Hocam anladığım kadarıyla tesettürlü olmamak bir günah ancak bu duruma güzel demek harama güzel demek olduğu için küfürmüş. Benim sorumsa şu şimdi bir kadın açık olmayı beğenmezse güzel bulmada neden açık olurki zaten. Örneğin düğüne gidiyoruz. Yakın akrabamız açık seçik giyinmiş nasıl olmuşum diye soruyor. Birçok kişi güzel diyor. Bu insanların hepsinin imanımı gidiyor yani
Tabii ki hayir.
Ben de sana soru soracağım.Haram güzel görünmese kim işler ki?
Haram nefse güzel görünür cazip görünür.
Onlar da nefselerini tatmin ediyorlar.
Bir kıza iltifat etmek nefsini okşar.Onlarda açık giyinerek övülmek istiyorlar.(Farklı amaç guden de olabilir linç yemeyelim )
Özetle,nefsani duygular olursa harama güzel demek küfür olmaz.
Peki Ne zaman küfür olur?
Onu da sorularla İslamiyet cevaplasın(dediklerimi de teyit ediyor.Biraz uzun ama okumaya değer.)
———————-
Değerli kardeşimiz,
Cevap 1:
– İnsanlar bir günahı güzel görmezse hiç onu işler mi? Kişinin kendi istek ve arzusuyla işlediği bir günahın nefsinin hoşuna gitmemesi mümkün mü? Bunun sonucu şudur: Her insan işlediği günahı beğeniyor, ondan zevk alıyor ve güzel görüyor.
– İnsanlarda iki önemli mekanizma vardır:
Biri, ulvi duyguları kamçılayan iman ve İslam’ın emir ve yasaklarını güzel gören, onları beğenen ruh, kalp, vicdan ve akıl.
Diğeri ise, süfli duyguları coşturan, inkârcılığı ve isyanı güzel gösteren nefsani arzu ve istekler.
İnsanların bir kısmı kâfir, bir kısmı da mümindir.
Müminlerin bir kısmı günahkârdır. İçinde ikilem yaşayan kimselerdir. Bir yandan iman cephesinde yer alan aklıselim ve vicdan Allah’a itaat etmeyi telkin ederken, diğer taraftan Allah’a isyan etmeyi, nefs-i emmareye itaat etmeyi tavsiye eden süfli duygular vardır.
İnsanoğlu bir yandan imanını muhafaza ettiği halde, nefsinin arzularına kapılabilir. Kalp ve vidanı günah işlemekten nefret ederken, nefis ve süfli duyguları günahlardan zevk alır.
Bu düşünce kavşağında insanın özgür iradesi devreye girer. Nefsin arzu ve istekleri ağır basıyorsa, “İleride tövbe dip kurtulacaksın, şimdilik şu veya bu günahı işlemekten ve zevkini tatmaktan vazgeçme!” der.
Eğer imanın mahalli olan kalp, aklıselim ve vicdanının arzu ve istekleri ağır basarsa kişinin iradesi, tercihini günahlardan uzak durmaktan yana kullanır.
Demek ki, insanın imanını koruyan mahfaza ayrıdır, günah işleten mekanizma ayrıdır. Bu sebeple inkâr etmediği sürece, büyük günah işlemek de -bilerek, severek, güzel görerek, beğenerek de olsa- insanı dinden çıkartmaz.
– İslam dininin konuyla ilgili prensibi şudur: “Helale haram, harama helal demediği sürece işlediği hiç bir günahtan dolayı kişi kâfir olmaz.”
Cevap 2:
– Nefsin hoşuna giden bir şey aynı zamanda onun nazarında güzeldir. Şüphesiz buradaki “güzellik” kavramı birinci cevabımızda belirttiğimiz gibi- hakiki değil, mecazidir, ilmi değil, nefsanidir, imani değil, şeytanidir. Ama güzel kavramı ile ifade edilmiştir.
Kaldı ki, İslam alimlerinin bir kısmına göre haram, dolayısıyla çirkin; diğer bir kısmına göre ise helal, dolayısıyla güzel olan yüzlerce mesele vardır. Şimdi bunlardan hangisi dinin dışına itiyorsunuz.
– Bir şeyi nefsinin hoşuna gittiği için -fıtri bir duygunun sonucu olarak- güzel görmek ayrı bir şeydir, İslam dininin haram kıldığı bir şeyi -haram olduğu için- güzeldir demek ayrı bir şeydir. Aralarında yerden göğe kadar fark vardır.
– Konumuz çerçevesi içerisinde, her şeyin güzel veya çirkin olması iki açıdan değerlendirilir.
Birincisi: Söz konusu şeyin kendi konumu itibariyle güzel veya çirkin olmasıdır.
İkincisi: İslam dinine göre güzel veya çirkin olmasıdır.
Birinci şıkka göre, haram dahi olsa bir şeyi bir açıdan güzel görmekte hiçbir sakınca yoktur.
İkinci şıkka göre İslam’ın haram dediği bir şeyi güzel görmek küfür riski taşır. Bu iki şıkkın da bir araya gelmesi mümkündür.
Mesela: Bir insanın Ehl-i Kitaptan güzel bir hanımı olabilir. Bu adam, eğer hanımının kâfirliğini güzel görüp “Bu kadın çok güzeldir.” dese derhal dinden çıkar. Fakat bu adam eğer dininden dolayı değil, çok sevdiği eşi olduğu için “eşim çok güzeldir” dese bunun zerre kadar günahı olmaz.
Aksini iddia etmek Kur’an ayetini inkâr manasına gelir. Çünkü, Kur’an’da ehl-i kitap bir kadınla evlenmeye cevaz vermiştir. Evlenmeye cevaz verdiğine göre, her koca gibi bu kocanın da ehl-i kitaptan olan hanımını sevmesi ve güzel görmesi ve “çok güzeldir” demesine hiç bir mani yoktur. Yani Kur’an, bir kocanın kâfir olan eşi için “çok güzledir” demesini uygun görmektedir.
– Söz konusu kaynaklardaki ifadelerden maksat, bir kimse, bilerek İslam’da haram yani çirkin görüldüğü için o âdeta inadına “Bu güzeldir.” dese kâfir ol