Sözünü tutmamanın hükmü nedir

Question

Sozunu tutmamanin hukmu nedir

Allaha söz veren kişi tutmazsa cehennemlik midir ve azap var mıdır?

SORU-CEVAPLAR:

Sözünde durmak farzdır

Sözünü tutmayan büyük günah işlemiş olur. Allah dilerse affeder dilerse azap eder

Her şeyden önce, müslüman olmak Allah’a söz vermek demektir. Peki, hangi konularda? Öncelikle Allah’ı her zaman seveceğimize, O’na inanacağımıza, emirlerine ve yasaklarına uyacağımıza dair söz vermektir. İbadetlerimizi yerine getireceğimize, güzel ahlaklı olacağımıza, günahlardan ve kötülüklerden uzak kalacağımıza dair söz vermektir. Bu yüzden ilk önce Allah’a verdiğimiz sözleri yerine getirmeye önem vermeliyiz. Allah’a verdiği sözü yerine getirmeyen kimseden insanlara verdiği sözü yerine getirmesini bekleyemeyiz. İnsanlara ise yerine getiremeyeceğimiz sözleri vermemeliyiz, verdiğimiz sözleri ise zor da olsa yerine getirmeliyiz. Eğer böyle yapmazsak insanları aldatmış oluruz ve güvenlerini kaybederiz. Sözünde durmamak bir münafıklık özelliğidir. Günlük hayatımızda birbirimize bazı sözler veririz. Mesela, filan saatte filan yerde buluş alım, deriz. Bu bir sözleşmedir ve asla küçümsenmemelidir. Mutlaka oraya zamanında gitmeliyiz, bir engel çıkmışsa önceden haber verilip özür dilemeliyiz. Eğer böyle yapmazsak onu bekletmiş , boş yere meşgul etmiş, yapacağı işleri engellemiş oluruz. Bu da kul hakkı demektir.
Emanetlerini ve sözlerini yerine getirenler de gerçekten kurtuluşa erenlerdendir. (Mü’minun 8)

bende çok pişmanın söz verdiğime ve tutamadığıma 17 yaşındayım nefsime uydum
Hocam 17 yaşındayım Allaha karşı söz verdim tutamadım namazlarımda Allahım sen affet sözümü tutamadım nefsime yenik düştüm bir daha Allaha söz vermem diyorum napmalıyım genç olduğum için Allah affeder seni diyorlar beni bilgilendirin hocam
hocam 17 yaşındayım Allaha bir sözde bulundum nefsime yenik düştüm. Namazlarımda hep dua ediyorum Allahım affet sözümü tutamadım diye bir daha Allaha söz vermem çok pişmanım Allaha karşı sözümde duramadım diye yardımcı olun lütfen bana.
Kardeşim bende aynı durumdayım , sevgilimle ayrılmıştım barışayım namazımı kılacam demiştim ve kılamadım bilmiyorum ne olacak günahı var mı?
hocam 17 yaşındayım Allaha bir sözde bulundum tutamadım ama pişmanım bir daha da Allaha sözde bulunmam ahirette ona bakacak yüzüm olmaz napmalıyım hocam yardım edin. Şehvetim yüzünden bakıyorum. Sonrada pişman oluyorum ne yapmam gerekir?


Tövbe et ve sözünü yeniden tut, ceza olarak yemin kefaretini ver.

CEVAP:

İslam’da söz vermek büyük bir ahlaki sorumluluk olarak kabul edilir ve verilen söze sadık kalmak önemli bir erdemdir. Kur’an-ı Kerim ve hadislerde sözünü tutmanın önemi vurgulanmış, aksi davranış ise kötü bir huy ve münafıklık alameti olarak değerlendirilmiştir.

1. Kur’an-ı Kerim’deki Deliller

Kur’an’da verilen sözlerin tutulması gerektiği açık bir şekilde ifade edilmektedir:

  • “Ahde vefâ gösterin. Çünkü ahde vefâ (sözünü yerine getirmek) sorumluluğu gerektirir.”
    (İsra Suresi, 34. ayet)
  • “Ey iman edenler! Sözleşmeleri yerine getirin.”
    (Maide Suresi, 1. ayet)

Bu ayetler, insanın hem Allah’a hem de diğer insanlara karşı verdiği sözleri tutması gerektiğini ifade eder.

2. Hadis-i Şeriflerde Söz Tutmamanın Cezası

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) sözünde durmamayı münafıklık alametlerinden biri olarak açıklamıştır:

  • “Münafığın alameti üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman sözünü tutmaz ve kendisine bir şey emanet edildiğinde hıyanet eder.”
    (Buharî, İman, 24; Müslim, İman, 107)

Bu hadis, verilen sözün tutulmamasının iman zafiyetine ve kötü ahlaka işaret ettiğini açıkça ortaya koymaktadır.

3. Söz Vermenin Şartları ve Söz Tutmamanın Hükmü

  • Farz veya Vacip Olarak Verilen Sözler: Kişi Allah’a bir adağı olduğunda ya da vacip bir sözü yerine getireceğine dair taahhütte bulunduğunda, bu sözlerin tutulması farzdır. Tutulmaması günah olur ve kefaret gerekebilir.
    (Bakara Suresi, 177)
  • Mübah veya Nafile Kapsamındaki Sözler: Günlük hayatta verilen sözlerin tutulması ahlaki bir sorumluluktur. Sözünü tutmamak kul hakkına girer ve kişinin itibarını zedeler.

4. Söz Tutmamanın Cezası ve Tevbesi

Sözünü tutmayan bir kimse:

  • Günaha girer ve bu günahtan kurtulmak için tövbe etmesi gerekir.
  • İlgili kişiden helallik alması, mağduriyet yaratılmışsa bunu gidermesi gerekir.

5. Özür Durumunda İstisnalar

Eğer kişi, iradesi dışında gerçekleşen bir olay sebebiyle sözünü tutamazsa (örneğin hastalık, ani bir engel gibi), bu durumda mazur görülebilir. Ancak böyle bir durumda muhatabı bilgilendirmek ve özür dilemek önemlidir.

Sonuç

Verilen sözlerin tutulması, İslam ahlakının önemli bir parçasıdır. Sözünde durmamak hem kul hakkını ihlal eder hem de kişinin ahlaki değerlerini zedeler. Bu konuda dikkatli olmak ve daima doğruluğu esas almak, Müslüman bireyin sorumluluğundadır.

Dini Sitelerimiz

BENZER KONULAR:

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Answers ( 3 )

    0
    2025-01-01T13:55:52+03:00

    Dini bir vecibe olmadığı halde bir şeyi yapmak için söz verince o şeyi yapmak ile yükümlü müyüz? (Bu söz Oruç Tutmak, Namaz kılmak, Sadaka vermek, Birisine maddi manevi yardım etmek değil)

    0
    2025-01-01T15:02:53+03:00

    İslam’a göre, kişinin verdiği sözler ve taahhütler, sosyal ve ahlaki ilişkilerin temel taşlarındandır. Ancak verdiğiniz sözün dinen bağlayıcı olup olmadığını anlamak için niyetinize ve söylediğiniz sözün içeriğine bakılır. Sorunuzda verdiğiniz örneklerin dışında kalan bir konuda söz verdiğinizde, bunun dinen bağlayıcılığı şu şekilde değerlendirilebilir:

    1. Söz Vermenin Genel Hükmü

    Kur’an’da sözlerin tutulması konusunda kesin emirler bulunmaktadır. Örneğin, Allah Teâlâ şöyle buyurur:

    “Sözleşmeye (verilen söze) bağlı kalın. Çünkü verilen söz, sorumluluk doğurur.”
    (el-İsrâ, 17/34)

    Bu ayetten anlaşıldığı üzere, verilen söz, kişi için ahlaki ve dini bir sorumluluk doğurur. Ancak bu sözün bağlayıcılığı, söylenen şeyin mahiyetine ve şartlarına bağlıdır.


    2. Adak ve Söz Arasındaki Fark

    Adak (nezr), Allah için bir ibadeti veya hayrı yapma taahhüdüdür ve yerine getirilmesi vaciptir. Adak ile söz vermek arasında şu farklar vardır:

    • Adak: Allah adına yapılan bir taahhüttür ve mutlaka yerine getirilmelidir.
    • Söz verme: İnsanlara karşı yapılan bir taahhüttür ve ahlaki sorumluluk taşır. Ancak söz verilen şeyin türüne ve niyete göre bağlayıcılığı değişir.

    3. Söz Vermenin Bağlayıcılığı

    Dini vecibe olmayan bir konuda söz vermişseniz:

    • Eğer bu söz, bir kimseyle aranızdaki güvene dayalı bir anlaşma mahiyetindeyse (örneğin bir iş sözü, randevu, ya da maddi olmayan bir taahhüt), bunu yerine getirmek İslam ahlakına uygun bir davranıştır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

      “Münafıklığın alametlerinden biri de, söz verdiğinde sözünde durmamaktır.”
      (Buhârî, Edeb, 59; Müslim, İman, 107)

    Bu hadis, verilen sözlerin tutulmasının müminin temel özelliklerinden biri olduğunu vurgular.

    • Sözünüz yerine getirilmesi mümkün olmayan, bir zarara ya da günaha yol açacak bir şeyi içeriyorsa, bunu yapmanız gerekmez. Çünkü Allah, kişinin güç yetiremeyeceği şeylerden dolayı sorumlu tutmaz:

      “Allah, kişiyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar.”
      (el-Bakara, 2/286)


    4. Dini Bir Bağlayıcılığı Var mı?

    Söz konusu taahhüdünüz, dinen haram, mekruh veya helal bir fiili içeriyorsa, bağlayıcılığı şöyle olur:

    • Helal bir şey: Dinen yapılmasında sakınca olmayan bir şeyse, bu sözü tutmak ahlaki bir sorumluluktur.
    • Haram ya da mekruh bir şey: Haram veya mekruh olan bir şey için söz verilmişse, bu sözü tutmak gerekmez; çünkü Allah’a isyan içeren bir sözde durulmaz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

      “Allah’a isyan olan bir hususta mahlûka itaat yoktur.”
      (Müslim, İmâre, 39)


    5. Kefaret Gerekir mi?

    Eğer bu söz, bir yemin mahiyetindeyse ve yerine getirilmezse, yemin kefareti gerekebilir. Ancak, sözünüz bir yemin ifadesi (örneğin “Vallahi yapacağım”) içermiyorsa, kefaret gerekmez. Yemin kefareti ile ilgili Kur’an’da şöyle buyrulmuştur:

    “Allah, sizi kasıtsız yaptığınız yeminlerden dolayı sorumlu tutmaz. Ancak kasıtlı yaptığınız yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutar. Bunun kefareti ise, on fakiri doyurmak veya giydirmek yahut bir köle azat etmektir. Bunları bulamayan kimse üç gün oruç tutar.”
    (el-Mâide, 5/89)


    Sonuç:

    Dini bir vecibe olmayan bir konuda söz verdiğinizde:

    1. Ahlaki Sorumluluk: Verdiğiniz sözü tutmanız İslam ahlakına uygun olur.
    2. Dini Sorumluluk: Eğer sözünüz bir yemin niteliğinde değilse, yerine getirilmemesi günah sayılmaz. Ancak tutmamak ahlaken hoş karşılanmaz.
    3. Yemin Durumu: Eğer yemin ederek söz verdiyseniz ve yerine getirmezseniz, yemin kefareti gerekir.

    Bu gibi durumlarda niyetinize, sözün içeriğine ve şartlara göre hareket etmeniz önerilir. Allah niyetlerinizi ve samimiyetinizi en iyi bilendir.

    0
    2025-01-01T15:20:58+03:00

    İslam ahlakında ve hukukunda verilen sözün tutulması son derece önemli bir erdem ve sorumluluktur. Sözünü tutmamak, dinen hoş karşılanmayan bir davranış olarak değerlendirilir ve bazı durumlarda günah sayılabilir. Bunun hükmü, sözün niteliğine ve tutulmamasının doğuracağı sonuçlara bağlıdır:

    1. Söz Vermek ve Ahde Vefa

    Kur’an-ı Kerim’de Allah, ahde vefayı emretmiştir:

    “Ahdi yerine getirin; çünkü ahid, sorumluluk getirir.” (İsra, 17:34).

    Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de münafıklığın belirtileri arasında söz verip tutmamayı saymıştır:

    “Münafığın alâmeti üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edildiğinde hıyanet eder.” (Buhari, İman, 24).

    2. Söz Tutmamanın Hükmü

    Mübah veya küçük bir konuda söz tutmamak: Eğer verilen söz dinen farz veya vacip bir hüküm içermiyorsa, bu ahlaki bir eksikliktir ancak doğrudan bir haramlık söz konusu olmayabilir. Yine de bu davranış mekruh olarak değerlendirilir.

    Hukuki ve dini sorumluluk içeren sözler: Eğer söz farz veya vacip bir ibadetle ya da bir hakkın yerine getirilmesiyle ilgiliyse (örneğin, bir borcun ödenmesi, bir emaneti yerine ulaştırma), bu durumda söz tutmamak günah olur ve kişinin hem ahlaki hem de hukuki sorumluluğu doğar.

    Yalan yere verilen söz: Bilerek ve isteyerek tutulmayacak bir sözü vermek, aynı zamanda yalan olduğu için haramdır.

    3. Sözünü Tutamamanın Mazereti

    Eğer kişi bir sözü tutmayı gerçekten istemiş ancak elinde olmayan sebeplerden dolayı yerine getirememişse, bu durum bir günah teşkil etmez. Ancak sözün tutulamaması durumunda, karşı tarafa durumu izah etmek ve gerekirse telafi etmeye çalışmak gerekir.

    4. Tövbe ve Telafi

    Sözünü tutmayan kişi tövbe ederek Allah’tan bağışlanma dilemeli ve mümkünse sözünü yerine getirmek veya mağduriyeti telafi etmek için çaba göstermelidir.

    Ahde vefa, hem Allah katında sevap kazandırır hem de insanlar arasındaki güveni artırır. Bu nedenle, verdiğimiz sözlerin önemini kavrayarak sorumlulukla hareket etmeliyiz.

Cevapla