Şafi mezhebinde Hutbenin şartları, sünnetleri ve mekruhları

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Şafii mezhebine göre cuma ve bayram  hutbesi nasıl okunur?

Safi mezhebinde Hutbenin sartlari sunnetleri ve mekruhlari

Hutbenin Şartları

Cuma hutbesi için gerekli olan şartlar şunlardır:

1. Her iki hutbe namazdan önce okunmalıdır. Çünkü Peygamber (s.a.s) Efendimizin uygulaması böyle olmuş ve Müslümanlar da bu hususta icma etmişlerdir. Namazdan sonra okunan hutbeler geçerli olmaz.

2. Hutbeler Arapça okunmalıdır. Her iki hutbenin rükünlerini Arapça olarak yerine getirmek şarttır. Hatibin Arapçayi öğrenmesi mümkün olduğu takdirde, hutbeyi Arapçadan başka bir dille okuması yeterli olmaz. Arapçayı öğrenmesi mümkün olmazsa, o zaman hutbeleri Arapçadan başka bir dille okuması caiz olur. Tabii bu anlatılanlar, Arap dinleyiciler için söz konusu olan hükümlerdir. Dinleyiciler Arap değillerse, hatibin Arapçayı öğrenmesi mümkün olsa bile, ayet-i kerime dışındaki hutbe rükünlerini Arapça olarak yerine getirmek gerekmez. Fakat ayet-i kerimeyi Arapça okumak zorunludur. Arapça okumak mümkün olmazsa, yerine Arapça bir zikir veya dua okumak yeterli olur. Bu da mümkün olmazsa hatip, bir ayet okuyacak kadar susup bekler. Ayetin başka bir dildeki mealini okumak yeterli değildir. Hutbenin ayet-i kerime dışındaki rükünlerinin Arapça olarak yerine getirilmesi şart olmayıp sünnettir.

Hanefi mezhebine göre dinleyenler Arap da olsalar, başka milletten de olsalar, hatip Arapçayı bilse bile, hutbenin Arapçadan başka bir dille okunması caizdir.

3. Hutbe vakit içinde okunmalıdır. Cuma günü öğle vaktinden önce okunan hutbe geçerli olmaz. Sahabe-i kiramdan Enes (r.a), “Peygamber (s.a.s), güneş tepe noktasından batı ufkuna yönelip meylettiğinde Cuma namazını kılardı.” demiştir. 633 Bu hususta Imam Nevevi (th. a) şöyle demiştir: “Peygamber (s.a.s), gündüzleyin güneş tam tepe noktasına gelince Cuma namazına çıkardı. Her şehirde bütün imamlar da böyle yapmışlardır. ”

4. Hatip, hutbe rükünlerini, Cuma namazının kendileriyle gerçekleştiği kırk kişilik cemaate duyuracak kadar yüksek bir sesle okumalıdır. Cemaatin hutbeyi bilfiil duyması şart değildir. Sadece işitebilecek bir konumda olmaları yeterli olur. Hatibe yakın bir şekilde bir arada bulunmaları gerekir. Bu konumdayken uyuklayarak hutbeyi dinlemeseler bile bunun bir sakıncası olmaz. Ama sağır olmak, ağır uykuda bulunmak veya hatipten uzak bir yerde oturmak gibi bir nedenle hutbeyi işitemezlerse, hutbeleri yerini bulmuş olmaz.

5. Hutbeyle namaz arasına fasıla konulmamalıdır. İki hutbenin rükünleriyle iki hutbe ve Cuma namazı arasına fasıla koymayıp müvalata uymak şarttır. Müvalatın sının, mümkün olduğu kadar hafif iki rekât namaz kılacak kadar bir fasıladır. Bundan fazla süren fasila, hutbeyi geçersiz kılar. Ama bu fasila vaaz ve nasihat ise, hutbenin sıhhatine/geçerliliğine zarar vermez. Mesela hatip hutbe okurken aksınır da El-hamdu lillah derse hutbe geçerli olmaz.

Hanefi mezhebine göre bu durumda hutbenin geçerliliği devam eder.

6. Hatip her iki hades (abdestsizlik ve cünupluk) halinden ve affedilmez necasetten temiz olmalıdır. Taharet üzere bulunmayan hatibin okuduğu hutbe geçerli olmaz. Çünkü hutbe, Cuma namazının geçerlilik şartlarından olduğu gibi, öğlenin dört rekatlık farzının iki rekâtı yerine geçmektedir. Dolayısıyla okuyan hatibin taharet üzere olması şarttır.

7. Hatibin avret mahalli örtülü olmalıdır. Namaz kılarken setr-i avret nasil şart ise hutbede de setr-i avret aynı şekilde şarttır.

8. Hatip, yapabildiği takdirde hutbeyi ayakta okumalı ve iki hutbe arasında oturmalıdır. Ayakta duramıyorsa hutbeyi oturarak irad edebilir. Nitekim Cabir b. Semure (r.a)’den rivayet edildiğine göre Peygamber (s.a.s) Efendimiz hutbeyi ayakta irad eder ve iki hutbe arasında otururmuş  Hatibin iki hutbe arasındaki oturuşu itminan miktarınca oturmalıdır. Hutbeyi ayakta irad eden hatip, arada oturamayacak olursa bir süre süküt eder.

9. Hutbeyi dinleyen kırk kişi, hükmen de olsa hutbeyi işitebilecek bir ko numda olmalıdır.

10. Hutbeler, Cuma namazının sahih olduğu bir mıntıkada okunmalıdır.

11. Hatip, erkek ve halka imamlık yapması sahih olan bir kişi olmalıdır.

12. Eğer ilim erbabından ise hatibin, hutbedeki rükünlerin rükün, sünnetlerin de sunnet olduğuna inanması şarttır.657

Hutbenin Rükünleri

Hutbede bulunması gereken rükünler beş tanedir. Bu rükünleri şöyle sıralayabiliriz:

1. Her iki hutbeye, Allah’a hamd ederek başlamak. Bunun için de bizzat “Hamd” mastarından türeyen bir kelimeyi kullanmak ve ayrıca buna Allah lafza-i celalini eklemek şarttır. Şu halde hamd mastarini veya türevini kullanmaksızın i celalini telaffuz et الشناء لله ya da أثني الله veya أشكر الله , ya da Allah lafza – – demek da الحمد للرب veya الحمد للرحمان meksizin demek veya buna benzer الحمد للرحيم ya bir cümleyi telaffuz etmekle bu rukun yerine getirilmiş olmaz. Ama veya Hamd maddesinin her لله الحمد ya da نحمد الله yahut اني حامدالله . demek caiz olur iki hutbede okunması zorunludur. Bunun zorunlu oluşunun delili, Peygamber (s.a.s)’in hutbe okumadaki uygulamasıdır. Sahabe-i kiramdan Cabir (r.a) bu hususta şöyle bir rivayette bulunmuştur:

كان رسول الله – صلى الله عليه وسلم – يخطب الناس فيحمد الله ويثنى عليه بما هو أهله ، ويقول :« من يهده الله فلا مضل له ومن يضلل فلا هادي له ، وخير الحديث كتاب الله ، وخير الهذي هذى محمد ، وشر الأمور محدثاتها ، وكل محدثة بدعة وكل بدعة ضلالة »

Resulullah (s.a.s), lara hutbe irad eder, Allah’a hamd eder ve O’nu layık olduğu şekilde over, sonra da şöyle buyururdu: “Allah’ın hidayete erdirdiğini sap tıracak kimse yoktur O’nun sapıklıkta bıraktığını da hidayete erdirecek kimse yoktur. Sözlerin en hayırlısı Allah’ın kitabıdır. Hidayetin en iyisi de Muhammed’in gösterdigi hidayet yoludur. İşlerin en kötüsü, (dinde) sonradan ortaya çıkarılan işlerdir. (Dinde) sonradan ortaya çıkarılan işler ise bidattır. Bütün bidatler de sapıklıktır. ”

2. Her iki hutbede Peygamber Efendimize salat okumak: Ezan ve namaz gibi ibadetlerde nasıl ki Yüce Allah’ın adını anmak gerekiyorsa, aynı şekilde Peygam ber (s.a.s) Efendimizin de adının anılması gerekir. Hutbe de bunlar gibi olduğu için, hutbede Yüce Allah’ın adından sonra Peygamber (s.a.s) Efendimizin de adını anmak gerekir. Salat yerine رحم الله سيدنا محمدdemek yeterli olmaz. Salat okurken mutlaka ‘Muhammed’ adını telaffuz etmek zorunlu değildir. Onun mú barek isimlerinden birini veya nebi ya da resul unvanlarını söylemek de yeterli olur. Daha önce ismi geçmiş olsa bile, salat okurken ismini anmayıp önce geçen ismine bir zamir irca etmek yeterli olmaz.

3. Her iki hutbede aynı lafızla olmasa bile takva tavsiyesinde bulunmak. Bu tavsiye yapılırken mutlaka takva kelimesinin veya türevlerinin zikredilmesi şart değildir. Takva anlamına gelen herhangi bir kelimenin telaffuz edilmesi, meselaاتقوا الله yerine أطيعوا اللهdemek de yeterli olur. Zira bu tavsiyeyi yapmaktan maksat, insanı Allah’a itaatte bulunmaya teşvik etmek ve O’na karşı gelmekten sakındır maktır. Dünyadan ve dünyaya aldanmaktan sakındırmak yeterli olmaz.

4. İki hutbeden birinde Kur’an-ı Kerim’den bir ayet okumak. Bu ayetin birinci hutbede okunması daha faziletli olur. Okunan bu ayetin tam bir ayet veya bir ayetin uzun bir bölümü olması; vaad, vaid, kissa, mesel veya öğüt gibi matlup bir manayi ifade etmesi şarttır. İki hutbeden birinde Kur’an-ı Kerim’den herhangi bir ayet okumanın rükün oluşunun delili şu rivayetlerdir:

عن صفوان بن يعلى عن أبيه رضي الله عنه قال سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقرأ على المنبر { ونادوا يا مالك }

Safvan, babası Ya’la (b. Ümeyye)’nin (r.a) şöyle dediğini rivayet etmiştir: Pey gamber (s.a.s)’in minberde (Cehennemdekiler görevli melege) “Ey Malik!..diye seslenirler” ayetini okuduğunu işittim. 659

عن جابر بن سمرة قال كان النبي صلى الله عليه وسلم يخطب قائما ثم يجلس ثم يقوم فيقرأ آيات ويذكر الله وكانت خطبته قصدا وصلاته قصدا

Cabir b. Semure (r.a)’den rivayet edilmiştir: “Peygamber (s.a.s) hutbeyi ayakta irad eder, sonra oturur, sonra kalkıp ayetler okur ve Allah’ı zikrederdi. Hutbesi de namazı da kısa idi.
5. Özellikle ikinci hutbede mumin erkek ve kadınlara dua etmek. Eğer hatibin ezberinde varsa, magfiret talebi gibi ahiretle ilgili duaları yapması şarttır. Ama ezberinde yok ise, dünya ile ilgili duaları yapması da yeterli olur. Dua ederken hazır bulunan cemaati bir tarafa birakarak başkalarını kastetmemelidir.

Hanefi mezhebine göre hutbenin bir teh rúknu vardır. O da az veya çok, mut lak zikirdir. Farz olan hutbenin tahakkuku için sadece bir defa elhamdulillah veya süphanallah veya la ilahe illallah demek yeterli olur. Ancak bu kadarla yetinmek tenzihen mekruhtur

Hutbenin Sünnetleri

Hutbenin sünnetleri şöyle sıralanabilir:

1. Hutbe rükünleri arasındaki tertibe uymak. Şöyle ki; hutbeye önce Allah’a hamd ederek başlamak. Sonra Peygamber (s.a.s) Efendimize salat okumak. On dan sonra cemaate takva tavsiyesinde bulunmak. Bir ayet okumak, Müminlere dua etmek.

2. İkinci hutbede Müslümanların imam ve idarecilerine, salih olmaları ve hak yolda halka yardımcı olmaları için dua etmek. Sevgili peygamberimize salāt okuduktan sonra ayrica ona selam, al ve ashabına da salat-ü selam göndermek.

3. Dikkatle dinledikleri takdirde işitebilecek durumda olan cemaatin, kulak

verip hutbeyi dinlemesi.

4. Işitemeyenlerinse zikirle meşgul olması.

5. Bu durumda Kehf suresini okumak daha faziletlidir.

6. Daha sonra Peygamber Efendimize yine salāt okumak.

7. Hutbeyi minber üzerinde okumak. Çünkü sahabilerin birçoğundan gelen rivayetlerde bildirildiğine göre Peygamber (s.a.s) Efendimiz de hutbeyi minber üzerinde irad edermiş 661 Çünkü yüksek bir yerde yapılan konuşma, dinleyenler tarafından daha kolay duyulur ve onlara daha fazla etkili olur.

8. Minberin, mihraba yönelenlerin sağ tarafında bulunması.

9. Hatibin, kendisine tahsis edilen yerden ayrılarak minbere çıkmadan önce minberin yanındaki cemaate selam vermesi.

10. Hatibin, minbere çıktığında cemaate yönelmesi.

11. Hatibin, birinci hutbeye başlamadan once minbere oturması ve oturmadan once de cemaate selam vermesi. Bu konuda Şa’bi (r.a) şöyle demiştir: كان رسول الله صلى الله عليه وسلم إذا صعد المنبر يوم الجمعة استقبل الناس بوجهه .

فقال : السلام عليكم ويحمد الله ويثني عليه

“Resulullah (s.a.s), Cuma günü minbere çıktığında yüzü ile insanlara yönelir, onlara selam verir ve Allah’a hamd-u senåda bulunurdu. 62 Hanefi mezhebine göre hatip, cemaate selam vermemelidir. Çünkü selam vermesi, konuşmalarına yol açar.

12. Cemaatin toplu olarak değil, yalnızca bir kişinin hatibin huzurunda ezan okuması sünnettir. Minarede okunan ilk ezana gelince, cemaatin toplanması eğer buna bağlı ise okunması sünnet olur. Sahabe-i kiramdan Saip b. Yezid bu hususta şöyle demiştir

الجمعة أوله إذا جلس الإمام على المنير على عهد النبي صلى الله عليه الله عنه وكثر الناس زاد النداء وسلم وأبي بكر وعمر رضي الله عنهما فلما كان عثمان و رضي كان النداء يوم

الثالث على الزوراء

“Peygamber (s.a.s)’in, Ebubekir ve Ömer’in zamanında (Allah kendilerinden razı olsun) Cuma günleri imam minbere oturdugunda ezan okunurdu. Osman (ra) halife olup da insanlar çoğalınca (Medine’de yüksekçe bir yer olan) Zevra’da üçüncü bir ezan daha okundu. “663 Bu rivayetin sahibi Saip (r.a) üçüncü ezan derken, ilk ezanın yanı sıra kameti de ikinci bir ezan olarak değerlendirmiştir.

13. Hutbe, cemaatin anlayabileceği tarzda açık ve net olmalı, ne çok uzun ne de çok kısa olmalı ve de namazdan önce okunmalıdır. 14. Hatibin, hutbe okurken sağa-sola dönmemesi, sol tarafında kılıç veya

baston bulundurması, sağ yanını da minberin kenarına dayaması. 15. Hatibin, ikinci hutbeyi… duasıyla bitirmesi.

16. Hatibin, Cuma namazını da kıldırması şart değil sünnettir 66+

17. Hutbe okunurken de olsa mescide giren kişinin tahiyyetü’l-mescit namazı kılması sünnettir. Cabir (r.a)’den rivayet edilen bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.s), hutbe okurken mescide giren bir adama, “Ey falan! Namaz kıldın mı? diye sormuş. O da “Hayır, kılmadım” deyince Hz. Peygamber (s.a.s)’in ona; “Kalk, iki rekat namaz kil” diye emrettiği anlatılmaktadır. Başka bir rivayette anlatıldığına göre Hz. Peygamber (s.a.s) bu konuda şöyle buyurmuştur:

إذا جاء أحدكم والإمام يخطب فليصل ركعتين

“Biriniz (mescide) geldiginde imam hutbe okumaktaysa iki rekat namaz kılsın.”
18. Hatip hutbeyi, duasıyla tamamlamalı, tamamlayınca da minberden hemen inmeye başlamalı, kämet sona ererken de mihraba ulaşmalıdır ki hutbe ile namazın peş peşe yerine getirilmesini gerçekleştirmiş olsun.

Hutbenin Mekruhları

Hutbenin bazı sünnetlerini terk etmek mekruh, bazılarını terk etmekse hilaf evla (tenzihen mekruh)dir. Mesela hutbe okunurken cemaatin konuşması, hatibin huzurunda tek kişinin değil de cemaatin toplu olarak ezan okuması mekruhtur Hutbe okunurken cemaatin gereksiz yere gözlerini yummaları ise hilaf-i evladır. İkinci hutbeyi düşük sesle ve gereğinden fazla hızlı okumak mekruhtur.

Cemaatin omuzlarının üzerinden adım atarak, onları rahatsız ederek ileri saflara geçmek mekruhtur.

Hatibin Huzurunda Terkiye Yapılması Hatibin minbere çıkmasından sonra müezzinin veya cemaatten birinin,

إنّ الله ومليكته يصلون على النبي يا أيها الذين أمنوا صلوا عليه وسلموا تسليماً “Şüphesiz Allah ve melekleri Peygambere salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salat edin, selam edin “667 ayetini okuması, ardından;

إذا قلت لصاحبك يوم الجمعة أنصت والإمام يخطب فقد لغوت “(Hutbe okunurken) arkadaşına ‘sus’ dediğinde (hutbeyi) lagvetmiş olursun. ”

Hadisini ve bazı manzumeleri okuması, asr-1 saadetten sonra başlatılmış olmakla birlikte cemaate, mezkür ayet ve hadisin içeriğini hatırlattığı için güzel bir uygulamadır. Bazılarınca bu uygulama bidat olarak nitelendirilmekte ise de bu, güzel bidatler kategorisinde mütalaa edilmelidir. Imam Ebu Hanife’ye göre hatibin minbere çıkmasından sonra terkiye yapılması tahrimen mekruh, imameyne göre ise caizdir.

BENZER KONULAR:

Answer ( 1 )

    1
    2022-04-29T03:34:20+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Şafii mezhebine göre hutbenin belirli şartları bulunmaktadır. Bu şartlar yukarıda detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Şafii mezhebine göre hutbenin şartlarından bir tanesine örnek verecek olursak; hutbe vakit içinde okunmalıdır. Cuma günü öğle vaktinden önce okunan hutbe geçerli olmaz. Sahabe-i kiramdan Enes (r.a), “Peygamber (s.a.s), güneş tepe noktasından batı ufkuna yönelip meylettiğinde Cuma namazını kılardı.” demiştir. Bu hususta Imam Nevevi (th. a) şöyle demiştir: “Peygamber (s.a.s), gündüzleyin güneş tam tepe noktasına gelince Cuma namazına çıkardı. Her şehirde bütün imamlar da böyle yapmışlardır. ”

    En iyi cevap

Cevapla