KALBİMİZİ MADDİ VE MANEVİ HASTALIKLARDAN KORUMAK

kalplerin manevi halleri

Kalp hastalıkları belirtileri ve nedenleri kalbi hastalıklardan kurtulma

Toplum içinde yaşama zorunda olan insanın, sağlam bir içtimaî yapı oluşturabilmesi için toplumu oluşturan fertlerin her bakımdan sağlam olmaları gerekir. Bunun da yolu önce fertleri madden ve ruhen sağlıklı yetiştirebilmekten geçer.
Hastalık deyince çoğunlukla hepimizin aklına hemen maddi hastalıklar gelir. Halbuki manevi hastalıklar aklımıza bile gelmez.
Günahların manevi hayatımızı tehdit eden birer hastalık olduğunu hiç düşündük mü?
İnancımızla ilgili kafamıza giren her bir şüphenin, kalbimize giren her bir vesvesenin bir mikrop gibi kalp ve ruhumuzu yaraladığından haberimiz var mı acaba?
Kusur ve hatalarımızın başlı başına birer mikrop olup, manevi hastalıklarımıza sebep olduğunu hiç düşündük mü?
Büyük veya küçük günahlarımızın eğer önü alınmaz, tövbe ile tedavisi yapılmazsa, zamanla kronikleşip, manevi hayatımızın çökmesine sebep olacağını hesap ediyor muyuz acaba?
Maddi hastalıkların yalnız dünya hayatımızı tehlikeye soktuğunu, manevi hastalıkların ahiret hayatımızı tehdit ettiğini herhalde bilmemiz gerekir.

Maddi hastalığımızın tedavisi için ilaç kullanmayı alışkanlık haline getiren bizler, ahiret hayatımızı tehlikeye sokan, ebedi hayatımızın mahvına sebep olan manevi hastalıklarımızın tedavisi için hangi çarelere başvurup, hangi hekimlere müracaat edip, ne gibi şifa verecek ilaçları kullanıyoruz?

Sağlığımızı korumak çok önemlidir. Manevi rahatsızlıklarımızın tedavisi çok daha önemlidir.

Manevi hastalıklardan korunmanın çaresi manevi hastalıklara sebep olan günahlardan, hata ve kusurlardan korunmaktır.İnancımızı, itikadımızı sarsan şüphe ve vesveselerden kurtulmaktır. Bunun en kısa, en etkili reçetesi de Kur`an-ı Kerimde ve hadis-i şeriflerde mevcuttur.
Şeytanın kalbe hakim olma yolları çoktur. Şehevî arzular,kızgınlık, hırs, haset, tamahkârlık, cimrilik, çok yemek, ziynet tutkusu, acelecilik, mal ve makam sevgisi ve dünyaya aşırı bağlılık.
Kalbin selâmeti ancak bu vasıfların gönülden sökülüp atılmasıyla sağlanabilir. (1)
Nitekim Kur’an-ı Kerimde Yüce Mevlamız: “Rabbinin makamından korkan ve nefsini kötü arzulardan (heva) alıkoyan kimsenin varacağı yer cennettir.” (3) buyururken
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) bir hadis-i şeriflerinde:“Gerçek mücâhid, Allah’a itaat hususunda nefsiyle cihad edendir.” (2)ifadesi, nefisle mücahedenin zorluğuna dikkat çekmektedir.

————————————
1-Gazâlî,3.c 149,
2-İbn-i Hanbel, VI, 21
3-Nâziât 79/40-41
4-Şems, 91/9-10