Evlilik sendromu nasıl atlatılır

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Evlilik sendromu nedir

Evlilik depresyonu belirtileri evlenemeyen bir kızım. 8 yıldır aklımda başka hiçbir şey yok neredeyse. Son yıllarda da kendimi odama kapattım , oldukça acı çekiyorum. Çözüm bulunsa ve evlensem dâhi yaşadığım acıları unutamayacagim ki sağlığımı da yitirdim bir miktar. Bu duruma ne dersiniz.?

Cevap:

Kardeşim evlilik için herhangi bir girişimin oldu mu? Annene konuyu açtın mı bu isler kader kısmet işleri kardeşim yapacagımız tek şeyde kısmetimizi arayıp Allah’a dua etmek.
8 yıl bekleyeceğine 8 yıl önce evlensen kötü bir kocan olsa asi bir çocuğun olsa ya da çocuğun sakat doğsa ya da kocan seni aldatsa dövse daha iyi mi olurdu? Sebat et sabır et niyet et dua et Allah yardımcın olsun her gecenin bir sabahı her karanlığın bir aydınlığı vardır. Allah yardımcın olsun

Cevap:

Her türlü çabayi gösterdim annemlere konuyu 17 yaşımda açtım yaşadığım her şeyi biliyorlar . Aklima takılan bir soru var bu acılar günahlara sürüklüyor neden günahlara suruklendim bir günaha olmasa da diğer günaha . Örneğin acı çektim bedenimi hasta ettim, sinir krizi geçirdim aileme çok aşırı kötü davrandım, maneviyatımi bile aşırı depresyondan yaşayamadım daha pek çok günah , aşırı yalnızlık basimdayken ve birisine çok ihtiyaç duyuyorken bu günahlardan birisi olmazsa diğeri oluyor imanî şüpheye düştüm galiba ,  sorum bu,neden günaha  suruklendim bu yaşadığım acı ve duygu yoğunluğu ile?

Cevap:

Kardeşim 30 40 yaşına gelip evlenmemiş insanlar var bu sorunun gözünde büyümesinin bu psikolojinin sorunu başka yerlerde de olabilir. Ailenizde sorunlar varda bunlar mı size yansıyor? Yaşadığımız duyguları herkes yaşıyor yalnızlık ve acı bir çok kişinin derdi. Siz şimdi biriyle evlensem bu dertlerden kurtulurum mu diyorsunuz? Yaşlanınca eşiniz sizden vefat ederse yine yalnız kalacak yine acı çekeceksiniz? Sorunlara genel olarak bakın dünya sınav dünyası hepimiz bu sınavın içindeyiz yaşadığınız sorunları sınav olarak kabul edip sabır etmeye çalışın ve bolca dua edin. Şimdi evlilik en büyük sorun olarak görünüyor yarın inanınki bu gözünüzde bir sorun olarak kalmayacak. Çocuğunuz yüzünden günlerce uykusuz kalacaksınız bu ayrı sorun sonra çocuğunuz huyları kötü olacak bu başka sorun çocuk evlilik çağına gelecek bu başka sorun daha yolun başındasınız…

Cevap:

Evlilik veya evlenmek, Bir erkekle bir kadın arasında Allah’ın koyduğu prensipler çerçevesinde akdedilen muamele. İslâm nazarında bir ibadet kabul edilen evlilik ile ilgili olarak, İslâm Hukuku’na dair yazılan kitaplardan bazısında; “Bizim için Hz. Adem’den bu güne kadar, meşrû olarak devam ede gelen ve Cennette de devam edecek olan iki şey vardır; bunlar, evlenme ve imandır (İbn Âbidin, III, 3) şeklinde kaydedilmektedir.

Evlenmenin yani nikâhın çeşitli sebepleri vardır. Nikâhtaki şer’î, akli ve tabii sebeplerin başka bir şer’î hükümde bu şekilde bir arada toplandığı az görülmüştür .

Evlenmenin şer’î delilleri, Kur’an-ı Kerîm, hadisler ve ümmetin icmâı * ile sâbittir.

Kur’an-ı Kerîm’den evlenmenin meşrûluğuna şu ayetler delildir; “Size helâl olan kadınlardan ikişer, üçer, dörder adet nikâh edin” (en-Nisâ, 4/12); “Sizden bekârları ve kölelerinizle câriyelerinizden sâlih olanları nikâh edin. Eğer fakir olurlarsa Allah onları Fazl ve keremiyle zengin kılar. Allah vâsi’dir, âlimdir” (en-Nûr, 24/32).

Cihat ve evlilik İslâm’ın insanın hayatına hâkim olmasının nedenlerinden biridir. Evlenmede ise bunların her ikisi de mevcuttur. Bu nedenle “Evlilikle meşgul olmak kendini nâfile ibadetlere vermekten daha faziletlidir. Çünkü evlilikte nefsi haramdan koruma ve çocuk yetiştirme gibi önemli hususlar vardır” (İbn-i Âbidin, III, 3) kanâatine varılmıştır.

İslâm şerîatının temel esaslarından biri de evliliğin fıtri bir olgu olduğudur. İslâm dini ruhbâniyetle (dünyadan elini eteğini keserek yalnız başına yaşama, evlenmeme); insanın yaratılışı ile çatıştığı, onun nefsi isteklerini ve karakterine ters düştüğü için savaşmaktadır.

Beyhakî ve Taberanî’nin rivâyet ettikleri bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurur: “Evlenmeye gücü yetip de evlenmeyen benden (benim ümmetimden) değildir.”

Bu hadis-i şerifte de görüldüğü gibi İslâm kişiyi, sırf Allah’a yaklaşmak, ruhbanlıkta bulunmak ve ibadet edeyim diye bir köşeye çekilmekten alıkoymaktadır.

Allah Resulu’nün hayatını göz önüne aldığımızda onun, toplumun fertlerini kontrol altında bulundurmak, insanın nefsini düzeltmek hususunda ne denli titizlik gösterdiğini açıkça görürüz. Onun bu konuda titizlik göstermesinin temelinde, insan gerçeğinin anlaşılması ve onun arzu ve isteklerine cevap verme duygusunun yattığını görürüz. Öyle ise evlilik vb. İslâmî prensipler sayesinde toplumun hiçbir ferdi yaratılışının ötesine geçemeyecek, gücü ve imkanının dışında gayret sarf edemeyecek; tam aksine orta yolda, sağa sola sapmadan yürüyecektir.

Evlilik konusunda Resulullah (s.a.s.)’ın şu davranışı, insanın nefsi duygularına gem vurması ve insan hakikatına ne denli vakıf olduğunun en büyük delillerinden kabul edilir; şöyle ki: Buhâri ve Müslim’in Enes (r.a.)’den rivâyet ettikleri bir hadiste şunları görmekteyiz: Üç heyet, Resulullah’ın yanına gelerek, onun ibadetini sordular. Kendilerine Allah Resulü’nün ibadeti hakkında bilgi verilince, -Onun ibadetini az bulacaklar ki şöyle dediler: “Resulullah ile biz bir olabilir miyiz! Onun geçmişteki ve gelecekteki günâhlârı bağışlanmıştır. İçlerinden biri tüm geceyi namaz kılmakla geçireceğini, diğeri devamlı oruç tutacağını ve üçüncüsü de kadınlara yaklaşmayacağını ifade ettiler.” Daha sonra Rasûlullah (s.a.s.) bu durumu öğrenince onları çağırıp şöyle buyurdu: “Allah’a yemin olsun ki ben sizin Allah’tan en çok korkanınız ve O’ndan en fazla sakınanızım; fakat zaman zaman oruç tutar ve iftar ederim; namaz kılar ve uzanıp yatarak istirahatte bulunurum; kadınlarla da evlenirim. Benim sünnetimden yüz çeviren benden (benim ümmetimden) değildir” (Buhâri, Nikâh, 1; Müslim, Sıyâm 74, 79).

Evlilik sosyal bir maslahatı beraberinde getirir. Evliliğin genel yararları yanında bir de sosyal yararları vardır. Bu yararların basında insan varlığının korunması gelmektedir. Zira evlilik sayesinde, insan neslinin devam etmesi ve çoğalması, nesillerin birbirini izlemesi ve böylelikle Allah’ın insanı yeryüzüne mirasçı kılması sözkonusudur. Evliliğin insan üzerindeki sosyal, ahlâkı ve bedensel yararlarını inkâr etmek mümkün değildir. Kur’an-ı Kerim bu sosyal hikmete parmak basarak şöyle demektedir: “Allah size kendi nefislerinizden eşler yarattı, eşlerinizden de sizin için oğullar ve torunlar yarattı…” (en-Nahl, 16/72).

Evliliğin diğer önemli yararlarından biri de, nesebin korunmasıdır. Meşrû evliliğin bir an için yokluğunu düşünürsek toplumların nesepsiz ve hiçbir fazilete sahip olmayan çocuklarla ne denli sıkıntılara girdiklerini hemen görürüz.

Evliliğin sağladığı yararlardan biri de toplumun ahlâkı çözülme ve bozukluktan beri kalmasıdır. Evlilik sayesinde kişiler sosyal bozukluklardan emin kalırlar.

Hz. Peygamber (s.a.s.), evliliğin sağladığı yararları, bir grup gence hitapları sırasında şöyle dile getirmişlerdir; “Ey gençler, sizden evlenmeye gücü yeten kimse hemen evlensin; zira evlilik gözü haramdan en iyi koruyan ve tenasül uzvunun en sağlam kalesidir. Evlenmeye imkânı olmayan ise oruç tutsun; zira oruç şehveti kırmaktadır… (Buhâri, Savm, 1, Nikâh, 2 3; Müslim, Nikâh,1, 3; Ebû Dâvûd Nikâh, 1, İbn Mâce, Nikâh, 1).

Yine evliliğin faydaları arasında toplumun hastalıklardan uzak kalmasını, kişinin rûhî ve nefsi bir rahatlığa kavuşmasını zikredebiliriz. Bu tedbirler sayesinde toplumun fertleri zinânın bir sonucu olarak ortaya çıkacak olan bulaşıcı hastalıklardan kurtulmuş; hayasızlığın yayılması önlenmiş ve harama giden yollar kapanmış olur.

“Kaynaşmanız için size kendi cinsinizden eşler yaratıp da aranızda sevgi ve merhamet peyda etmesi de O’nun varlığının delillerindendir. Doğrusu bunda, iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır” (er-Rûm, 21).

Allah (c.c.), evlilikte müslümanın kimi tercih edeceğini açıklamıştır:

“(Ey Müminler,) iman etmedikçe müşrik kadınlarla evlenmeyin. Mümin bir cariye, hoşunuza gitse bile müşrik bir kadından hayırlıdır. (Mü ‘min kadınları) iman etmedikçe müşrik erkeklerle evlendirmeyin. Mümin bir köle, hoşunuza gitse bile (hür) bir müşrikten hayırlıdır. Bunlar (sizi) cehenneme çağırırlar; Allah ise, izniyle, cennete ve mağfirete dâvet ediyor. İşte, Allah, düşünüp ibret alsınlar diye, ayetlerini insanlara böyle açıklar ” (el-Bakara, 2/221).

Hz. peygamber de Buhâri ve Müslim tarafından nakledilen bir hadisinde, bir kadınla ancak dört meziyeti dolayısıyla evlenildiğine işaret ederek, bunların; kadının malı, soyu-sopu güzelliği ve bir de dini olduğunu belirtmiş, sonra da, “sen kadının dindar olanını al” buyurmuştur (Buhâri, Sahih, VI, 123; Müslim, Sahih, II. 1086). İbn Mâce tarafından nakledilen bir hadisinde ise şöyle demiştir: “Kadınlarla güzellikleri dolayısıyla evlenmeyin; olabilir ki, güzellikleri onları kötülüğe sevkeder. Malları dolayısıyla da evlenmeyin; olabilir ki malları da onları size karşı isyâna sevkeder. Fakat onlarla dinleri dolayısıyla evlenin. Dindar olan siyahi bir cariye, diğerlerinden üstündür” (“İbn Mâce, Sünen, I. 572). (Daha geniş bilgi için bk. Nikâh).

Benzer Konular:

Cevapla