Emir isminin anlamı ve hikayesi

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Emir ne demek Arapça yazılışı

امير

EMİR: Arapça. 1- Buyruk, komut. 2- Bir kavmin, bir şehrin başı. Hükümdarı. 3- Yapılması veya yapılmaması gereken hususların âmir tarafından yazılı veya sözlü olarak bildirilmesi, 4- Büyük bir hânedana mensup kimse. 5- Kumandan. 6- Peygamberimizin soyundan gelen.

Emir Sultan (1368-1429): Buharali Muhammed Şemseddin Hazretleri seyyid olduğu için “Emir” sarayin damadı olduğu için “Sultan” lâkabi ile anılmıştır. 17-18 yaşlarında Medine-i Münevvere’ye gelmiş ve burada ikâmet etmek istemiştir. Ancak gördüğü bir rüya üzeri ne Bursa’ya gelmiş ve zamanın Osmanlı padişahı Yıldırım Bayezid’e damat olmuştur. Emir Sultan 1430 (H. 833) senesinde, Bursa’da, veba hastalığından 63 yaşında iken vefât etmiştir. Sekerât-ı mevt halinde iken, Hacı Bayram-ı Veli hazretlerinin cenazesini yıkayıp, namazını kıldırmasına vasiyet etti. Vefât günü Hacı Bayram-ı Veli, mânevi bir tevâfukla Bursa’ya geldi. Gasil ve tekfin işlerini yaptı ve cenaze namızını kıldırdı. Bursa’nın doğusunda, günümüzde kendi ismiyle anılan semte defnedildi.

Şeyhülislâm Molla Fenari, Emîr Sultan’dan icazet aldıktan sonra, Bursa Ulu Camii’nde vaaz etmeye başlamıştı. Emir Sultan Hazretleri bir gün, talebelerinden birisini çarşıya gönderdi. Bu talebe, Şeyhülislâm Molla Fenarî’nin vaaz edeceği ni duyunca, kendi kendine; gidip vaazı dinleyeyim, şeyhülislâmın hayır duasını alayım, diye düşünerek Ulu camiiye gitti. Sohbet es nasında zelzele olmaya başladı. Cemaatin bir kısmı dışarıya kaçtı. Fakat, dışarıda zelzele olmadığı görüldü. Bu durumdan haberdar olan Molla Fenarî, cemaate dönüp: “İçinizde Emîr Sultan’ın hizmeti ile emrolunan kim ise, hemen dışarı çıkıp vazifesini yerine getir sin.” dedi. Talebe hemen dışarı çıktı, caminin sallanması da durdu. Dergâha döndüğünde, Emir Sultan başını kaldırıp talebesine nazar etti. Talebesi, hocasının heybetinden düşüp bayıldı. Ayılınca, Emîr Sultan “Ey oğlum! Dünyevî ve uhrevi ihtiyaçlarınız karşılanmadı mı ki başkalarından yardım beklersiniz. Bir kimsenin, feyiz aldığı hoca si varken gidip başkasından yardım istemesi, ilim öğrenmesi, ona sual sorması hem ayıp hem gevşekliktir.” buyurdu.

BENZER KONULAR:

Cevapla