Bela ve musibetlere karşı peygamber tavsiyeli 4 dua

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Bela ve musibetlere karşı Peygamberimizin duası

Arapça türkçe 

Bela ve musibetlere karsi peygamber tavsiyeli 4 dua

Bela ve musibetlere karşı mümince bir duruş sergilemek istiyorsak Efendimiz (s.a.v)’in hayatında musibetlere karşı nasıl davrandığına ve tavsiyelerine bakmamız gerekir. Bakın Efendimiz (s.a.v) bir Mümin’e bela ve musibet eriştiğinde sadece mümine özel olan durumunu şöyle bildirir:

عَنْ صُهَيْبٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : عَجَبًا لِأَمْرِ الْمُؤْمِنِ إِنَّ أَمْرَهُ كُلَّهُ خَيْرٌ وَلَيْسَ ذَاكَ لِأَحَدٍ إِلَّا لِلْمُؤْمِنِ إِنْ أَصَابَتْهُ سَرَّاءُ شَكَرَ فَكَانَ خَيْرًا لَهُ وَإِنْ أَصَابَتْهُ ضَرَّاءُ صَبَرَ فَكَانَ خَيْرًا لَهُ

 

“Mü’minin haline gıpta edilir. Çünkü onun her hali kendisi için iyilik sebebidir. Böylesi bir özellik sadece mü’min kimseye özel bir durumdur: Sevinecek olsa, şükreder; bu onun için iyilik olur. Başına bir bela gelecek olsa, sabreder; bu da onun için bir iyilik olur.” Müslim, Zühd 64

 

Yine Başka bir hadiste Müminin musibetler karşısında nasıl bir yapıya büründüğünü teşbih üslubuyla Rasulullah (sav) şöyle bildirir:

 

عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ – رضى الله عنه – أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ : مَثَلُ الْمُؤْمِنِ كَمَثَلِ خَامَةِ الزَّرْعِ ، يَفِىءُ وَرَقُهُ مِنْ حَيْثُ أَتَتْهَا الرِّيحُ تُكَفِّئُهَا ، فَإِذَا سَكَنَتِ اعْتَدَلَتْ ، وَكَذَلِكَ الْمُؤْمِنُ يُكَفَّأُ بِالْبَلاَءِ ، وَمَثَلُ الْكَافِرِ كَمَثَلِ الأَرْزَةِ صَمَّاءَ مُعْتَدِلَةً حَتَّى يَقْصِمَهَا اللَّهُ إِذَا شَاءَ

 

Ebu Hureyre (r.anh.)’den rivayetle Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Mümin, yeşil ekine benzer. Rüzgârla eğilir (fakat yıkılmaz). Rüzgâr sakinleştiğinde yine doğrulur. İşte mümin de böyledir; o da bela ve musibetler sebebiyle eğilir (fakat yıkılmaz). Kâfir ise sert ve dimdik selvi ağacına benzer ki Allah onu dilediği zaman (bir defada) söküp devirir.” (Buhârî, Tevhîd, 31)

 

Allah azze ve celle Kur’an’da Bakara Suresinde, bela ve musibetler ile sınanan bir müminin sabretmesi ve musibet anında tavrının nasıl olması gerektiğini göstermesi için söylemesi gereken sözü şöyle ifade eder.

 

وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ بِشَيْءٍ مِنَ الْخَوْفِ وَالْجُوعِ وَنَقْصٍ مِنَ الْاَمْوَالِ وَالْاَنْفُسِ وَالثَّمَرَاتِۜ وَبَشِّرِ الصَّابِر۪ينَۙ الَّذينَ اِذَٓا اَصَابَتْهُمْ مُص۪يبَةٌۙ قَالُٓوا اِنَّا لِلّٰهِ وَاِنَّٓا اِلَيْهِ رَاجِعُونَۜ

Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek sınarız. Sabredenleri müjdele.  Onlar; başlarına bir musibet gelince, “Biz şüphesiz Allah’a aitiz ve şüphesiz O’na döneceğiz” derler. [Bakara Suresi 155-156]

 

Peki Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem, musibetler karşısında nasıl davranmıştır ve belaları nasıl def etmiştir? Müminlere bu gibi durumlarda hangi duaları okumayı tavsiye etmiştir? şimdi gelin bela ve musibetlere karşı yapılabilecek peygamber tavsiyeli dualara buyurun bir göz atalım.

عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ قَالَتْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم : إِذَا أَصَابَتْ أَحَدَكُمْ مُصِيبَةٌ فَلْيَقُلْ ( إِنَّا لِلَّهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعُونَ ) اللَّهُمَّ عِنْدَكَ أَحْتَسِبُ مُصِيبَتِى فَآجِرْنِى فِيهَا وَأَبْدِلْ لِى خَيْرًا مِنْهَا

1 –  Ummu Seleme (r.anhe)’den rivayetle Nebî (s.a.v) şöyle demiştir:  ”Sizden birine bir musibet erişirse; İnne Lilleh ve İnne İleyhi Raci’un/Biz Allah’tan geldik ve yine Ona döneceğiz desin. Sonra şu duayı yapmasını öğütlemiştir: ‘Allah’ım! başıma gelen musibetin/acının mükâfatını senden bekliyorum, bundan dolayı bana ecir ihsan et, benim için onu daha hayırlısıyla değiştir.” (Müslim, Cenâiz, 4)

 

عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَّمَهَا هَذَا الدُّعَاءَ : اللَّهُمَّ إِنِّى أَسْأَلُكَ مِنَ الْخَيْرِ كُلِّهِ عَاجِلِهِ وَآجِلِهِ مَا عَلِمْتُ مِنْهُ وَمَا لَمْ أَعْلَمْ وَأَعُوذُ بِكَ مِنَ الشَّرِّ كُلِّهِ عَاجِلِهِ وَآجِلِهِ مَا عَلِمْتُ مِنْهُ وَمَا لَمْ أَعْلَمْ اللَّهُمَّ إِنِّى أَسْأَلُكَ مِنْ خَيْرِ مَا سَأَلَكَ عَبْدُكَ وَنَبِيُّكَ وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا عَاذَ بِهِ عَبْدُكَ وَنَبِيُّكَ اللَّهُمَّ إِنِّى أَسْأَلُكَ الْجَنَّةَ وَمَا قَرَّبَ إِلَيْهَا مِنْ قَوْلٍ أَوْ عَمَلٍ وَأَعُوذُ بِكَ مِنَ النَّارِ وَمَا قَرَّبَ إِلَيْهَا مِنْ قَوْلٍ أَوْ عَمَلٍ وَأَسْأَلُكَ أَنْ تَجْعَلَ كُلَّ قَضَاءٍ قَضَيْتَهُ لِى خَيْرًا

2 – Aişe annemizden rivayetle Peygamberimiz (s.a.v) kendisine şu duayı yapmasını öğretmişti: ” Allah’ım! dünyada ve ahirette bilebildiğim ve bilemediğim şerrin hepsinden sana sığınırım. Allah’ım! Kulun ve Peygamberinin senden istediği her çeşit hayrı ben de isterim ve onun sana sığındığı şerlerden ben de sana sığınırım. Allah’ım! Şüphesiz ben senden cenneti ve beni cennete yaklaştıran söz ve amelleri istiyorum. Cehennem ateşinden ve beni ona yaklaştıran söz ve davranışlardan sana sığınıyorum. Senden, benim için takdir ettiğin hükmünü hayırlı kılmanı diliyorum.” (İbn Mâce, Dua, 4)

 

عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم كَانَ يَتَعَوَّذُ مِنْ سُوءِ الْقَضَاءِ وَمِنْ دَرَكِ الشَّقَاءِ وَمِنْ شَمَاتَةِ الأَعْدَاءِ وَمِنْ جَهْدِ الْبَلاَءِ

3- Ebu Hureyre (r.anh.)’den rivayetle Peygamberimiz şu durumlardan Allah’a sığınırdı: ” Allah’ım! Kötü kaderden, mutsuz olmaktan, düşmanların gülmesinden ve şiddetli belalardan sana sığınırım.” (Buhârî, Deavât, 28)

 

عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ كَانَ مِنْ دُعَاءِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم : اللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنْ زَوَالِ نِعْمَتِكَ وَتَحْوِيلِ عَافِيَتِكَ وَفُجَاءَةِ نِقْمَتِكَ وَجَمِيعِ سَخَطِكَ

4 – Abdullah b. Ömer (r.anhuma)’den Peygamberin duaları arasından şu cümleyi nakleder: ” Allah’ım! Nimetlerinin yok olmasından, sağlığımın bozulmasından, ansızın gelecek cezandan ve öfkene sebep olan her şeyden sana sığınırım.” (Müslim, Rikâk, 96)

 

Son olarak Peygamberimiz sallahu aleyhi vesellem’in musibet ve belalar karşısında ölümü temenni etmememiz gerektiğini ancak mümince bir duruşun nasıl olması gerektiğini bizlere şu hadisiyle öğretiyor ve öğütlüyor..

عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ – رضى الله عنه – قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم : لاَ يَتَمَنَّيَنَّ أَحَدُكُمُ الْمَوْتَ مِنْ ضُرٍّ أَصَابَهُ ، فَإِنْ كَانَ لاَ بُدَّ فَاعِلاً فَلْيَقُلِ اللَّهُمَّ أَحْيِنِى مَا كَانَتِ الْحَيَاةُ خَيْرًا لِى ، وَتَوَفَّنِى إِذَا كَانَتِ الْوَفَاةُ خَيْرًا لِى

Enes İbn-i Malik’ten rivayetle Nebi (s.a.v) şöyle buyurmuştur: ” Hiçbiriniz başına gelen bir beladan dolayı ölümü istemesin. Eğer mutlaka isteyecekse, ‘ Allah’ım, yaşamak benim için hayırlısı ise beni yaşat, ölüm benim için hayırlıysa beni öldür!’ desin.” (Buhârî, Merdâ, 19)

Bela ve musibetlerin temel nedeni haramlar mıdır

Answer ( 1 )

  1. KENAN avatarı
    0
    2021-08-25T11:28:04+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Allah razı olsun.

Cevapla