Sadaka nedir, çeşitleri nelerdir, Sadaka kime verilir?

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

NAFİLE SADAKALAR, SADAKA ÇEŞİTLERİ

Sadakalar nedir cesitleri nelerdir Sadaka kime verilir

Nafile sadakalar nelerdir? Ayet ve Hadislerle Sadaka

1. Nafile Sadakaların Hükmü:

Bütün vakitlerde nafile sadakalar müstehaptır. Dayandığı delil Kitap ve sün nettir. Kitaptan delil şu ayet-i kerimedir: “Kimdir o kimse ki Allah’a güzel bir ödünç versin de Allah da onu kat kat arttırsın?” (Bakara: 245) Allah tealâ yine birçok ayetlerde sadaka vermeyi emretmiştir. Sünnetten delil birçok hadis-i şeriftir: Bunlardan biri şu hadistir: “Her kim aç bir kimseyi doyurursa, Allah ona cennet meyveleri yedirir. Her kim susuz bir mümine su verirse, kıyamet gününde Allah te alâ ona ağzı kapalı saf bir içecekten içirir. Her kim çıplak bir mümini giydirirse, Allah onu cennetin yeşil elbiselerinden giydirir.”

Başka bir hadis-i şerifte ise Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyuruyor: “Kul, helal kazancından sadaka verirse, Allah bu sadakayı o kişi için kabul eder, o sag eli ile alır, sizden birinin tayını büyüttüğü gibi büyütür. Bir kişi bir lokmayı sadaka ola rak verirse, bu lokma Allah katında büyür, nihayet dağ gibi olur. O hâlde sadaka verin.” Bazen sadaka vermek haram olur. Meselâ sadakayı alan kimsenin bunu kötülük yolunda harcayacağı bilinirse buna sadaka vermek haramdır. Bazen sada ka vermek vaciptir. Meselâ sıkıntıda bulunan birini görüp de yanında ihtiyacından fazla olarak bu kişiye verebileceği madde veya para bulunması gibi.

2. Sadakanın Gizli ve Ramazan’da Verilmesi:

Gizli olarak verilen sadaka, açıktan verilen sadakadan daha faziletlidir. Zekâttan farklı olarak, nafile sadakalarda gizli verilmesi daha faziletlidir. Çünkü Allah teala bir ayette şöyle buyuruyor: “Eğer sadakaları açıktan verirseniz güzeldir. Eger gizleyip de fakirlere öyle verirseniz bu sizin için daha hayırlıdır. Bu sebeple Allah sizin günahlarınızın bir kısmını örter.” (Bakara: 272) Buhari ile Müslim’de Ebu Hureyre (r.a.)den rivayet edilen bir hadiste: “Allah’ın gölgesinden başka bir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde arşın gölgesi altında gölgelenecek olan yedi kişiden biri de sag elinin verdiği sadakayı sol eli duymayacak kadar gizli ola rak veren kimselerdir.” Taberanf Sagir’in de şöyle bir hadis zikretmiştir: “Gizli olarak verilen sadaka, Rabbin gazabını söndürür.”

Sadakanın Ramazan’da verilmesi, Ramazan dışında verilmesinden daha fazi letlidir. Tirmizinin Enes (r.a.) dan rivayet ettiği bir hadis-i şerife göre: “Resulullah (a.s.)’a hangi sadakanın daha faziletli olduğu sorulmu, o da Ramazanda verilen sadaka, buyurmuştur.” Çünkü fakirler oruç sebebiyle zayıf düşerler ve çalışıp ka zanma imkânından mahrum kalırlar. Ramazanda yapılan iyilikler kat kat olur.

Zilhicce’nin ilk on günü, bayram günleri gibi faziletli günlerde, Mekke, Medi ne gibi şerefli mekânlarda sadaka vermek fazilet bakımından daha kuvvetli olur. Cihatta, hacda, güneş ve ay tutulması gibi olaylarda, hastalık ve sefer durumlannda da sadaka vermenin fazileti daha çoktur.

Eğer ihtiyaç daha fazla ise su tasadduk etmek yiyecek tasadduk etmekten daha faziletli olur. Çünkü Ebu Dâvud’da gelen bir rivayette Hz. Peygamber (a.s.)’e hangi sadakanın daha faziletli olduğu sorulmuş “Hz. Peygamber (a.s.) de sudur, buyur muştur. Eğer yiyeceğe ihtiyaç daha fazla ise yiyecek vermek daha faziletlidir. Süt veren koyunu tasadduk etmekteki fazilet daha kuvvetlidir. Çünkü bu koyunu verdi ği ihtiyaç sahibi kimse, süt verdiği müddetçe bu hayvanın sütünü sağarak içer, son ra geri verir. Çünkü bunda daha çok iyilik severlik ve ihsan söz konusudur.

İhtiyaç bulunduğu vakitlerde sadakayı çok vermek müstehaptır. Çünkü Allah teala bir ayette şöyle buyuruyor: “Yahut salgın bir açlık gününde yemek yedirmek tir.” (Beled: 14) Her kötülük işlemenin akabinde sadaka vermek, sadaka verirken besmele çekmek müstehapur. Çünkü sadaka vermek ibadettir.

3. Bütün Malı Sadaka Olarak Vermek:

Eğer bir kimse yalnız yaşıyorsa yahut geçimini sağladığı kimselerle beraber olup bir kazanç sahibi olduğu halde fakirliğe karşı sabredeceği konusunda kendine güveniyorsa dilencilik yapmaktan kaçınır ve bu konularda kendisinden emin olur sa bütün malını sadaka olarak vermesi güzeldir. Eğer böyle olmazsa caiz değildir, bilakis mekruhtur. 2) Çünkü Hz. Peygamber (a.s.)’e: “Hangi sadaka daha faziletlidir? diye sorulunca şöyle cevap verdi: “Fakire gizli olarak verilen yahut malı az oldugu halde kendini zorlayarak verenin sadakasıdır” (1) Hz. Ömer (a.s.)’ın şöyle de diği rivayet edilmiştir: “Resulullah (a.s.) bize sadaka vermemizi emretti. Bu emir, malımın olduğu bir zamana rast gelmişti. Eğer bir gün Ebu Bekir (r.a) malımı ta sadduk etmekte geçeceksem bu gün geçerim, dedim ve malimın yarısını Hz. Pey gamber (a.s.)’e götürdüm. Resulullah (a.s.): “Ailene ne biraktın?” diye sordu. Bu nun bir mislini aileme bıraktım, dedim. Hz. Ebu Bekir (r.a.) ise, malının hepsini Hz. Peygamber (a.s.)’e götürdü. Ona da: Ailene ne biraktın? diye sordu, Allah ve Resu lünü bıraktım, cevabını verdi. Bunun üzerine: Bundan sonra ebediyyen seninle ya rumaya niyet etmem dedim.” Bu durum Hz. Ebu Bekir (r.a.)e has bir durumdur Çünkü onun imanı kesin ve tam idi. O ticaretle uğraşarak elde ettiği kazancını islam yolunda harcıyordu.

4. Sadaka Vermekte Evla Olan Husus:

En iyisi, kişinin kendisine ve geçimini sağladığı kimselere yetecek kadarın dan artanı sadaka olarak vermektir. Bir kimse kendisinin ve geçimini sağlamakla yükümlü bulunduğu kimselerin ihtiyacı olan mali sadaka olarak verirse günahkar olur. Çünkü Hz. Peygamber (a.s.) en iyi sadaka hakkında şöyle buyurmuştur: “Sadakanın en hayırlısı zengin olundugu hâlde verilendir. Vermeye önce ailenden başla.” Yine Hz. Peygamber (a.s) şöyle buyuruyor: “Kişinin geçimini temin et mesi gerekenlere bakmaması günah olarak yeter.”

5. İhtiyaçtan Artanın Sadaka Olarak Verilmesinin Müstehap Oluşu:

Kişinin, kendisine gerekli olan nafakadan artanı sadaka olarak vermesi müste hapur. Çünkü Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Kişi dinarlarından ve dirhemlerinden, bugdayından ve hurmasından sadaka versin.”

6. İmkânlara Göre Sadaka Vermek:

Kişinin sadakayı zorlanmadan imkânlarına göre vermesi müstehapur. Az ve küçük olduğu için sadaka vermekten kaçınmamak gerekir. Çünkü Allah katında haynn azı çok kabul edilir. Allah teala’nın kabul ettiği ve mübarek kıldığı sadaka az değildir. ) Allah teala bir ayette şöyle buyuruyor: “Zerre kadar hayır işleyen onu görecektir.” Buhari ile Müslim’de Adiy b. Hatem’den rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Yarım hurma da olsa sadaka vererek cehennem ateşinden korunun.” Yine Buhari ile Müslim’de Ebu Hureyre (r.a.)’den şu riva yet nakledilmiştir: “Ey Müslüman hanımları! Bir hanım komşu hanımına koyun paçası da olsa ikramda bulunmayı küçük görmesin.” Nesai ile fbni Huzcyme ve lb- ni Hibban’ın Ebu Hureyre(r.a.)’den rivayet etiklerine göre: “Bir dirhem, yüz bin dir hemi geçmiştir. Bir adam: Ya Resulullah! Bu nasıl olur? dedi. Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurdu: Çok malı bulunan bir adam, malının bir kenarından yüz bin dirhemi sadaka verir. Bir adam da ancak iki dirhemi bulunur ve bir tanesini sadaka olarak verir.” Yani bu bir dirhem çok malın bir bölümü olan yüzbin dirhemden da ha çok olur.

7. İyi Kimselere Sadaka Vermek:

Bir Müslümanın sadakasını iyi salih kullara hayır ve kişilik sahibi ihtiyaçlı kimselere vermesi müstehap olur. (1)

8. Kimlere Sadaka Verilmeli?:

a) Akrabalar: En faziletlisi sadakayı en yakın akrabaya, sonra komşulara ver mektir. Akraba yabancıdan daha lâyıktur. Çünkü Allah teala: “Akraba olan yetime ver” (Beled: 15) buyurmaktadır. Hz. Peygamber (a.s.) de Abdullah b. Mes’ud’un hanımı Zeynebe şöyle buyurmuştur: “Kocan ve çocuğun sadaka vermen için en lâyık olan kimselerdir.” (3) Yine Ahmed ve Ibni Mace ve Timizi hasen olarak riva yet ettikleri bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmuştur. “Yoksula verilen sadaka bir sa dakadır, akrabanın yoksuluna verilen ise iki sadakadır. Biri sadaka, diğeri akra baya iyiliktir.”

Yine Buhari’de Hz. Aişe(r.a.)’den rivayet edilen bir hadis-i şerifte şöyle buyu rulmuştur: “Benim iki komşum vardır, bunlardan hangisine hediye vereyim? soru suna Hz. Peygamber (a.s.) şöyle cevap vermişti: Kapısı sana en yakın olana ver” Zekâtlar, kefaretler, adaklar, vasiyetler, vakıflar ve diğer iyiliklerde de hüküm böy ledir. bunlar arasında akrabayı öne almak, lâyık iseler müstehaptır. Kişinin sadaka sını akrabalar içinde kendisine karşı düşmanlığı en şiddetli olana vermesi müste haptır. Bunun sebebi bu kişinin kalbini yumuşutmak ve düşmanlıgını sevgi ve dost luğa çevirmektir.

b) Şiddetli ihtiyaç sahipleri: Sadakalann şiddetli ihtiyaç sahiplerine verilmesi müstehapur. Çünkü Allah teala şöyle buyuruyor: “Yahut toprakta sürünen bir yok sula.” (Beled: 16)

c) Zengin, Haşimi kabilesine mensup kişi, kafir ve fasık kişi: Nafile sadaka ak rabadan da olsa zengine verilebilir. Çünkü Cafer b. Muhammed babasından şu riva yeti nakletmiştir: “Cafer’in babası Mekke ile Medine arasındaki sadaka olarak yaptırılan çeşmelerden su içerdi. Kendisine: Sadaka olan sudan mı içiyorsun? de nilince şöyle cevap verdi. “Allah bize sadece farz olan sadakaların verilmesini ha ram kılmıştır.” (1) Buhari ile Müslim’de Ebu Hureyre(r.a.)’de rivayet edilen bir ha diste zikredildiğine göre, Hz. Peygamber (a.s.) hırsızlık yapan bir erkek ile zina eden bir kadına ve zengin birine verilen sadakayı kabul etmiş, buna karşı çıkmamış tir. Bu hadiste şu ifadeler vardır: “Senin hırsıza verdiğin sadaka, belki de hırsızlık tan el çekmesine yardım etmek içindir. Zina eden kadına verdigin sadaka, belki onu zinadan uzaklaştıracaktır. Zengine verdigin sadaka belki ibret almasını saglayacaktır, o da kendisine Allah’ın verdiklerinden verecektir.” Fakat zenginin ken disine verilecek sadakadan kaçınması gerekir. Zenginin sadakaya dokunması mekruhtur.

Haşimi kabilesine mensup kişilere sadaka vermeye gelince: Zekât bahsinde de öğrendiğimize göre, alimlerin büyük çoğunluğuna göre caizdir. Nafile sadaka lar, Hz. Peygamber (a.s.) dışındaki Haşimilere helåldir.

Yine fasık kimselere verilen sadaka helâldir. Bunun gibi Yahudi, Hristiyan, Mecusi, zimmi, harbî gibi kimselere verilecek olan sadaka da helaldir. Çünkü Allah teala şöyle buyuruyor: “Onlar, Allah sevgisi ile yoksullara, yetimlere ve esirlere yemek yedirirler.” (Dehr: 8) Bilinmektedir ki, esir harbidir. Buharî ile Müslim’de Ebu Hureyre(r.a.)’den rivayet edilen bir hadiste de şöyle buyurulmuştur: “Canlı olan her varlığa yapılan iyilikten ötürü sevab vardır.” “Senin yemeğini yalnız tak va sahibi kimseler yesin.” hadisinde kastedilen mana, en iyisi demektir.

d) Ölü için sadaka vermek: Daha önce de cenaze bahsinde açıkladığımıza göre, ölü için yemek yedirme, su içime, giydirme, para verme türünden sadaka ver mek ölüye fayda verir. Yine dua etmek de ölüye fayda verir. Bu dua da “Allah’ım, ona rahmet et”, “Allahım, onun günahlarını bağışla” tarzındaki ifadelerdir. Bunlar icma ile ölülere fayda verir. Bedenle yapılan ibadetlerle meselâ namaz. kilıp oruç tu tup sevabını ölüye bağışlamak suretiyle ölü için sadaka verilmez. (?) Fakat Fatiha okumak gibi Kuran ayetlerini okumaya gelince: Imam Malik ve İmam Şafii’ye göre ölü bunlardan faydalanmaz. Cumhura göre ise faydalanır.

9. Borçlu ve Nafaka Ödemekle Yükümlü Kişilerin Sadaka Vermesi:

Borçlu bulunan yahut kendisinin ve aile fertlerinin nafakasını temin etmekle yükümlü bulunan kimselerin üzerlerindeki vecibeyi yerine getirmedikçe sadaka vermemeleri müstehaptır. Şafiilerde esah olan görüşe göre borcunu ödeyecek kadar mali imkân bulamayan borçlu kişinin sadaka vermesi haramdır. Bunun gibi, kendisi ve yimi dört saatlik nafakasını temin etmekle yükümlü bulunan kimselerin sadaka vermeleri da haramdır. Çünkü bu vacip olan bir haktır. Nafile sadaka ver mek suretiyle bu vecibeyi terk etmek caiz değildir. Önce borcun ödenmesi gerekir, çünkü borcun ödenmesi vaciptir. Vacip olan şey nafile olana takdim edilmiş olur. Eğer kişi borç ve nafakasını başka bir yönden açık bir şekilde ödeme imkânı bulursa sadaka vermesinde bir beis yokur. Ancak sadaka vermek sebebiyle borç ve nafaka nin ödenmesinde gecikme olacaksa o takdirde sakıncalıdır. Esas vacip olan, istenen yahut istenmeyen borç ve nafakanın ödenmesidir. Fakat nafaka için ihtiyaç duyu lan malin verilmesi gerektiğinin delili daha önce geçen hadistir: “Kişinin geçimini temin etmesi gerekenlere bakmaması ona günah olarak yeter. Harcamada ailen den başla.” Bu hadislerin ışığı altında, aile fertlerine yetecek kadar nafaka sağlamak farzdır. Bu farz, nafileden öncedir. Ziyafet de sadaka gibidir.

Evine misafir gelen kimseye kendisinin ve aile fertlerinin yiyeceğini yediren Ensar (Medineli) ile ilgili haber çocukların o zaman yemeğe şiddetle ihtiyaçları olmadığı manasına yorumlanmıştır. Evin erkeği ile hanımı ise haklarını misafire ik ram etmişlerdir. Onlar sabredenlerden idiler. Ev sahibi karısına “çocukların ihtiyaç olmasa da yemek istemek âdetleri olduğundan onları uyutmasını söylemiştir.”

10. Bütün Müminlere Niyet Etmek:

Nafile sadakalarda bütün Müslümanlara niyet etmek en faziletlisidir. Çünkü sadakanın sevabı onlara da ulaşır ve kendisinin sevabından bir şey eksilmez.

11. Haram Olan Malın Sadaka Olarak Verilmesi:

Hanefilere göre Bir kimsenin kesin haram olan bir mali sadaka olarak ver mesi yahut bizzat haram olan bir mal ile bir mescit yaptıması yahut buna benzer bir hayır kurumu için bir bina yaptırması caiz değildir. Bunu helal kabul edip sevabını ummak küfürdür. Çünkü haram olan bir şeyi helal kabul etmek küfürdür. Haramda sevap yoktur. Bir kimse bir insandan zulmen bir miktar alır, kendi helal malından da bir miktar buna katar ve bunu sadaka olarak verirse bu kişi kafir olmaz. Çünkü bu mal kesin olarak haram değildir, kanıştınlarak haram yok edilmiştir. Bununla bera ber, kişi iki mali karıştırmakla ona sahip olmuştur. Sonradan zulmen aldığını tazmin eder. Özet olarak küfrün şartı iki şeydir. Delili kesin olan, ölü eti gibi kendisi haram olan mal. Başkasının malı ise başkasının olduğu için haramdır, bizzat kendi si haram değildir. Dolayısıyla Hanefîlere göre, bunu almak halis olarak haram ol maz. Her ne kadar bedelini ödemeden önce bundan faydalanmak helal olmasa da, onu almak haram değildir.

12. Sadakada Haram, Mekruh ve Müstehap Olan Hususlar:

Mal yahut kazancı bulunan zengin bir kimsenin sadaka istemesi haramdır. Yine istemese de zenginin ihtiyaç belirtmesi bile haramdır.  Suffe ehlinden ölüp de iki dinar geride bırakan ve hakkında Hz. Peygamber (a.s.)’in: “Üzerinde daglanacağı iki ateş parçası” buyurduğu sahabe ile ilgili haberi alimler bu son manada yorumlamışlardır.

Sadakayı başa kakmak onun sevabını yok eder. Çünkü Allah teala: “Ey iman edenler! Sadakalarınızı başa kakarak ve eziyette bulunarak iptal etmeyin.” buyuruyor.

Bilerek sadakanın kötü maldan verilmesi mekruhtur. Çünkü Allah teala şöyle buyuruyor: “/grenmeden alamayacağınız pis şeyleri vermeye kalkışmayın.” Kişinin, en sevdiği malı çıkarıp vermesi müstehaptır.  Çünkü Allah teala, “Sevdiklerinizden harcamadıkça iyilik sever olamazsınız.” buyuruyor.

Şüpheli malın sadaka olarak verilmesi mekruhtur. Kişinin, haramdan ve şüp heden en çok uzak olan malını seçmesi de müstehaptır. 3) Çünkü Buharî ile Müs lim’de rivayet edilen daha önce geçmiş bir hadiste şöyle buyurulmuştur. “Helal ka zançtan her kim bir hurma tanesi tasadduk ederse -ki Allah helal hoş olandan baş- kasını kabul etmez- Allah onu sağ eli ile kabul eder, sonra sahibi için onu, sizden birinin tayını büyüttügü gibi büyütür, nihayet dağ gibi olur.”

Sadakanın gönül hoşluğuyla verilmesi müstehaptır. Çünkü bunda sevabını çoğaltma ve gönül almak söz konusudur. Sadakayı verirken besmele çekmek sün nettir. Çünkü besmele çekmek ibadettir. Alimler şöyle demişlerdir: Sadakanın se vabının eksik olmaması için, sadaka veren kişi sadaka verilen kişiden dua konusun da bir şey ümit etmemelidir. Eğer sadaka verilen kişi sadaka verene dua ederse, sa dakanın sağlam olması için, benzer dua ile mukabelede bulunması müstehap olur.

Birine sadaka zekât yahut kefaret parası veren yahut adak ve benzeri ibadetlerin nakit karşılığını veren kimsenin, verdiği sadakayı alması yahut satın alması suretiyle yahut karşılığında bir şey vererek yahut hibe ve değişik yollarla geri alma si ve mülküne geçirmesi mekruhtur. Sadakanın miras yolu ile ve başka birinden kendisine intikal etmek suretiyle alınması mekruh değildir. Bunun dayandığı delil, Buhari ile Müslim’de daha önce geçmiş olan şu hadistir: “Hz. Ömer: Allah yolunda bir an vakfettim. At alan kimse onu zayi etti. Onu kendisinden satın almak istedim.

Çünkü bu hayvanı ucuz bir fiyatla satacağını zannetmiştim. Durumu Resulullah (a.s.)’a sordum. Resulullah (a.s.) şöyle buyurdu: “Az bir dirheme de satacak olsa satın alma. Çünkü verdiği sadakayı geri alan kustuğunu yiyen kimse gibidir.”

Bu mesele şöyle düşünülebilir: Vekiline, çocuğuna, kölesine yahut başkalarına isteyen birine yahut nafile sadaka olarak verilmesi için bir şey veren kimse bu mal kendilerine teslim edilmesi gerekenler teslim alıncaya kadar verenin mülkiye tinde kalır. Eğer vekil olan kişi bu malı müvekkilin belirlediği kimselere vermeyip başkasına tasadduk ederse, sahibinin onu geri almaması müstehaptır. Eğer geri alıp başkasına verirse bunu yapmak caizdir. Çünkü o mal kendi mülkiyetinde durmaktadır.

Bir kimsenin Allah nzası için cennetten başkasını istemesi Allah adına bir şey isteyene vermemesi, yine Allah adına bir şey için şefaat isteyene şefaat etmemesi mekruhtur. Bunun dayandığı delil: “Allah rızası için, Cennetten başkası istenmez.” , “Allah’a sığınanın sığınmasını kabul edin, Allah için isteyene verin, Alah için kurtarılmasını isteyenleri kurtarın, size bir iyilikte bulunana karşılık verin. Eger bir şey bulamazsanız dua edin ki ona mukabelede bulunduğunuzu bilesiniz.” hadisleridir.

Kaynak: Fıkhul-islami Vehbe zuhayli

BENZER KONULAR:

Answers ( 2 )

    2
    2021-03-28T06:21:40+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Sadaka; sadece Allah için, Allah rızası için, fakire, ihtiyaç sahibine tasaddukta bulunmaktır. Herhangi bir vakit veya zaman gözetmeksizin yapılan sadaka; nafile bir sadakadır. Sadakalar gizli, gösteriş ve riyadan uzak durularak yerine getirilmelidir. Adeta insanların gözüne sokarak yapılan sadakada ne hayır ne de bereket kalır. Sadaka verme hususu; kişinin en yakınından başlayıp öylece sadaka vermesi güzeldir.

    En iyi cevap
  1. Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Sadaka, İslamda hayırseverlik amacıyla verilen maddi veya manevi destektir. Sadaka verme, İslam’ın temel prensiplerinden biri olarak kabul edilir ve kişinin Allah’a itaatinin bir ifadesi olarak görülür. Sadaka, birçok çeşidi içerir ve genellikle aşağıdaki kategorilere ayrılır:

    Zekât (Zakat): Zekât, belirli kriterlere göre zengin müslümanların mali varlıklarının belli bir yüzdesini yoksul ve ihtiyaç sahiplerine verme yükümlülüğüdür. İslam’ın beş şartından biri olan zekât, belli bir zenginlik düzeyine ulaşan Müslümanlara farz kılınmıştır.

    Fitr Sadakası (Fitr Zakatı): Ramazan ayının sonunda oruç tutan Müslümanların verdiği bir sadakadır. Oruç tutan kişinin kendisi ve ailesi için ödenir ve bu, ihtiyaç sahiplerine yardım etmek amacıyla kullanılır. Zekâtın ayrı bir formu olarak değerlendirilebilir. Ramazan Bayramı’nın öncesinde veya bayram günü verilen bir sadakadır.

    Genel Sadakalar: Zekât dışında, genel olarak fakirlere, yardıma muhtaçlara veya hayır kurumlarına yapılan diğer maddi yardımlar da sadaka olarak kabul edilir.

    Sadakalar, genellikle fakirler, yetimler, dul kadınlar, yolcular, borçlular ve genel olarak ihtiyaç sahipleri gibi toplumun dezavantajlı gruplarına yönlendirilir. İslam’a göre, sadaka veren kişi hem maddi durumunu paylaşırken hem de manevi olarak kendini arındırır. Sadaka verme, müslümanlar arasında bir ibadet ve toplumsal sorumluluk olarak kabul edilir.

Cevapla