Cünüp iken namaza yaklaşmamak, su bulunmadığında teyemmüm etmek

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

CÜNÜP İKEN NAMAZ KILMAK VE TEYEMMÜM ETMEK

Cunup iken namaza yaklasmamak su bulunmadiginda teyemmum etmek

Nisâ Suresi – 43 . Ayet Tefsiri ve çıkarılan hükümler

يا أيها الذين أمنوا لا تقربوا الصلوة وانتم سكاری حتى تعلموا ما تقولون ولا جنبا إلا عابري سبيل حتى تغتسلوا وإن كنتم مرضى أو على سفر أو جاء احد منكم من الغائط أو لامستم النساء فلم تجدوا ماء فتيمموا صعيدا طيبا فامسحوا بوجوهكم وأيديكم إن الله كان عفوا غفورا (

“Cünüp iken -yolcu olmanız müstesna- gusledene kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta veya yolculukta iseniz yahut bir heladan gelmişse veya kadınlara dokunmuşsanız ve bu durumlar da su bulamışsanız tertemiz bir toprağa teyemmüm edin, yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz, Allah çok affeder, çok bağışlar.” (Nisâ sûresi, âyet: 43).

Cünüp iken camiye girmenin, orada oturmanın haram olduğunda ittifak vardır. Ancak “âbir-i sebîl” izafesinin taşıdığı mana üzerinde görüş farkı ve bunun neticesi olarak da değişik hükümler meydana gelmiştir:
a) Âbir, ubûr kökünden ism-i faildir; yolu bir kenarından diğer kenarına kat’ etmek manasına gelir.

b) Yolcu olan, yolu kat’etmekte bulunan, manasına da kullanılmıştır.

Birinci manaya göre, yolun cami içinden veya avlusundan geçmesi sebebiyle cünüp kimsenin zaruri olarak oradan geçmesi ne ruhsat verilmiştir. Nitekim ensardan bazılarının kapıları mescide açılır, oradan evlerine girip çıkarlardı. Cünüp bulundukları zaman su bulamayınca Mescid’den geçmek zorunda kalırlardı. Bunun üzerine Cenâb-ı Hak yukarıdaki âyetle onlara bu vaziyette de ge çiş ruhsatı verdi. O halde âyetteki “salât” kelimesinden murad, na mazgâh (namaz kılınan yer) demektir. Demek ki, camiden geçmek zorunda kalan cünüp veya caminin içindeyken cünüp olup dışarı çıkmak ihtiyacını hisseden kimse bu iki halde de ruhsat-ı ilahiye ye uyup geçebilir. Bunun gibi cünüp olan kimse caminin içindeki sudan başka su bulamazsa, o vaziyette camiye girip su alabilir. Ba zılarına göre, bu durumda teyemmüm edip öyle camiye girebilir.

Birinci görüş, İbni Mes’ud, Enes bin Mâlik, el-Hasan, Said bin Müseyyeb, İkrime, Dahhak, Atau’l-Horasani, Nehaî, Zührî ve Tâ vus’un kavlidir. İmam Şâfiî ile İmam Ahmed bin Hanbel’in mez hebi de budur.

İkinci manaya göre; cünüp olduğunuz halde namaza yaklaş mayın, meğer ki yolcu olup su bulamamışsanız. O takdirde teyemmüm edip namaz kılın. Su bulunca da gusledin.

Bu, Hz. Ali, İbni Abbas, Said bin Cübeyr, Mücâhid ve Kata de’nin kavlidir. Bunlara göre, cünüp bulunan kimse camiye giremez ve yol da olsa geçemez. Ancak geçmek zorunda kalırsa teyemmüm edilerek geçilir. İmam Ebû Hanife’nin mezhebi de budur.

İbnü Cerir birinci görüşü sahih olarak kabul etmiştir. Hz. Âişe’nin yaptığı rivâyette, Mescid-i Saadetin etrafında bulunan ashab-ı kiramın evlerinin kapısı mescide açılır idi. Bir gün Peygamber (s.a.v.) “sav” “Şu evlerin yüzlerini Mescidden başka tarafa çevirin!” buyurdu ve hücre-i saadete girdi. Ashab-ı kiram, ilâhî bir ruhsat iner diye beklediler, fakat Resûlüllah (s.a.v.) aynı emri tekrar verdi.

“Şu evlerin yüzünü (kapılarını) mescidden başka tarafa çevi Zira ben “فإني لا أحل المسجد لحائض ولا جنب“ :  Ve ilave ettiler mescidi, hayızlı olan kadınla cünüp bulunan kimseye helâl kılmıyorum.”

Imam Ahmed bin Hanbel, abdest almak için cünüp olarak bir müddet câmi’de durmak caizdir, demiş. Şafi’nin arkadaşlarından Müzenî de aynı görüştedir. Çünkü İmam Ahmed’e göre, Hz. Âişe’nin naklettiği hadîs-i şerîfte bir meçhul vardır.

Bu bakımdan hükme mesned olarak tutulamaz. İmamın da yanağı ise, Ata’ bin Yesar’dan yapılan şu rivâyettir. “Resûlüllah (s.a.v.)’in ashabından birçok adamlar gördüm, cünüp oldukları zaman mescidde otururlardı.” Fakat İbni Mâce’nin Ümmü Sele me’den rivâyet ettiği şu hadis, Imam Ahmed’in tecvizine mesağ vermemektedir:

“دخل النبي صرحة هذا المسجد فنادى بأعلى * صوته: إن المسجد لا يحل لجنب ولا حائض“

“Hz. Peygamber (s.a.v.) şu mescidin önündeki boş yere girdi ve yüksek sesle çağırdı: Şüphesiz ki, mescid, cünüp ve hayız olanlara helal değildir.”

Bunun gibi, cünüp bulunan kimse ve tavaf etmek, Kur’an okumak, Kur’an’a el sürmek de haramdır.

Dárekutni’nin çıkardığı bir hadiste buyuruluyor ki:
“لا يقرإ الجنب ولا الحائض ولا النّفساء من القران

شيئاً“

“Cünüp, hayızlı ve loğusa olan kimse Kur’an’dan hiç bir şey okumasın.”

“وإن كنتم مرضى أو على سفر أو جاء أحد منكم

من الغائط ،،

Hastalıktan maksat, su dokunduğu zaman vücuda zarar verecek, hastalığı artıracak, iyileşmesini geciktirecek illettir. Azasından çoğu sıhhatli, bir kısmı da su dokundurulmayacak şekilde illetli olursa, sağlam olan aza yıkanır, illetli olan meshedilir: Bazısına göre sahih olan aza yıkanır, illetli olan için teyemmüm edilir. Fakat re’y taraftarı olan fukaha gusül ile teyemmümün birleştirilmesini caiz görmemişlerdir. Yolculuk halinde bulunan ve gusletmek için su bulamayan kimse, teyemmüm ederek namaz kılar ve bilahare su bulduğunda iade etmez.

İmam-ı Şâfiî’ye göre, teyemmüm ile namaz kıldıktan sonra su bulur ve onu kullanmaya güç yetirirse, o vakte kadar teyemmümle kıldığı bütün namazları iade eder.

İmam Mâlik ve İmam Evzâî’ye göre, iade etmez. İmam Ebû Hanife’ye göre su buluncaya kadar namazı geciktirir.
أولامستم النساء
Bu fiil, hem burada, hem de Mâide sûresin de “Lamestüm” şeklinde yani mufâale babından fiil-i mazi olarak okunduğu gibi, elifsiz olarak “lemestüm” şeklinde de okunmuştur.

Bilginlerin “lâmese”nin manasında görüş farkları vardır:

a) Cinsi münasebettir. Bu, Hz. Ali, İbni Abbas, el-Hasan, Mü câhid ve Katâde’nin kavlidir. Çünkü “lems” dokunmak, cinsi mü
nasebete yol açar. İbni Abbas diyor ki: “Allah Hayy ve Kerim’dir, cimâa, mülâmese tabirini vermiştir.”

b) Kadın ve erkeğin tenlerinin birbirine dokunmasıdır. Bu dokunma, cinsi münasebet de olabilir. Sadece tenlerin birbirine dokunması da olabilir. Bu, İbnü Mesud, İbnü Ömer, Şa’bi ve Ne haî’nin kavlidir. Bunlara göre “lems”in hakikati, elle dokunmaktır; cima’ manasına alınması mecazdır.

Ayetten Çıkarılan Hükümler:

1- Erkeğin çıplak teninin herhangi bir yeri, kadının çıplak teninden herhangi bir yerine dokunacak olursa, ikisinin de abdesti bozulur. Zührî, İmam-ı Şâfiî ve Evzâî’nin de mezhebi budur.

İmam Ahmed ve İmam Mâlik’e göre, dokunma şehvetle olursa abdesti bozar, değilse bozmaz. Çünkü Hz. Âişe’nin yaptığı rivâyette, -Peygamber (s.a.v.) karılarından birini öptükten sonra abdest almadan namaza durdu.”

İmam-1 Tirmizî bu rivâyetin isnadı sahih değildir, demiştir. Muhammed bin İsmâil bu hadisin zayıf olduğunu söyler.

2- İmam Ebû Hanife’ye göre, mücerred tenin dokunmasıyla abdest bozulmaz. Nitekim Hz. Âişe diyor ki: “Ben, Resûlüllah’ın ön kısmında uyuyordum, ayaklarım da tam onun kıblesine geliyormuş. Resûlüllah secde ettiği zaman beni hafif çimdikledi, yani ayaklarımı toplamamı ihtar etti. Uyandım ve derhal ayaklarımı topladım.”

3- İmam-ı Şafii’den yapılan en sahih rivayete göre, bir insanın anne, kız kardeş ve kızı gibi mahremlere dokunması abdesti bozmaz.

Teyemmümün keyfiyetine ve mezheb imamlarının görüşlerine gelince, kitabımızın hacmi buna müsait olmadığı için, gerekli izahat için fıkıh kitaplarına müracaat edilmesi tavsiye olunur.

Çıkarılan Dersler-Hükümler

1. Şafiî ve Hanbelî mezheblerine göre, cünüp bulunan kimse nin yolu cami’den geçiyorsa, o vaziyette geçebilir.

2. İmam-ı A’zam’a göre, cünüp bulunan kimse, yolu cami’den de geçse teyemmüm etmedikçe geçemez.

3. İmam Ahmed bin Hanbel’e göre, abdest almak için cünüp kimsenin bir müddet cami’de beklemesi caizdir. Yani camiin için deki şadırvandan abdest almak için.

4. İmam-ı Şâfiî’ye göre, teyemmüm ile namaz kılan kimse, su bulunca abdest alır ve teyemmüm ile kıldığı namazları iade eder. İmam Mâlik ve İmam Evzâî’ye göre iade etmez. Ebû Hanife’ye göre, su buluncaya kadar namazı geciktirebilir.

5. Cünüp ve hayızlı olan kimsenin tavaf yapması, Kur’an okuması, Kur’an’a el sürmesi de caiz değildir.

6. İmam-ı Şâfiî’ye göre abdestli bir kimsenin teni mahremi ol mayan bir kadının tenine dokunursa, ikisinin de abdesti bozulur. İmam Ebû Hanife’ye göre bozulmaz. İmam, Mâlik ve İmam Ahmed bin Hanbel’e göre şehvetle dokunursa abdesti bozulur.

Kuran ahkamı

BENZER KONULAR:

Cevapla