Kur’an’da Emanet

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

SORU: Şu âyet-i kerimede geçen emanet ile ne kastedilmiştir:

Biz emaneti, göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler, (sorumluluğundan) korktular. Onu insan yüklendi. Doğrusu o çok zalim, çok câhildir. (Azhab/72)

Yukardaki âyette geçen emanet ile şu ayette geçen emanet arasında ne fark vardır:

Allah size, mutlaka emanetleri ehline vermenizi emreder. (Nisa/58)

CEVAP: Alimler buradaki emanet’e çeşitli anlamlar vermişlerdir. Bunun kelimeyi tevhid, yani “Lâilahe ilallah” olduğunu veya adalet ya da akıl olduğunu söylemişlerdir. Râgıb el-İsfehâni buradaki emanetin akıl olduğu görüşünü tercih etmiştir. Çünkü ona göre bu, bütün görüşleri içine alır. el-İsfehâni emanetten söz ederken şöyle demiştir: Aklın mevcudiyeti ile birlikte tevhid anlaşılabilir ve bilinebilir, adaletin icra edilebilmesi, hatta insanın adaleti tanıyabilmesi ve öğrenebileceğini öğrenmesi ancak akılla mümkündür. İnsanın diğer yaratıklara üstünlüğü de akılla ortaya çıkar.

Ahlâku’l-Kur’an isimli kitabımın 2. cilt 16. sahifesinde emanetin anlamı konusunda en kuvvetli görüşün, bu kelimeyle bütün sorumlulukların ve Allah’ın mükelleflere tevdi ettiği yürürlükteki hukukun kastedildiği görüşü olduğunu belirtmiştim. Allah bunların uygulanmasını mükelleflere emanet etmiş, bu hükümlere güzel bir şekilde itaat edip bağlanmalarını onara vâcib kılmış, bunların herhangi bir şekilde ihlal edilmeksizin eda edilip muhaza edilmesini ve gözetilmesini emretmiştir.

Allah Teâlâ Nisa sûresinde: “Emanetleri mutlaka ehline vermenizi emreder” buyurduğuna göre emanetler, onların faziletine ve önemine uygun bir şekilde eda edebilecek ehliyette olan kimselere verilirler. Böylece onlarda insanların haklarına riayet ederler. Bu âyet-i kerimenin nüzul sebebi olarak rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a) Mekke’yi fethettiği zaman Osman ibn Talha’yı çağırdı. Kabe’nin anahtarları Osman’ın sorumluluğunda idi. Osman geldiğinde Peygamber (s.a) ona dedi ki: “Bana Kabe’nin anahtarını göster.” Osman Kabe’nin anahtarına elini uzatırken Abbas ibn Abdulmuttalib hemen atıldı ve şöyle dedi: “Anam babam sana feda olsun ya Rasûlullah! Su dağıtma göreviyle birlikte bunu da bana ver!”

Osman, anahtarların kendisinden alınacağı korkusuyla onları elinde tuttu. Peygamber (s.a) ona dedi ki: “Anahtarı ver ya Osman!” Osman şöyle diyerek anahtarı Hz. Peygamber’e teslim etti: “Allah’ın emaneti olarak al.” Rasûlullah ayağa kalktı, Kabe’yi açtı, onu temizledi, dışarı çıktı ve Beyt’i tavaf ettikten sonra Osman’ı çağırarak anahtarı ona teslim etti, sonra da bu âyeti okudu:

Allah emanetleri mutlaka ehline vermenizi emreder.

 

Cevapla