Osmanlı’da ramazan ayı nasıl yaşanırdı?

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Osmanlı zamanında ramazan ayı

Osmanlida ramazan ayi nasil yasanirdi

Osmanlı’da Ramazan Ayı

Selumun Aleykum Ramazan ayına yaklaşıyoruz bildiğiniz üzere Ramazan ayında Osmanlı döneminde (Eskiden) neler oluyordu bunu günümüz ile kıyaslayacağız iyi okumlar Allah faydalanmanızı nasip etsin inşallah

  1. Ramazanı Bilgili Alimler (Kadılar) Belirlerdi

Ramazani Bilgili Alimler Belirlerdi

Osmanlı Dönemindde Ramazan Ayının ne zaman (önceden) gelceği belli olmuyordu Bu işi ise Kadılar (Bilgili Hocalar) Ramazan Ayının gelişi ayın doğuşuylaydı Kadılar Yüksek dağ veya tepelere çıkarak Ramazanın Başlangıcına haber veriyordu bu şekilde ramazan başlamış oluyordu

Günümüz

Şuan Diyanet İşleri Bakanlığı belirliyor ve önceden olduğu için diyanet takvimlerine yazılıyor Eskisi Gibi dağlara tepelere çıkıp Haber verilmiyor önceden belirleniyor.

  1. Diş Kirası

Dis Kirasi 1

Osmanlı döneminde zengin köşk (konaklara) davet edilen misafirlerin yanında fakir halk içinde sofralar hazırlanır ve de  Fakir kişilere konak sahibinin cömertliğine göre altın veya gümüş akçeler kadife keseler içinde hediye edilirdi. Buna Diş Kirası denilirdi. Bunun amacı ise konak sahibi nin fakir olan o kişinin duası nı alarak sevap kazanmaktı.

Günümüz

Şuan günümüzde eskisi gibi olmasada kızılayda ismini yazdırarak sıcak yemekler,market kartları,yemekler gibi ufak tefek şeyler dağıtılıyor eskisi gibi zenginler sofralar kurup en güzel yemekleri şuan koyulmuyor.

  1. Zimem Defteri

Zimem Defteri

Ramazan ayında varlıklı zengin insanlar esnaf dükkanlarına girerek Zimem namı diğer veresiye defterini isterlerdi. Defterin baştan sondan ve ortadan rastgele sayfa açar ve “Silin borçlarını Allah kabul etsin” diyerek sevap işlerler di. Borç sahibi de borcu kimin kapattığı da belli olmaz. Böylece yaptığı iyilik gizli kalmış olurdu.

Günümüz

Şuan eskisi kadar olmasada ödeyen nadir yardımsever insanlar var mesela haberlere çıkan robin hood lakaplı bir insan böyleydi ama kimse bilmiyor duymuyordu.

  1. Çocuklar da Oruç

Cocuklar da Oruc

İlk defa oruç tutacak çocuklar’a hediyeler verilirdi. Tüm gün oruç tutamayacak çocuklara Öğle vakti oruçları açtırılır ve buna ‘Tekne Orucu’ ismi denilirdi.

Günümüz

Günümüzde çocuk küçüktür oruç tutarsa bir şey olur hesabıyla belli bir kısım çocuk oruç tutmuyor tutanların sayısı ise nadir ve çok az ve tutan çocuklara eskisi gibi teşvik amaçlı hediye verilmiyor.

  1. Vazgeçilmez Ramazan Eğlenceleri

Vazgecilmez Ramazan Eglenceleri

Osmanlı zamanında Ramazan ayı resmi bir festival gibi geçiyordu. İnsan gece yaşarken, gündüzleri dinleniyordu. Sahur vaktine kadar Karagöz meddah ortaoyunu gibi eğlence ve programlar yapılıyor yetenekli insanlar hünerlerini sergiliyordu. Sahura doğru davul ve mani geleneği Ramazan boyunca devam ederdi.

Günümüz

Şuan bilidğim kadarıyla Ramazan eğlenceleri olmuyor olsada eskisi gibi sürekli bir eğlence değil

  1. Yaz Tatilleri

Yaz Tatilleri 1

Osmanlı zamanın da 3 aylık yaz tatili zamanı İslam dinin de mübarek sayılan 3 aylara göre ayarlanırdı.Bu tatiller de seçilmiş medrese talebeleri hem kendi bilgilerini tekrarlamak, hem de dinî konular da halkı aydınlatmak için devletin farklı bölgelerine giderlerdi. Osmanlı İmparatorluğun da bu olaya cerre çıkmak denilirdi.

Günümüz

Şuan böyle bir durum günümüzde yok ama yaz tatilleri var ama osmanlıda hem normal tatiller hem de yaz tatillerinde misal dersler 4 saat ise 3 saate düşürülür ve dersler fazla ağır olmazdı

  1. Narh defteri

Narh defteri

Osmanlı da Ramazan ayının yaklaşmasın dan dolayı ister ekmek, ister eşya fiyatlarının inip çıkmaması konusunda devlet tarafından sabit fiyatlar belirleniyordu. Bu fiyatların kayda geçtiği deftere Narh defteri deniliyordu. Bilerek ve Özellikle bu defterdeki fiyatlar fakir aileler düşünülerek ‘düşük’ tutuluyordu.

Günümüz

Günümüz döneminde böyle değil tam tersi çıkıyor ve fakir halk mağdur oluyor eskisi gibi bir durum söz konusu değil

Tembihname, Osmanlı Devleti’nin önemli geleneklerinden biriydi.

Arapça anlamı uyarmak’ olan ‘tembih’, Osmanlı dönemin de halkı bilgilendirmek (uyarmak) amacıyla ramazan ayı gelmeden birkaç ay öncesinde hazırlanmaya başlanırdı.

Tembihnameler, sokakta Halka okunur, Camilerde Vaizlerle Cemaate, mahalleler de bekçiler  (görevliler) tarafından sakinlere ve hanlarda da işletmeciler tarafından çalışanlara duyurulurdu.

Bir de Ayrı olarak camiler mahyalarla süslenir, ev hanımları evler de hazırlıklarını yapar, duvarlar tembihnamelerle donatılırdı.

Esnafa fiyatlar söylenir önceden bildirilir, fahiş fiyatların önüne geçilirdi

Fırıncılara ve kasaplara, Ramazan da halkın gıda sıkıntısı yaşamaması için önceden hammadde temini sağlamaları konusun da uyarılar da bulunulurdu.

Ramazan ayının yaklaşmasıyla devlet içerisin de öncelikle saray olmak üzere devlet erkânı ve devlet dairelerin de heyecanlı özel bir koşuşturma yaşanırdı.

Ramazan ayının huzurlu ve sıkıntısız bir biçimde geçmesi için gereken bütün tedbirler önceden hazırlanır düşünülür ve tembihler yapılırdı.

Ramazanda gayrimüslimlerde düşünülürdü

Ramazanda gayrimuslimler

Ramazan öncesi, gayrimüslimlere yönelik ikazlarda yapılırdı. Gayrimüslim olan kimselere, müslüman halkın insanların bulunduğu ortamlar da yeme ve içme faaliyetlerin de bulunmamaları söylenir ve tembihlenirdi.

Ayrıca gayrimüslimlerin oturduğu mahalleler de rahatsız edilmemeleri için davul çalınmaması söylenirdi.

Müslüman ve Gayrimüslim halkın Ramazanda huzurlu ve barış içerisinde yaşadığı ve bazı gayrimüslim olan esnafın gündüz vakitlerin de kepenkler (dükkanlarını kapatırlardı) indirdiği görülmekteydi.

Osmanlı arşiv kayıtlarından ulaşılan Sultan Abdülmecid dönemine ait bazı Tenbihname örnekleri, Osmanlı Devletinin zarif ve ince ruhlu bir devlet olduğunu hem kalplere hem de gözler önüne seriyor.

“Padişahımızın bazı camileri ziyareti ihtimal dâhilinde bulunduğundan herkes saygıda kusur etmeye ve Vazifesini en güzel şekilde ifa ede.

Ramazan’da her zamankinden daha edepli ve dikkatli davranıla.

Kurallara uyula.

Camiler de ve ötede beride oturanlara karışılmazsa da özellikle çarşı içinde, Bayezid’de ve Şehzadebaşı’na giden güzergâhta yol üzerinde dükkânlarda oturulmaya.

Geceleri büyük caddelerde (semtlerde) iskemle ile sokak aralarında ve halkın (insanların) geçip gitmesine engel teşkil edecek (engel olacak) şekilde oturulmaya.

Araba aralarında dolaşıp arabalı ve arabasız gelen geçen kadınlar’a edep dışı saygızısı davranılmaya ve arabalar Şehzadebaşı ve Bayezidda Sokak ortalarında durmaya.

Günümüz

Şuan yukarıdaki maddelerin hepsi günümüzde yok zaten olsa devlet karışır halk ayaklanır böyle bir durum asla söz konusu olamaz çünkü Şeriat,Halife gibi kavramlar Osmanlı döneminde kaldığı için ve şuan laik bir ülkede olduğumuz için bu maddelerin gerçekleşmesi nerdeyse imkansızdır.

 

Yazar: Muhammed Emin Ay

 

BENZER KONULAR:

Answers ( 2 )

  1. Adanmış avatarı
    1
    2022-03-28T17:16:43+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Nerede eski ramazanlar fakirlere iftarlar verilir çok güzel kaynaşmalar olurdu. Allah bizlere Ramazanı hakkıyla yaşamayı nasip etsin.

    Bu güzel emek içinde Allah razı olsun

    1
    2023-06-06T15:55:50+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Osmanlı İmparatorluğu döneminde Ramazan ayı, dini ve sosyal açıdan önemli bir dönemdi ve özel bir şekilde yaşanırdı. İşte Osmanlı’da Ramazan ayının nasıl yaşandığına dair bazı önemli noktalar:

    Oruç Tutma: Ramazan ayı, İslam’ın beş temel ibadetinden biri olan orucun tutulduğu bir aydır. Osmanlı döneminde, Müslümanlar oruçlarını tutarlar ve bu ibadeti yerine getirirler.

    Toplumun Birlik ve Beraberliği: Ramazan ayı, toplumun birlik ve beraberliğini pekiştiren bir zaman olarak kabul edilirdi. İftar ve sahur gibi öğünlerde aileler bir araya gelir, komşular ve dostlar birlikte iftar yapardı. Bu, sosyal ilişkilerin güçlenmesine ve dayanışmanın artmasına katkıda bulunurdu.

    Özel İftar Sofraları: Osmanlı döneminde, camilerde ve saraylarda özel iftar sofraları düzenlenirdi. Yoksullar ve ihtiyaç sahipleri için iftar yemekleri hazırlanır ve dağıtılırdı. Bu, toplumun yardımlaşma ve paylaşma geleneğinin bir parçasıydı.

    Teravih Namazı: Ramazan ayında, Osmanlı camilerinde özel bir ibadet olan teravih namazları kılınırdı. Bu namazlar, geceleyin cemaatle birlikte kılınır ve Kur’an-ı Kerim’in tamamının okunması hedeflenirdi.

    Sosyal Etkinlikler: Ramazan ayı, Osmanlı toplumunda çeşitli sosyal etkinliklerin gerçekleştirildiği bir dönemdi. Özellikle geceleri, mehter takımları eşliğinde çeşitli gösteriler düzenlenir, halk eğlencelerine katılır ve geleneksel oyunlar oynanırdı.

    Ramazan Ayının Coşkusu: Ramazan ayı, Osmanlı İmparatorluğu’nda coşkuyla karşılanan bir dönemdi. Ramazan pencereleri, sokak süslemeleri ve aydınlatmalarıyla şehirler ve kasabalar renklenirdi. Ayrıca, çarşılar ve pazarlar, özellikle iftar öncesi hareketlenir ve çeşitli yiyecekler, tatlılar ve hediyelik eşyalar satılırdı.

    Osmanlı İmparatorluğu’nda Ramazan ayı, dinin önemli bir ibadet ve sosyal etkinliklerle dolu olduğu bir dönemdi. Bu ay, toplumun birlik ve beraberliğini pekiştirirken, dinî vecibeler

    En iyi cevap

Cevapla