Arafatta vakfe duası arapça türkçe

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

ARAFAT DUASI
VAKFE DUASI DİYANET

arafat vakfe duasi

آهـــيي, الحوذ هلل سب العالويي ّ الصالج ّ السالم علي سسْلٌا هحوذ
ّعلي الَ ّ صحثَ أجوعيي. ال إلَ إال هللا ّحذٍ ال ششيك لَ. لَ الولك ّ لَ
الحوذ ّ ُْ علي كل شيئ قذيش.
Ey Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan, rahmeti
her şeyi kuşatan Yüce Allah!
Ey göklerin yerin ve ikisi arasındaki her şeyin sahibi
olan Ulu Allah!
Ey bizleri evine davet edip, bahtiyar misafirleri arasına
kabul buyuran Yüce Rabbimiz!
Ey bu mübarek ayda, günahların en çok affedildiği bu
mübarek Arefe gününde; duaların geri çevrilmediği bu
mübarek Arafat meydanında bizlere vakfeyi lütfeden
Yüce Mevla’mız,
Sana sonsuz hamdü senalar ediyoruz,
Yâ İlâhe’l-Âlemin!
Âlemlere rahmet, şahit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak
gönderdiğin, güzel ahlakıyla bütün insanlığa önder ve
rehber kıldığın, başımızın tacı, gönlümüzün siracı, Fahri Kainat Efendimiz Muhammed Mustafa başta olmak
üzere bütün Peygamberan-ı İzama ba husus Adem,
İbrahim ve İsmail’e sayısız salatü selam ediyoruz,
2
Ya Rabbe’l-Âlemin,
Sen bizleri var ettin, varlığından haberdar ettin, aşkını
ve sevgini gönlümüze nakşettin ve bu mukaddes yerde
huzuruna kabul ettin! Sana sonsuz şükürler olsun
Allah’ım!
Bizler büyük bir aşk, heyecan ve vecd ile hac
görevimizi yaparak Senin rızana nail olmaya,
ihramımızı kefen bilerek, dünyanın dört bir yanından
gelen Müslüman kardeşlerimizle birlikte kulluğumuzu
sana arz etmeye ve mahşeriburada tecrübe etmeye
geldik!
Sayısız günahlarımıza rağmen, sonsuz affına sığınarak
ve “Bana dua edin, duanıza icabet edeyim” emrine
uyarak, yanık gönüllerimiz, yaşlı gözlerimiz, mahcup
yüzlerimizle Arafat’ta boynumuzu büktük, ellerimizi
Sana açtık,
Şimdi hep birlikte söylediğimiz;
لثيك ، اللِن لثيك لثيك ال ششيك لك لثيك
“Buyur Allah’ım buyur! Buyur, senin hiçbir ortağın
yoktur. Buyur, şüphesiz her türlü övgü, nimet, mülk ve
hükümranlık sana mahsustur. Senin ortağın yoktur ”
Nidalarıyla sana yalvarıyoruz, hâlimizi arz ediyoruz.
Yüce dergâhına iltica ediyor, Senden af ve mağfiret
diliyoruz:
3
Dua ve niyazlarımızı kabul eyle! Sa’yimizi meşkur
eyle! Vakfemizi mübarek eyle! Günahlarımızı affeyle!
Bu mübarek yerde sana açılan ellerimizi, aşkınla yanan
gönüllerimizi boş çevirme! Bizi Sana, Senin kulluğuna,
sevgine, cennetine lâyık eyle. Bizleri affolunanlar
zümresine ilhak eyle yâ Rabbi!
Yâ İlahi!
Atamız Âdem (a.s.)’in tövbesini kabul ettiğin,
Peygamberimiz Efendimize Veda Haccında binlerce
Mümine “Veda Hutbesi”ni irad etmeyi müyesser
kıldığın, bugüne kadar sayısız kulunu misafir ettiğin bu
mübarek mekânda Yüce Kitabı’nda bizlere öğrettiğin
dualarla sana yalvarıyoruz, kabul buyur Allah’ım:

“Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi
bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen biz, mutlaka
hüsrana uğrayacağız.”
Bizi hüsrana uğratma Allah’ım!

“Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra
kalplerimizi saptırma, bize katından rahmet ver.
Şüphesiz sen çok lütufkârsın.”

“Rabbimiz! Günahlarımızı ve aşırılıklarımızı bağışla ve
bizi ayakları yere sağlam basanlardan eyle. Kâfirler
topluluğuna karşı bize yardım et.”

“Rabbimiz! Bize dünyada iyilik ver, ahirette de iyilik
ver. Bizi cehennem azabından koru.”
Resul-i Ekrem’in miraç hediyesi olarak getirdiği
ayetlerle sana yakarıyoruz kabul et Allah’ım!

“Rabbimiz! Eğer unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu
tutma!

Rabbimiz! Bize taşıyamayacağımız şeyleri de yükleme!

Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim
Mevlâ’mızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım
et.”

Yâ Rabbe’l-Âlemin!
Bizleri İslâm’ın ve Kur’an’ın yolundan ayırma!
Kur’an’ı; kalplerimizin gıdası, ruhlarımızın şifası,
kabirlerimizin ziyası, maddî ve manevî dertlerimizin
devası eyle Allah’ım!
Allah’ım!
Sen bizleri en güzel surette yarattın, sayısız nimetlerle
donattın, bizler bunun kadrini kıymetini bilemedik!
Nefsimize ve şeytana uyduk! Hadsiz günah işledik!
Defalarca tövbe ettik ve her defasında tövbemizi
bozduk! Şimdi ise Senin;
ال تقٌطْ هي سحوح اللِقل يا عثادٓ الزيي اسشفْا علٔ اًفسِن
“Ey kendilerine yazık eden kullarım! Allah’ın
rahmetinden ümit kesmeyin!…”
Müjdene güvenerek kapına geldik, hidayetine sığındık,
lütfuna geldik, kulluk edemedik affına geldik, mahcup
etme bizi, boş çevirme kapından! Lütf-u ihsanını eksik
etme üzerimizden!
اللِن إًك عفْ كشين تحة العفْ فاعف عٌا.
Allahım! Şüphesiz Sen affedicisin, affetmeyi seversin,
bizleri affeyle!

Benzeri konular:

Cevapla