ilmihal kaynakları

Kâinâtı mükemmel bir şekilde yaratan, insanı kainatın küçücük bir numunesi ve bin bir isminin âyinesi olarak yaratıp onu “yeryüzünün halifesi” olacak biçimde duygularla ve latîfelerle techiz eden Allâhu Azîmüşşân; “en mükemmel surette yarattığı” insanın yolculuğunu “kazasız belâsız” tamamlayabilmesi için hem rehberler, yâni peygamberler göndermiş, hem o rehberlerden ba’zılarının eline kitâp ver miştir. İnsânları da o rehberleri ve ellerindeki kitapları dinlemekle mükellef kılmıştır. Yâni, insân başı boş değildir. Bu dünyâ sarayında keyfince, dilediğince, başına buyruk, kendi aklınca hareket edemez. Ederse ne olur? Hem bu dünyada bedbaht, mutsuz ve perişan olur, hem de âhirette cezâya ma’ruz kalır.
Günümüzde bir çok kimsenin -ki bunlar arasında türlü ünvân ve etikete sâhip olanlar da var-dînî konularda “kendi kafalarına” göre yorumlar yaptıklarını, ileri-geri konuştuklarını görmekteyiz. Bu hem o sözleri sarf edenlerin, hem o sözleri ciddiye alanların ebedî hayâtlarını tehlikeye atan bir davranıştır.

Allâhu Teâlânın seçtiği ve beğendiği dîn olan İslâmiy yet, insanların dünya ve âhiret hayâtlarıyla ilgili bütün esâsları vaz’etmiştir, yâni ortaya koymuştur.

Dinin iki temel kaynağı vardır:

1. Kitap (yâni Kur’ân-ı Azîmüşşân),

2. Sünnet (yâni Peygamber Efendimiz aleyhissalâtü vesselâmın Sünnet-i Seniyyesi)

B. Bozgeyik

İslam dininin temel kaynakları

İslam Devletinin Temel Dayanaklarından Hadislerin Önemi