Paylaş
Yasin Suresi 8 ve 9. Ayetlerin tefsiri
Question
Yasin Suresi 8 ve 9. Ayetlerin tefsiri
Yasin Suresi’nden İki Ayet
SORU 1: Şu iki âyetin tefsirini yaparmısmız?
Biz onların boyunlarına halkalar geçirdik. O halkalar çenelerine kadar dayanmaktadır. Bu yüzden kafaları yukarı kalkıktır. Önlerinden bir set ve arkalarından bir set çektik ve onları kapattık, atık göremezler. (Yâsin/8-9)
CEVAP 1: Bu iki âyet Yasin sûresinin başlarında geçmektedir. Sanki Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
Bedbahtlığa ve mutsuzluğa müstehak olmuş kimseleri biz, tıpkı şu kimseler gibi oldukları için hidayete eriştirmeyiz: Onların boyunlarında bir halka vardır, elleri çenelerinin altında boyunlarıyla birlikte bir araya getirilmiştir, başlan yukarı kalkıktır ve bu yüzden başlarını hareket ettiremez hale gelmişlerdir.
Bunun için İbn Abbas’ın şöyle dediği rivayet edilir: Bu, tıpkı şu âyet gibidir:
Elini boynuna bağlayıp cimri kesilme! (İsra /29)
Yani onlar bir şey veremedikleri için eli boynuna bağlı gibi tasvir edilmişlerdir. Onların başlan yukarı kalkıktır, ellerini ağızlarına koymuşlardır ve onlar her türlü hayırdan mahrumdurlar.
Bir görüşe göre bu set onlarla iman arasındaki bir settir. Bu set yüzünden imana ulaşamazlar. Nitekim Allah Teâlâ bir âyetinde şöyle buyurmaktadır:
Doğrusu rabbinin söz verdiği azabı hak edenler, can yakıcı azabı görene kadar kendilerine her türlü belge gelse bile inanmazlar. (Yunus/96-97)
SORU 2: Aşağıdaki âyetlerin tefsirini yaparmısınız?
Biz onlann boyunlarına halkalar geçirdik. O halkalar çenelerine kadar dayanmaktadır. Bu yüzden kafaları kalkıktır. Önlerinden bir set, arkalarından bir set çektik ve onları kapattık, artık göremezler. (Yasin/8-9)
CEVAP 2: Bu, İbn Abbas’ın söylediğine göre tıpkı şu âyet-i kerimeye benzer:
Elini boynuna bağlayıp cimri kesilme.
Yani elleri boyunlarına bağlı olduğu için herhangi bir hayır hesa-nat yapamazlar. Hiçbir şey veremezler. Başları kalkıktır. Ellerini ağızlarına koymuşlardır. Hertürlü hayırdan engellenmişlerdir. Allah onlann önlerinden bir set çekmiştir, arkalarından da bir set çekmiştir. Tereddüt içindedirler. Gözlerine hakkı görmelerini engelleyecek perdeler çektik. Onlar hayır ve iyilikten yararlanamaz ve ona ulaşamazlar.
Bazı keskin görüşlü müfessirler şöyle derler: Onlann elleri çene-lerininin altına geçirilmiş bukağılarla boyunlarına bağlanmıştır. Başla-n zorunlu olarak yukarı kalkıktır. Önlerini görmezler. Onlann bu güç durumda iken görme ve bakma özgürlükleri yoktur. Buna ilaveten hakikatle ve hidayetle onlar arasına önlerinden ve arkalarından birer set çekilmiştir. Perde olmasa bile göremezler. Görüş yolları set ile kapanmıştır. Gözlerine perde inmiştir. Görme gücünü kaybetmişlerdir. İşte yoldan çıkmış kâfirlerin akıbeti budur.
BENZER KONULAR:
Answers ( 2 )
2 / 2
Yasin Suresi’nin 8. ve 9. ayetleri şu şekildedir:
“Allah’ın katında önemli bir kitap olduğunu ve hikmetle dolu olduğunu, senin bu kitaba karşı duyarsız bir toplum olduğunu görmüyorlar mı?” (Yasin, 36:8)
“İçlerinden en zalim olanını peygamberleri yalanladı; dedi ki: ‘Rabbiniz, elbette ölüm meleğini gönderir de sizi (öldürüp) başka bir toplumla değiştirir. Sonra sizi, bilmediğiniz şeylere geri döndürür.'” (Yasin, 36:9)
Bu ayetlerin tefsiri, İslam alimleri tarafından farklı yorumlanabilir, ancak genel olarak aşağıdaki temel anlamları içermektedir:
ayet: Bu ayette, Allah’ın katında önemli bir kitap olduğu ve hikmetle dolu olduğu belirtilmektedir. İnsanların bu kitaba karşı duyarsız oldukları ve onun önemini göz ardı ettikleri vurgulanmaktadır. Bu, o dönemde peygamberleri Hz.Muhammed’e (sallallahu aleyhi ve sellem) getirilen vahyi inkar eden ve göz ardı eden insanlar için bir uyarı niteliği taşımaktadır.
ayet: Bu ayette, içlerinden en zalim olan kişinin peygamberlerini yalanladığı ve ölüm meleğinin gönderileceği ve onları öldürüp başka bir toplumla değiştireceği şeklinde bir iddia ortaya attığı anlatılmaktadır. Bu kişi, Allah’ın hükümlerini ve ahiret hayatını inkar etmekte ve insanları bilmedikleri şeylere geri dönecekleri konusunda yanıltmaya çalışmaktadır.
Bu ayetlerin genel mesajı, insanların Allah’ın varlığına ve vahyine karşı duyarsız kalmalarının yanlış olduğunu ve peygamberlerin getirdiği mesajı inkar etmenin hatalı bir tutum olduğunu vurgulamaktır. Aynı zamanda, zalim kişilerin yanıltıcı iddialarına karşı uyanık olmanın önemi de anlatılmaktadır.
Yasin Suresi’nin 8. ve 9. ayetleri, hem dilsel hem de anlam derinliği açısından oldukça dikkat çeken ayetlerdir. Bu ayetlerin tefsiri, genellikle bir uyarı ve Allah’ın kudretini anlatan bir bağlamda ele alınır. Şimdi, her iki ayeti sırasıyla inceleyelim.
Yasin Suresi, 8. Ayet:
“Ve biz, onların boyunlarına, en güçlü zincirler geçirmişizdir; o zincirler, çenelerine kadar ulaşır; böylece başları yukarıya kalkar.” (Yasin, 36/8)
Tefsiri:
Bu ayet, Allah’ın kudretinin ve insanın iradesinin ötesindeki sınırlamaların bir yansımasıdır. Burada bahsedilen zincirler, insanın kalbini ve ruhunu bağlayan manevi bir engelleme anlamına gelir. Bu kişiler, doğruyu kabul etmeyen, Peygamberin mesajını reddeden kişilerdir. Zincirler, onların iç dünyalarında bir tür kapanışa işaret eder. Başları yukarıya kalkmış olması, onların başlarını doğru yolda tutmamalarına, hakkı kabul etmeyen bir durum içinde olmalarına işaret eder. Bu, bir bakıma ruhsal körlük ve doğruyu görememe durumudur. Allah, insanların kalplerini mühürler ve hakka karşı bir körlük ve nefsani tutku verir.
Bu ayet, aynı zamanda insanların hidayet yolunun açılmasında Allah’ın iradesinin ne kadar belirleyici olduğunu gösterir. İnsanlar, eğer kalplerini mühürlerse, gerçeği görme ve anlamada güçlük çekerler.
Yasin Suresi, 9. Ayet:
“Ve biz, önlerinde bir set, arkalarında bir set meydana getirmişizdir; bu yüzden onlar, gözlerini açamazlar.” (Yasin, 36/9)
Tefsiri:
Bu ayet, daha önceki ayetin devamı olarak insanların, hakka yönelme konusunda ne kadar büyük bir engelle karşılaştığını anlatır. Burada “set” kelimesi, bir tür engel veya perde anlamında kullanılır. Allah, onlara bir tür “perde” çekmiştir. Bu perde, kişinin doğruyu görmesini ve gerçeği kabul etmesini engeller.
Bu engel, Allah’ın kudretiyle onların gözlerini kör etmiş olması anlamına gelir. Fakat burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta, insanların bu durumu kendi seçimleriyle oluşturduklarıdır. Onlar, daha önce hakka karşı duyarsız olmuşlar ve kalplerini mühürlemişlerdir. Sonuç olarak, dışarıdan gelen uyarılar ve öğütler onlara ulaşamaz. Bu engeller, hem fiziksel hem de manevi bir körlük oluşturur.
Genel Anlam ve İrşad:
Bu iki ayet, insanların Allah’a karşı kayıtsızlığı ve küfrü sonucu meydana gelen ruhsal engelleri ve perdeleri anlatır. İnsanların kalplerindeki ve gözlerindeki perdeler, onların gerçeği görmelerini engeller. Bu, bireyin kendi seçimiyle gelişen bir durumdur. Allah, insanlara hidayet göndermiştir, ancak kişi bu hidayeti reddederse, kalbinde bir mühür ve gözlerinde bir perde oluşur. Bu yüzden insanlar, doğruyu göremez ve hakka yönelmezler.
Ayrıca bu ayetlerin, Allah’ın kudretini ve insan iradesine müdahalesini de vurguladığını söyleyebiliriz. İnsanlar kendi iradeleriyle hakka karşı koyduklarında, Allah onların içsel gözlerini ve kalplerini kör edebilir. Bu durum, insanın ruhsal ve manevi açıdan düştüğü durumun bir yansımasıdır.
Bu ayetler, iman edenlere de bir uyarı niteliği taşır. İnsanlar, imanlarında samimi olmalı ve kalplerini Allah’ın rehberliğine açmalıdır. Kalpleri mühürlenen ve gözleri perdelenen kişilerden olmamak için, sürekli olarak Allah’a yönelmek ve O’nun yolunda kalmak gerekmektedir.
Bu ayetlerin genel mesajı, insanın doğruyu görmesinin ve hidayet bulmasının Allah’a bağlı olduğudur. İnsan, Allah’ın rahmetine ve hidayetine talip olmalı ve her zaman doğru yolu aramalıdır.