Namaz terk etmek
İmandan sonra İslam’ın en önemli esaslarından biri olan namaz, Allah’a şükranda bulunmanın en güzel ifadesidir. İnananlar üzerine beş vakit olarak farz kılınmış olan Namaz, imandan sonra İslam’ın en önemli esaslarından biridir. Bu konuda Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur; “ İslam beş temel üzerine kurulmuştur. Allah’tan başka ilah olmadığına ve Hz. Muhammed’in O’nun kulu ve Rasûlü olduğuna şahadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, haccetmek ve Ramazan orucunu tutmaktır.” (1)
Şüphesiz namazın birçok hikmeti vardır. Ancak burada namazın, insana güzel ahlakı kazandıran ve onu kötülüklerden koruyan yönünden bahsedeceğiz. Namaz, kişiyi kötü ve çirkin davranışlardan korur. Hutbemizin başında okuduğumuz ayette bu durum şöyle açıklanır: “(Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkor. Allah’ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. Allah, yaptıklarınızı biliyor”(2). O halde namaz, kötülüklerden arınmanın ve güzel ahlakın vesilesi olarak görülmelidir. Bu yüzden namaz, Peygamber Efendimiz tarafından dinin direği olarak nitelendirilmiştir.(3) Buna göre namazı terk eden, dinini heba etmiştir.
Şöyle bir düşünelim! Aynı Allah’a inanan, aynı Peygambere tabi olan ve aynı kıbleye yönelen müslüman, günde beş kez Allah’ın huzuruna çıktığı ve her birinde ona iyi bir kul olacağına dair söz verdiği halde, kötülük yapabilir mi? Komşusunun, arkadaşının ya da akrabasının dedikodusunu yapabilir mi? Haram lokma yiyip, faizle, kumarla uğraşabilir mi? Fitneye ve tefrikaya bulaşabilir mi? Elbette hayır. Çünkü namaz, bütün bunlardan alıkoyar insanı. Hayatı olumlu yönde etkiler. Eğer hem namaz kılıyor hem de bunların bir kısmını yapıyorsak bunun sebebini iyi düşünmeliyiz.
Bu konuda değerlendirilmesi gereken ilk nokta, namazlarımızı huşu içinde ve tadil-i erkâna uyarak kılıp kılmadığımızdır. Eğer aklımıza dünya işleri geliyorsa, bu, namazda kayba uğradığımız anlamına gelir. Ayrıca namazı kılarken, her bir rüknün hakkını vermeliyiz. Bir rüknü tam olarak yapmadan diğerine geçmemeliyiz. Ve namazın sonunda tesbih çekmeli, ardından da dua etmeliyiz. Çünkü dua ibadettir. Ve namazın meyvesidir.
O halde Allah Taâla’nın nimetlerine karşı şükrün ifadesi olan bu ibadeti yerine getirmeliyiz. Zira namaz bizim kulluk borcumuz ve Allah’ın huzurunda sorgulanacağımız ilk ibadetlerdendir. Bu kulluk borcumuzu ifa ederek Allah’ın rızasına ulaşmalıyız. şuurlu bir şekilde namaz kılan mü’minlerin kötülüklerden uzaklaşacağını ve huzura ereceğini ifade eden ayetlerle bitirelim. “Gerçekten mü’minler kurtuluşa ermişlerdir. Onlar ki namazlarında huşu içerisindedirler. Onlar faydasız işlerden ve boş sözlerden yüz çevirirler, zekâtı verirler, iffetlerini korurlar… Ve onlar, emanetlerine ve verdikleri sözlerine riayet ederler. Onlar namazlarını kılmaya devam ederler.” (4)
1-Riyazu’s-Salihin, c.II, s.394, H.No: 1079
2-(Ankebut, 29/45)
3-(Tirmizi, İman 8)
4-Mü’minûn, 23/1-5,8-9
Answer ( 1 )
Namaz terk etmek, bir Müslümanın bilinçli olarak namaz kılmaması veya namazı terk etmesi anlamına gelir. İslam dininde namaz, farz ibadetlerden biridir ve her Müslümanın günde beş vakit namaz kılması gerekmektedir. Namazı terk etmek, büyük bir günah olarak kabul edilir ve kişinin inancına ve ibadetine olan bağlılığını zedeler.
Namazı terk etmenin farklı sebepleri olabilir, ancak İslam alimleri, namazı terk etmeyi, kişinin dindarlığını sorgulayan bir davranış olarak görür. Bazı durumlarda, namazı terk eden bir kişi tövbe ederek tekrar namaz kılabilir ve Allah’tan af dilemek gereklidir.
Şüphesiz namazın birçok hikmeti vardır. Ancak burada namazın, insana güzel ahlakı kazandıran ve onu kötülüklerden koruyan yönünden bahsedeceğiz. Namaz, kişiyi kötü ve çirkin davranışlardan korur. Hutbemizin başında okuduğumuz ayette bu durum şöyle açıklanır: “(Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkor. Allah’ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. Allah, yaptıklarınızı biliyor”(2). O halde namaz, kötülüklerden arınmanın ve güzel ahlakın vesilesi olarak görülmelidir. Bu yüzden namaz, Peygamber Efendimiz tarafından dinin direği olarak nitelendirilmiştir.(3) Buna göre namazı terk eden, dinini heba etmiştir.