Hanbeli mezhebine göre cemaatle namaz

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

CEMAATLE NAMAZ (Hükmü ve delilleri)

Hanbeli mezhebine gore cemaatle namaz

Hanbeli mezhebine göre cemaatle namaz nasıl kılınır?

Hür, gücü yeten erkekler için yolculukta ve mukim olduğu vakitler de cemaatle namaz kılmak, farz-i ayndır. Bunun delili Allah Teâla’nın şu ayet-i kerimesidir: “(Ey Muhammed!) Cephede sen de onların (mü’minlerin) arasında bulunup da onlara namaz kıldırdığın vakit, içlerinden bir kısmı seninle beraber namaza dursun.” (Nisa, 102) Burada emir, farziyet gerektirir. İnsanın korku halinde cemaatle namazın hükmü buysa güvende olduğu halde, evleviyetle böyledir.

Merfu olarak rivayet edilen Ebu Hureyre hadisinde Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Münafıklara en zor gelen, namaz yatsı ve sabah namazlarıdır, eğer bu namazlardaki önemi bilselerdi sürünerek de olsa gelirlerdi. İsterim ki birine emredeyim de mescidde namazı kıldırsın, sonra da yanımda bulunan adamlarla odun taşıyıp namaza mescide gelmeyenlerin evlerine gidip onlar içinde olduğu halde evlerini ateşe vereyim. ”

Gözleri görmeyen bir adam, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’den, kendisini mescide getirecek kimsesinin olmaması sebebiyle namazları evde kılmak için izin istediği zaman Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ona şöyle buyurmuştur: “Ezanı işitiyor musun?” Adam, “Evet ey Allah’ın Rasûlu!” deyince Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem “Öyleyse mescide geleceksin. ” buyurdu.

İbn Mesud radıyallahu anh’dan rivayet edilen hadis-i şerifte şöyle buy rulmuştur: “Bu bize göstermektedir ki münafıklığı kesin olarak bilinen münafıklar hariç cemaatten hiç kimse geri kalmaz.”

Cemaat, namazın şartlarından biri değildir. Mazeretsiz yere tek başına kılan kişinin namazı sahihtir ve namazında da fazilete erişmiştir. Ancak namazını cemaatle kılan kişi yirmi yedi derece daha fazla sevap almıştır. Ibn Ömer’in rivayet ettiğine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Cemaatle namaz, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi derecede daha üstündür. “

İki kişiyle cemaat gerçekleşir. Birisi imam, diğeri cemaat olur; ikin cinin kadın olup olmaması fark etmez. Ebu Musa radiyallahu anh in mer fu olarak rivayet ettiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “İki ve daha fazlası cemaattir,”

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Malik b. Huveyris radiyallahu anh için şöyle buyurmuştur: “İkinizden en yaşlısı imam olsun.

Tabii ki bu iki kişilik sayı, Cuma ve bayram namazları için geçerli değildir. Ayrıca farz namazlarda mümeyyiz olan kişiyle cemaat tamamlanmaz

Cemaati mescitte/camide yapmak sünnettir. Delili İbn Mesud ro diyallahu anh’ın şu sözüdür: “Sizden, yarın Allah Teâla’ya Müslüman ola rak kavuşmak isteyen, namazlara, ezan okunan yerde devam etsin.”

Kadınların tek başlarına cemaat olmaları sünnettir. Bunun delili Ümmü Seleme ve Aişe radıyallahu anha’nın fiilidir: “Peygamber sallal- lahu aleyhi ve sellem, Ümmü Varaka’ya, aile halkına namaz kıldırması için müsaade etmiştir.”018 Şüphesiz erkekler için cemaat olmaları müstehap her bir namaz, kadınlar için de -ister nafile ister farz olsun müntahaptır.

Düzenli imamı bulunan camide imamlık yapmak, o istemediği za man haram olur, izin vermesi halinde caizdir. Bu hüküm vaktin çıkma sının daralmadığı durumlar için geçerlidir. Şüphesiz imam o camide ev sahibi mesabesindedir. Cami imamı, diğerlerinden daha çok hak sahibidir. Delili hadis-i şerifte “Kişinin evinde, onun namaz kıldırmaya izni olmadan imamlık yapılmaz. ” buyrulmasıdır. Eğer kişi bunu kötü addetmiyorsa veya vakit daralmışsa namaz kıldırmak caiz olur. “Şüphesiz Ebu Bekir radıyallahu anh, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem olmadığı zaman namaz kıldırmıştır.”

Abdurrahman b. Avf’ın fiili de bunu gösterir ki Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem onun için “İyi yaptınız. ” buyurmuştur.

İmam ilk selamı vermeden önce tekbir alarak namaza başlayan, cemaate yetişmiş ve onu idrak etmiş olur. Şüphe olmaksızın rükuya yetiştiğine kani olan, itminan bulmuşsa, o rekata yetişmiş sayılır. Deli li, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in, Ebu ureyre’nin merfu olarak rivayet ettiği hadisteki şu buyruğudur: “Siz cemaate geldiğiniz zaman bizler secdedeysek siz de secde ediniz ve bunu yetişti saymayınız, kim bir rekata yetişmişse namaza yetişmiş demektir.” (Bir lafızda da şöyle gelmiştir: “Kim rükuya yetişmişse rekata yetişmiş olur.”)

Cemaate uyarken iftitah tekbiri alınarak direkt rükuya gidilebilir, yani iftitah tekbiri onun da yerine geçer. Faziletli olan, iki tekbir almaktır. Tek tekbirde her ikisine de niyet ederse veya sadece niyetini rükuya alır da tek tekbirle cemaate uyarsa sahih olmaz. Çünkü bu durumda, bir rükün olan iftitah tekbirini almamış sayılır. Daha önce de belirttiğimiz üzere kişinin cemaate yetişmesinde sünnet olan, hangi merhalede gelmişse hiç beklemeden cemaate katılmasıdır. İmamla beraber rüku yapmaksızın ve yeni tekbir almaksızın eğilir.

Eğer imama sonradan uyan kişi imam ikinci selamını vermeden önce ayağa kalkar, geriye de dönmezse namazı nafileye dönüşür. Çünkü burada mazeretsiz yere, bir vacibi eda etmek için dönmediği ve imamına uymadığı bir hal söz konusudur. Bu şekilde yaptığı zaman cemaatten ayrılmış olur ve farzı geçersiz sayılır.

Cemaatle bir namaz kılınmaya başlandığı zaman kişi henüz kılmamış olduğu sünnetleri kılmaz ve cemaate uyar. Delili şu hadis-i şeriftir:

Bir yerde cemaat teşekkül ettiği zaman farz namazın dışında nafile namaz kılınmaz, ”

Eğer kişi nafile namaz kılarken cemaat teşekkül etmişse namazını seri bir şekilde tamamlar. Delili şu ayettir: “Amellerinizi geçersiz kılmayın.” (Muhammed, 33)

Bir kimse farz olan bir namazı kılar da bulunduğu yerde bir cemaat teşekkül edecek olursa, sünnet olan, o namazı cemaatle tekrar kılma sıdır. Daha önce zikrettiğimiz Ebu Zer hadisine göre, bu namazı iade etmesi farzdır. Fakat akşam namazında hüküm farklıdır; kişi tek başına kılmışsa, cemaat de teşekkül etse yeniden kılmaz. Çünkü akşam na mazını iade ettiği zaman üç rekatlı bir namaz olacaktır, üç rekatlı bir nafile namaz da olmadığı için kılınmaz. Bir mescidde cemaatin tekrar etmesine gelince… diğerlerinde olduğu gibi- düzenli imamı bulunan mescidde tekrar etmek mekruh olmaz. Namazı tekrar etmek maksadıyla bir mescide gitmek mekruhtur.

İmamın, Kendisine Uyanlardan Üstlendiği Sorumluluklar:

1- İmam, kendisine uyanların kıraatini üstlenir. Delil: “Kur’an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki size merhamet edilsin.” (Araf, 204) Ahmed b. Hanbel şöyle dedi: Bu ayetin namaz hakkın da indiğine dair alimlerin icması vardır. Ebu Hureyre hadisinde “Imam okuduğu zaman susunuz. ” buyrulmuştur.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Bir kimse imama uymuşsa, imamın kıraati onun da kıraatidir. ”

2- İmama ilk baştan itibaren uyan kişinin sehiv secdesini imani 3- İmam, namazında secde ayeti okuduğu halde secde etmese de üstlenir.

4- İmamın önüne sütre konulmuşsa, kendisine uyanların önünde sütre olmasa da imam onu üstlenir.

Şüphesiz Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, ashabına, bir sütreyle namaz kıldırıyordu. Sahabe-i kirama hiçbir zaman “siz de sütre koyun” dememiştir.

5- Kunut dualarında imam, cemaatin dualarını da üstlenir, cemaat sadece “amin” demekle yetinir. 6- Dört rekatlı namazlarda bir rekat geçtiği vakit birinci teşehhüdü

imam üstlenir. Bunun sebebi de imamı ile muhalefet etmemesi içindir

İmama uyan kişinin yapması sünnet olan şeyler:

1- Cehrî/açıktan okunan namazlarda başlangıç duasını/subhane keyi okumak ve euzü çekmek. Çünkü başlangıç duasından ve euzü çekmekten maksat, imamının bunları gizli okuduğu için işitme imkanı nin olmamasıdır. İmamın okuduğu kıraat işitildiğinde hüküm farklıdır.

2- İmama uyan kişinin Fatiha’yı ve zamm-ı süreyi okuması. Yani bunları imamın sustuğu sekte hallerinde okumasıdır. Bu sekteler sadece birinci rekatta Fatiha’dan önce ve sonradır. Bir de kıraatin sona ermesiyledir.

3- İmamın açıktan okumadığı yerlerde ne zaman isterse kıraat okuması. Delili, Cabir radıyallahu anh’dan rivayet edilen şu sözdür: “Bizler öğle ve ikindi namazlarında imamın arkasında ilk iki rekatta Fatiha’yı ve bir sureyi okurduk, son iki rekatta ise sadece Fatiha’yı okurduk.”

Bir kimse imamıyla beraber iftitah tekbiri alırsa veya imamından önce iftitah tekbirini alırsa namaza başlamış olmaz. Şüphesiz bunun şartı, imamından sonra yapmasıdır. Eğer böyle yaparsa henüz daha namazına başlamamış olan kimseye uymuş sayılır.

Faziletli olan, imama uyan kişinin, imamın fiillerini imamdan son ra yapmasıdır. Delili de şu hadis-i şeriftir: “Şüphesiz imam kendisine uyulması için bu makamdadır, imam tekbir aldığı zaman siz de altniz, imam rükuya gittiği zaman siz de gidiniz, imam ‘Semiallahüli menhamideh’ dediği zaman siz de ‘Rabbenavelekelhamd’ deyiniz ve imam secde yaptığı zaman siz de secde yapınız. hepsinin de imamın peşinden yapılması gerekir.

Ebu Musa hadisinde şöyle buyrulmuştur: “Şüphesiz imam sizden önce rükuya varır, yine sizden önce rükudan kalkar. ”

Eğer imama uyan kişi bunları imamıyla beraber yapıyorsa sünneti terk ettiği için mekruh işlemiş olur, ancak namazı geçersiz olmaz. Şüphesiz imamıyla beraber aynı rüknü ifa etmede birlikte hareket et miş olur. Cemaatin fillerde imamdan öne geçmesi haramdır. Delili de Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in şu sözüdür: “Rükuda, secdede ve kıyamda beni geçmeyiniz”. Bu hadis-i şerifteki yasaklama, haram olmasını gerektirir.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Ebu Hureyre’nin merfu olarak ri vayet ettiği hadis-i şerifte söyle buyurmuştur: “İmamdan önce başını kaldıran kişilerin başlarını Allah Teâla’nın eşek başına çevirmesin den korkarım. ”

Eğer bir kimse cemaatle namaz kılarken imamından önce başını kasten secdeden veya rükudan kaldırmışsa ya da rükuya veya secde. ye varmışsa hemen geri dönüp imamıyla beraber yapması gerekir ki imama uymuş olsun. Ama bunu kasten/bile bile yapmazsa, imama uyma filini terk ettiği için namazı batıl olur. Şüphesiz bu durumda bir vacibi mazeretsiz yere terk etmiş sayılır. Daha önce zikrettiğimiz Ebu Hureyre hadisi bunu belirtmektedir.

Eger kişi bunları yaparken bilmiyorsa veya imama uyduğunu unu tarak yapmışsa, o rekat batıl olur, daha sonra o rekâtı iade eder. Bu durumda mazereti olduğu için namaz sahih kabul edilir.

İmamların cemaate namaz kıldırırken namazlar çok uzatmama lan gerekir. Bunun delili, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem is Hureyre’nin merfu olarak rivayet ettiği hadis-i serifteki su buyruğudur:

“Sizden birisi insanlara cemaatle namaz kıldırdığı vakit namazını fazla uzatmasın, çünkü onların arasında hasta, zayıf, ihtiyaç sahibi kimseler vardır. Tek başına kılarken dilediği kadar namazını uzatsın, “

İmamın namazı uzatmasından etkilenmeyecek bir topluluk varsa ve nefret ettirecek bir durum olmayacaksa imam uzatabilir. İmamın, cemaatin durumunu gözetmesi gerekir. Yine de meşru olanların öte sine geçmesi doğru olmaz. Şüphesiz imamın, genellikle. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ‘in namazlarında umumiyetle yaptığı gibi yapma si lazımdır. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem nasıl belirli maslahat ve nedenlerle bazen uzatıp bazen kısaltmışsa imamın da duruma göre bazen uzatıp bazen kısaltması uygun olur.

Mescidden içeri gelen kişiyi beklemesi, cemaate sıkıntı vermeyecek derecedeyse caizdir.

Kadınların ve cariyelerin, mescide gitmek için kocalarından ve efendilerinden izin istemeleri halinde, onlar men etmek mekruh olur. Ancak onların evleri, mescidden daha hayırlıdır. Delili de Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurmasıdır: “Allah Teâla’nın mescid lerinden kadınları engellemeyiniz, ancak kadınlar için evleri daha hayırlıdır, mescide çıkacaklarsa etkileyici ve albenili giysilerle çıkmasınlar. ” Kanak: Hanbeli fıkhı guraba yayınları

Answer ( 1 )

    2
    2020-12-26T19:32:15+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Cemaatle namaz önemli bir görev sorumluluktur Müslüman için. Müslüman zaruretler dışında namazlarını cemaatle kılmalıdır. Yapmamız gereken azami bir şekilde cemaatle namaz kılmalı bu konuda titiz davranmalı ve sorumluluğumuz bu yönde olmalıdır.

    En iyi cevap

Cevapla