Paylaş
Oruç fidyesi nedir?
Question
Oruç fidyesi hakkında bilgi Kısaca
Dört mezhebe göre
Oruçta Fidye. İbn Abbas, İbn Ömer, İbn Mes‘ûd, Muâz b. Cebel ve Seleme b. Ekva‘ın da aralarında bulunduğu bir grup sahâbî, “Sizden ramazan ayına yetişenler o ayda oruç tutsun” (el-Bakara 2/185) meâlindeki âyet nâzil oluncaya kadar ashaptan dileyenin oruç tuttuğunu, dileyenin de oruç tutmayıp fidye verdiğini, bu âyet inince gücü yeten kimseler hakkında fidye hükmünün neshedilip yalnız hasta ve yaşlılar için bir ruhsat olarak kaldığını belirtirler (Müslim, “Ṣıyâm”, 149-150; Cessâs, I, 218, İbn Kesîr, I, 308-309).
Bundan dolayı oruç fidyesiyle ilgili âyet (el-Bakara 2/184), “
Oruç tutmakta güçlük çekenlere (zorlukla güç yetirenlere veya güç yetiremeyenlere) bir fakir doyumu kadar fidye gerekir” şeklinde anlaşılmış, 185. âyetteki, “Sizden ramazan ayına yetişenler o ayda oruç tutsun” hükmünün tekidiyle de oruç tutmaya gücü yetenlerin fidye ödemesinin câiz olmadığı hususunda görüş birliğine varılmıştır. Hz. Peygamber’in ve ashabın uygulaması da bu yönde olmuştur. İslâm âlimlerinin ortak kabulüne göre ihtiyarlık ve şifa ümidi kalmamış bir hastalık sebebiyle oruç tutamayan kimse, kazâ etmesi mümkün olmadığı için tutamadığı gün sayısınca fidye öder. Bu durumdaki bir kimsenin fidye ödemesi fakihlerin büyük çoğunluğuna göre vacip, Mâlikîler’e göre ise müstehaptır. Burada söz konusu olan ihtiyarlığın ölçüsünün kişiden kişiye değişeceği kabul edilmiş ve “şeyh-i fânî”lik diye tanımlanan bu çağ “ölüme kadar her gün kuvvetin azalması” şeklinde açıklanmıştır. Bu çağa ulaşan kimse fidyesini ramazan ayının sonunda toptan veya ramazan ayı içinde günlük olarak ödeyebileceği gibi ramazan başında da verebilir. Yaşlı veya hasta olan kimse fidye ödemeden vefat etmişse artık onun adına fidye ödenmesi gerekmez. Öte yandan, böyle bir kimsenin fidyesini ödedikten sonra iyileşmesi durumunda ödenen fidyenin yeterli olup olmayacağı hususunda mezhepler arasında görüş ayrılığı bulunmaktadır. Hanbelî mezhebine göre bu durumdaki kişi borcunu ödemiş olup ayrıca kazâ etmesine gerek yoktur (İbn Kudâme, III, 141-142). Diğer üç mezhebe göre ise -fidyenin meşruiyetinin şartı “oruç tutmaya güç yetirememe” olduğundan- gücüne ve sağlığına kavuşan kimse tutamadığı oruçlarını kazâ etmelidir.
Kaynak DİYANET
Answers ( 2 )
Orucun Fidyesi
Orucun fidyesi vacibtir. Çünkü Allah (c.c.) şöyle buyuruyor : “Oruca gücü yetmeyenlerin bir fakiri doyuracak kadar fidye vermeleri gerekir.” Bir fidye bir fitır sadakası ölçüsündedir. Tutulamayan oruçların sayısınca verilmesi gerekir.
Oruç tutmaktan aciz olan ihtiyar kadın ve erkeklerle, iyileşmesi umul mayan hastalann fidye vermeleri vacibtir. Fidye, farz ve vacib oruçlar için verilir.
Oruç fidyesi
Benim bir akrabam var oruç tutamıyor çünkü hasta onun vereceği fidye kaçtır
Oruç fidyesi miktarı ramazan ayında belirleniyor, 2022 ramazan ayı fidye miktarı bir ay sonra belirlenecek.
2021 yılında her bir gün için gücü yetene 28 liraydı
Oruç fidyesi, oruç tutamayan kişiler için verilen bir bedeldir. Oruç tutmaya güç yetiremeyen ya da sağlık nedeniyle oruç tutması zararlı olabilecek kişiler, oruçlarını tutamayacakları her gün için bir fidye öderler. Fidye, bir fakire bir öğün yemek vermek şeklinde yapılır. Bu, orucun yerine geçmese de, oruç tutamamanın yerine bir çözüm olarak kabul edilir. Fidye, genellikle açlık ve yoksullukla mücadele eden kişilere yardımcı olmak amacıyla verilir.