Tenzihen mekruh oruçlar

Question

Tenzihen Mekruh/Helâla Yakın Oruçlar Nelerdir?

Tenzihen mekruh oruclar

Hükmü: Bu gibi mekruhlardan sakınanlar sevap kazanır, işleyenlere ise ceza gerekmez. Sünnet ve müstehaplan yapmamak gibi.

a) Ramazanı karşılama orucu tutmak. Rasûlüllah (s.a.v.): “Sizden biriniz, Ramazanı bir veya iki gün önceden oruç tutarak karşılamasın. Eğer bir kimse önceden oruç tutmakta idiyse, orucunu tutsun.”

b) Şaban ayının on beşinden sonra oruç tutmak. Rasûlüllah (s.a.v.): “Şaban ayı yarılandı mı artık (Ramazan’a kadar) oruç tutmayın” buyurdu.

c) Ramazan’ın dışındaki aylardan birini veya birkaçını oruçlu geçirmek. İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyetle: “Rasûlüllah (s.a.v.), Ramazan dışında hiçbir ayı tam olarak oruçlu geçirmedi.” “Bir ayda o derece oruç tutardı ki, o ayın tamamını oruçla geçirecek zannedilirdi. Bazı aylarda da hiç oruç tutmazdı ki, o aydan hiç oruç tutmayacağı zannedilirdi.”

d) Receb ayının tamamını oruçlu geçirmek. İbn Abbas (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, Rasûlüllah (s.a.v.): “Recep ayının tamamını oruçla geçirmeyi yasakladı.”

e) Arafattaki hacıların arafe günü oruç tutması. Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyetle: “Rasûlüllah (s.a.v.), arafe günü Arafât’da oruç tutmayı yasakladı.”

Ümmü’l-Fadl Binti’l-Hâris (r.anhâ), Nebî (s.a.v)’in Arafatta oruçlu olup olmadığını öğrenmek için bir bardak süt gönderdi. Rasûlüllah (s.a.v.) de vakfe yaparken gönderilen sütü içti.”

İbn Ömer (r.a.)’e arafe orucundan soruldu. O da şöyle cevap verdi: “Ben, Rasûlüllah (s.a.v.) ile beraber hac yaptım; O, bu günde oruç tutmadı. Ebû Bekir (r.a.) ile birlikte hac yaptım; O, bu günde oruç tutmadı. Ömer (r.a.) ile bereber hac yaptım; O, bu günde oruç tutmadı. Osman (r.a.) ile birlikte hac yaptım; O da bu günde oruç tutmadı. Ben de ne bu (günde) oruç tutuyorum, ne bu (günde oruç tutulmasını) emrediyorum, ne de bundan menediyorum.”

f) Kişiyi zayıf düşüreceği ve orucu âdet hâline getireceği için, senenin tamamında oruç tutmak. Rasûlüllah (s.a.v.): “Kim senenin her gününde oruç tutarsa, ne oruç tutmuş ne de iftar etmiştir.” ” “Devamlı oruç tutanın orucu yoktur” buyurdu.

g) Akşamdan iftar etmeyerek bir günün orucunu ertesi güne birleştirmek. Peygamber (s.a.v.), ara vermeden peş peşe iftarsız (visal) orucunu tutmalarını ashabına yasakladı. Onlar da: ‘Ama Sen, ara vermeden peşpeşe iftarsız oruç tutmaktasın!’ dediler. Rasûlüllah (s.a.v.) de: “Benim durumum sizinki gibi değildir. Rabbim Beni yedirip içirmektedir.” “Şâyet sizden biri, o günün orucunu öbürüne eklemek isterse, orucunu sahur vaktine kadar devam ettirsin” buyurdu.

Leylâ (r.aleyh)’den rivâyetle: “İki gün peşpeşe oruç tutmak istedim. Beşir (r.a.) bana engel oldu ve şöyle dedi: ‘Rasûlüllah (s.a.v.) bunu yasakladı ve şöyle buyurdu: “Bunu Hristiyanlar yapar. Siz Yüce Allah’ın emrettiği gibi orucunuzu tutun. Allah (c.c.): “Sonra akşama kadar orucu tamamlayın” buyurmaktadır. Akşam olduğunda da orucunuzu açın.”

h) Yalnız Cuma günü oruç tutmak. Rasûlüllah (s.a.v.) buyuruyor ki: “Günlerden özellikle Cuma gününü (seçip,) oruca tahsis etmeyiniz. Ancak bir gün önce (oruç tutmuşsanız) veya bir gün sonra (tutacaksanız) o müstesna, (Cuma günü de tutabilirsiniz.)” “Şüphesiz Cuma günü sizin bayramınızdır. Öncesinde ya da sonrasında oruç tutmanız haricinde, bayramınız olan günü oruç tutacağınız gün hâline getirmeyin.”

I) Bir topluma misafir olanın, onlardan izinsiz oruç tutması. Rasûlüllah (s.a.v.) buyuruyor ki: “Bir kimse bir topluma misafir olarak giderse; (ancak) onların izniyle nâfile oruç tutabilir.”

j) Susma orucu tutmak. Bu tür oruç, kişinin oruç esnasında hiçbir şey konuşmamasıdır. Halbuki oruçlu kimse hayır söylemeli, ihtiyaç ölçüsünde insanlarla konuşmalıdır. Rasûlüllah (s.a.v.) buyuruyor ki: “Geceye kadar gün boyunca sus(up konuşma)ma (orucu) yoktur.”
Hârise (r.a.)’den rivâyetle: “İbn Mes’ud (r.a.)’ın yanındaydım. İki kişi gelip, birisi selâm verdi diğeri ise selâm vermedi. İbn Mes’ud (r.a.) selâm vermeyene: “Senin durumun nedir?” diye sordu. Arkadaşı: “Bugün insanlarla konuşmamaya yemin etti” dedi. Abdullah İbn Mes’ud (r.a.): “İnsanlarla konuş ve onlara selâm ver. Bunu yapan, kocasız olarak hamile kaldığını, kimsenin doğrulamayacağından emin olan bir kadındır” dedi ve bununla Hz. Meryem’i kasdetti. Meryem (a.s.), bunu sadece kendisine sorulduğu zaman kendisi için bir özür olsun diye yapmıştır.

Tahrimen mekruh oruçlar

BENZER KONULAR:

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Answers ( 2 )

    0
    2023-05-06T16:07:25+03:00

    İslam geleneğinde, Tenzihen Mekruh oruçları, İslam alimleri tarafından Mekruh (sevilmeyen) olarak kabul edilen nafile oruçları ifade eder. Bu oruçlar haram olmamakla birlikte daha az faziletlidir veya bazı sebeplerden dolayı tavsiye edilmez.

    Tenzihen mekruh oruçlarının çeşitli türleri vardır, örneğin sadece Cuma günleri oruç tutmak, Kurban Bayramı veya Ramazan Bayramı günü oruç tutmak, Teşrik günleri oruç tutmak (Zilhicce’nin 11., 12. ve 13.), veya ara vermeden sürekli oruç tutmak.

    Bu oruçların mekruh sayılma nedenleri değişebilir. Mesela sadece Cuma günleri oruç tutmak, Cuma gününün haftanın diğer günlerinden daha faziletli olduğu izlenimini verebileceği için mekruh sayılır. Bayram günü oruç tutmak, bir kutlama günü olması ve Müslümanların bayramlarda yemek yemeye ve eğlenmeye teşvik edilmesi nedeniyle mekruh kabul edilir. Ara vermeden aralıksız oruç tutmak, kişinin sağlığına ve afiyetine zarar verebileceği için mekruhtur.

    Tenzihen mekruh oruçları Haram olmamakla birlikte, genellikle Hz.Muhammed’in (sav) sünnetine uyulması ve Ramazan ayı ile 9. ve 10. Muharrem (Aşure) ayı.

    En iyi cevap
  1. Tenzihen mekruh oruçlar, İslam’da oruç tutmanın uygun olmadığı, ancak tutan kişinin orucunun geçerli olduğu oruç türleridir. Bu tür oruçlar, genellikle yapılması önerilmeyen, hoş karşılanmayan ya da dini öğretilere tam olarak uygun olmayan durumları ifade eder. Ancak bu oruçlar geçersiz sayılmaz.

    Tenzihen mekruh oruçlar arasında şunlar sayılabilir:

    Ramazan dışında nafile oruç tutmak için sürekli oruç tutmak: Ramazan dışında sürekli olarak oruç tutmak, zamanla kişiyi zorlayabilir ve oruç tutma eylemi, bedensel veya ruhsal olarak insanı sıkıntıya sokabilir. Bu nedenle önerilmez, ancak yine de oruç geçerlidir.

    Çarşamba ve Cumartesi günü oruç tutmak: Özellikle bu günlerde tek başına oruç tutmak, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) tavsiyeleri doğrultusunda mekruh sayılabilir. Bu günlerde oruç tutmak, insanların Allah’a daha yakın olmasını sağlamak amacıyla genellikle tek başına değil, başka günlerle birlikte yapılması önerilir.

    Sadece Ramazan’ın son günü oruç tutmak: Ramazan ayı bitmeden önceki son gün, oruç tutmanın mekruh olabileceği bir gündür, çünkü diğer oruçlardan farklı olarak bir niyet ve hazırlık eksikliği hissedilebilir.

    Böyle bir oruç tutmayı zorlamak ve sağlığı tehlikeye atmak: Orucun kişi üzerinde olumsuz sağlık etkileri yaratacağı ve kişinin sağlığına zarar vereceği durumlarda, oruç tutmanın mekruh olması söz konusu olabilir.

    Bu tür oruçlar geçerli olsa da, yapılmasının önerilmediği, kişinin kendini zorlayabileceği durumlar olarak kabul edilir.

Cevapla