutlarından kıl koparmak, tırnak kes­mek, vücutlarına veya ihramlarına güzel koku sürmek, karada yaşayan av hayvanla­rına zarar vermek, avlayanlara yardımcı olmak, Harem bölgesinin bitkilerini ko­parmak, başkalarıyla tartışmak, kötü ve kırıcı söz söylemek gibi, ihramlıya yasak olan davranışlardan kaçınırlar. Eşi yanında olanlar, cinsi ilişkilerden uzak dururlar. Aynı zamanda şehveti uyandıracak söz ve davranışlardan da kaçınırlar.
Kokusuz sabunla olmak kaydıyla banyo yapmak, ihram örtülerini yıkamak, sürme Çekmek, gerekirse kan aldırmak, iğne vu­rulmak, yüzük ve saat takmak, silah taşı­mak gibi davranışların sakıncası yoktur.
Yol boyunca tehlil ve telbiye yapmayı ihmal etmemeli, ayakta, otururken, yatar­ken, yürürken, binek üzerinde özellikle yokuşta, inişte, kafilelere rastlamışta, na­mazlardan sonra, seher vakitlerinde tehlil ve telbiye yapılmalıdır. Telbiye esnasında, verilen selamı almak caiz görülmüşse de selâm vermek mekruhtur.

* Harem bölgesine girince “Allahümme hazâ haremüke ve emnüke, fe harrimnî ala’n-nâri ve eminnî azâbeke yevme teb’asü ibâdeke, ve’c’alnî min evliyâike ve ehli tâatik.” Türkçe anlamı: “Allah’ım, burası senin Harem’indir. Saygın ve emin kıldığın beldedir. Benim vücudumu da cehennem ateşine haram kıl. Kulla­rını yeniden dirilteceğin kıyamet gününde, beni azabından emniyette olanlardan ve sana itaat eden sevdiğin kullardan eyle” duası ile birlikte, kendileri ve mümin kar­deşleri için başka dualar da yaparlar.
Mekke’ye gündüz girmek müstehap, guslederek girmek sünnettir. Gusül müm­kün olmazsa abdestli girilir. Kalınacak yere (eve) eşyalar konulduktan ve mümkünse gusledildikten sonra, vakit geçirmeden Harem-i şerife gidilir.

* Harem-i şerifin kapısına gelince, telbiye kesilir. Tekbir, tehlil ve salevât-ı şerîfe okuyarak, tevazu ve huşu ile içeri cirilir. Beytullâh’ı görünce üç defa tekbir ve tehlil yapılıp “Allahümme zid beyteke hazâ teşrîfen ve tekrîmen, ve ta’zîmen, ve mehâbeten, ve rifaten ve birrâ. Ve zid yâ rabbi men kerramehû, ve şerrafehû, ve azzamehû teşrîfen ve ta’zîmen ve mehâbeten ve rifaten ve birrâ. Allahümme ente’s-selâm, ve minke’s-selâm. Fe hayyinâ rabbenâ bi’s-selâm. Ve edhılna’l-cennete dârake dâra’s-selâm. Tebârakte ve teâleyte yâ ze’l-celâli ve’l-ikrâm.” Türkçe anlamı: “Allah’ım, şu mübarek beytin, şeref, hürmet, azamet, mehabet, yücelik ve güzelliğini artır. Ona tazim ve hürmet eden, hac ve umre yapa­rak onu ziyaret edenlerin de şeref, merte­be, yükseklik ve iyiliğini çoğalt, Allah’ım, sen selamsın, selamet ancak sendendir. Bizi selâmetle yaşat ve selâmet yurdu olan cennetine koy. Ey Celâl ve ikram sahibi
Allah’ım, sen her şeyden yüce ve her varlık­tan üstünsün” duası İle birlikte başka dua­lar da yapılır ve hemen eğer cemaatle farz namaz kılınmıyorsa “Hacer-i esved” İstilâm edilerek tavafa başlanır. Çünkü Mescid-i Haram’da tahıyyetü’l-mescid tavaftır.

* İfrâd haccı yapacak olanların yapacak­ları ilk tavaf, “kudüm tavafı”, temettü veya kıran haccı yapacakların ilk tavafı ise “umre tavafı”dır. Bu sebeple ifrad haccı yapmak üzere yalnız hac için ihrama girmiş olanlar şöyle niyet ederler:
“Allahümme innî ürîdü tavaf e beytike’l-haram. Fe yessirhu lî ve tekabbelhü minnî, seb’ate eşvâtın tavâfe’l-kudûmi lülâhi teâlâ azze ve celle.” Türkçe anlamı: “Allah’ım, rızan için “kudüm tavafını” yapmak istiyo­rum. Onu bana kolaylaştırve benden kabul eyle.”
Tavaftan sonra, mümkünse, Makam-ı İb­rahim’in arkasında, değilse Harem-i şerifin herhangi uygun bir yerinde iki rekât “tavaf namazı” kılarlar ve dua ederler. Tavaf na­mazından sonra bol bol zemzem içerler ve dökünürler. Zemzem içerken:
“Allahümme innî es’elüke ilmen nâfian ve rizkan vâsian ve şifâen min külli dâin ve sekam.” Türkçe anlamı: “Rabbim, senden faydalı ilim, bol rızık, her türlü hastalık ve dertten şifa isterim” diye dua ederler.
Artık ihramlı olarak terviye gününü (8 zilhicce) beklerler. Bu süre içinde (fırsat buldukça) nafile tavaf yaparlar. Beş vakit namazlarını mümkün olduğu kadar Ha­rem-i şerifte kılarlar, ellerinden geldiğince ibadetle meşgul olurlar. Terviye günü, Mekke’den ayrılıp, imkân bulunursa beş vakit namazı orada edâ etmek için Mina’ya, şayet izdiham sebebiyle Arafat’a yetişememek endişesi varsa, doğrudan Arafat’a hareket ederler.

* Temettü haccı yapacak olanlara gelin­ce, bunlar mîkatta umreye niyet ettikleri için
“Allahümme innî ürîdü tavâfe beytike’l-harâm. Fe yessirhü lîve tekabbelhü minnî, seb’ate eşvâtın tavâfe’l-umreti lillâhi teâlâ azze ve celle.” Türkçe anlamı: “Allah’ım, rızan İçin umre tavafını yapmak istiyorum. Bana kolaylık ver ve kabul buyur.” diye niyet ettikten sonra umre tavafını yaparlar ve bu tavafın ardından umrenin sa’yini yapacakları için tavafta iztıba ve ilk üç şavttada remel yapmayı ihmal etmezler.
Tavaftan sonra, daha önce belirtildiği üzere iki rekât “tavaf namazı” kılarlar ve dua ederler.
Sonra bol bol zemzem içerler, imkân olursa dökünürler ve Hacer-İ esved’i tekrar istilâm edip, umrenin sa’yini yapmak üzere “mes’â”ya yönelirler. Burada “Allahümme innî ürîdü en es’â mâ bey-ne’s-safâ ve’l-merveti, seb’ate eşvâtın sa’ye’l-umreti lillâhi teâlâ azze ve celle.” Türkçe anlamı: “Allah’ım, rızan için Safa ile Merve arasında, umre sa’yini yapmak isti­yorum. Bunun edasını bana kolay kıl ve benden kabul eyle” diye niyet ederek usu­lüne göre umre sa’yini edâ ederler.
Sa’yin tamamlanmasından sonra, tıraş olup ihramdan çıkarlar. Bu suretle ihramlı-ya yasak olan her şey -cinsi ilişki dâhil— yeniden İhrama girinceye kadar kendilerine helâl olur.
Terviye gününe (8 zilhicce) kadar ihram-sız olarak beklerler.
Temettü haccı yapan afakîlerin, umre ih­ramından çıktıktan sonra, henüz hac için ihrama girmeden Harem bölgesi dışına meselâ Ten’îm’e giderek, orada ihrama girmek suretiyle umre yapmalarını caiz, hatta faziletli gören fakihler bulunduğu gibi bunu uygun bulmayan fakihler de vardır. Bu görüşün daha kabule şayan ol­duğunu söylemek de mümkündür. İkinci umre yerine nafile tavaf yapmanın daha faziletli olduğunda ise görüş birliği vardır.
Terviye günü geldiğinde ihram için ge­rekli temizlik ve hazırlığı yaptıktan sonra, iki rekât “ihram namazı” kılıp
“Allâhümme innî ürîdü’l-hacce fe yessirhü lî ve tekabbelhü minnî.” Türkçe anlamı: “Allah’ım senin rızanı kazanmak için haccetmek istiyorum. Onun ifasını bana kolay kıl ve benden kabul eyle.”
“Lebbeyk Allahümme lebbeyk, lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk. İnne’l-hamde ve’n-ni’mete leke ve’l-mülk. Lâ şerîke lek” diye, “hac için” niyet ve telbiye yaparak, yeniden ihrama girer.
Temettü haccı yapanlardan hac sa’yini öne almak isteyenler, hac için ihrama gir­dikten sonra, nafile bir tavafı takiben, Ara­fat’a çıkmadan önce bu sa’yi yapabilirler.
Terviye günü ise diğer hacılarla birlikte daha önce işaret edilen şartlar çerçevesin­de Mina’ya veya Arafat’a hareket ederler.


Kıran haccı yapmak üzere mîkatta um­re ve haccı birlikte yapmak için ihrama girmiş olanlar
“Allahümme innî ürîdü tavâfe beytike’l-harâm. Fe yessirhü lî ve tekabelhü minnî, seb’ate eşvâtın tavâfe’l-umreti lillâhi teâlâ azze ve celle.” Türkçe anlamı: “Allah’ım, rızan için umre tavafını yapmak istiyorum. Bana kolaylık ver ve kabul buyur….” diye niyet ederler ve önce umre tavafını yapar­lar. Bu tavaftan sonra umre sa’yini yapaca­ğı için tavafta ıztıba ve ilk üç şavta remel yapmaya dikkat edilir.
Tavaf namazı kıldıktan ve Hacer-i esved’i tekrar istilâm ettikten sonra umrenin say’ini yapmak üzere “Mes’â”ya çıkarlar.
“Allahümme innî ürîdü en es’â mâ bey-ne’s-safâ ve’l-merveti, seb’ate eşvâtın sa’ye’l-umreti lillâhi teâlâ azze ve celle.” Türkçe anlamı “Allah’ım, rızan için Safa ile Merve arasında, umre sa’yini yapmak isti­yorum. Bunun edasını bana kolay kıl ve benden kabul eyle” diye niyet ederek, sa’ye başlarlar.
Kıran haccı yapanlar umre sa’yinden son­ra tıraş olup ihramdan çıkmazlar. Aynı ihramla kudüm tavafını da yaparlar ve bu tavafa şöyle niyet ederler
“Allahümme innî ürîdü tavâfe beytike’l-harâm, Fe yessirhü lîve tekabbelhü minnî seb’ate eşvâtın tavâfe’l-kudûmi lillâhi teâlâ azze ve celle.” Türkçe anlamı: “Allahım, rızan için kudüm tavafını yapmak istiyo­rum. Onu bana kolaylaştır ve benden kabul eyle”. Tavaftan sonra, iki rekât “tavaf na­mazı” kıldıktan ve dua edip, zemzem içtik­ten sonra isterlerse haccın sa’yini de yapar­lar. Bu durumda tavafta ıztıba ve remel yapmaları sünnettir.
Bundan sonra yapılacak özel bir ibadet olmayıp nafile tavaf ve ibadetle meşgul olurlar. Beş vakit namazlarını mümkün olduğu kadar, Harem-i şerifte kılmaya çalışırlar. Terviye günü (8 zilhicce) Mina’ya veya Arafat’a çıkarlar.

* Bu noktada ifrad, temettü ve kıran haclarındaki uygulama farklarına şu şekilde dikkat çekmekte yarar vardır.
İfrâd haccında mîkatta yalnız “hac için” niyet edilerek ihrama girilir ve hacdan önce umre yapılmaz. Mina’daki görevler ta­mamlanıncaya kadar ihramdan çıkılmaz.
Temettü ve kıran haclarında ise hacdan önce umre yapılır.
Temettü haccında ihrama girerken sade­ce umreye niyet edildiğinden, umre ta­mamlanınca ihramdan çıkılır. Terviye gü­nüne (8 zilhicce) kadar ihramsız beklenir. Terviye günü (veya daha önce) hac için Mekke’de yeniden ihrama girilir.
Kıran haccında ise, ihrama girerken umre ve hacca birlikte niyet edildiğinden, umre­nin tamamlanması ile ihramdan çıkılmaz. İfrâd haccında olduğu gibi, Kurban bayra­mının ilk günü belirli menâsik edâ edildik­ten sonra İhramdan çıkılır.
İfrâd haccı yapanlar, Mekke’ye geldikle­rinde ilk olarak, kudüm tavafı yaparken, temettü veya kıran haccı yapanlar önce umre tavafını yaparlar.
Temettü haccı yapanların kudüm tavafı yapmaları gerekmezken, kıran haccı ya­panlar umreyi yaptıktan sonra kudüm tavafı da yaparlar.

* Hac menâsiki 8-13 zilhicce tarihleri ara­sındaki şu altı günde edâ edilir.
1- Terviye günü {8 zilhicce)
2- Arafe günü (g zilhicce)
3- Bayramın ilk günü-Yevm-İ nahr (10 zilhicce)
4- Bayramın ikinci günü {11 zilhicce)
5- Bayramın üçüncü günü (12 zilhicce), buna “İlk nefîrgünü”de denir.
6- Bayramın dördüncü günü (13 zilhicce), buna “İkinci nefîrgünü”de denir.
Bu günlerde yapılan hac menâsiki şu şe­kilde özetlenebilir.
Terviye günü (8 zilhicce): Bütün hacılar sabah namazını Mekke’de kıldıktan sonra hazırlıklarını tamamlayıp, güneş doğduk­tan sonra telbiye, tekbir ve tehlil yaparak Mina’ya hareket ederler.
Terviye günü öğle namazından, Arafe günü sabah namazına kadarki beş vakit namazı Mina’da mümkünse Hayf Mesci­dinde kılmak ve orada gecelemek sünnet­tir. Ancak, zamanımızda yollardaki izdiham sebebiyle doğrudan Arafat’a çıkılmakta ve bu sünnet genellikle terkedilmektedir.
Arafe günü (9 zilhicce): Terviye günü Mina’ya gitme imkânı bulanlar ve orada geceleyenler sabah namazını Mina’da kıldıktan ve güneş doğduktan sonra Ara­fat’a hareket ederler. Arafat’a vardıktan sonra ise öğle vaktine kadar, çadırlarda ibadetle meşgul olur ve dinlenirler. Zeval vaktinden sonra mümkünse gusledilir.
Öğle ve ikindi namazları, Nemire mesci-di’nde veya çadırlarda öğle vakti içinde “cem’-i takdim” ile kılınır. Bu hüküm Şafiî, Mâlikî, Hanbelîmezhepleri ile Ebû Yusuf ve İmâm Muhammed’e göredir. Ebû Hanî-fe’ye göre ise Nemire mescidinde cemaat-ı kübrâ ile kılınmadığı takdirde cem yapıl­maz.
Namazdan sonra, Cebel-i rahme yakınla­rında, bu mümkün olmazsa çadırlarda “vakfe” yapılır.
Bütün gün, telbiye, tekbir, tehlil, teşbih ve zikir ile meşgul olarak, Kur’ân-ı Kerîm okuyarak, vaaz ve nasihat dinleyerek, dua ve istiğfar ederek, günahlara tevbe edilip bağışlanması için göz yaşı dökülür. Göz, kulak ve dil ile hiç bir masiyet işlenmez. Rasûlullah (s.a.): “Bugün, gözüne, kulağına ve diline sahip olanın geçmiş günahları bağışlanır.” buyurmuştur (Müsned, v, 17).
Güneş battıktan sonra, Arafat’tan Müzdelife’ye hareket edilir ve Meş’ar-i’ Harâm’a yakın biryere inilir.
Akşam ve yatsı namazları burada yatsı vakti girdikten sonra “cem’-i tehir” ile kılı­nır.
Bayram gecesi Müzdelife’de ibadet ve istirahatle geçirilirken Mina’da yapılacak “remy-i cimâr” (şeytan taşlama)da kulla­nılmak için, taş toplanır. Bu taşlar nohuttan büyük, fındıktan küçük olmalıdır ve temiz­liğinden emin olmak İçin yıkanmalıdır.
Bayramın ilk günü-Yevm-i nahr (9 zilhic­ce):
Müzdelife’de sabah namazı erkence kılı­nır. Namazdan sonra ortalık aydınlanınca-ya kadar dua, niyaz ve istiğfarda bulunularak vakfe yapılır.
Ortalık aydınlandıktan sonra, ancak daha güneş doğmadan Mina’ya doğru yola çıkı­lır.
Yolda, telbiye, zikir ve duaya devam edi­lir. Bugün telbiyenin son günü olması dola­yısıyla özellikle telbiyeye ağırlık verilir.
Bayramın ilk günü yapılması gereken menâsik sırasıyla şunlardır:
a- Akabe cemresine taş atmak.
b- Kurban kesmek (ifrad haccı yapanlar müstesna).
c- Saçları tıraş etmek veya kısaltmak.
d- Ziyaret tavafı yapmak.
Bunlardan ilk üçünün edasında bu sıraya uymak Ebû Hanîfe’ye göre vacip; İmâm Ebû Yusuf, İmâm Muhammed’e göre sün­nettir. Diğer üç mezhepte de bu menâsik arasındaki tertip sünnettir. Ancak Mâlikî
ezhebinde Akabe cemresine taş atma­nın, tıraş ve ziyaret tavafından önce yapıl­ması vaciptir.
Ziyaret tavafında ise, tertip ittifakla sün­nettir. Önce veya arada yapılmasından dolayı ceza gerekmezse de mekruhtur.
Mina’ya gelindiğinde, vakit geçirmeden Akabe cemresine gidilir. Yaklaşık 3, 5-5 m. mesafeden her birinde “Bismillah, Allâhu Ekber, rağmen li’ş-şeytân ve hizbih” deni­lerek “7” taş atılır. İlk taşın atılmasıyla, telbiyeye son verilir ve artık telbiye yapıl­maz.
Temettü veya kıran haccı yapanlar, şey­tan taşlamadan sonra kurban kesme yerine (mezbeha’ya) giderek kurban keserler veya vekâlet vererek kestirirler.
İfrâd haccı yapanlar Akabe cemresine taş attıktan, temettü veya kıran haccı yapanlar ise kurbanlarını kestikten yahut kestirdikten sonra tıraş olarak ihramdan çıkarlar. Böylece cinsi İlişki dışında bütün ihram yasaklan kalkar. Cinsi ilişki ise, ziya­ret tavafı da yapıldıktan sonra helâl olur.
Saçların en az dörtte birinin tıraş edilme­si veya uçlarından kesilip kısaltılması gere­kir. Mâlikî mezhebinde başın tamamının tıraş edilmesi gerekir. Şafiî mezhebinde ise, üç tel saçın kesilmesi, vacibin edası için yeterlidir. Kadınlar da saçlarının uçlarından biraz kesmeleri kâfidir.
Tıraş olma safhasına gelmiş bir İhramlı-nın, henüz kendisi tıraş olmamış bile olsa, başkalarını tıraş etmesinde bir sakınca yoktur.
Bundan sonra, Mekke’ye inip ziyaret ta­vafını yaparlar ve hac için önceden sa’y etmemiş olanlar, ziyaret tavafından sonra, haccın sa’yini de yaparlar.
Ziyaret tavafının bayramın ilk gününde yapılması efdaldir. Ancak ikinci veya üçün­cü günü de yapılabilir. Mazeretsiz olarak üçüncü günü güneş battıktan sonraya kalırsa Ebû Hanîfe’ye göre ceza gerekir.
Ziyaret tavafından sonra tekrar Mina’ya dönülür. Şeytan taşlanan günlerde Mina’da gecelemek Hanefî mezhebine göre sünnet, Mina’dan başka yerde kalmak mekruhtur. Diğer üç mezhebe göre Mina’da gecele­mek vaciptir.
Bayramın ikinci ve üçüncü günleri (11 ve 12 zilhicce):
Bayramın ikinci ve üçüncü günlerinde zeval vaktinden sonra sıra ile Küçük, Orta ve Akabe cemrelerine “7” şer taş atılır. Küçük ve Orta cemrelere taş attıktan sonra bir köşeye çekilip kıbleye yönelerek dua edilir, Kur’ân-ı Kerîm okunur. Akabe cemresi taşlandıktan sonra ise, beklemeksizin orası terkedilir.
Mekke’ye dönmek için acele edenlerin, bayramın 3. günü (12 zilhicce) taşlarını attıktan sonra, henüz güneş batmadan Mina’dan ayrılıp Mekke’ye inmesi müm­kündür. Buna “İlk nefîr” denir. Bayramın dördüncü günü tan yeri ağarmadan Mina’dan ayrılanlara da, dördüncü günün taşlarını atmak vacip olmaz. Ancak, dör­düncü gün taşlama yapmayacak olanların, üçüncü gün güneş batmadan Mina’dan ayrılmaları sünnet; güneş battıktan sonra ayrılmaları İse mekruhtur.
Bayramın 4. günü sabah (13 zilhicce) tan yeri ağarmaya başladığında Mina’dan ay­rılmamış olanlar, her üç cemreye sıra ile o gün de Vşer taş atarlar. Ancak 4. gün taşların zevalden önce atılması da caizdir.
Bayramın 4. günü taşlar atıldıktan sonra, artık Mina’da kalınmayıp Mekke’ye inilir. Buna da “ikinci nefîr” denir.
Mina’dan Mekke’ye dönüşte “Muhassab” denilen yerde durup bir müddet dinlenmek sünnettir.[1][125]
Mekke’den ayrılma zamanı geldiğinde veda tavafını yapar, tavaf namazından sonra, Kabe’ye karşı ayakta durup Beytullah’a bakarak ve daha önce kaydedi­len duayı okuyarak kana kana Zemzem içerlerve üzerlerine dökünürler.
Sonra, “Mültezem”e gidip yüzünü ve göğsünü Kabe duvarına yapıştırarak ve Kabe örtüsüne yapışarak
“Allâhümme inne hazâ beytüke’llezî
cealtehû mübâraken ve hüden Iİ’1-âlemîn. Allâhümme kemâ hedeytenî lehû, fe tekabbelhü minnî, velâ tec’al hazâ âhira’l-ahdi min beytike ve’r zükni’l-avde ileyhi hattâ terdâ annî. Bi rahmetike yâ erhame’r-râhimîn.” Türkçe anlamı: “Al­lah’ım, bu senin alemler için feyizli ve ayn-ı hidayet kıldığın beytindir. Rabbim, Onu ziyaret için bana hidayet verdiğin gibi, benim bu ziyaretimi de kabul eyle. Bunu, beytini son ziyaretim kılma. Ey merhamet­lilerin en merhametlisi Allah’ım, rahmetin­le benden razı oluncaya kadar Ona tekrar tekrar gelmeyi bana nasip eyle” diye dua eder, tazarru ve niyazda bulunurlar.
Böylece Beytullah’a veda edip, Harem-i şeriften ayrılırlar.
Hac menâsiki tamamlandıktan sonra, bayramın dördüncü günü akşamından itibaren, özellikle hacdan Önce umre yap­mamış, yani ifrad haccı yapmış olanların umre yapması uygun olur. Çünkü, gücü yetenler için ömründe bir defa umre, Ha­nefî ve Mâlİkî mezheplerine göre müekked sünnet, Şafiî ve Hanbelî mezheplerine göre ise farzdır.
Rasulûllah (s.a.) “Hac ve umreyi peş peşe yapınız. Çünkü bu İkisi, körüğün demir, altın ve gümüşteki pası giderdiği gibi, gü­nahları ve fakirliği yok ederler” buyurmuş­tur (et-Tirmizî, Hac, 2; Nesaî, Hac, 6; Ibn Mâce, Menâsik, 3).

Benzeri konular:

Answer ( 1 )

    1
    2022-05-16T19:42:24+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Hac ibadeti hem mali, hem de bedeni bir ibadettir. Böyle olunca da hac ibadetinin yapılış şeklinin nasıl olduğu merak konusu olmuştur. Genellikle hacca giden kişiler ihramlı iken biraz zorluk çekerler. Çünkü kişi hac yaptığı zaman ihramlı iken birçok helal olan şey, ihramlıya haram olmaktadır. Kişi ihramdan çıkacağı zaman kurbanı kesilir ve traş olup ondan sonra ihramdan çıkar.

     

     

    En iyi cevap

Cevapla