Paylaş
Allah’ın isimlerinden el Gani ne demek
Question
GANÎ
الغني
Allah’ın isimlerinden (esma-yi hüsna) biri.
“Zengin olan, kendi kendine yetip başkasına asla muhtaç olmayan” anlamına gelen “ganî”, Kur’ân-1 Kerim’de on sekiz yerde Allah’ın ismi olarak zikredilir. Ayrıca Hz. Peygamber’in hadislerinde de Allah’ın isimleri arasında sayılır (Tirmizî, “Daavât”, 82; İbn Mâce, “Duâ”, 10). Allah’ın herhangi bir şeye ihtiyaç duymayacak kadar zengin oluşunu ifade eden “gani” ismi, O’nun diğer varlıklardan farklı olarak, hiçbir şeye muhtaç olmadığını ve kendi kendine yeten bir varlık olduğunu ortaya koyan isim ve sıfatlarından biridir. Özellikle de “herkesin kendisine ihtiyacını arzettiği, fakat kendisi kimseye muhtaç olmayan” anlamındaki “samed” ismiyle “gani” ismi arasında anlam yakınlığı vardır (bk. SAMED). Bu iki isim de, Allah’ın sıfatlarından özellikle “kıyâm bi-nefsihi” sıfatına (var olmak ve varlığını devam ettirmek için hiçbir şeye ihtiyaç duymaması) işaret etmektedirler (bk. KIYAM bi-NEFSİHÎ).
Allah’ın zenginliği, O’nun varlığını ve fiillerini kuşatan bir özelliktir. Allah diğer varlıklardan farklı olarak, gerek var oluşunda gerekse varlığını devam
ettirmesinde hiçbir şeye ihtiyaç duymaz. Zira O’nun varlığının bir başlangıcı yoktur, yaratılmamıştır. Var olmak için bir şeye ihtiyaç duymayan Allah’ın, varlığını devam ettirmek için de başka herhangi bir şeye ihtiyaç duymaması gayet doğaldır. Bunun yanında Allah âlemi idare ederken ve dilediği şeyleri yaratırken de herhangi bir şeye ihtiyaç duymaz. 0, her konuda kendi kendine yetendir. Allah’ın zenginliği istisnasız her şeyi kapsayan sınırsız ve gerçek zenginliktir.
Allah’ın zenginliğinin ve hiçbir şeye muhtaç olmayışının boyutunun anlaşılabilmesi için Kur’ân-1 Kerim’de birtakım örnekler zikredilir: Her şeyden önce Allah, yerde ve gökte ne varsa her şeyin sahibidir (en-Nisa 4/131; el-Hac 22/64; Lokmân 31/26); insanlar arasında bir övünç ve üstünlük vesilesi olan çocuk sahibi olmaya ihtiyaç duymaz (Yunus 10/68); hatta O’nun, yarattığı kullarının iman etmesine, ibadet etmesine, iyilik ve hayır yapmasına da ihtiyacı yoktur (mesela bk. el-Bakara 2/263; Al-i İmrân 3/97; İbrâhim 14/8; en-Neml 27/40). Bu âyetlerin büyük bir kısmında “gani” ismi, “her türlü övgüye layık” anlamındaki “hamid” ismiyle, bir âyette “aceleyle ve kızgınlıkla muamele etmeyen” anlamındaki “halim” ismiyle (el-Bakara 2/263) ve bir âyette de “bütün üstünlüklere sahip, lütuf ve ihsanı bol olan” anlamındaki “kerim” ismiyle (en-Neml 27/40) birlikte kullanılır (bk. HALÎM; HAMID).
Allah’ın zenginliğinin, mutlak güç ve kudretinin kainatta ve varlıklar âleminde farklı tecellileri ve yansımaları vardır. Bunların başında yarattığı bütün varlıkların ve bunlar arasında insanların her türlü maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılaması gelir. Dolayısıyla Allah’ın “gani” ismi, O’nun kendi kendine yetip, hiçbir şeye muhtaç olmadığını ifade ettiği gibi, aynı zamanda yaratılmışların bütün ihtiyaçlarını karşılamasını da ifade eder. Gani ile aynı kökten gelen “muğni” (“zenginlik verip tatmin eden” anlamında) ismi de, Allah’ın sahip olduğu zenginlikleri kullan üzerine yayıp onları maddi ve manevi açılardan iyi duruma getirmesini ifade etmekte ve böylelikle “gani” isminin daha iyi anlaşılmasını sağlamaktadır (bk. MUĞNİ).
Gerçek anlamda zenginlik, çok şeye sahip olmak değil hiçbir şeye ihtiyaç duymamak, hiç kimseye muhtaç olmamaktır. Bu da ancak Allah için söz
konusudur. Sınırsız ve gerçek zengin (gani-yi mutlak) sadece Allah’tır. Allah’tan başka herhangi bir varlığın zenginligi mecazidir. Mesela insanlar arasında zenginlikten söz edildiğinde, zengin olan kişinin sahip olduğu şeylerin çokluğu kastedilir. Halbuki insan ne kadar çok seye sahip olursa olsun, tam anlamıyla kendi kendine yeterli olamayıp birtakım şeylere ve kendisinden başkalarına muhtaç durumdadır. Diğer taraftan gerçek zenginlik yani Allah’ın zenginliği kalıadır, insanların zenginliği ise gelip geçicidir. Hiçbir zaman gerçek anlamda zengin olmayan insanoğlu, sahip olduğu sınırlı şeyleri de her an yitirebilir. Allah ile insan arasındaki bu fark, şu âyetlerde net bir şekilde ortaya konmakta ve insa ne kadar zengin olursa olsun nihayetinde gerçek zengin olan Allah’a muhtaç bir varlık olduğu hatırlatılmaktadır: “Ey insanlar! Sizler Allah’a muhtaçsınız. Hiçbir şeye ihtiyac olmayan (gani) ve her türlü övgüye layık olan (hamid) ise yalnızca Allah’tır” (Fatir 35/15); “Allah her bakımdan sınırsız zengindir (gani), siz ise O’na muhtaçsınız” (Muhammed 47/38).
Allah’ın gücü ve sınırsız zenginliği karşısında zayıflığının ve O’na muhtaç oluşunun bilincine varan insan yüksek bir ruh hali kazanır. Bu sayede sadece maddi ve dünyevi ihtiyaçları için yaşamaktan kendisini kurtarır, her türlü ihtiyacını giderme konusunda insanlardan önce gani olan Allah’a yönelir, ayrıca sahip olduğu her şeyi insanlarla, özellikle de ihtiyaç sahipleriyle paylaşmaya çalışır. Samimi bir iman, düzenli bir ibadet hayatı ve ahlaki terbiye ile elde edilebilecek olan bu yüksek ruh halini anlatmak için tasavvufta fakr terimi kullanılır (bk. FAKR). “Gönül zenginliği” diye de ifade edilebilecek olan bu yüksek ruh hali, Hz. Peygamber tarafından şöyle tarif edilmiştir: “Gerçek zenginlik fazla servete sahip olmak değil, gönlün ihtiyaç duygusundan uzak kalabilmesidir” (Buhári, “Rikak”, 15; Müslim, “Zekât”, 120). Bu yönüyle bakıldığında gönül zenginliği, Allah’ın “gani” isminin insandaki bir tecellisi ve yansıması olarak görülebilir.
Kaynak: İslam ansiklopedisi Diyanet
Answer ( 1 )
Allah’ın isimlerinden “El-Gani” (الْغَنيّ) “çok zengin, hiçbir şeye muhtaç olmayan” anlamına gelir. Bu isim, Allah’ın her türlü ihtiyaçtan, eksiklikten uzak olduğunu, her şeyin O’na muhtaç olduğunu ifade eder. Allah, sahip olduğu sonsuz zenginlik ve kudretle her türlü ihtiyaçtan bağımsızdır. O, hiçbir şeye ihtiyaç duymayan ve her şeyin kaynağıdır.
Allah’ın gücü ve sınırsız zenginliği karşısında zayıflığının ve O’na muhtaç oluşunun bilincine varan insan yüksek bir ruh hali kazanır. Bu sayede sadece maddi ve dünyevi ihtiyaçları için yaşamaktan kendisini kurtarır, her türlü ihtiyacını giderme konusunda insanlardan önce gani olan Allah’a yönelir, ayrıca sahip olduğu her şeyi insanlarla, özellikle de ihtiyaç sahipleriyle paylaşmaya çalışır. Samimi bir iman, düzenli bir ibadet hayatı ve ahlaki terbiye ile elde edilebilecek olan bu yüksek ruh halini anlatmak için tasavvufta fakr terimi kullanılır (bk. FAKR). “Gönül zenginliği” diye de ifade edilebilecek olan bu yüksek ruh hali, Hz. Peygamber tarafından şöyle tarif edilmiştir: “Gerçek zenginlik fazla servete sahip olmak değil, gönlün ihtiyaç duygusundan uzak kalabilmesidir” (Buhári, “Rikak”, 15; Müslim, “Zekât”, 120). Bu yönüyle bakıldığında gönül zenginliği, Allah’ın “gani” isminin insandaki bir tecellisi ve yansıması olarak görülebilir.