Allah’ın isimlerinden eş Şekur ne demek

Question

Esmaül Hüsna “Eş-ŞEKÜR”

 

el sekur esmaul husna

Eş Şekur isminin arapça yazılışı: الشکور

Şekur, Allah’ın isimlerinden (esmâ-yi hüsnâ) biridir.

“Şekûr” ismi, “az da olsa kulun iyi bir ameline fazlasıyla mükâfat veren” anlamına gelir. Kur’ân-ı Kerim’de dört âyette (Fâtır 35/30, 34; eş-Şûrâ 42/23; et-Tegābün 64/17) zikredilen bu ismin çoğunlukla kullara, yaptıkları güzel ameller karşılığında hak ettikleri karşılıktan fazlasının verildiğini, onların mükâfatlarının arttırıldığını bildiren âyetlerde zikredilmesi de bunu göstermektedir: “İşte bu,

iman eden ve salih ameller işleyen kullarına Allah’ın müjdelediği şeydir. De ki: “Tebliğime karşı sizden akrabalık sevgisi dışında bir şey istemiyorum.’ Kim güzel bir iş yaparsa, bu güzel işe karşılık biz onun güzelliğini daha da arttırırız. Çünkü Allah çok bağışlayan ve şükrün karşılığını verendir” (eş-Şura 42/23), “Allah’a güzel bir borç verirseniz, O sizin için bunu kat kat arttırır ve sizi bağışlar. Çünkü O iyiliklerin karşılığını bol bol veren; kullarına sabırla ve yumuşaklıkla muamele ederek ceza vermekte acele etmeyendir” (et-Tegābün 64/17). Benzer şekilde, Allah’a kulluk görevini yapan ve insanlara infakta bulunan kimselerin asla tükenmeyecek bir kazanç elde edeceğini bildiren âyetin akabinde, bu tükenmeyecek kazancın Allah’ın onlara mükâfatlarını tam olarak vermesi ve hatta bu mükafatlarını arttırması şeklinde gerçekleşeceğini bildiren âyette “şekür” isminin zikredilmesi de (bk. Fâtır 35/29-30) ismin anlamını teyit etmektedir. Öte yandan Kur’ân-1 Kerim’de Allah hakkında kullanılan “sakir” ismi de (bk. el-Bakara 2/158; en-Nisa 4/147) temelde “şekür” ismiyle aynı anlama gelir.

“Şekûr” ismi Hz. Peygamber tarafından da Allah’ın isimleri arasında sayılmış (Tirmizi, “Daavât”, 82; İbn Mâce, “Duâ”, 10), ayrıca kulun güzel amelleri karşılığında Allah’ın kuluna “teşekkür ettiği”ni bildirerek “şekür” ismine işaret etmiştir. Nitekim Hz. Peygamber bir hadislerinde, yola sarkan bir dikeni arka tarafa iten kişinin (Müslim, “Birr”, 127), bir diğerinde ise meskûn yerlerden uzak bir yol üzerinde gördüğü susamış köpeğe su vermek için kuyunun dibine inen, pabucunu doldurduktan sonra onu ağzıyla tutup yukarıya çıkan ve hayvanın susuzluğunu gideren kimsenin (Buhâri, “Müsâkāt”, 9) bu davranışlarını Allah’ın şükranla karşıladığını bildirmiştir.

Allah ile kul arasındaki ilişkide, Allah’ın kula yönelik sayısız nimetler verdiği göz önüne alındığında, kulun bu nimetler karşılığında daima minnettarlığını ifade etmesi bir gerekliliktir. Şükür denilen bu minnettarlık, “Kim şükrederse ancak kendi iyiliği için şükretmiş olur; kim de nankörlük ederse şüphesiz rabbimin kimseye ihtiyac yoktur, lütuf ve keremi ise pek çoktur” (en-Neml 27/40), “Eğer şükrederseniz, elbette size daha çok veririm, ama nankörlük ederseniz, gerçekten de benim azabım pek çetindir” (İbrâhim 14/7) ayetlerinde de dile getirildiği üzere, Allah’ın muhtaç olduğu bir şey değil, aksine kulun sahip olduğu nimetlerin devamının ve hatta artmasının bir vasıtasıdır (ayrıca bk. ŞÜKÜR). Kul bu şükrü dil ile ifade edebileceği gibi, fiillerle de ifade edebilir. Bu yönüyle kulun güzel davranışları Allah’ın bu nimetlerine yönelik bir şükürdür. Allah’ın bu davranışları ödüllendirmesi de yine aynı tarzda mecazi bir şekilde “kuluna teşekkür eden” anlamında “şekür” ismiyle ifade edilmiştir. Şöyle ki, kişinin büyüklerine ve kendisinden daha üst konumda bulunanlara karşı saygılı davranması bir görevi olsa da, asil insanlar bu davranışa teşekkürle mukabele ederler. İşte “şekür” ismi de bunu anlatır. Kulların Allah’ın nimetlerine karşı taat ve ibadetlerle teşekkür etmesi onun görevidir. Allah da kulun bu minnettarlığına karşı, bu şükre ihtiyacı olduğu için değil, sırf cömertliği ve yüceliği sebebiyle bol bol karşılık vererek bir anlamda kuluna teşekkür etmiş olur. Şüphesiz bu ilişkide kulun şükrü itaat ve takva (saygı) şeklinde olurken, Allah’ın teşekkürü şefkat ve mükâfat şeklinde tecelli eder.

Esasen Allah’ın kuluna yönelik nimetlerinin bolluğu ve çeşitliliği düşünüldüğünde, kulun yaptığı güzel davranışların (taat ve ibadetler), bunlar karşılığında elde ettikleri mükâfatı karşılamaktan çok uzak olduğu görülecektir. Haddizatında sırf sınırlı bir hayat süresince yapılan iyiliklerin karşılığında insana sonsuz saadetin bahşedilmesi bile Allah’ın kuluna karşı ne kadar lütufkår, mükâfatının ne kadar bol olduğunu göstermeye yetmektedir. Mamafih Allah’ın kulunu mükâfatlandırması, bazan hak ettiğinden fazlasını vermek şeklinde değil, hak ettiği cezayı vermemek şeklinde de gerçekleşir. Nitekim Allah Teâlâ işledikleri günahlar sebebiyle cezalandırılmayı hak eden kullarını hemen cezalandırmamakta, onları bazan hikmeti gereği affetmekte, bazan da tövbe etmeleri ve kendilerini islah edip doğru yolu bulmaları için onlara mühlet vermektedir. Dolayısıyla Allah Teäla’nın kulunu hak ettiği olumsuz bir sonuçtan koruması da bir mükâfat olmaktadır. Nitekim “sekür” isminin Kur’ân-ı Kerim’de zikredildiği dört âyetin üçünde Allah’ın günahkar kullarını bağışladığını, bağışlayıcılığının enginligini bildiren “gafûr” ismiyle (Fatir 35/30, 34; ep-Şüra 42/23), birinde de Allah’ın kuluna sabır ve şefkat göstererek, tövbe etmesi için fırsat tanımasını ifade eden “halim” ismiyle birlikte zikredilmesi de (et-Tegåbün 64/17) bu inceliği gösterir. Bu yönüyle “şekûr” ismi sadece Allah’ın mükâfatının bolluğunu değil, aynı zamanda O’nun kullarına yönelik merhametinin enginliğini de gösteren bir isim olmaktadır. Nitekim Allah’ın güzel amelleri sebebiyle kuluna “teşekkür ettiği” ni ifade eden hadislerde, aynı zamanda ona mağfiret ettiğinin de bildirilmesi bunu göstermektedir (Buhâri, “Müsâkāt”, 9; Müslim, “Birr”, 127). Allah’ın kula hak ettiğinden fazlasını vermesi itibariyle O’nun kullarına yönelik engin şefkat ve merhametini gösteren “şekûr” ismi, bu yönüyle Allah’ın “gafûr” ve “halîm” isimleriyle anlam yakınlığı taşımaktadır (bk. GAFÛR; HALÎM).

“Şekûr” ismi mümine, yaptığı en küçük bir amelin bile Allah katında değerli olduğunu ve kat kat fazlasıyla karşılık göreceğini gösterir. Nitekim “Kim de mümin olarak âhiret hayatını ister ve bütün gücüyle onu kazanmaya çalışırsa, işte öyle kimselere bu çabalarının karşılığı verilir” (el-İsrâ 17/19) âyetinde kulun amelleri sebebiyle mutlaka karşılık göreceğinin “şekûr” ismiyle aynı kökten gelen “meşkûr” ismiyle ifade edilmesi de bunu göstermektedir (ayrıca bk. el-İnsân 76/22). Yani kulun güzel amelleri mutlaka şükranla karşılanacaktır. Bu sebeple kul daima Allah’ın rızasını gözeterek amel işlemelidir. Önemsiz gördüğü en küçük bir amelin bile ebedi hayatını mamur edecek bir fırsat olduğunu bilerek fiil işlemelidir. Böylelikle kul Allah’ın nimetlerine karşılık şükür görevini bir nebze yerine getirebildiği gibi, bu nimetlerin devamını da Allah’tan umabilecektir.

Kaynak: İslam ansiklopedisi Diyanet

Şakir- Şekur Ne Demek? Kısaca

Esmaül hüsna Allah’ın isimleri ve anlamları

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Answer ( 1 )

    0
    2023-05-19T19:05:19+03:00

    “Eş-Şekur” ismi İslam geleneğinde Allah’ın isimlerinden biridir. Arapça minnettarlık, takdir veya takdir anlamına gelen “şükr” kökünden türetilmiştir. “Ash-Shakur”, “En Minnettar” veya “Her Şeyi Anlayan” olarak tercüme edilebilir.

    İslam inancında eş-Şekur, Allah’ın yarattıklarının en küçük iyiliklerine karşı bile son derece minnettar olma ve takdir etme sıfatına atıfta bulunulduğu anlaşılmaktadır. Allah’ın, hiçbir şeye muhtaç olmadığı halde, insanların samimi çabalarını, niyetlerini ve eylemlerini takdir ettiğini ve ödüllendirdiğini ifade eder.

    Eş-Şekur, Allah’ın şükrünün ve takdirinin O’nun yarattıklarının fiilleriyle sınırlı veya orantılı olmadığını da vurgulamaktadır. Bilakis O’nun takdiri çoktur ve sınırsızdır. Allah’ın kullarına karşı cömertliğini, merhametini ve şefkatini yansıtır.

    Müminler olarak, Allah’ın nimetlerini ve nimetlerini tanımak, takdir etmek ve O’na şükretmek büyük bir teşviktir. Eş-Şekur ismi, Allah’ın bize ihsan ettiği görünen ve görünmeyen sayısız nimetlere şükretmeyi ve O’nun rızası için salih amellerde bulunmaya çalışmayı hatırlatır.

    En iyi cevap

Cevapla