İslamda Vasiyet

Question

İslamda Vasiyet Hakkı

Islamda Vasiyet

Vasiyet iki manada kullanılmaktadır. Vasiyet bir malı ölümden sonraya bağlayarak bir şahsa veya hayır kurumuna karşılıksız olarak bağışlaması veya bir kimsenin ölümünden sonra, küçük çocuklarının mâlî işlerini yürütmekte vasi tayin etmesidir. [1]

Vasiyetin meşruiyeti, Kitap, Sünnet ve İcma ile sabittir.

Vasiyetin sebebi, dünyada hayırla yâd edilmek ahrette ise yüksek derecelere nail olmaktır.[2]

Vasiyet, vasiyet edenin ölümüyle yürürlük kazandığı için, vasiyet eden kişi hayatta iken vasiyetini istediği zaman değiştirebilme imkânına sahiptir.[3]

Yüce Allah,  Nisa suresi 11 ila 14. ayet-i kerimeler arasında mirasçıların alacağı miktarı belirlemiştir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) de Veda Hacc’ında vermiş olduğu hutbesinde şöyle buyurmuştur: “Yüce Allah, her hak sahibine hakkını vermiştir. O bakımdan mirasçıya vasiyet yoktur.”[4] Buyurmuştur.

Vâsilerine zarar verircesine yapılan vasiyet muteber değildir.[5] Sahabeden Sa’d b. Ebî Vakkas (r.a) anlatıyor: “Rasûlullah (s.a.s) Veda Haccı senesinde, hastalığım için bana geçmiş olsun ziyaretine geldi. “Ey Allah’ın Rasulü! Gördüğünüz gibi ağrım çok şiddetlendi. Ben mal mülk sahibi biriyim. Bana varis olacak tek kızımdan başka kimsem yok. Malımın üçte ikisini tasadduk etmek istiyorum!” dedim. Hemen: “Hayır, olmaz!” buyurdular. “Yarısı?” dedim. Yine; “Olmaz!” buyurdular. “Üçte biri?” dedim. “Üçte birini mi? Üçte bir de çok. Senin mirasçılarını varlıklı olarak bırakman, insanlara el açacak şekilde muhtaç bir halde bırakmandan daha hayırlıdır..”[6] buyurdular.

Buna göre bir kimsenin malından vasiyetiyle tasarruf edebileceği miktar, en fazla üçte birdir. Malın üçte birinden fazlasını kapsayan vasiyet ise ancak mirasçıların rızası ile geçerlidir.[7]

Emanetleri geri vermek, yerine getirilmemiş hac, zekât, oruç ve kefaretler gibi bilinmeyen borçların ödenmesini vasiyet etmek farzdır.[8] Yine üzerinde bir hak, bir borç olan kimsenin ölümünden sonra terekesinden -yani geriye bırakmış olduğu maldan-  ödenmesini vasiyet etmesi farzdır. Böyle bir borcun veya sahibine teslim edilmesi gereken bir hakkın bulunmaması halinde vasiyetin yapılması tavsiye edilmiş ve ibadet kabul edilmiştir.[9]

Zengin akraba ve yabancılara da vasiyet etmek mubahtır. Varislerin zengin olması yahut kendilerine düşecek hisselerle ihtiyaçlarını karşılayabilmesi durumunda yabancılara usulüne göre vasiyette bulunmak ise müstehaptır.

Hasta olmayan sağlıklı bir insanın vasiyetinin yazılı olması menduptur. Çünkü ölüm ansızın gelebilir. Bundan dolayı borçlar, emanetler ve yerine getirilmesi gereken farzları içine alacak şekilde bir vasiyet hazırlanmalı ve kişinin vefatından sonra varislerce takip edilebilecek bir şekilde korunması sağlanmalıdır.[10]

Belli bir şekilde yapılmış meşru bir vasiyetin yerine getirilmesi, vasiyet edenden başka diğer ilgililer için bir borç teşkil eder. Bu hususta Cenab-ı Hak şöyle buyurur: “Her kim bunu işittikten ve kabullendikten sonra vasiyeti değiştirirse, günahı onu değiştirenleredir. Şüphesiz Allah her şeyi işitir ve her şeyi bilir.”[11]

[1]     Hüseyin Kayapınar, “Vasiyyet”, Ş. İsl.Ansik..

[2]   A. Fikri Yavuz, İslam İlmihali, s. 557.

[3]   Hamdi Döndüren, Ticaret ve İktisat İlmihali, s. 60.

[4]   Tirmizî, “Vesâyâ”, 5; Nesâî, “Vesâyâ”, 5.

[5]     Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, I/512.

[6]   İbrahim Canan, Kütüb-ü Sitte, XVI/183.

[7]     İhtiyar, (terc. Mehmet Keskin), .IV/329.

[8]     A. Fikri Yavuz, İslam İlmihali, s. 558.

[9]  Kur’an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, DİB. Y., I, 275.

[10]   Vehbe Zuhaylî, İslam Fıkhı Ansiklopedisi, X/138.

[11]   Bakara, 2/181.

BENZER KONULAR:

Answer ( 1 )

    1
    2023-05-11T23:49:26+03:00

    İslam’da vasiyet, ölümden sonra mal varlığının paylaşımını düzenleyen bir işlemdir. İslam hukukunda vasiyet, bir kişinin ölmeden önce mal varlığını belirli kişilere bırakma isteğidir. İslam’da vasiyetin hukuki bir değeri vardır ve vasiyetname, ölümünden sonra mal varlığının paylaşımını düzenleyen bir belge olarak kabul edilir.

    İslam’da vasiyetin belirli kuralları ve sınırlamaları vardır. İslam hukukuna göre, vasiyetname belirli bir formatta olmalı ve şahitler tarafından imzalanmalıdır. Vasiyetname, kişinin mal varlığından belirli bir oranda pay alacak kişileri belirlemelidir. Bu paylaşım, İslam hukukunun belirlediği miras kurallarına uygun olmalıdır. Vasiyetname ayrıca, hayırseverlik faaliyetleri gibi belirli alanlara ayrılmış fonların oluşturulmasını da içerebilir.

    İslam’da vasiyet yapmak, bir kişinin mal varlığının paylaşımını doğru bir şekilde düzenlemesine ve belirli kişilere mal varlığından pay vermesine yardımcı olur. Vasiyet, ölümden sonra mal varlığı paylaşımının gerçekleştirilmesini kolaylaştırır ve çekişmeleri önleyebilir. Ayrıca, vasiyetname ile hayırseverlik faaliyetleri gibi insanlığa fayda sağlayacak çalışmalara fon sağlanabilir.

    Ancak İslam’da, mirasın belirli oranlarda belirli kişilere dağıtılması gerektiği için, vasiyetname miras paylaşımını değiştiremez. Miras paylaşımı, İslam hukukunun belirlediği kurallara göre gerçekleştirilir ve vasiyetname sadece bu kurallara uygun olarak düzenlenebilir.

    Sonuç olarak, İslam hukukunda vasiyet, bir kişinin ölmeden önce mal varlığının paylaşımını belirli kişilere bırakma isteğidir. Vasiyetname, belirli kurallara ve sınırlamalara uygun olarak hazırlanmalıdır ve İslam hukukunun belirlediği miras kurallarına uygun olmalıdır. Vasiyet yapmak, mal varlığı paylaşımının doğru şekilde gerçekleştirilmesine yardımcı olur ve hayırseverlik faaliyetleri gibi insanlığa fayda sağlayacak çalışmalara fon sağlayabilir.

    En iyi cevap

Cevapla