Bakire olmadığı anlaşılan eşe mehir verilir mi?

Question

Gerdek sırasında eşinin kızlık zarının olmadığını gören bir koca, buna dayanarak evlilik sözleşmesinin feshini isteyebilir mi?

Bakire olmadigi anlasilan ese mehir verilir mi

Düğün gecesi mehir, Bakire çıkmayana mehir verilmesi gerekir mi?

Selamün aleyküm bir erkek nikahtan önce eşine bakire misin diye sorduğunda kadın evet bakireyim önceden hiç birlikteliğim olmadı derse ve evlendikten sonra gerdek gecesi bunu öğrenirse boşanınca mehir vermek zorunda mı ? Eğer hiçbir ilişki yaşamadan eşinin itirafı üzerine öğrenirse vermek zorunda mı? İlişki yasarsa vermek zorunda mı? Vermek zorunda ise ne kadarını vermek zorunda? Bu kocaya zulüm değil mi aldatma olmaz mı? Onun hakkına girmiş olmaz mı? O adam mağdur kalmış olmuyor mu? Bir de evlenmeden önce bakire olduğunu kadın söylediği için düğün masraflarında da erkek mağdur oluyor bunu erkekten talep etme hakkı var mı? Düğünde takılan takıların ne kadarı erkeğe ait olur eğer ki kadın onu kandırmış ise bu yönde? İlişki yaşarsa nasıl olur ilişki yaşamadan öğrenirse nasıl olur ? Kız erkeği kandırdığı için insanlara bu kız bakire değil demekte bir sıkıntı var mı? Sonuçta erkeği mağdur edip kandırmış ve insanlar bu sefer erkekte sorun arayabiliyor bu noktada ne yapılmalı? Ya da mehir talep etmemesi için tehdit etme hakkımız var mı? İyi geceler

CEVAP:

Hanefi ve Şafii mezhebine göre, eşinin bakire olmadığını öğrenen bir koca, ister boşasın ister boşamasın, mehrin tamamını ödemekle yükümlüdür. Kadın, eşini yanıltması sebebiyle günah işlemiş olsa da, cinsel birliktelik veya halvet gerçekleşmişse kocanın mehrini geri alma hakkı yoktur. Ancak malikî ve hanbelî mezheplerinde belirli şartlarda nikahın feshedilmesi veya mehrin tamamının geri alınması mümkün olabilir.

Ayrıntılı Fetva:

Nikah Akdi ve Şartlar:
Nikah akdinde belirlenen şartlar, şer’i esaslara uygun olduğu sürece bağlayıcıdır. Ancak, akde uygun olmayan veya nikahın hükümlerine aykırı şartlar geçersiz sayılır ve akdin sıhhatine zarar vermez. Kadının bakire olması şartı da bu bağlamda değerlendirilir. Bekaret şartı, akde uygun bir vasıf olsa da bu şartın yerine getirilmemesi nikahı feshetmez. Erkek, bu durumda mehrin tamamını ödemek zorundadır.

Mehir Hakkında:
Mehir, kadının nikah akdiyle kazandığı bir haktır. Kadının cinsel birliktelik veya halvet-i sahihanın gerçekleşmesi durumunda mehrin tamamını alma hakkı vardır. Kadın bakire olmadığını gizlemişse dahi bu durum mehrin tamamının ödenmesine engel teşkil etmez. Ancak erkek, bekaret şartıyla mehr-i misilden daha fazla mehir ödemeyi kabul etmişse, kadın dul çıkarsa sadece mehr-i misil ödenir.

Kadının Yanıltması ve Uhrevî Sorumluluk:
Kadın, bakire olmadığı halde bu vasfını gizleyerek eşini yanıltmışsa bu durum büyük bir günah teşkil eder. Ancak bu, hukuki olarak mehrin iadesini gerektirmez. Kadının bu davranışı ahirette cezaya konu olabilir, ancak dünyada mehir hakkını ortadan kaldırmaz.

Farklı Mezheplerin Görüşleri:

Hanefi ve Şafii Mezhebi: Kadının bakire olmadığının anlaşılması nikahın sıhhatine zarar vermez. Nikah bozulmaz ve mehir ödenir. Şafii mezhebinde cinsel ilişki öncesinde erkek, nikahı feshederek mehri geri alabilir.

Malikî Mezhebi: Erkek, kadının bekaretini şart koşmuşsa ve kadın dul çıkarsa nikah feshedilebilir. Fesih durumunda mehir iade edilir.

Hanbelî Mezhebi: Kadının bekaretinin zina yoluyla kaybolduğu öğrenilirse erkek nikahı feshedebilir ve mehir iade edilir.

Sonuç:
Eğer cinsel birliktelik gerçekleşmişse, Hanefi ve Şafii mezheplerine göre koca mehrin tamamını ödemek zorundadır. Kadın, kocasını aldattığı için günaha girmiştir ve bunun ahiretteki sorumluluğunu taşır. Mezhep farklılıkları dolayısıyla Malikî ve Hanbelî görüşleri dikkate alınarak karar verilebilir, ancak bu durum genelde fıkhi bir değerlendirme gerektirir.

CEVAP-2:

Ve Aleyküm selam, sorularınız çok kapsamlı ve önemli meseleler içeriyor. Şimdi, sorularınızı sırasıyla, İslam hukuku (fıkıh) çerçevesinde değerlendirelim. Açıklamalarımı Diyanet fetvaları, ayet ve hadis kaynaklarıyla destekleyeceğim.

1. Kadının bakire olduğunu söylemesi ve bunun doğru çıkmaması durumu:

Kadın nikâhtan önce bakire olduğunu ifade etmiş ve sonrasında gerdek gecesi bunun doğru olmadığı ortaya çıkmışsa, bu bir aldatma (hile) sayılır. Nikâh esnasında taraflardan biri önemli bir gerçeği saklamışsa, bu durum evlilik akdine zarar verebilir. Ancak bu, nikâhı otomatik olarak geçersiz kılmaz. Fıkha göre şu durumlar dikkate alınır:

a) Kadın, ilişki olmadan bakire olmadığını itiraf ederse:

  • Mehirin durumu: Kadına dokunulmadan (ilişki gerçekleşmeden) boşanma olursa, Kur’an’a göre mehirin yarısı ödenir:

    “Eğer onlara dokunmadan önce onları boşarsanız, o halde kendilerine takdir edilen mehrin yarısı onlarındır…” (Bakara, 2/237).

    Yani, kadın bu durumda itiraf etse bile, mehirin yarısını alma hakkına sahiptir. Ancak erkek, tamamen ödememekte ısrar edebilir ve bu konuyu İslam hukuku açısından bir hakem heyetine taşıyabilir.

b) Kadınla ilişki yaşanır ve sonra yalan ortaya çıkarsa:

  • Eğer ilişki gerçekleşmişse, mehirin tamamı verilmek zorundadır. Bu, Kur’an ve sünnette açıkça belirtilmiştir:

    “…onların sizden beklediklerini tam olarak verin.” (Nisâ, 4/24).

    İlişki sonrası, bakire olmadığı anlaşılsa bile mehrin tamamı kadının hakkıdır. Bu, İslam hukukunda kadının ekonomik güvencesi için belirlenmiş bir haktır.

2. Aldatma ve erkeğin mağduriyeti (masraf ve takılar):

Kadının bakire olduğu beyanıyla erkek düğün masrafları yapmışsa ve bunun doğru olmadığı ortaya çıkarsa:

a) Düğün masrafları ve takılar:

  • Erkek, düğün masrafları için bir “geri talepte” bulunma hakkına sahiptir. Çünkü İslam’da “hile” yoluyla elde edilen bir mal haramdır. Fakat bu hakkın kullanımı için mahkemeye başvurmak gerekebilir.

b) Takıların durumu:

  • Düğünde takılan takılar, örfe göre değişir. Türkiye’de genellikle kız tarafının taktığı takılar kadına ait sayılır. Ancak kadın hile yapmışsa, erkek bu takıların kendisine iade edilmesini talep edebilir.

3. Kandırılan erkek halk arasında bunu söyleyebilir mi?

Bir kimsenin hatasını veya günahını aleni olarak dile getirmek genel olarak gıybet ve iftira kapsamına girer. Ancak fıkıhta şu durumlar müstesnadır:

  • Mağduriyeti ispat için: Erkek, kandırıldığını ispat etme zorunluluğu varsa, durumu açıklayabilir.
  • İnsanları uyarmak için: Başkalarının da aynı mağduriyeti yaşamaması için bu durumu açıklamak caiz görülebilir. Ancak bu, iftira içermemeli ve kadın haksız yere rencide edilmemelidir.

4. Mehrin talep edilmemesi için tehdit:

Birine mehirden vazgeçmesi için baskı yapmak, tehdit etmek veya zorlamak haramdır. İslam, her iki tarafın da haklarına riayet edilmesini emreder:

“…birbirinizin mallarını haksızlıkla yemeyin…” (Bakara, 2/188).

Kadını tehdit etmek yerine, hakkınızı meşru yollarla talep etmelisiniz.

5. Erkek mağdur edilmişse ne yapmalı?

Eğer bir erkek, eşinin yalan beyanı nedeniyle mağdur olmuşsa, İslam’da şu yolları izleyebilir:

  1. Hukuki Yollar: İslam hukukuna uygun olarak, bir hakem veya mahkeme yoluyla hakkını aramalıdır.
  2. Aile Büyükleri: Aile büyüklerinin veya bir arabulucunun devreye girmesi sağlanabilir.
  3. Tazminat: Hileyle kandırıldığı gerekçesiyle maddi ve manevi tazminat isteyebilir.

Sonuç:

Kadının bakire olmadığı gerçeğini saklaması hile ve aldatma kapsamına girer ve bu, İslam ahlakına aykırıdır. Ancak mehrin durumu, ilişki olup olmamasına göre değişir:

  • İlişki olmadan boşanılırsa, mehirin yarısı.
  • İlişki olmuşsa, mehirin tamamı.

Bu tür durumlar, evlilikte güvenin önemini ve eşlerin birbirine karşı dürüst olmasının gerekliliğini bir kez daha gösterir. Ancak mağduriyet yaşayan erkek, sabırla ve İslam hukukuna uygun bir şekilde hakkını aramalıdır.

Allah her iki tarafa da adalet ve sabırla davranmayı nasip etsin.

Dini Sitelerimiz

BENZER KONULAR:

Answer ( 1 )

  1. Muhammed Samir
    1
    2024-12-25T15:02:36+03:00

    İslam hukukuna göre, bir kadının bakire olup olmaması, ona verilecek mehirin miktarını etkilemez. Mehir, evlilik sözleşmesi sırasında belirlenen, kadının hakkı olan ve evlilikle birlikte erkeğin ona vermekle yükümlü olduğu bir maldır.

    Mehir, kadının evlilik öncesindeki durumuna bakılmaksızın verilmesi gereken bir haktır ve kadının bakire olup olmadığı, mehirin miktarını değiştirmez. Ancak, bazı İslam hukukçuları, daha önce evlenmiş bir kadının mehir miktarının, bakire bir kadına göre genellikle daha düşük olabileceğini öne sürmüşlerdir, çünkü bakireye verilen mehrin, bir tür “kişisel” ve “manevi” değer taşıyan bir anlamı olduğu kabul edilir. Fakat bu durum, her toplumda ve her dönemde geçerli olmayabilir ve bölgesel farkliliklar olabilir.

    Sonuç olarak, kadının bakire olup olmaması mehirin verilmesi için engel teşkil etmez, mehir her durumda kadının hakkıdır.

    En iyi cevap

Cevapla