Paylaş
Kuran ve Sünnet bütünlüğü
Question
KUR’AN VE SÜNNET BİR BÜTÜNDÜR
Ayet-i kerimede Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Kim Allah’a ve Peygambere itaat ederse, işte onlar, Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, sıddıklarla, şehitlerle ve iyi kimselerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır!”
Hadis-i şerifte ise Resûl-i Ekrem (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Sözün en güzeli Allah’ın kitabıdır. Rehberliğin en güzeli ise Muhammed’in rehberliğidir.”
İnsanoğluna karşı çok merhametli olan Rabbimiz, onu dünya hayatında yalnız ve desteksiz bırakmamıştır. Kullarına doğru yolu göstermek üzere peygamberler göndermiş, hidayet rehberi kitaplar indirmiştir. İlk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem ile başlayan peygamberlik vazifesi hâtemü’l-enbiyâ Muhammed Mustafa (s.a.s) ile sona ermiştir. Hz. Âdem ile başlayan ilâhî mesaj, Peygamberimize indirilen Kur’an-ı Kerim’le taçlanmıştır.
Kur’an-ı Kerim, Allah tarafından bütün insanlığa gönderilen son ilâhî hitaptır. Cenâb-ı Hakkın sözü, kelâmıdır. Okunması ibadet olan Kitâp’tır. Hak ile bâtılı, doğru ile yanlışı, helal ile haramı birbirinden ayıran Furkân’dır. Ruha ve bedene şifa, ahlâkî hastalıkları tedavi eden devadır. Dünya ve ahiret mutluluğunun yollarını gösteren hüdâdır. İnsana yaratılış gayesini hatırlatan Zikir’dir.
Sünnet, Sevgili Peygamberimizin hayat tarzı, sözleri, fiilleri ve onaylarıdır. Kur’an, bize imanı ve yalnızca Allah’a kul olmayı emretmiş; sünnet, imanın hakikatlerini öğretmiştir. Kur’an, bize imanımızın gereği olan ibadetleri emretmiş; sünnet, bu ibadetleri nasıl yapacağımızı göstermiştir. Kur’an, bize güzel ahlâkı emretmiş; sünnet ise erdemli bir hayata model olmuştur.
Peygamber Efendimiz (s.a.s), âlemlerin Rabbinden aldığı vahyi insanlara hem tebliğ etmiş hem de açıklamıştır. Onun güzide yaşantısı, Allah’ın rızasına uygun yaşayan iyi bir Müslüman olmak için önümüzdeki en güzel örnektir. Şu geçici dünyada ve kalıcı ahiret yurdunda huzura ermek istiyorsak, tek çaremiz Peygamberimizin sünnetine uymak, onun gibi yaşamaya, onun gibi düşünmeye ve onun gibi davranmaya çalışmaktır. Kur’an-ı Kerim’de bu durum şöyle ifade edilmiştir: “Andolsun, Allah’ın Resûlünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.”
Resûl-i Ekrem Efendimiz, O’na peygamberlik görevi veren Rabbimizin kontrolü altında yaşamış, bir insan olarak kimi zaman en küçük bir hata işlediğinde bile Rabbimiz tarafından hemen uyarılmıştır. Kur’an’ın ifadesiyle Peygamberimiz (s.a.s) asla heva ve hevesine göre konuşmamış, vahye uymuştur. Ashâb-ı kirâm onun mübarek sözlerini ve davranışlarını büyük bir dikkatle izlemiş ve derin bir hassasiyetle genç kuşaklara aktarmıştır.
Kur’an ve sünnet ayrılmaz bir bütündür. Dinimizin esasını teşkil eden Kur’an’ı, Peygamberimizin sünnetinden ayrı düşünmek imkânsızdır. Kur’an ile sünnet arasına mesafe koymak, “Kur’an bize yeter” diyerek sünnetin dindeki yerini hafife almak, Peygamberimizden bize ulaşan sahih bilgi hakkında şüphe uyandırmak, iyi niyetten uzak büyük bir vebaldir. Zira Kur’an’a iman eden Müslüman toplumların geleneği sünnet ile yoğrulmuş, İslam medeniyetinin temelleri Kur’an ve sünnet üzerine kurulmuştur. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.s) Veda Hutbesi’nde şöyle buyurmuştur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.”
O halde Yüce Kitabımız Kur’an’a sımsıkı sarılalım ve onun emri üzerine Sevgili Peygamberimizin sünnetine uyalım. Dinimizi en doğru şekilde öğrenme ve yaşama konusunda Kur’an’ın rehberliğinden ve sünnetin izinden ayrılmayalım. Kur’an ve sünneti birbirinden ayırarak din istismarına kapı aralayanlara, şöhret ve çıkar devşirmeye çalışanlara karşı uyanık olalım. Sünneti bugünlere taşıyan hadis külliyatımızın güvenilir olmadığını iddia eden bir zihniyete asla itibar etmeyelim. Sahih sünneti Peygamberimize ait olmayan sözler ve hurafelerle istismar edenlere karşı da uyanık olalım. Allah’ın kitabı Kur’an’la, Peygamberimizin nezih sünnetiyle hayatını şekillendiren evlatlar yetiştirmek için gayret sarf edelim.
DİYANET
Answers ( 2 )
İslam inancında, Kuran ve Sünnet birlikte İslam’ın temel kaynaklarıdır ve bir bütünlük oluştururlar. Kuran, Allah’ın kelamı olarak kabul edilirken, Sünnet ise Hz.Muhammed(s.a.v)’in sözleri, eylemleri, onayları ve davranışlarından oluşan kaynaklardır.
Kuran, İslam’ın temel kitabıdır ve Müslümanların inançlarına, ibadetlerine, ahlaki değerlerine ve yönergelerine rehberlik eder. Kuran, Allah’ın doğrudan vahiy yoluyla insanlara ilettiği kitaptır. Kuran’ın ayetleri, Müslümanların iman esaslarını, ibadetlerini, ahlaki değerlerini, sosyal ilişkilerini, adaleti ve insan haklarını anlamalarına yardımcı olur. Kuran, değişmez ve ebedi bir rehber olarak kabul edilir.
Sünnet ise Hz.Muhammed(s.a.v)’in sözleri, eylemleri, onayları ve davranışlarından oluşan kaynaklardır. Hz. Muhammed(s.a.v), Kuran’ı açıklamak, uygulamak ve Kuran’ın prensiplerini hayata geçirmek için bir örnek olarak gönderilmiştir. Müslümanlar, Peygamber’in öğretilerine ve davranışlarına uymayı önemserler. Peygamber’in sözlerine hadisler denir ve hadislerin doğruluğu ve güvenilirliği ilgili ilim dalları tarafından incelenir.
Kuran ve Sünnet arasındaki bütünlük, İslam’ın anlaşılması ve yaşanması için önemlidir. Kuran, genel prensipleri ve temel inançları ortaya koyarken, Sünnet bu prensipleri açıklar, detaylandırır ve uygulanabilir hale getirir. Kuran, Sünnet olmadan tam anlamıyla anlaşılamaz, çünkü Peygamber’in uygulamaları ve açıklamaları, Kuran’ın pratikte nasıl hayata geçirileceğini gösterir.
Müslümanlar, Kuran ve Sünnet’i bir bütün olarak kabul ederler ve bu kaynaklara dayanarak İslam’ı anlamaya ve yaşamaya çalışırlar. Kuran ve Sünnet, Müslümanların inançlarını, ibadetlerini, ahlaki değerlerini ve sosyal ilişkilerini yönlendirir. İslam’ın temel ilkelerini anlamak ve uygulamak için Kuran ve Sünnet’in birlikte değerlendirilmesi önemlidir.
“Kuran ve Sünnet bütünlüğü” İslam düşüncesinde temel bir kavramdır ve İslam hukukunun, inancının ve yaşam biçiminin şekillenmesinde çok önemli bir yere sahiptir. Sana bu konuda kısa ve anlaşılır bir açıklama yapayım:
Kuran ve Sünnet Nedir?
Kuran: Allah tarafından Hz. Muhammed’e vahiy yoluyla gönderilen kutsal kitaptır. Müslümanlar için temel rehberdir.
Sünnet: Hz. Muhammed’in sözleri, davranışları ve onaylarıdır. Kuran’ın nasıl uygulanacağını, yaşanacağını gösterir.
Bütünlük Anlamı Nedir?
Kuran ve Sünnet birbirini tamamlayan iki kaynaktır. Kuran tek başına İslam’ın temel hükümlerini içerir, ancak pratikte nasıl uygulanacağını Sünnet açıklar.
Kuran’da hüküm var ama detaylar bazen Sünnet ile açıklanır. Örneğin, namazın şekli, orucun detayları gibi.
Sünnet, Kuran’a aykırı olamaz, çünkü her ikisi de Allah’ın mesajının parçasıdır.
Önemi Nedir?
İslam hukukunda (fıkıhta) hüküm çıkarırken her ikisine de bakılır.
Kuran ve Sünnet’in birlikte anlaşılması, doğru İslam anlayışını sağlar.
İkisi arasında denge kurulmadığında yanlış yorumlar veya uygulamalar ortaya çıkabilir.
Özetle
Kuran ve Sünnet, İslam’da inanç ve ibadetlerin temel kaynaklarıdır ve bir bütün olarak ele alınmalıdır. Kuran’ın rehberliği Sünnet’in pratiği ile tamamlanır.
Daha detaylı veya farklı açıdan açıklamamı ister misin?