Şafi mezhebine göre buğat(asiler) le savaş ve saldırganı def etme

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

S. 1. Yol kesenlere ne zaman savaş açılır, kime yol kesen denir ve hükümleri nedir?

C. 1. Bağiler, imama (devlet başkanı) karşı çıkan Müslümanlardır. On larla savaşmanın şartları:
1- Savunma konumları olması gerekir, örneğin güçleri olmalıdır.
2- İmamın kontrolünden çıkmış olmaları gerekir.
3- Başkaldırıların için bir gerekçeleri olmalıdır.
İmam, kendisine karşı çıkıp azlini isteyen veya zekât gibi meşru bir haktan men olan bağilere şüphelerini giderecek birilerini göndermesi gerekir. Eğer yine devam ederlerse, en az zarar görecek şeklinde savaş açar. Kaçanları takip edilmez, yaralıları öldürülmez, onlara İslam hükümleri icra edilir ve savaşta yaşanan ziyanı kimse tazmin etmez. Eğer asiler savaşacak güçte değillerse savaş açılmaz.

S. 2. Buğat savaşının şekli nasıl olur?

C. 2. Savaştan önce nasihat edilmelidir, imamın temsilcileriyle araların da diyalog kurulmalıdır. Imam Ali’nin yaptığı gibi, kendisine karşı çıkanlara İbni Abbas’ı gönderip iddia ettikleri şeyler hakkında onlarla münazara et mişti. Belki hepsi veya bir kısmı hakka döner. Yapılan nasihatler ve diyalog bir fayda vermezse, isyana devam etmeleri halinde doğabilecek sonuçlarla korkutulmaya çalışılır. Sonra savaş ilan edilir eğer tüm bunlar bir fayda vermezse savaş başlar. Savaş başladıktan sonra kaçanları takip edilmez, ya. halıları ve esirleri öldürülmez. Kapısını kapatan, silahını atan güvende okul. Ancak ele geçirilenler itaat etmezse, şerrinden korunmak için savaş bitene kadar hapsedilir. Savaş bittikten sonra, bir daha isyan etmeyeceğine da anlaşma yapılır ve serbest bırakılır. Eğer anlaşmayı bozacağından endişe
edilirse, anlaşmaya sadık kalacağı anlaşılıncaya kadar hapiste tutulabilir. Eğer savaş bitmeden önce itaat edip doğru söylediği görülürse hemen bıra kılır. Ganimet olarak mallarına el konulamaz, bakılır: İçinde savaş aletleri varsa, savaş bitene kadar ve imam tekrar böyle bir şeye dönmeyeceklerin den emin olana kadar, alınır ve ondan sonra geri verilir. Ancak tekrar isyan etme endişesi varsa silahlar geri verilmez, koruma amaçlı devletin elinde kalır, mülk olmaz. Diğer mallar savaş bittiğinde – tekrar isyan etme endişesi olsa da – iade edilir.

S. 3. Saldırgan kime denir ve hükümleri nelerdir?

C. 3. Saldırgan, haksız yere başkasının üzerine giden, sıçrayan, saldıran kişidir. Saldırgan Müslüman ise – Osman (ra)’ın yaptığı gibi – defedilmesi caiz olup vacip değildir. Eğer kâfirse defedilmesi vacip olur. Müslüman sal dirgan bir mala saldırsa yine defedilmesi caizdir, ancak harime – ev, kadın – saldırsa defedilmesi vacip olur. Kaçtıktan sonra peşine takılmaz.

S. 4. Saldırgan nasıl defedilmelidir?

C. 4. En hafif şekilde engellenmesi gerekir, örneğin hemen sopa kul lanılmamalıdır, konuşmak mümkünse konuşulur, böylece hafiften şiddete doğru defedilir.

S. 5. Saldirgan engellemek ne zaman caizdir ve ne zaman vacip olur?

C. 5. Bir mala saldırıldığı zaman saldırıya uğrayan mal sahibi ise karşı koyması caizdir. Dilerse engeller dilerse bırakır. Eğer mal sahibi olmayıp devlet başkanı gibi sahipleri yerine malları koruyan veya ordu asker gibi Müslümanların mallarını topraklarını korumak zorunda olan görevliyse sal dırıyı engellemesi vaciptir. Çünkü başkasının malını teslim edip güvendiği kişi malı korumak zorundadır, teberru yapma hakkı yoktur. Kadın ve na musa saldırı olursa – saldırgan kim olursa olsun; kâfir Müslüman, yabancı yakın – defedilmesi zorunludur. Çünkü bu konuda mubahlığa yol yoktur, bunun mukaddimeleri de bunun hükmündedir. Cana saldında ise, saldırgan kâfir olursa defedilmesi vaciptir, eğer gevşeklik yapılırsa günah ve isyan olur. Çünkü kâfire teslim olmak zillettir. Aynı şekilde saldırgan hayvansa yine defedilmesi vaciptir. Çünkü insanın hayatta kalması için hayvan kesilir dolayısıyla teslim olmanın yolu yoktur. Organa saldırının hükmü de budur.
Eğer saldırgan Müslüman olup saldırdığı kişiyi hedef alırsa, mukavemet caiz olup vacip değildir. Çünkü – saldırgan da olsa – Müslüman kardeşinin kanının dökülmesini engellemek için kendini feda edebilir. Ancak kişinin ailesi veya – yönetici hakkında – halk ve millet hedef alınırsa mukavemet ve engellenme vacip olur. Çünkü saldırıya uğrayan aile reisi veya millet yöneticisidir ve başkalarının can güvenliğinden sorumludur.

S. 6. Hangi durumda saldırganın kanı heder olur?

C. 6. Saldırgan kişi ya Müslüman gibi masum olup kanı dökülmez veya mürted ve zina yapan muhsen (evli) gibi masum değildir. Eğer masum değilse, kendisine saldırdığı kişi onu hemen öldürebilir, defetmek için ha fiften şiddette doğru bir yol izlemesine gerek yoktur. Eğer saldırgan lüman, zimmi ve anlaşmalı kâfir gibi kanı dökülemez masum olup, fuhuşa yeltenme veya suçsuz birisini öldürme girişimi gibi suçüstü yakalanırsa, saldırıya uğrayan farkına vardığında uyarıp hafif metotla başlamadan – direk öldürebilir. Bu durumlarda saldırganın kanı hederdir, kısas veya diyeti yoktur. Saldırıya uğrayan kişiyi saldırganın – öldürme, hırsızlık, fuhuş v.b – hedefine ulaşmaya çalıştığını görürse galip zannına göre hafiften şiddette doğru bir metotla defeder. Eğer konuşmak veya imdatla defedilmesi müm künse vurmak caiz olmaz, elle vurarak defedilirse kamçı kullanılmaz, kam çıyla olursa sopa kullanilmaz, sopayla mümkünse herhangi bir organi ke silmez, bir organını kesmekle defedilebilirse öldürülmez. Böylece hafiften şiddette doğru nasil mümkün olursa öyle engellenir, direk en şiddetlisinden başlanmaz. Ancak öldürülerek defedilmesi mümkün olursa kanı heder olur ve kısas veya diyeti olmaz. Fakat daha hafif bir yolla defedilmesi mümkün olduğu halde öldürürse bu durumda haddi aşmış olur ve kanını tazmin eder.

S. 7. Saldırı şekilleri ve hükümleri nelerdir?

C. 7. Saldın şekil ve hükümlerini kısaca şöyle sıralayabiliriz:
1- Pencere ve kapı deliği gibi bir açıklıktan adamın evine bakan kişiye ev sahibi bir taş vb hafif bir şey atar gözünü çıkarırsa veya öldürürse kanı heder olur.
2- Veli veya vali eli altındaki (zevce hakkında eşi, küçük çocuk hakkında hocası gibi) kişiyi tazir (terbiye cezası) edip ölümüne sebebiyet verirse; genelde öldürücü bir şeyle vurmuşsa, vuran baba değilse kısas uygulanır. Kullanılan şey öldürücü değilse
cinayet, kasta benzer olur ve akile diyeti öder. Çünkü tazir ce zasında akıbetin selamet olması şarttır, amaç tedip olup helak değildir. Dolayısıyla ölüme sebebiyet vermesi halinde meşru haddi aştığı gösterir.
3- Imam (devlet başkanı) veya vekili miktarı belli olan hamile biri sini cezalandırır ve had edilen kişi ölürse tazminat yoktur. Çünkü imam gerekeni yapmıştır. Haddin celd (sopa) veya kesme olması, celd olursa aşırı sıcak veya soğukta yapılmış olması veya iyileşme ihtimali olan hastalıkta uygulanmış olması hük mü değiştirmez.
4- Ergen, akıl ve hür kişinin vücudunda yağ kisti gibi bir şey çıkar ve kökten kesilmesi zararlı değilse kesebilir. Ancak kesilmesi tehlikeli olup öyle bırakılmasında bir tehlike yoksa kesilmesi caiz değildir. Kesilmesi daha tehlikeli olursa aynı hüküm ge çerli olur. Baba ve dede küçük çocuk ve delinin vücudundan çıkan yağ kistini – bırakılması daha tehlikeliyse – kesebilir. Çünkü bunlar çocuğun mallarını zayi olmaktan korurlar bede nini korumaları daha önceliklidir. Aynı şekilde gittikçe zararlı olan bir organın veya damarın ameliyatla kesilmesi ya da dag lanması gibi durumlara da izin verebilirler. Eğer tehlike yoksa devlet başkanı da bunu yaptırabilir. Tehlike yoksa ve bir masal hattan dolayı doktorlar tavsiye ederlerse baba, dede, sultan ve diğer veliler hacamat yapıp kan aldırabilirler. Ancak yabancı kişi yaptıramaz, çünkü yabancının çocuk ve deli üzerinde bir velayeti yoktur. Zikri geçen kişiler yapmaları caiz olan bir şey yapar ve bundan dolayı ölürse tazmin etmezler.
5- Cellât, imamın zulmünden ve hatasından haberi olmadan (yani haksız olduğunu bilmeden) bir kişiye vurur veya öldürürse so rumlu olmaz ve kısas veya diyeti imam yüklenir. Ancak imamın hatalı ve haksız olduğunu bilir ve öyle vurursa, sadece cellât sorumlu olur. Fakat imam zorla yaptırırsa ikisi de sorumlu olur ve diyeti birlikte öderler.
6- Elini isıranın ağzından çenesini açmakla kurtarmaya çalışır an cak beceremezse ve elini çekip dişlerini dökerse ısıranın dişleri heder olur, tazmin etmez. Çünkü müdafaada can heder olur, organların heder olması daha olağandır.
Hastalik gibi sebeplerden çekilemez olsa da acılardan dolayı ölümü temenni etmek haramdır. Çünkü iyileşmesi mümkündür. Ateşte kalan kişi daha az acı verici olduğunu düşünüp kendini boğucu bir sıvıya atarsa haram olmaz, çünkü sIvı da ölmek ateşten daha rahattır.

S. 7. Hayvanın bir şeyi telef etmesinin hükmü nedir?

C. 7. Elinde bulunduğu kişinin yanında telef ederse tazmin eder, eğer yangında telef etmezse ve bağlamasında bir ihmal yapmamışsa zamin olmaz.

Kolay Şafi fıkhı
itisam yayınları

Cevapla