iman ve din

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

iman ve din

As selamun aleykum ve Rahmetullah ve Berekatuhu kardeşlerim.

Sizlere birkaç sorum olacak vaktiniz olduğunda cevap verirseniz çok memnun olurum. Öncelikle şunu belirteyim ben norveçte yaşıyorum.
Evde çocuklarımla bu konularda görüşlerimiz biraz çelişkili oldu bu sebepten sizin bilginize müracaat ediyorum.
soru 1, Maide suresinde 5’inci ayette bugün, size temiz olanları helal kılındı.Kitap verilenlerin yemeği size helal, sizin yemeğinizde onlara helaldir. Oğlumda düşünüyor ki bugün yahudilerin hristiyanların kestiği et bize helaldir diyor. Bende bunda bir yanlış anlaşılma  olduğunu  düşünüyorum dedim. Maide suresinde Rabbimiz böyle diyor baba diyor. (oğlum 26 kızımda 24 yaşlarında) Bende diyorum ki Rabbimiz hristiyan ve yahudileri dost edinme onları dost edinen bizden değildir diyor. Kesilen hayvan Allah cc ismi ile kesilmediği sürece helal olmaz Rabbimizin emridir hristiyan ve yahudi islamiyeti kabul etmemiş müslüman olmamış peki kestiği hayvan nasıl bize olur oğlum dedim. O zaman bunların kestiği et bize nasıl helal olur diyorum. Rabbimiz Maide suresinde kitap verilenlerin yemeği size helal derken burada bahsedilen sadece müslüman kesim mi yoksa kendilerine tevrat ve incil verilenlerde içine giriyor burada bahsedilen yemek etidemi içine alıyor..
soru 2, Burdada çelişkideyiz şimdi yukarıdada bahsettiğim gibi Rabbimiz kafirleri dost edinmeyin diyor kim onları dost edinirse bizden değildir diyor ve biz onlara uymayınca onlarda bizleri kendilerinden saymaz diyor değilmi. Şimdi çocuklarımda Rabbimiz bir surede kafirleri imanlılarılardan önce dost edinmeyin diyorlar, yani burada şunu anlamışlar önce imanlı kişilerden dost edilenim sonra onlarla dost olabilir  düşüncesinde ler. Bende diyorum ki Rabbimiz onları lanetlemiş lanetlediğini tevbe edip islam’a geçip müslüman olmadıkları  sürece onlar cehennemliktir ve orada temelli kalacaklardır. Ve ayrıca geçmiş tarihte ve bugün hristiyanlar haşa Hz İsa as nın Allah cc oğlu olduğuna inanıyorlar ve ona bir tanrı mış gibi tapıyorlar ve bunları Hz isa’nın söylediğini iddia  ediyorlar. Şimdi bu insanlarla dost olamayız diyorum fakat ticaret yaparız ayni okula gideriz beraber oynayabilir fakat iş sıkı fıkı dostluğa geldimi orada yollar ayrılır diyorum. Şunuda belirtmek isterim çocuklarım Elhamdülillah namazlarını kılarlar ve her gece beraber kalkar sabah namazından bir süre önce teheccüt namazlarımızı kılarız oruçlarını namazlarına küçük yaşlarda başladılar oğlum kazancı olduğu için kurbanını  keser zekatını verir kızım tesettürlüdür Rabbime ne kadar şükretsem azdır bana böyle temiz ruhlu güzel ahlaklı yavrular verdi onlar için ve bütün mümin kardeşlerimizin  bekar çocukları için hayırlı mümin eşler nasip etsin diye hep dua ederim.Amin.
soru 3, Şimdi bir zaman önce dinlediğimiz pakistanlı bir hafız kardeşimizin verdiği bir sohbetinde Rabbimizin Kuranı Kerimi araplara indirmesinin sebebinin onların çok akıllı bilgili iyi insanlar oldukları için olduğunu anlatmıştı.
Fakat biz küçükken anlatılan şöyle onların çok yoldan çıkmış çok günahlar işleyen doğruluktan uzaklaşmış zalim bir topluluk  oldukları için Rabbimiz onları doğruyu bulmaları ,imana gelmeleri için Kuranı Kerimi onların dilinde onlara indirdi diye öğretildi eh tabiki bende çocuklarıma böyle anlatmıştım şimdi bu imam kardeşimizi dinleyince çelişkiye düşmüşlerdi.
 Rabbimizin Kuranı Kerimi özellikle o bölgeye ve araplara indirmesinin asıl sebebi nedir bu konuda bizleri aydınlatırsanız çok memnun olurum.
Yazım uzun olduğu için vaktinizi alacağından dolayı hakkınızı helal etmeniz dileği ile.
Rabbimize emanet olalım hep beraber.
Saygılarımla
Zafer Yetım
Cevap:

Ve aleykumusselam ve rahmetullahi ve bereketuhu. Değerli kardeşimiz  bahse konu olan ayuette yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır.   “Bugün size iyi ve temiz nimetler helâl kılınmıştır. Kendilerine kitap verilenlerin yiyeceği size helâldir; sizin yiyeceğiniz de onlara helâldir. Gayri meşrû ilişkide bulunmak veya gizli dost tutmak şeklinde değil de meşrû bir nikâhla evlenmek şartıyla mümin kadınlardan iffetli olanlar ile sizden önce kendilerine kitap verilenlerden iffetli kadınlar -mehirlerini verdiğiniz takdirde- size helâldir. Kim inanmayı reddederse ameli kesinlikle boşa gider. O, âhirette de hüsrana uğrayanlardandır.” (Maide Süresi ayet: 5)

Ayetin tefsirinde Temiz ve güzel nimetlerin müslümanlara helâl kılındığı bir defa daha hatırlatıldıktan sonra Ehl-i kitabın yani ilâhî bir kitaba inanmış olan kimselerin kestiği veya avladığı hayvanların ve pişirdiği yemeklerin müslümanlara helâl olduğu, müslümanların yiyeceklerinin de onlara helâl kılındığı bildirilmektedir. Ancak yemeklerine domuz eti veya şarap gibi İslâm’ın haram kıldığı herhangi bir şeyi katarlarsa bu, müslümanlara helâl olmaz. Bu tür haram şeyler karıştırılmadığı takdirde müslümanlarla gayri müslimlerin aynı kaptan yemek yemelerinde bir sakınca yoktur.

 

 “İffetli kadınlar” diye tercüme ettiğimiz muhsanât kelimesi sözlükte “kale içinde korunmuş” anlamına gelen muhsan ve muhsana kelimelerinin çoğuludur. Terim olarak “evli, iffetli ve hür kadınlar” anlamlarında kullanılmıştır. Bu kelime Kur’an’da kullanıldığı yere göre bazan bu anlamların sadece birini içerirken (meselâ Nisâ sûresinin 24. âyetinde “evli”, 25. âyetinde bir yerde “hür” ve bir yerde “iffetli” anlamında kullanılmıştır), bazan da ikisini veya üçünü birden içerir. Bir kısım müfessirlere göre burada “hür” ve “iffetli” anlamlarını kapsamaktadır (bk. İbn Kesîr, III, 38; Elmalılı, III, 1579). Buna göre cümle, “Müminlerin hür ve iffetli kadınlarıyla evlenmeniz size helâl kılındı” şeklinde tercüme edilir. Bazı müfessirler “Burada maksat sadece hür mümin kadınlardır” derken, bazıları da âyetin ilgili kısmını “yalnızca iffetli mümin kadınlar” şeklinde yorumlamışlardır. Râzî, gerekçelerini de açıklayarak “Maksat sadece hür mümin kadınlardır” diyen görüşü tercih etmektedir. Ona göre iffetli olmayan mümin kadınlarla evlenmek haram değildir (XI, 146 vd., XXIII, 150; bilgi için bk. Nûr 24/3).

 

 Âyetin “Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden iffetli kadınlar (size helâl kılınmıştır)” meâlindeki bölümü, müslümanların Ehl-i kitap’tan hür ve iffetli kadınlarla evlenebileceklerini ifade eder (bilgi için bk. Nisâ 4/25). Ebû Hanîfe’ye göre Ehl-i kitabın iffetli olan câriyeleriyle de evlenmek câiz, Şâfiî’ye göre ise câiz değildir (Râzî, XI, 147).

 

 Müslümanlarla Ehl-i kitabın yemekleri karşılıklı olarak birbirlerine helâl kılınmıştır. Evlenme konusuna gelince âlimlerin çoğunluğuna göre müslüman erkeklerin müslüman veya Ehl-i kitap kadınlarıyla evlenmelerine izin verildiği halde, müslüman kadınların Ehl-i kitap erkekleriyle evlenmelerine ittifakla izin verilmemiştir. Nitekim âyet-i kerîmede müslümanların yiyeceklerinin Ehl-i kitaba helâl olduğu açıkça bildirildiği halde, kadınlarının onlara helâl olduğuna dair herhangi bir işaret yoktur (bk. Bakara 2/221; Mümtehine 60/10).

 

 Elmalılı, “Can ve ırz konusunda aslolan haram olmaktır” prensibinden hareketle müslüman kadınların Ehl-i kitap erkeklerle evlenmelerini helâl kılan herhangi bir delil bulunmadığını, aksine müşrik erkeklerle evlenmelerini haram kılan delil bulunduğunu (Bakara 2/221) belirterek böyle bir evliliğin kesinlikle haram olduğunu söyler (II, 774).

 

 Müslümanlar, gayri meşrû ilişkilerde bulunmamak ve metres tutmamak şartıyla mehirlerini vererek Ehl-i kitap’tan hür ve iffetli kadınlarla evlenebilirler. Ehl-i kitap terimi müslümanlar dışındaki kutsal kitap sahipleri ve özellikle yahudiler ve hıristiyanlar için kullanılır (bu konuda bk. Bakara 2/105; Âl-i İmrân 3/64).

 

 Kur’ân-ı Kerîm Ehl-i kitap kadınlarıyla evlenmeye izin vermiş olmakla birlikte bu iznin ayrıntıları konusunda müctehidler arasında bazı görüş ayrılıkları bulunmaktadır. Âyetin son kısmının, bu izinden yararlanan kişilerin gerek kendilerinin gerekse çocuklarının dinî hayatları konusunda daha duyarlı ve dikkatli olmaları hususunda bir uyarı anlamı taşıdığı söylenebilir.

Benzer Konular:

Answer ( 1 )

    0
    2023-05-10T13:47:58+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Sebepsiz yere aşırı bunalıyorum başım ağrıyor nefesim kesiliyor boğuluyor gibi oluyorum. Sonra kuran açıp dinliyorum veya okuyorum birden bire başımdaki ve üzerimdeki o ağrılar hareket etmeye başlıyor ve bir titreme hissediyorum üzerimde ama manevi bir titreme çünkü gözle bakınca titreme yok. Velhasıl kuran kelamı dinleyince rahatlıyorum ama kapatınca tekrar aynı şekilde boğuluyorum. Uyurken ellerim kendi kendine hareket ediyor, bacaklarımda gezinen birşeyler hissediyorum. Benim bu yaşadıklarım neden olur? Ne yapmam lazım? Çok rahatsızım.

Cevapla