Namazın Cemaatle Kılınması Diyanet

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Cemaatle Namazın Kılınması Diyanet İslam İlmihali

Namazin Cemaatle Kilinmasi Diyanet

1. Cemaatle Namaz Kılmanın Fazileti

Dinimiz, cemaatle namaz kılmaya büyük önem vermiştir. Cemaatle namaz kılan Müslümanlar birbirleri ile yakından tanışır, bilmeyenler bilgili olanlardan yararlanır, iyi alışkanlıklar kazanır, zamanla kötü alışkanlıklardan vazgeçerler.
Cemaate devam etmekle Müslümanlar arasında karşılıklı sevgi meydana gelir, kardeşlik ve dayanışma duyguları kuvvetlenir, cemaatle namaz kılan müminler tek başına namaz kılanlardan daha çok sevab kazanır.
Bu konuda Sevgili Peygamberimiz şu müjdeleri veriyor:

صَلاَةُ الْجَمَاعَةِ تَفْضُلُ صَلاَةَ الْفَذِّ بِسَبْعٍ وَعِشْرِينَ دَرَجَةً

“Cemaatle kılınan namazın sevabı, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi kat daha fazladır.”

مَنْ صَلَّى الْعِشَاءَ فِي جَمَاعَةٍ فَكَاَنَّمَا قَامَ نِصْفَ اللَّيْلِ وَمَنْ صَلَّى الصُّبْحَ فِي جَمَاعَةٍ فَكَاَنَّمَا
صَلَّى اللَّيْلَ كُلَّهُ

“Yatsı namazını cemaatle kılan bir kimse, gece yarısına kadar namaz kılmış gibi olur. Sabah namazını cemaatle kılan bir kimse bütün gece namaz kılmış gibi olur.”

“Bir kimse evinde güzelce temizlenir de Allah’ın farzlarından birini ödemek için mescidlerden birine giderse, attığı adımlardan biri günahlarını siler, diğeri de onun derecesini yükseltir.”

Farz namazlar tek başına da kılınır. Ancak cemaatle kılınması Sünneti Müekkede’dir. Camiye devam etmenin manevi kazancı çok, toplumun birliğini sağlamada rolü büyüktür.
Sünnet ve nafile olan namazlar cemaatle kılınmaz. Ancak teravih namazı sünnet olduğu hâlde hem tek başına, hem de cemaatle kılınabilir.
Vacib olan vitir namazı sadece Ramazan ayında cemaatle kılınır.
Cuma ve bayram namazları cemaatle kılınır, tek başına kılınmazlar.

2. Cami ve Cemaat Adabı

Camiler, Müslümanların Allah’a ibadet ettikleri yerlerdir. Yeryüzünün en şerefli yerleri olan camilere “Allah’ın evi” denilmektedir. Camiye ibadet için giden mümin, Allah’ın ziyaretçisi ve misafiri durumundadır.
Ev sahibi, evine gelen misafirlerine ikramda bulunduğu gibi camiye giden müminlere de yüce Allah büyük mükâfatlar verecektir.

Peygamberimiz bu konuda şöyle buyurmuştur:

“Evinde güzelce abdest alıp camiye giden kimse Allah’ın ziyaretçisidir. Ziyaret edene Allah ikramda bulunacaktır.”
Camilere saygı göstermek, her Müslümanın vazifesidir. Bu vazifeler kısaca şunlardır:

1. Camiye abdestli olarak, temiz elbise ve düzgün kıyafetle girilmelidir.
2. Camiye, önce sağ ayağını atarak girmeli ve girerken Peygamberimize salavat-ı şerife okunmalıdır.
3. Camiden çıkarken önce sol ayağını dışarı atmalıdır.
4. Ayakları ve çorapları kirli olarak camideki halı ve kilimlere basmamalıdır.
5. Bir özrü yoksa camide ayaklarını uzatarak oturmamalı; bağırıp çağırmak, gürültü etmek ve dünyaya ait şeyleri konuşmak gibi saygısız davranışlardan sakınmalıdır.
6. Soğan, sarımsak yiyerek ağzının kokusu ile camiye gidip cemaati rahatsız etmek, geğirmek ve yanındakileri iğrendirecek davranışlarda bulunmaktan kaçınmalıdır.
Camide Kur’an okunuyor veya vaaz ediliyorsa, dikkat ve saygı ile dinlemeli, camiye geç gelenler boş buldukları yerde oturmalı, ön saflara geçmek için cemaati rahatsız etmemelidir.

3. İmamda Aranan Nitelikler

İmam, cemaate namaz kıldıran kişi demektir. Bir kimsenin cemaate namaz kıldırabilmesi için kendisinde yedi şartın bulunması lazımdır.
Bunlar:
1. Müslüman olmak.
2. Ergenlik çağına gelmiş olmak. Ergenlik çağına gelmemiş bir çocuğun peşinde namaz kılmak caiz değildir.
3. Akıllı olmak.
Aklı başında olmayan kişinin namazı sahih olmadığı için böyle bir kimsenin imamlık yapması da caiz değildir. Deli ve sarhoş gibi.
4. Erkek olmak. Erkeklerin kadına uyarak namaz kılmaları sahih değildir. Yani kadın, erkeklere imamlık yapamaz. Kadınların kendi aralarında cemaatle namaz kılmaları da mekruhtur. Şayet cemaat hâlinde kılacak olurlarsa imamlık yapan kadın önde değil, aralarında durur.
5. Namaz sahih olacak kadar Kur’an ezberlemiş olmak.
6. Kendisinde bir özür olmamak. Özürlü olan kişinin zarurete binaen kendi namazı sahihtir, başkasına imam olamaz. Ancak kendisi gibi aynı özrü taşıyana namaz kıldırabilir. Peltek olan kimse, peltek olmayana imamlık yapamaz.
7. Namazın şartlarından birinin ortadan kalkmaması.
Mesela, necasetten temizlik namazın şartlarındandır. Üzerinde namaza engel olacak miktarda pislik olup da onu temizleyecek bir şey bulamayan kimse, temiz olan bir kişiye imam olamaz.
Bir yerde görevli imam bulunmadığı takdirde toplanan cemaate, içlerinden biri imamlık yapar. Böyle bir durumda imamlık yapabilecek veya imamlık yapmak isteyen kişiler birden çok olursa, imam olacak kimsede saydığımız şartlardan başka birtakım nitelikler de aranır.
Namaza ait hükümleri en iyi bilen imam olmaya daha layıktır. Bunda eşitlik olursa Kur’an okumayı daha iyi bilen, bunda da eşitlik olursa haramlardan ve şüpheli şeylerden daha çok sakınan, aynı seviyede kimselerin bulunması hâlinde sırasıyla, daha yaşlı, ahlakı daha iyi, yüzü daha güzel, daha şerefli bir soya sahip, sesi daha güzel ve üstü başı daha temiz olan tercih edilir. Bunların hepsinde eşitlik olursa aralarında kur’a çekilir.
Bir yerde görevli imam bulunursa namazı o kıldırır. Arkasındaki cemaatte kendisinden daha bilgili ve güzel Kur’an okuyan olsa bile namaz kıldırmak görevli imamın hakkıdır. Ancak imam isterse cemaatten ehil birisini namaz kıldırmak üzere öne geçirebilir.
Cahil ve fasıkın imamlık yapması mekruhtur. Kör olan bir kimsenin imam olması mekruh değildir. Fakat gören kimse bulunduğu takdirde görmeyenin kıldırması tenzihen mekruh olur. Babası belli olmayan gayri meşru çocuğun da (böyleleri genellikle eğitimsiz olacakları için) imamlık yapması mekruhtur. Ancak bilgili ve takva sahibi ise mekruh değildir.
İmamda bulunan bir kötülükten dolayı onu cemaat istemezse imamın o cemaate namaz kıldırması mekruhtur. Eğer kendisinde bir kötülük bulunmaz veya kendinden daha layık birisi yoksa imamlık yapması mekruh olmaz.

İmamın, cemaati bıktıracak şekilde namazı uzatması mekruhtur.
Çünkü bu, cemaatin dağılmasına sebep olur.
Peygamberimiz şöyle buyuruyor:
“Kim insanlara imamlık yaparsa hafif kıldırsın. Çünkü içlerinde zayıf olanı var, hasta olanı ve yaşlısı var. Kim kendi kendine kılarsa istediği kadar uzatsın.”

Namazda imama uymanın sahih olması için birtakım şartlar vardır.
Bunlar:
1. Namaza başlarken hem namaza, hem de imama uymaya niyet etmek.
İmamın, kendisine uyan kadınların namazlarının sahih olabilmesi için imam olduğuna niyet etmesi gerekir.
2. İmamın cemaatin ilerisinde bulunması.
Yani imamın ökçesi kendisine uyan kişinin ökçesinden ileride olması.53 Bu, imama uyanın bir kişi olması hâlindedir. İmama uyanlar birden fazla ise imamın arkasında dururlar.
3. İmam, kıldığı namazın durumu itibariyle cemaatten aşağı olmamak.
İmamın nafile, cemaatin farz kılması hâlinde, farz kılan cemaat, nafile kılan imama uyamaz.
4. İmamın kıldığı farz, cemaatin kıldığı farzdan başka olmamak.
Mesela, biri öğlenin, diğeri ikindinin farzını veya biri bu günün öğlesini, diğeri başka bir günün öğlesini kılsa farz olarak sahih olmaz.
5. İmam ile ona uyan cemaat arasında kayık geçebilecek büyüklükte bir nehir ve araba geçecek genişlikte yol olmamak. Burada namaza engel olan, iki saf sığacak kadar bir açıklık bulunmasıdır. Eğer yol saflarla dolup, arada araba geçecek yol kalmamış ise namaz caizdir.
(Maliki mezhebine göre, imamın önünde bulunanların namazı sahihtir. Ancak bir zorunluluk olmadan cemaatin imamın önüne geçmesi mekruhtur.)
Cami içinde birkaç saf açıklık olsa bile imama uyarak namaz kılınabilir.
Caminin çevresi de cami hükmündedir.
6. İmam ile cemaat arasının kadın safı ile ayrılmaması.
7. Cemaatin, imamın namazdaki hareketlerini anlamasına engel olacak, arada yüksek bir duvar bulunmaması.
İmamın sesini işiterek veya kendisini görerek namazdaki hareketlerini anlarsa, imama uymak sahih olur. İmamı görmeyen ve sesini de duymayan kimse cemaatten bazılarını görür veya cemaatten tekbir
getiren kişinin tekbirini duyarsa yine imama uyması caizdir.
Şöyle ki: Bir kimse namazdaki intikal tekbirlerini ya imamdan veya tekbirleri uzakta olanlara duyuran bir muktediden işitirse, camiye bitişik olan evinin damında veya camiye bitişik olup arada duvar bulunan evinin içinde camideki imama uyabilir. Kendisi evin damında, imam evin içinde olduğu takdirde veya evi camiye bitişik olmadığı hâlde cami ile evin arasında imama uymaya mani bir araba yolu olmadığı takdirde tekbirleri duyup imamın namazdaki hareketlerini bilirse yine imama uyması caizdir.
8. Başka mezhebe mensup bir imamdan kan akmak veya ağız dolusu kusmuk gibi kendi mezhebine göre abdesti bozan bir şey meydana geldiğini gördüğü hâlde, imamın yeniden abdest aldığını bilmemek.
Bir kimse, başka mezhepten olan imamın arkasında namaz kılabilir.
Ancak kendi mezhebine göre namazı bozan bir şeyin imamda bulunmaması gerekir. Eğer kendi mezhebine göre namazı bozacak bir şeyi imamda görürse ona uyup namaz kılması sahih olmaz.
Sabah namazında, Şafii mezhebinden olan imama uyan Hanefi mezhebine mensup bir kimse, —Şafiiler sabah namazının ikinci rekâtının rükûundan sonra Kunut duası okurken— susar ve ellerini yanlarına salıverir ve bekler.
Abdestlinin teyemmüm edene, abdestte ayaklarını yıkayanın ayaklarındaki mestler üzerine mesh edene, ayakta kılanın namazını oturarak kılana, boyu doğru olanın rükû derecesinde kambur olana uyması sahihtir.

Rükû ve secdeleri yaparak kılan kimse ima ile kılana uyamaz.
Özürsüz olanın özürlüye uyması caiz olmaz. Erkeklerin kadına veya çocuğa uymaları caiz değildir. Okuyuşu iyi olan kimse, ümmi olana (yani namaz sahih olacak kadar Kur’an okuyamayan) uyamaz. Ümmi olan, ümmi olanlara namaz kıldırabilir. Ümmi olan dilsiz olan kişiye uyamaz.
Farz kılan kimse nafile kılana, bir farz namazı kılan başka farzı kılana uyamaz. Ancak nafile kılan farz kılana uyabilir. Bir imama uyup namaz kılan kimse, sonradan imamın abdestsiz olduğunu öğrenirse namazı yeniden kılar.


4. Safların Tertibi

İmama uyan bir kişi ise ökçesi imamın ökçesinden biraz geride olmak üzere imamın sağında durur. Solunda veya arkasında durması mekruhtur.
İmama uyan sadece bir kadın olursa, imamın arkasında durur. Bir erkek ile bir kadın ise erkek imamın sağına, kadın arkasına durur.
İmama uyan cemaat birden fazla yani iki veya daha çok ise imamın arkasında durur. Cemaatin sayısı çoğalınca saflar şöyle düzenlenir:
1. Önce erkekler,
2. Sonra erkek çocuklar,
3. Daha sonra da kadınlar.
Ayrıca safların düzgün olması, safta bulunanların sık durması ve arada açık yer bırakılmaması gerekir. Safların sık ve düzgün olması imam tarafından cemaate hatırlatılır. Safların en faziletlisi birinci saftır.
Sonra ikinci saf, ondan sonra da üçüncü saftır. Böylece devam eder.

5. İmamın Arkasında Namaz Kılanların Durumu

İmama uyarak namaz kılan kimseye “Muktedi” denir. Muktedi üç
kısımdır:
1. Müdrik: Namazın her rekâtını imam ile beraber kılan kimseye denir.
2. Lahik: Namaza imam ile beraber başladığı hâlde, uyku, sıkışıklık ve abdest bozulması gibi sebeplerle cemaati tamamen veya kısmen kaçıran kimseye “lahik” denir. Lahik, kaçırdığı şeylerde Kur’an okumaz, sehiv secdesi de yapmaz. Önce mümkünse geçirdiği rekâtları veya rükünleri yapar, sonra imama uyarak onunla selam verir.
Geçirdiklerini yerine getirdiği takdirde imama yetişemeyeceğini anlarsa hemen imama uyar. İmam namazı bitirince kendisi kaçırdığı rekâtları veya rükünleri yapar, yerine getirir.
3. Mesbuk: İmama, ilk rekâtın rükûundan sonra uyan kimseye denir.
Mesbuk, imam selam verdikten sonra kılacağı rekâtlarda kırata göre, namazının evvelini, oturuşa göre de namazının sonunu yerine getirerek yetişemediği rekâtları tek başına kılar.

6. Namazın Cemaatle Kılınışı

Namazın Birinci Rekâtında İmama Uyanların Durumu İmamın peşinde cemaatle namaz kılan kimse hem kılınacak namaza, hem de imama uymaya niyet eder. Örnek olarak öğle namazının farzının nasıl kılınacağını görelim:
Şöyle niyet eder: “Niyet ettim Allah rızası için bugünkü öğle namazının farzını kılmaya, uydum imama.”
Cemaatle kılınan bütün namazlarda imama uyan kimse niyetin sonunda “Uydum imama” cümlesini ilave eder.
İmam tekbir alınca, cemaat da hemen onun peşinden tekbir alarak ellerini bağlar ve gizlice “Sübhâneke”yi okuyup susar. Cemaat “Sübhâneke”den başka, rekâtların hiçbirinde ayakta bir şey okumaz, sadece açıktan okunan namazlarda, imam Fâtiha’yı bitirince gizlice “âmin” der.
Rükûa varınca cemaat burada, üç kere “Sübhâne Rabbiye’l-azim” der. İmam “Semiallâhü limen hamideh” diyerek ayağa kalkınca cemaat ayakta “Rabbenâ leke’l-hamd” der.
Secdelerde de üç kere “Sübhâne rabbiye’l-âlâ” söyler.
Oturuşlarda imamla birlikte cemaat da Ettehiyyâtü, Allâhümme Salli, Allâhümme Bârik’i okur ve yine imamla beraber selam verir.
İmamın peşinden cemaatle namaz kılan kimse, tekbir alırken, rükûa varırken, rükûdan kalkarken, secdeye giderken, secdeden kalkarken ve selam verirken imamı takip edecek, ondan öne geçmeyecektir.

Bir rekâtın rükûunda yani imam rükûdan henüz doğrulmadan ayakta niyet edip tekbir alan ve rükûda imama yetişmiş olan kimse, o rekâta yetişmiş sayılır.

a) İkinci Rekâtta İmama Uyanların Durumu

Birinci rekâtın rükûuna yetişemeyen kimse, yetiştiği yerde niyet ederek tekbir alır ve imama uyar. İmamla beraber namaza devam eder.
Son oturuşta, “Ettehiyyâtü”yü okuyup imamın selam vermesini bekler.
İmam sağ tarafa selam verince kendisi yetişemediği rekâtı tek başına kılmak üzere selam vermeden “Allâhu Ekber” diyerek ayağa kalkar, Sübhâneke, Eûzü Besmele, Fâtiha ve bir sure okur. Ondan sonra rükû
ve secdeleri yaparak oturur. Ettehiyyâtü, Allâhümme Salli, Allâhümme Bârik ile Rabbenâ Âtinâ… duasını okur. Önce sağa, sonra sola selam vererek namazı bitirir.

b) Üçüncü Rekâtta İmama Uyanların Durumu

Dört rekâtlı bir namazın üçüncü rekâtında imama uyan kimse, son oturuşta “Ettehiyyâtü”yü okuyup imamın selam vermesini bekler.
İmam sağ tarafa selam verince kendisi selam vermeyerek “Allâhu Ekber” deyip ayağa kalkar ve yetişemediği iki rekâtı şöyle tamamlar: “Sübhâneke”, “Eûzü Besmele” ile “Fâtiha” ve bir de sure okuyup bilindiği gibi rükû ve secdelerini yaptıktan sonra “Allâhu Ekber” diyerek ayağa kalkar. Besmele ile Fâtiha ve sureyi okuyup yine rükû ve secdeleri yaptıktan sonra oturur. Ettehiyyâtü, Allâhümme Salli, Allâhümme
Bârik ve Rabbenâ Âtinâ… duasını okuyup sağa ve sola selam vererek namazını tamamlamış olur.
Üç rekâtlı olan akşam ve vitir namazlarının üçüncü rekâtında imama uymuş olan kimse, imamla beraber o rekâtı kılar. “Ettehiyyâtü”yü okuyup imamın selam vermesini bekler. İmam, sağ tarafa selam verince
kendisi selam vermeyerek “Allâhu Ekber” deyip ayağa kalkar.
Sübhâneke, Eûzü Besmele ile Fâtiha ve bir sure okuyarak rükû ve secdeleri yapıp oturur. Burada yalnız “Ettehiyyâtü”yü okur ve “Allâhu Ekber” diyerek ayağa kalkar. Besmele ile Fâtiha ve bir sure okuyup
rükû ve secdeleri yaptıktan sonra oturur. Ettehiyyâtü, Allâhümme Salli, Allâhümme Bârik, Rabbenâ Âtinâ… duasını okuyup sağa ve sola selam verir ve namazı bitirir.

c) Dört Rekâtlı Bir Namazın Dördüncü Rekâtında İmama Uyan Kimse

Yine imamla beraber o rekâtı kılar ve son oturuşta “Ettehiyyâtü”yü okuyup bekler. İmam sağ tarafa selam verince kendisi selam vermeyip “Allâhu Ekber” diyerek ayağa kalkar. Burada Sübhâneke, Eûzü Besmele
ile Fâtiha ve bir sure okur. Sonra rükû ve secdeleri yapıp oturur ve yalnız Ettehiyyâtü’yü okuyup ayağa kalkar. Ayakta Besmele ile Fâtiha ve bir sure okur ve usûlüne uygun olarak rükû ve secdeleri yapıp oturmaksızın ayağa kalkar. Yalnız Besmele ile Fâtiha’yı okuduktan sonra rükû ve secdeleri yapar ve oturur. Ettehiyyâtü, Allâhümme Salli, Allâhümme Bârik, Rabbenâ Âtinâ… duasını okuyup sağa ve sola selam
verir ve namazı tamamlamış olur.
Son rekâtın rükûundan doğrulduktan sonra imama uyan kimse, imam sağ tarafa selam verince, “Allâhu Ekber” diyerek ayağa kalkar, baştan sona bütün rekâtları kılarak namazı tamamlar.


7. Cemaate Gitmemeyi Mübah Kılan Özürler

Aşağıdaki şeyler, bir kimsenin cemaate gitmemesi için özür sayılır.
Bunlardan birinin bulunması hâlinde o kimse cemaate gitmeyebilir.
Bunlar:
1. Yağmur ve çamur,
2. Şiddetli soğuk ve şiddetli sıcak,
3. Canına ve malına tecavüz korkusu,
4. Çok karanlık,
5. Borcunu ödemekte güçlük çekenin hapsedilme korkusu,
6. Körlük,
7. Felçli olmak,
8. Bir el ile ayağın veya sadece bir ayağın kesik olması,
9. Hastalık,
10. Aksaklık, (Eğer aksaklık camiye gidip gelmeye engel değilse cemaate gitmelidir.)
11. Kötürüm olmak,
12. Yürüyemeyecek derecede ihtiyarlık,
13. Fıkıh ilmini öğretmek ve öğrenmekle meşgul olmak. (Ancak bu durumda olan devamlı olarak cemaati terk edemez.)
14. Gönlünün arzu ettiği yemeğin hazır olması,
15. Yolculuğa çıkmak üzere olmak,
16. Hastaya bakmak. (Hastanın yanından ayrıldığı takdirde hastaya
zarar gelecekse cemaate gitmez.)
17. Şiddetli rüzgâr, (Gece şiddetli rüzgâr esmesi cemaate manidir. Gündüzleyin esen rüzgâr mani değildir.)
18. Tuvalete çıkmak için sıkışmak.
Bu özürlerden biri sebebiyle cemaate çıkmayan fakat özrü olmasaydı cemaate gitmek niyetinde olan kimse için cemaat sevabı hâsıl olur.

8. Cemaatin Namazda İmama Uyup Uymayacağı Şeyler

a) İmama uyan kimse imam tekbiri aldıktan sonra tekbir alır ve sadece “Sübhâneke”yi okuyup susar. Fâtiha ve sure okumaz. İmam ile birlikte rükûa varınca üç kere “Sübhâne Rabbiye’l-azîm” der. İmam
“Semiallâhü limen hamideh” diyerek rükûdan doğrulduğu zaman imama uyan ayakta “Rabbenâ leke’l-hamd” der. Secdelerde de üçer kere “Sübhâne Rabbiye’l-âlâ” der.
Üç ve dört rekâtlı farzların ikinci rekâtlarındaki ilk oturuşta “Ettehiyyâtü”yü okur. İki, üç ve dört rekâtlı namazların son oturuşunda “Ettehiyyâtü, Allâhümme Salli, Allâhümme Bârik”i okur ve imam
ile birlikte selam verir.
b) İmam ile namaz kılan bir kimse rükûda üç kere “Sübhâne Rabbiye’lazîm” demeden imam rükûdan kalkıp doğrulursa, kendisi tesbihleri tamamlamayı beklemez, hemen imam ile beraber kalkıp doğrulur. Secdelerde
de üç kere “Sübhâne Rabbiye’l-âlâ”yı bitirmeden imam kalkacak olursa, tesbihleri tamamlamaya bakmaz, imama uyarak hemen kalkar.
c) Dört rekâtlı namazların birinci oturuşunda “Ettehiyyâtü”yü bitirmeden imam üçüncü rekâta kalkarsa, imamın arkasında kılan kişi isterse imamla birlikte hemen kalkar, isterse “Ettehiyyâtü”yü tamamladıktan
sonra kalkar.
d) Eğer son oturuşta “Ettehiyyâtü”yü bitirmeden imam selam verirse “Ettehiyyâtü”yü bitirdikten sonra selam verir.
e) Cemaatten biri, “Ettehiyyâtü”yü bitirdiği hâlde Allâhümme Salli, Allâhümme Barik ve duaları bitirmeden imam selam verirse, salavat ve duaları bitirmez, hemen imama uyarak selam verir.
f) Vitir namazında Kunut duasını bitirmeden imam rükûa varırsa, Kunuttan biraz okumuş ise imamla beraber rükûa varır, eğer Kunuttan biraz okumadan imam rükûa varırsa imama rükûa yetişecek şekilde
Kunuttan biraz okur.
g) İmam, fazladan secde yaparsa cemaat ona uymaz.
ğ) İmam, selam vermek üzere namazın sonunda oturduktan sonra unutarak ayağa kalkarsa cemaat ona uymaz, imamın yanıldığını hatırlatmak için “Sübhânellâh” der. Eğer, imam kalktığı fazla rekâtın secdesine
varmadan önce geriye dönüp oturursa cemaatle beraber selam verir ve sehiv secdesi yaparlar.
h) Eğer imam, namazın sonunda oturduktan sonra yanılarak kalktığı fazla rekâtın secdesini yaparsa cemaat imamı beklemez, kendi kendilerine selam verirler.
ı) İmam, namazın sonunda oturmadan ayağa kalkarsa cemaat kalkmaz, “Sübhânellâh” diyerek onu geriye dönüp oturması için uyarır.
İmam yanıldığını anlayarak hemen geri dönüp oturursa birlikte selam verirler ve sehiv secdesi yaparlar.
İmam geri dönüp oturmadan ve fazladan kılmakta olduğu rekâtın secdesini yapmadan önce cemaat kendi kendilerine selam verirlerse, cemaatin namazı bozulur. Eğer imam secde yaptıktan sonra selam verirlerse
hem imamın hem de cemaatin namazı bozulur.
İmam, namazda beş şeyi yapmazsa cemaat da bunları yapmaz. Bunlar:
Kunut, bayram tekbirleri, birinci oturuş, tilavet secdesi ve sehiv secdesidir.
İmam dört şeyi yaparsa cemaat ona uymaz. Bunlar:
Fazla secde, bayram tekbirlerinde fazlalık, cenaze tekbirlerinde fazlalık,
namazın sonunda fazla rekâta kalkmak.
Dokuz şeyi imam yapmasa cemaat yapar. Bunlar:
İftitah tekbirinde elleri kaldırmak, Sübhâneke’yi okumak ( imam Fâtiha’da olduğu sürece) rükû tekbiri, sücud tekbiri, rükûda tesbih, secdede tesbih, rükûdan kalkarken “Semiallâhü limen hamideh” demek,
Ettehiyyâtü’yü okumak, selam vermek ve teşrik tekbirleri.

9. İmamın, Yerine Cemaatten Birini Geçirmesi

Namazda abdesti bozulan imamın, yerine cemaatten birini geçirmesine “istihlaf” denir.
Namaz kıldırırken abdesti bozulan imam, vakit geçirmeden burnu kanıyormuş gibi elini burnuna tutarak yerinden ayrılır ve cemaatten imamlık yapabilecek birini ya işaret ederek veya tutup mihraba getirerek
yerine geçirir. Sözle yerine geçirmez. Eğer söz söylerse hepsinin namazı bozulur.
İmamın yerine geçen kimse kalbi ile imamlığa niyet ederek namazı tamamlar. İmamın kendisi de abdest alıp namazın kalanını tamamlar.
İmamın namaz kıldırırken abdesti bozulup da kendisi yerine birini geçirmezse, cemaat, içlerinden birini geçirir veya cemaatten birisi kendiliğinden imamın yerine geçerse, önceki imam henüz camiden çıkmadan
namazı kıldıracak olan kişi onun yerine geçmiş olursa caizdir.
Eğer namazı kıldıracak olan kişi yerine geçmeden, önceki imam camiden çıkmış olursa, cemaatin namazı bozulur.

10. Namazı Kesip Farza Yetişmek

Bir namaza başladıktan sonra onu özürsüz olarak bozmak haramdır.
Ancak tek başına kılan bir kimsenin cemaatin faziletini kazanmak maksadıyla namazı bozması caizdir.
Bir kimse tek başına farz olan bir namazı kılmaya başladıktan sonra yanında cemaatle namaz kılınmaya başlandığı takdirde:
a) Tek başına kılan kimse henüz birinci rekâtın secdesini yapmamışsa ayakta bir tarafa selam vererek namazı keser ve imama uyar.
b) Eğer birinci rekâtın secdesini yapmış ve kılmakta olduğu farz namazı dört rekâtlı ise bir rekât daha kılarak iki rekâtı tamamlayıp selam verdikten sonra imama uyar ve farzı onunla kılar. Kendi başına kıldığı iki rekât nafile olur.
Tek başına kılan, eğer dört rekâtlı namazın üçüncü rekâtının secdesini yaptıktan sonra yanında cemaatle namaza başlanmış ise artık namazı kesmez, dört rekâtı tek başına tamamlar, sonra imama uyar. Fakat bu durumda farz olan namaz, kendi başına kıldığı namazdır. İmamla beraber kıldığı ise nafile olur. Ancak böyle bir durum ikindi namazında olmaz. Çünkü ikindi namazından sonra nafile kılmak mekruhtur. Bu sebeple, ikindi namazını tek başına kılarken yanında cemaatle namaza başlandığını gören kimse, eğer namazın üçüncü rekâtının secdesini yapmış ise bu namazı tamamladıktan sonra imama uymaz.
Sabah ve akşam namazlarının farzlarını kılarken, henüz ikinci rekâtın secdesini yapmamış ise namazı kesip imama uyar.
İkinci rekâtın secdesini yaptığı takdirde, kılmakta olduğu farzı tamamlar ve artık imama uymaz. Çünkü sabah namazından sonra nafile namaz kılınamayacağı gibi, akşamın farzından sonra da üç rekâtlı bir nafile namaz yoktur.
Eğer öğlenin dört rekâtlı ilk sünnetine başladıktan sonra cemaatle namaz kılınmaya başlanırsa, iki rekâtı kılıp selam verir ve imama uyar.
Üçüncü rekâtın secdesini yapmışsa dört rekât sünnetini tamamlar, sonra imama uyar. Farzı cemaatle kıldıktan sonra önce öğlenin dört rekât sünnetini kaza eder, sonra da iki rekât sünnetini kılar.
Camiye geldiği zaman farza başlanmışsa sünneti kılmaya durmaz, hemen imama uyar. Ancak sabah namazının farzı kılınırken camiye gelen kimse sünneti kıldığı takdirde imama ikinci rekâtta “Ettehiyyâtü” okunurken yetişebileceğini anlarsa, önce sünneti kılar, sonra imama uyar. Eğer “Ettehiyyâtü” okunurken de yetişemeyeceğinden korkarsa o zaman sünneti kılmaz, imama uyarak farzı kılar, sünnet daha sonra kılınmaz.
Eğer kılınan öğlenin farzı ise sünnete başlamadan imama uyar.
Kılamadığı ilk sünneti farzdan sonra kılar. Cumanın ilk sünneti de böyledir. Farzdan önce kılmadığı yatsının ilk sünnetini farzdan sonra kılmaya bir engel yoktur. İmama bir rekâtın rükûunda yetişen kimse o rekâta yetişmiş sayılır. Kendisi rükûa eğilmeden imam rükûdan kal1karsa o rekâta yetişmiş olmaz. Namazın bir veya iki rekâtını cemaatle kılan, cemaate yetişmiş sayılmaz, ancak faziletine nail olur.
Namaz kılmak için camiye gelen kimse, müezzin ikamete başlamamışsa sünneti, camide veya cami dışında istediği yerde kılabilir. Müezzin ikamete başlamak üzere ve imam namaza başladığı sırada sünnete durmak mekruhtur. Bilhassa safların arasında veya hemen arkasında sünnete durmak mekruhtur.

BENZER KONULAR:

Answers ( 1 )

  1. ... avatarı
    0
    2021-01-11T16:57:43+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    hanefi mezhebinde;

    1)Cemaat de imamla birlikte secdelerde “sübhane rabbiyel ala” mi der?

    2) son oturuşlarda cemaat de imamla birlikte ettehiyatu, salli barik ve rabbena dualarını okur mu?

      0
      2022-02-27T20:01:16+03:00

      Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

      Bildir
      İptal

      1) Mezheplerin tamamına göre cemaat ile namaz kılarken rükû ve secdedeki tesbihleri de cemaat söyler. Dolayısıyla cemaatta imamla beraber rükûda subhane rabniyel A’la der.

      2) Yine aynı şekilde cematin de imamla beraber kade de bulunurken tahiyyat, Salli ve barik dualarını okur.

  2. Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    CEMAATLE NAMAZ

    İslamın beş temel şartından biri namazdır. Rasul-i Ekrem efendimiz, bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır:

    “İslam, beş temel üzerine kurulmuştur. Allah’tan başka ilah olmadığına ve Hz. Muhammed’in, O’ nun kulu ve Resûlü olduğuna şehâdet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, haca gitmek ve ramazan orucun tutmaktır.[1]

    Namaz,            dinimizdeki bütün ibadetlerin en önemlisidir. Hiçbir ibadet, namazın yerini tutamaz. Yüce Allah, insanlara namazdan daha faziletli bir ibadet emretmemiştir. Bu konuda İbn-i Mes’ud (r.a) diyor ki, Resûl-i Ekrem’e:

    – Hangi Amel daha üstündür? Diye sordum. Resûl-i Ekrem:

    – Vaktinde dosdoğru kılınan namazdır, buyurdu.

    – Sonra hangisi? Dedim,

    – Ana-babaya iyilik etmek, dedi.

    – Sonra hangisi? dedim.

    – Allah yolunda cihâd, buyurdu.[2]

    Namaz, insanın kalbini aydınlatır, yüksek duygularla duygulandırır. Onu bütün kötülüklerden alıkoyar. Nitekim Kur’an-ı Kerimde:

    “Sana vahyolunan kitab-ı oku, namazı dosdoğru kıl, gerçekten namaz hayasızlıktan ve fenalıktan alıkor”[3] buyrulmuştur.
    Görüldüğü gibi gönüller ancak Allah’ı zikirle temizlenir, namaz ile nurlanır. Zira namazın her gün değişik vakitlerde kılınması, bu vakitler arasında işlenen günahların bağışlanması içindir. Nitekim bir hadis-i şerifte Yüce Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:

    “Herhangi birinizin kapısı önünde bir nehir bulunup da, o kimse o nehirde günde 5 defa yıkansa, o kimsede kir namına bir şey kalır mı? diye sordu. Oradakiler:

                “- Hiçbir kir kalmaz,” diye cevap verdiler, Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (s.a.v.)

                “- işte beş vakit kılınan namaz da buna benzer. Allah’u Teala namaz sebebiyle günahları siler, buyurdu.”[4]

    Namazlarımızı mutlaka cemaatle kılmaya çalışalım. Bir hadis-i şerifte Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır.

    Bir kimsenin cemaatle kıldığı namazın sevabı, evde veya herhangi bir yerde  tek başına kıldığı namazın sevabından 27 kat fazladır.”[5]
    Namaz kılmak maksadıyla camiye yönelen müminin attığı her bir adımı onun derecesini yükseltir, günahının affına vesile olur. Namaz için camide otursa bile namaz kılıyormuş gibi sevap alır. Yatsı ve sabah namazlarını cemaatle kılan kimse o gece sabaha kadar ibadet etmiş gibi sevap kazanır.

    Ne mutlu mü’minin mi’racı olan namazı güzelce ve cemaatle kılanlara!

    ————

    [1] Buhari, İman, 8.

    [2]  Müslim, Îmân 137-139.

     

    [3] Ankebut, 29/45.

    [4] Sahih-i Buhari, c.2, s.475.

    [5] Buhârî, Ezan 30; Salât 87.

    En iyi cevap
    0
    2022-02-27T21:46:35+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Namaz; dinin direğidir. Müslüman’ı Müslüman yapan bir ibadettir namaz. Bir Müslüman’ın beş vakit namazı yerine getirmesi farzdır. Ben namaz kılmıyorum diyemez bir Müslüman. Müslüman elinden geldiğince bu namazını cemaatle yerine getirmelidir. Geçerli bir mazeret olmadığı müddetçe cemaati terk etmemelidir Müslüman. Rasulullah (sav) namaz hakkında şöyle buyuruyor;

    “Herhangi birinizin kapısı önünde bir nehir bulunup da, o kimse o nehirde günde 5 defa yıkansa, o kimsede kir namına bir şey kalır mı? diye sordu. Oradakiler:

    “- Hiçbir kir kalmaz,” diye cevap verdiler, Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (s.a.v.)

    “- işte beş vakit kılınan namaz da buna benzer. Allah’u Teala namaz sebebiyle günahları siler, buyurdu.”

    Sahih-i Buhari, c.2, s.475.

Cevapla