Boşanmaktan korkuyorum

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Boşanmaktan Korkmak 

Bosanmaktan korkuyorum

Öncelikle henüz yeni bir evliliğim ve bir çocuğum var fakat 3 yıldır değişmesini bekledigim bir de eşim ..sürekli şiddet küfür argo psikolojik şiddet çok yoruldum. Babam yok benim bi annem birde küçük kardeşlerim var sahipsiz olduğumu biliyor ona gücümün yetmeyeceginide kendisi de varlıklı ailesi bakımından güçlü biri kimseyle gorusmemi istemiyor sadece kendi akrabalariyla görüşmemi istiyor annem sehir disinda bize geldiği birgün bile olsa surat asarak kesinlikle.hal hatır sormayarak evde hir gür cikararak gelmesini istemediğini belli ediyor. Aşırı derecede küfür ediyor ilgisiz biri ben demedigim sürece kesinlikle dışarı çıkarmaz evine karşı çok ilgisiz fakat evinin tüm ihtiyaçlarını giderir her ne kadar bunun lafını etse de beni şimdiye kadar kimseye muhtaç etmedi maddi olarak. Fakat en ufak şeyde tartışma çıkarır bağırır çağırır vurur döver sover bitirip gitmek istiyorum anneme kiyamiyorum gariban bir kadın kalsam kendimi yakıyorum sanki dünya eşimin üzerine kurulmuş gibi hissediyorum çok caresizim napsam ne etsem bilemiyorum

3 yıllık evliyim çok geçimsiz ve şiddet meyilli şiddet olmadığı zamanlarda küfür veya psikolojik şiddet uygulayan bir eşim var maddi olarak evine bakıyor beni.kimseye muhtaç etmiyor ama hickimseyle görüşmemi sadece kendi akrabalarimla görüşmemi istiyor en ufak şeyde kavga çıkarıp en olmadık küfürleri edip beni kışkırtıyor sonrası şiddetle bitiyor babam yok benim annem ve kardeşlerimden başka kimsem yok annem gariban bırak gel diyo ama ben ona yük olmak istemiyorum bir de çocuğum var artık dayanacak gücüm kalmadi psikolojim darmadagin ne yapmam gerektiğini bilmiyorum çok mutsuz ve caresizim evliliğim bitmesin diye her yolu denedim ama hicbir gelişme yok 3 ay iyiysek sonrası hüsran çok yoruldum..

Cevap:

Allah’ın varlık dünyasına vurduğu ilahi bir mühür olan aile, insan için olduğu kadar toplum için de vazgeçilmez bir kurumdur. Aile var olmasına aracılık ettiği insanı korur, besler, büyütür, eğitir ve destekler. Ancak aile kelimesinin “sürekli bir ihtiyaca” işaret ettiği düşünüldüğünde, maddiyatın ötesinde bir duygu ve maneviyat ihtiyacının ailede karşılandığı anlaşılır. Aile, bedenlerin yanı sıra kalpleri buluşturan muhteşem bir birlikteliktir. Aile bireylerini birbirine bağlayan muhabbet ve merhamet bağları ne kadar güçlüyse, aile de toplum da o kadar güçlü ve sağlıklı olur. Bu bağların zedelenmesi ise, hem ailenin kendi içinde çözülmesi hem de toplumun zayıflaması ve huzurunu kaybetmesi demektir.

Aile bağlarını zayıflatarak birliğimizi ve dirliğimizi tehdit eden en ciddi tehlikelerden birisi şiddettir. Aile içi şiddet coğrafya, din, dil, ırk ve sosyal statü tanımaksızın tüm insanlığını tehdit eden bir boyutta yaşanırken, bu tehdidi en ağır biçimde tecrübe edenler maalesef kadınlar olmaktadır. Kadına yönelik şiddet, bireylerin birbirlerine ve kendilerine karşı saygılarını yitirmelerine sebep olmakta, ailenin güven ve mutluluk aşılayan yapısını bozmakta, gelecek nesiller üzerinde tahribat oluşturmaktadır. Kadına yönelik şiddet içeren davranışlar, yaralı bilinçlerin ürünüdür.

Kur’an-ı Kerim’de ve  Hz. Peygamberin bize miras bıraktığı sahih hadis öğretilerinde kadın konusuna “cinsiyet” başlığı altında değil, eşref-i mahlûk olan “insan” başlığı altında yer vermiştir. Çünkü hem Kur’an’ın hem de Hz. Peygamberin muhatabı, kadınıyla erkeğiyle insandır. Yüce Kur’an’ın nüzulü insanlıkta bir ufuk sıçraması meydana getirmiştir. Kur’an, insanlığın kadın tasavvurunu değiştiren bir kitaptır. Sevgili Peygamberimizin rahmet mesajlarını dünyaya yaymaya başladığı günden itibaren Mekke ve Medine yıllarını incelediğimiz zaman görüyoruz ki, aslında İslam Peygamberinin en büyük mücadelelerinden biri, “kul” bilincine aykırı bir şekilde kadın-erkek ayrımı yapan; kadını kadın olduğu için aşağılayan ve hor gören cahiliye ideolojisiyle mücadele olmuştur. Maalesef tarihimiz boyunca yanlış yorumlar, ağır kültürel hasarlar, hiçbir sorgu ve eleştiriye geçit vermeyen kabuller dinin aydınlık mesajının kadınlarımızın dili olmasına yeterince fırsat vermemiştir. Tevarüs ettiğimiz yanlışlıklar modern zamanlarda ciddi bir sorunsala dönüştükten sonra ise, bu alan kesif tartışmaların odağı olmuştur.

Halen mevcut sorunların pek çoğunun doğrudan dinle ve inançla ilintilendirilerek yansıtılması, en azından kadınlarımızın yaşadıkları gerçeklik kadar rahatsızlık vericidir. Hâlbuki yüce dinimiz, sadece insanlığı şereflendirdiği süreçle sınırlı olmaksızın tüm zamanlarda kadın konusunda fikriyatımızı geliştirecek, zihniyetimizi restore edecek temellere sahiptir. Biz Müslümanlar, bugün kadın ve sorunları konusunda düşünce üretip kalem oynatırken Kerim Kitabımızın ve Resûl-i Ekrem’in belirlediği hikmet ve mutlak hakikat ölçülerini esas almak, insanlığa bu ölçüleri takdim etmek zorundayız. Kadın merkezli sorunların neredeyse kadını sorun sayan kültürel yaklaşımlarla yarışır hâle gelmesinden korkmaksızın geleneğimizle yüzleşebilmeli, bugünümüzü değerlendirip geleceğimizi inşa edebilmeliyiz. Kadını her türlü ayrımcılığın konusu olmaktan çıkarmalı; kadınlarımızın maddi ve manevi anlamda üretkenliklerini topluma sunmalarının yol ve yöntemleri üzerinde durmalıyız. Kadınların kabiliyet ve tecrübelerini toplumun yararına üretime katmaları, onların bu noktada eksik kalmamaları adına söylenmiş bir söz değil; bizim onların katkılarından eksik kalmamamız adına söylenmiş bir sözdür. Yüce olan Allah’tan eşinizi hideyete ermesi için Dua ve niyazda bulununuz.

Benzer Konular:

Answer ( 1 )

  1. Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    İslam dini, evliliğe büyük önem veren bir dindir. Boşanma, İslam’da istenmeyen bir durumdur ve evlilik birliğinin korunması teşvik edilir. Ancak İslam dini, bazı durumlarda boşanmanın kabul edilebilir olduğunu da belirtmektedir.

    İslam’da boşanma, evlilik birliğinin sonlandırılmasıdır ve çiftler arasındaki anlaşmazlık veya uyumsuzluk gibi nedenlerle gerçekleşebilir. İslam, evlilik birliğinin güçlendirilmesi ve sorunların çözülmesi için çiftlere tavsiyelerde bulunur. Örneğin, çiftlerin birbirlerine sabretmeleri, anlayış göstermeleri, sorunları konuşarak çözmeye çalışmaları önerilir.

    Ancak, bazı durumlarda boşanma kaçınılmaz hale gelebilir. İslam, boşanmayı son çare olarak görür ve çiftlere öncelikle uzlaşma ve arabuluculuk yapma yollarını denemelerini tavsiye eder. Boşanma kararı alındığında ise İslam hukuku, belirli prosedürler ve şartlar çerçevesinde boşanmanın gerçekleştirilmesini öngörür.

    Boşanmaktan korkmak, insanların evlilik birliğiyle ilgili sorunları çözme çabalarını göstermesi gerektiğini düşündüren bir duygudur. İslam, evlilik birliğinin sürdürülmesi ve boşanmanın en son çare olarak kullanılması gerektiğini vurgular. Ancak bazen çiftlerin arasındaki sorunlar o kadar büyük olabilir ki boşanma kaçınılmaz hale gelebilir. Bu durumda İslam, adil ve hakkaniyetli bir şekilde boşanmanın gerçekleştirilmesini önerir.

    Her durumda, boşanma kararı vermeden önce çiftlerin danışmanlık alması, aile büyüklerinin veya uzmanların görüşlerini alması önemlidir. İslam, insanların evlilik birliğini korumasını teşvik ederken, aynı zamanda insanların huzurlu bir şekilde yaşamasını da önemser. Boşanma, son çare olarak kabul edilse de, bazen insanların sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için en doğru seçenek olabilir.

    Sonuç olarak, İslam dini, boşanma konusunda dikkatli olunması gerektiğini öğütlerken, bazı durumlarda boşanmanın kabul edilebilir olduğunu da ifade eder. Her durumda, evlilik birliğinin korunması için çiftlerin çaba göstermesi, iletişim kurması ve uzlaşma yolunu denemesi önerilir. Boşanma kararı alındığında ise İslam, adil ve hakkaniyetli bir şekilde boşanmanın gerçekleştirilmesini öngörür.

    En iyi cevap

Cevapla