Kadınların çalışması ile ilgili Kur’an ayetleri

Peygamber Efendimiz’in kadınların çalışmasıyla ilgili hadisleri

Yaşanan toplumsal değişimler, çalışma hayatında bazı değişiklikler meydana getirdiği gibi gerek ailede gerekse toplumda bazı rollerin eskisinden farklı bir yapıya bürünmesine de yol açmıştır. Bu durum bazı tereddütler meydana getirmiş, özellikle kadınların kendi ev ve aile işleri dışında çalışmaları, geleneksel aile yapısına alışık bireylerde tedirginlik oluşturmuştur.

Bu noktada meselenin, öteden beri süren kültürel alışkanlıklar ve örf bağlamında mı yoksa dinî değerlere göre mi ele alınacağı, zaman zaman karıştırılır olmuştur. Kimileri, bazı geleneksel dinî söylemleri göz önünde bulundurarak kadınların çalışmasının asla caiz olmayacağını ifade etmektedirler. Bazıları ise kadının çalışmasını caiz görmekle birlikte, günümüz çalışma hayatının başka kültürlerin etkisinde kalması ve genel olarak İslâm’ın kadın-erkek ilişkilerinde öngördüğü mahremiyet kurallarına riayet edilmemesi gibi gerekçelere dayanarak kadınların çalışmasının dinen doğru olmadığını söylemektedirler.

İslâm’da insan olmaları bakımından, erkekle kadın arasında herhangi bir ayrım söz konusu değildir; her ikisi de eşit derecede Yüce Allah’ın emir ve yasaklarına muhataptır. Erkek olsun kadın olsun, bütün insanlar yeryüzünü imar etmek ve orada Allah’a kulluk etmekle yükümlüdürler. İslâm’da Allah’a kulluk bakımından kadınla erkek arasında bir fark bulunmadığı gibi temel hak ve sorumluluklar açısından da kadın-erkek ayrımı bulunmamaktadır.

Dinimizde, erkeğe tanınan temel hak ve hürriyetler, aynı derecede kadına da tanınmıştır. Buna göre; yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme; kişi hürriyeti ve güvenliği; vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyeti; mülkiyet ve tasarruf hakkı; yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunmada bulunma; kanun önünde eşitlik ve adaletle muamele görme hakkı; mesken dokunulmazlığı; şeref ve onurun korunması; evlenme ve aile kurma hakkı; özel hayatın gizliliği ve dokunulmazlığı; geçim teminatı gibi temel haklar bakımından kadınla erkek arasında herhangi bir ayrım söz konusu değildir.

Kadın, malî ve ticarî alanlarda da erkeklerle eşit konumda olup, kadın olması sebebiyle herhangi bir kısıtlamaya maruz değildir. Çünkü İslâm dininde erkek–kadın ayrımı yapılmaksızın çalışıp kazanmak teşvik edilmiş, “… Erkeklere kazandıklarından bir pay vardır; kadınlara da kazandıklarından bir pay vardır. Allah’ın lütfundan nasibinizi isteyin...” buyurulmuştur.

İslâm’da kadının konumu ve hakları konusundaki tartışmaların önemli bir kısmı, kadının sosyal hayata katılması, çalışması ve
kamu görevi üstlenmesi noktalarında yoğunlaşmaktadır.
İslâm’a göre kadın, öncelikle anne olarak konumlandırılmakla birlikte, ev içinde ve dışında çalışabilir; ailesinin ihtiyaçlarını sağlamada kocasına yardımcı olabilir. Ailenin geçimini sağlamak, ilkesel olarak kocanın görevi olmakla birlikte şartlara ve ihtiyaçlara göre, ailenin geçimini sağlama hususunda eşlerin sorumluluklarının değişmesi de söz konusu olabilir. Önemli olan, İslâm’ın temel ilkelerini göz ardı etmemek kaydıyla hayatın huzur ve düzen içinde geçmesi, ihtiyaçların karşılanmasında bireylerin imkân ve kabiliyetlerine uygun sorumlulukları dengeli bir şekilde üstlenmeleridir. Öte yandan bazı kaynaklarda yer alan ve Hz. Peygamber’in (s.a.s.) evin iç işlerini kızı Hz. Fatıma’ya, dış işlerini ise damadı Hz. Ali’ye yüklemiş olması, Müslümanlar için bir aile modeli oluşturma amacına yönelik bağlayıcı bir kural değil; ihtiyaç, örf ve âdete dayalı tavsiye niteliğinde bir çözümdür.

Sonuç olarak İslâm’ın temel prensiplerine, genel ahlak kurallarına ve mahremiyet ilkelerine bağlı kalmak şartıyla, erkek ve kadın herkes çalışma, ticaret yapma, iş hayatına katılma ve helal yollardan kazanç elde etme hakkına sahiptir.

Diyanet fetva kurulu

https://www.dinisorusorcevapal.com/soru-etiketi/kadinlarin-calismasi/

İslamda çalışma ve helal kazancın önemi nedir kısaca

Teberrüc ne demek