Anne baba üzerine yemin etmek

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Anne ve babanın üzerine yemin edip tutmayınca yemin kabul olur mu?

Anne baba uzerine yemin etmek

Annem babam üzerine yemin ettim ne yapmalıyım, yemini nasıl bozarım, yemin bozulursa annem babam zarar görür mü? Anne baba üzerine edilen yeminin bir kefareti dini bir cezası var mıdır?

Cevap:

Anne ve baba üzerine yemin edilmez caiz değildir günahtır.

İslam’da sadece Allah’ın adıyla yemin olur Allah’ın isimleri dışında hiçbir şeyle yemin etmek doğru değildir.

Anne ve babasına yemin etmek demek aslında emin değildir Bu bir bedduadır eğer yalan söylüyorsam veya falan işi yaparsam annem babam ölsün veya zarar görsünler şeklinde bir bedduadır bunun yemin kefareti verilmezse çünkü bir yemin değildir sadece tövbe edip Allah’a pişman olduğunu ve bir daha yapmayacağına dair söz vermek gerekir

Benzer konular:

Answers ( 24 )

    0
    2022-01-03T15:50:24+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Sa hocam bir arkadaşımla konuşurken kendi hakkında birinin bir şey deyip demediğini merak etti bana ısrarla söyle dedi bnde onu seviyorum evet hakkında konuşulanlarda oldu ama söyleyemedim üzülmesin iş farklı boyuta gitmesin diye annem üzerine yemin ettirdi benim ne yapmam gerekirdi yemin ettim ama yalan konuştum

    0
    2022-01-03T15:50:33+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Asla söz taşımayın

    Anne üzerine yemin caiz değildir etmeyin

    0
    2022-01-03T15:50:47+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Arkadaşıma birinin sırrını vericek ama kimseye söylemiyeceğim dağir annemin babamın üzerine yemin ettim söylersem günaha girer miyim

    0
    2022-01-03T15:51:27+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Nisa isimli misafir kardeşimiz. Anne ve baba üzerine yemin etmek yemin yerine geçmez. Böyle bir yemin şekli yoktur. Yemin Sağ el; bereket; güç, kuvvet ve güzel mevki, yaralayıcı; kişinin bir haberi kuvvetlendirmek veya bir işi yapıp yapmamak hususundaki azim ve iddiaya güç vermek için Allah’a kasem ya da boşama ve köle azadı gibi bir şeye bağlamak suretiyle akit etmesi anlamında bir fıkıh terimi.

    Yemin daha çok Allah’ın isimleri veya zâtî sıfatlarından birisi anılarak yapılan kasem için kullanılır. Talâka veya köle âzadına bağlı olanların yemin olup almadığı tartışmalıdır (Kasânî, Bedâiu’s-Sanâi,III, 2).

    Kasem ve hılf kelimeleri arasında nüanslar olmakla birlikte “yemin” ile eş anlamlı olarak kullanılmaktadırlar (Kâsânî, a.yer; Lisânu’l Arab, XIII, 462). Türkçe’de bazan yemin yerine “and içmek” tabirinin kullanıldığı görülmektedir.

    Bu mefhumun, kelimenin anlamı ile irtibatı; yeminin söze güç kuvvet katması ve yeminleşenlerin sağ ellerini birbirlerine vurmalarıdır (Mevsılî, el-İhtiyâr, IV, 45).

    Yemin, akitlerde ve husûmetlerde sözü te’kid için meşrudur. Meşrûtiyeti Kur’ân-ı Kerîm ve Sünnetle sabittir. Kur’ân’ın bir çok sûresi değişik cisimler üzerine yapılan yeminlerle başlar. Tin, Şems, Fecr sûreleri bu kabildendir. Bakara sûresinin 225. ve Mâide sûresinin 89. âyetinde Allah Teâlâ’nın, yemin-i lağv sebebiyle kullarını mülahaza etmeyeceği bildirilmektedir. Yine Mâide sûresinin 89. âyetinde sorumluluk getiren yeminin mûn’akıde yemini olduğu ifade edilmekte, yeminlere riayet emedilmekte ve yeminini bozanların nasıl keffaret ödeyecekleri beyan edilmektedir. Bunların yanısıra; Nahl (16) 38, 92, 94; Âlu İmran (3) 77; Mâide (5) 53, 108; En’am (6) 109; Tevbe (9) 12,13; Nur (24) 53; Fatır (35) 42; Mücâdele (58) 16; Münafıkûn (63) 2; âyetleri de yeminin meşrûtiyetinin Kur’ân’dan delilleridir.

    Hz. Peygamber bir hadisinde ümmetine, babalar ve putlar adına yemin etmemelerini, yemin edeceklerse Allah adına yemin etmelerini ya da hiç yemin etmemelerini emretmiştir (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 7; Tirmizî, Nuzur, 8).

    Rasûlüllah bizzat kendisi de yemin etmiştir. Onun yemin ederken en çok kullandığı tabirlerden birisi: “Nefsime veya Muhammed’in nefsine sahip olana yemin ederim ki. “dir (Örnek olarak bkz. İbn Mâce, Keffaret 1; Ahmed b. Hanbel, a.g.e., IV, 16).

    Yemin Çeşitleri

    Yeminler önce Allah adına edilenler ve Allah’tan başkası adına edilenler olmak üzere ikiye ayrılırlar. Allah adına edilen yeminler de kendi aralarında taksime tabidirler.

    Allah adına edilen yeminler:

    Kasem suretiyle Allah adına yeminler “Allah” ya da “İzzet, celal, azamet” gibi zati sıfatlarının başına “ba, va, ta” harflerinin birisini getirmek suretiyle yapılır (Mevsılî, a.g.e., IV, 49, 50; Şirbinî, Muğni’l-Muhtaç, IV, 320, 312). Müslümanlar arasında en çok kullanılan yemin yafızları: “Vallâhi, billâhi ve tallâhi” sözcükleridir.

    Allah’ın isim ve zatî sıfatlarının dışında hiçbir şeye yemin edilmez. Hanefilere göre, Nebi, Kur’ân, Kâbe gibi Müslümanlarca kutsal olan varlıklar adına da yemin edilmesi caiz değildir (Kâsânî a.g.e., III, 5-10; Merginânî, el-Hidâye,” II, 72; Mevsıli; IV, 51).

    İmam Şâfiî, İmam Mâlik ve İmam Ahmed b. Hanbel’e göre Kur’ân, Kur’ân âyetleri ve Mushaf adına edilen yeminler mûteberdir. Bozulması halinde keffareti gerektirir (İbn Kudâme, el-Muğnî, XI,194,195). Hanbelîlere göre Kâbe ve diğer yaratıklar adına yemin etmek caiz değilse de, Peygamber adına yemin etmek caizdir. Bozulması keffareti gerektirir (İbn Kudâme, a.g.e., XI, 210).

    Yeminin mûteber olması için mutlaka arapça olması şart değildir. Diğer dillerle de yemin edilebilir. Kaynaklar farsça bazı tabirlerle yemin edilebileceğine işaret etmişlerdir (bkz. Merginânî, a.g.e., II, 74; Fetâve’l-Kâdihan, II, 7; el-Fetâve’l-Hindîye, II, 57).

    Buna göre Türkçe’de kullanılan “yemin ederim, kasem ederim, and içerim” gibi sözler de yemin sayılır. Ancak “mukaddesâtım adına, şerefim üzerine and içerim” gibi sözlerin yemin olmaması gerekir. Çünkü Allah’ın adı veya sıfatları adına yapılmamıştır. Merginânî, hangi sözlerle yemin edip edilemeyeceğinin örfe bağlı olduğunu söylemektedir (Merginânî, a.g.e., a.y.) Bu sözcükler bugün ülkemizde bazı ortamlarda yemin için mâruf hale gelmişlerse de yaygın bir örf saymak mümkün değildir.

    Bunların dışında, kişinin mübah olan bir şeyi kendisine haram kılması veya birşeyi yaptığı ya da yapmadığı takdirde, yahudi, hristiyan vs. olacağını yemin kasdıyla söylemesi de bir yemindir (Merginânî, a.g.e., II, 74; Mevsilî, a.g.e., IV, 52, 53).

    İmam Şâfiî, İmam Mâlik ve Ahmed b. Hanbel’den nakledilen bir görüşe göre bu tür sözler yemin sayılmaz, dolayısıyla bozulması durumunda keffaret gerekmez (İbn Kudâme, a,g.e., XI, 199, 200; Şirbinî, Muğni’l-Muhtâc, IV, 324; Vehbe ez-Zühaylî, el-Fıkhu’l-İslâmî ve Edilletühû, III, 344).

    Allah adı anılarak edilen yeminler ğamûs, lağv ve mün’akıde olmak üzere üç çeşittir;

    Ğamûs yemin:

    Ğamûs yemin; geçmişteki veya bu zamandaki bir olayın ilgili olarak, bile bile yalan yere yemin,etmektir. Mesela bir kimsenin, borcunu ödemediğini bildiği halde “ödedim” diye veya hâli hazırda cebinde parası olduğu halde parasının olmadığını söyleyerek yemin etmesi birer ğamûs yeminidir. Böyle bir yemin büyük bir günahtır. Allah (c.c) lu İmran sresinin 77. âyetinde; “Allah’a karşı verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlara gelince; işte bunların ahirette bir nasibi yoktur. Allah kıyamet günü onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır. Onlar için elem verici bir azap vardır” buyurmaktadır. Eş’as bin Kays’ın bildirdiğine göre, bu âyet kendisine ait bir kuyuda amcasının oğlunun hak iddia etmesi ve onun beyyine getirmediğini takdirde amcası oğlunun yalan yere yemin edebileceğini söylemesi üzerine nazil olmuştur (Ebû Dâvud, Sünen, Eymân, 1; İbn Kudâme, a.g.e., XII, 122). Hz. Peygamber (s.a.v) bir çok hadisinde yalan yere başkasının malını almak için yemin etmenin Allah’a ortak koşmak, adam öldürmek, anaya babaya isyan etmek gibi büyük günahlardan olduğunu, böyle yemin edenlerin Cennet’in mahrum olup, Cehennem’i hak ettiklerini, dolayısıyla oradaki yerlerine hazırlananları gerektiğini haber vermektedir (bkz. Buhârî, Eyman, 16, 18, el-Mürteddin, 1; Müslim, İman, 220, 221; Ebu Dâvud, Eyman, 1 ; Tirmizî, Büyü, 42; İbn Mâce, Ahkâm, 7; Ahmed b. Hanbel, I, 379, 442, V. 211, 212; Zeylâî, Nasbu’r-Râye, III, 292, 293).

    Hanefi, Hanbelî ve Malikilere göre ğamûs yemininden dolayı keffaret yoktur. Yemin eden kişi Allah’tan af dilemeli, tevbe istiğfar etmelidir. Çünkü bu yemin Allah’a karşı büyük bir cür’ettir, onu hafife almaktır; böyle büyük bir günahın keffaretle giderilmesi mümkün değildir. Hz. Peygamber (s.a.v) bir hadisinde beş şeyden dolayı keffaret olmadığım söylemiş ve kişinin uymak zorunda olduğu yemini bunlardan saymıştır (Şevkânî, Neylü’l-Evtar, VIII, 264). Buradaki kefaretin olmayışından maksat, bu yeminin günahını kefaretin silemeyeceğidir. Kâsanî (v. 587/1191) tevbe ve istiğfarın, ğamûs yemininin keffareti olduğunu söylemektedir (Kâsânî, a.g.e., III,15). Şâfiîlere göre bu yeminden dolayı keffaret gerekir (Merginânî, a.g.e., II, 72; İbn Kudâme, XI, 178; Şirbinî, a.g.e., IV; 325).

    Lağv Yemin:

    Lağ yemini Hanefilere göre-yanlışlıkla edilen, yani sahibinin söylediği sözün hakikat dışı olduğu halde, doğru olduğunu zannederek ettiği yemindir. Bu yemin de hem geçmiş ve hem de şimdiki zamanla ilgili olabilir. Meselâ borcunu ödemediği halde, ödediğini zannederek, veya cebinde para olduğu halde olmadığını zannederek yemin eden kişinin ettiği yemin, lağv yemindir (Kâsânî, a.g.e” III, 17; Merginânî, a.g.e., II, 72; Mevsılî, a.g.e., IV, 46). Hanefîlerin bu anlayışı bir çok sahabe ve tabiinden nakledilmiştir (bkz. Zeylâi, Nasbu’r-Râye, III, 293).

    Şâfiîlere göre lağv yemini, konuşma esnasında kasıt olmadan insanın ağzından çıkan “hayır vallahi, evet vallahi” gibi yeminlerdir (Şirbinî, a.g.e., IV, 324, 325). Lağv yemininin bu şekildeki izahı Hz. Âişe tarafından Hz. Peygamber’den nakledilmiştir (Buhârî, Eyman,15; Ebû Dâvud, Eyman, 6).

    Hz. Peygamber’den lağv yemini için başka izahlar da rivâyet edilmiştir. Meselâ bir hadiste: “Âtıcıların yemini lağvdır, onun için keffaret yoktur” buyurmuştur (Heytemî, Mecmua’z-Zevaid, IV, 185).

    Alimler kendi anladıkları lağv yemininden dolayı günah ve keffaret olmadığında hemfikirdirler. Çünkü Allah (c.c) lağv yemininden dolayı kulunun muaheze edilmeyeceğini bildirmiştir (Mâide, 5/89).

    Şâfiiler, Hanefilerin lağv yemini dedikleri yeminleri bu grup içinde kabul etmedikleri için, doğru zannedilerek edilen yeminlerden dolayı da kefaretin gerekli olduğu kanaatindedirler.

    Mün’akıde yemini:

    Mün’akide yemini bir şeyi yapmak veya yapmamak için edilen yemindir. Bu yemin gelecek ile ilgilidir. Bir kimsenin “yarın falan yere gideceğine” veya “falan kişiyle bir daha konuşmayacağına” yemin etmesi bu kabildendir.

    Mün’akide yemini kendi arasında, mürsel, muvakkat ve fevr olmak üzere üçe ayrılır.

    1- Mürsel yemin: Bir fiili yapıp yapmamayı zamana bağlamadan edilen yemindir. Meselâ, bir işi yapacağına yemin eden ama bunu zamana bağlamayan kişinin ettiği yemin mürseldir. Ölüm anına kadar ettiği şeyi yapıp yemininden kurtulabilir. Belirli bir sürenin geçmesi ile yemini bozmuş sayılmaz.

    Bu yemine “mutlak yemin” de denilir.

    2- Muvakkat yemin: Bir zamana bağlı olarak edilen yemindir. Bu yemin, filin bağlandığı zamanla kayıtlıdır. Zamanın dolması ile yeminin hükmü sona erer. Meselâ bir meyveyi üç gün yetmeyeceğine yemin eden kişi, üç gün dolduktan sonra o meyveyi yese yeminini bozmuş sayılmaz.

    Belirli bir süre içinde bir şeye yapmaya yemin eden kişi o kişi ön gördüğü süre içinde yaparsa yemininden kurtulmuş olur. O süre içinde yapmazsa, daha sonra yapsa bile yeminini bozmuştur; keffaret ödemesi gerekir. Şayet yemin eden kişi süre dolmadan ölürse, Ebû Hanife ve Muhammed’e göre yeminini bozmuş olmaz. Ebû Yusuf’a göre bozmuş olur.

    Bu yemine “mukayyed yemin” de denilir.

    3- Fevr yemin: Bir sebebe bağlı olarak edilen yemindir. Başka deyişle; kendisi ile gelecek değil şimdiki zaman kasdedildiğine karineler bulunan yemindir. Bir soruya cevap verirken edilen yemin bu kabildendir. Meselâ yemek yiyenlerin yanlarına gelen birisine “buyur ye” demelerine karşılık onun “vallahi yemem” demesi fevr yeminidir. Gelecekle değil o anla ilgilidir. Dolayısıyla daha sonra bir şey yemesi ile yeminini bozmuş olmaz (Tahânevî, Keşşafu Istılahâti’l-Fünûn, II, 1549, 1550; Muhammed Ravas Kal’acî, Hamid Sadık Kuneybî, Mu’cemu Lüğâti’l-Fukahâ, 514).

    Mün’akide yemininde yeminin gereğini yapmaya berr, yapmamaya bârr, yemini bozmaya hins, bozana da hânis denilir. Bu türden bir yeminin gereğini yapan kişi yemininden kurtulmuş olur. Yemininde hânis olan kişiye ise keffaret gerekir. Yeminde aslolan ona sadakat göstermektir. Ancak bu, yemin edilen şeyin dinî hükmüne göre farklılık gösterebilir. Onun için yemine sadakat gösterme konusunu alimler beş grupta ele almışlardır:

    1- Uyulması vacip olan yeminler: Farz olan bir ibadeti yapmak veya masum bir insanı ölümden kurtarmak, ya da bir haramı terk etmek için yapılan yeminleri yerine getirmek farzdır. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.v) “Âllah’a itaat etmek üzere yemin eden kişi itaat etsin” buyurmuştur. Bu kabilden olan bir yeminin gereğini yerine getirmeyen kişi günahkar olmuştur; tevbe ve istiğfar etmesi icab eder, ayrıca yemin keffareti ödemesi gerekir.

    2- Edilmesi haram, uyulmaması cevap olan yeminler:

    Bir farzı terk etmek veya bir haramı işlemek için yemin etmek haram bir yemindir, bozulması farzdır. Dolayısıyla, meselâ ana babası ile konuşmamaya yemin eden kişi, onlarla konuşacak, yani yeminini bozacak ama yemin keffareti ödeyecektir. Ayrıca haram birşeyi yapmaya yemin ettiği için tevbe istiğfar edecektir. Hz. Peygamber; Bir şeye yemin edip de, başkasını daha hayırlı gören kişi yemininden dolayı keffaret ödesin, sonra da o hayırlı olan şeyi yapsın”buyurmuştur (Nesâî, Eyman, 41; Ebû Dâvud, Eyman, 12).

    Bir başka hadiste de şöyle buyurulmuştur: “Rabbe isyanda, sılayı rahmi kesmekte ve mâlik olmadığın şeyde sana yemin de, nezir de yoktur” (Ebû Davud Eyman, 12; Nesâi, Eyman, 17; İbn Mâce, Keffaret, 8; Ahmed b. Hanbel, II, 185, 202).

    Şâ’bî’ye göre haram bir fiili işlemek üzere yemin eden kişi yeminini bozar, yani o haramı işlemez. Ayrıca keffaret ödemesine de gerek yoktur. Çünkü Hz. Peygamber kişinin haramı işlememesinin yeminine keffaret olduğunu söylemiştir (Ebû Davud, Eyman, 12).

    Hanefiler mün’akide yemininden dolayı kulların sorumlu tutulacağı bildiren âyetin zahirine dayanmaktadırlar (Mâide, 89).

    3- Uyulması mendup olan yeminler: Bir maslahata müteallik olan yeminlerdir.

    Yapılması mendup olan bir fiili işlemek için edilen bir yemine uymak da menduptur. Böyle bir yeminin bozulması mekruhtur, keffaret gerekir.

    4- Mübah olan yeminler:

    Mübah olan bir işi yapmak veya yapmamak, ya da doğru olan bir haber üzerine yemin etmek mübahtır. Böyle bir yeminin bozulması efdaldir. Bozulursa keffaret gerekir.

    5- Mekruh olan yeminler:

    Mekruh olan bir fiili işlemek veya mendubu terketmek için yemin etmek mekruhtur. Alış veriş esnasında yemin etmek de mekruhtur. Böyle bir yeminin bozulup keffaret ödenmesi efdaldir. Yemine sadakat ise mekruhtur (Kâsânî, a.g.e., III, 17, 18; İbn Kudâme, el Muğnî, II, 167; Necati Yeniel-Hüseyin Kayapınar, Süneni Ebû Davud Terceme ve Şerhi, XII, 236).

    Hanefî ve Malikilere göre unutarak, hataen, ikrah yoluyla ve yemin kasdı olmadan edilen yeminler mûteberdir. Çünkü yukarıda işaret edilen ayet mutlaktır. Yeminin kasda dayanıp dayanmaması konusunda bir kayıt mevcut değildir. Ayrıca Hz. Peygamber (s.a.v) bir hadisinde; yemin, talak ve nikahın ciddisinin de, ciddi sanıldığını haber vermişlerdir (Ebu Davud, Talak; 9; Tirmizi, Talak, 9; İbn Mâce, Talak, 13; Kâsânî, a.g.e., III,18; Vehbe ez-Zühaylî, el-Fıkhu’l-İslâmî ve Edilletuhû, III, 367).

    Şâfiî ve Hanbelîlere göre yeminini unutarak bozan kişi, yemininde hânis sayılmaz. Dolayısıyla kendisine keffaret icab etmez. Delilleri, kulların hataen yaptıklarından dolayı günah olmadığını bildiren ayetle (Ahzab, 5) Müslümanların hatâen, unutarak ve ikrah yoluyla işlediklerinden dolayı sorumlu tutulmayacaklarını bildiren hadistir (İbn Mâce, Talak, 16).

    İkrah yoluyla yeminini bozan kişi, Ebû Hanife ve Mâlik’e göre keffaret öder; Ahmed b. Hanbel ‘e göre ödemez. İmam Şâfiî’den ise bu konuda iki ayrı görüş nakledilmiştir (İbn Kudâme, a.g.e., XI, 177, 178).

    Yemin edildikten sonra hemen peşinden “inşallah” denilirse, bozulması halinde keffaret gerekmez. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.v) “Yemin edip de istisna eden (İnşallah diyen) isterse, döner,isterse yemini bozmadan terk eder” buyurmuştur (Ebû Davud, Eyman, 9; Nesâî, Eyman,18; Ahmed b. Hanbel, II, 6, 49). Ancak bu hükmün geçerliliği yeminle “inşallah” demenin arasında konuşulmamasına veya konuşacak kadar susulmamasına bağlıdır.

    İbn Kudame’nin bildirdiğine göre “inşallah” denildiğinde kefaretin gerekmeyeceğinde dön mezhep müttefiktir (İbn Kudâme, a.g.e., XI, 227).

    Yemin Keffareti

    Mü’akide yemininin hangi türünden olursa olsun bozulması, keffareti gerektirir. Normalde keffaret yemin bozulduktan sonra ödenir. Yemin bozulduktan sonra ödenen kefaretin mûteber olduğu konusunda ulema arasında hiç bir ihtilaf yoktur. Ancak önce kefaretin ödenip sonra yeminin bozulması durumunda bu kefaretin yeterli olup olmayacağı tanışmalıdır. Hanefilere göre, keffaret ister malla, ister oruçla ödensin mutlaka yemin bozulduktan sonra ödenmelidir. Bozulmadan önce ödenmesi caiz değildir. Şafiilere göre keffaret malla ödenecekse yemin bozulmadan önce de ödenebilir. Hanbelî ve Mâlikîlere göre kefaretin ister malla ister oruçla, yemin bozulmadan önce de sonra da ödenmesi caizdir.

    Yemin edilmeden önce keffaret ödenip daha sonra yemin edilmesi ve bozulması durumunda bu keffaret mûteber değildir. Bu konuda hiçbir görüş ayrılığı yoktur (Kâsânî, a.g.e., III,18; İbn Kudâme, a.g.e., XI, 223-226; Şevkânî, Neylü’l-Evtar VIII, 268, 269; Necati Yeniel-Hüseyin Kayapınar, a.g.e., XII, 237, 138).

    Yemin keffareti; gücü yeterse bir köle azad etmek veya on fakiri sabahlı akşamlı doyurmak ya da on fakiri alışılmış biçimde giydirmektir. Kişi bu üçü arasında muhayyerdir. Ama bunlara gücü yetmezse,peşi peşine üç gün oruç tutar. Orucun arası hayız dahil hiç bir özür sebebiyle kesilmez, kesilmesi halinde yeniden başlanmalıdır. Yemin kefaretinin gereği ve bu şekilde ödeneceği Kur’ân-ı Kerîm’le sabittir. Ve âyet gayet nettir. (Bkz. Maide, 5/89). Onun için konu ile ilgili görüş farklılığı yoktur.

    2. Allah’tan Başkaları Adına edilen Yeminler

    Allah’tan başkaları adına edilen yeminler iki kısımdır:

    a- Babalar, anneler, melekler vs. gibi Allah’tan başka varlıklar adına edilen yeminler: Bu şekilde yemin etmenin caiz olmadığını, Hz. Peygamber’in böyle yemin etmeyi men ettiğini yukarıda belirtmiştik. Böyle sözlerle yemin etmek caiz olmadığına göre, buna yemin demek de doğru değildir.

    b- Bir şarta bağlanarak edilen yeminler: Bu gruptaki yeminleri de iki kısımda ele almak mümkündür:

    ba- İbadet ve taat cinsinden bir şeye bağlananlar: Meselâ bir kimse “şu işi yaparsam üç gün oruç tutayım” dese, bu bir bakıma yemindir. Çünkü o işi yapmaktan nefsini menetmek maksadıyla o sözü söylemiştir. Bir başka açıdan da nezir (adak)tır. Çünkü bir ibadeti yapmayı, bir şarta bağlamıştır. Bu târz bir ifadenin nezir olarak değerlendirilmesi daha isabettir (Kasânî, III, 21).

    bb- İbadet ve taate bağlanmayıp, talak veya köle azadına bağlanan yeminler: Bir kimse karısının boş olmasını veya kölesinin hür olmasını bir şartın tahukkukuna bağlarsa, talakla. veya köle azadı ile yemin etmiş sayılır. Böyle yeminlere tâliki talak da denir. Böyle sözlerin yemin olarak değerlendirilmesi kişiyi bir fiili yapmaya teşvik veya yapmaktan men etme konusunda kuvvet vermesinden dolayıdır (Ö. Nasuhi Bilmen, Hukukî İslâmiyye ve İstıhâhâtı Fıkhıyye Kamusu, II, 232).

    Bu maddede söz konusu edilen şartın tahukkuku halinde şayet adamın maksadı kendisini bir işi yapmaya teşvik veya yapmaktan menetmek değil de karısını boşamak veya kölesini azad etmekse, şartın vukuu halinde karısı boş veya kölesi azad olmuş olur. Bu konuda ulema arasında her hangi bir görüş ayrılığı tesbit edilmemiştir. Çünkü bu yemin değil, talakı veya itakı şarta bağlamaktır. Ama eğer kişinin maksadı, karısını boşamak değil de, kendisini bir işi yapmaya veya yapmamaya zorlamak ise hüküm nedir? İşte bu konuda bazı değişik görüşler vardır. Konuyu bir örnekle anlatalım: İçki müptelası olan bir kimse içkiyi bırakmak ve nefsini bu işe mecbur etmek maksadıyla “Bir daha içki içersem karım boş olsun” veya “bir daha içersem şart olsun” dese ve daha sonra yeminini bozsa yani içki içse bu durumda ne uygulanacaktır? Bu konuda üç görüş vardır:

    1- Bu söz tamamen geçersizdir; ne talaktır ne de yemindir. Çünkü ne Allah’ın istediği bir şekilde karı boşama, ne de bir yemin etmedir. O halde böyle bir söz söyleyen ve sonra bozan kişinin karısı boş olmaz, kendisine yemin keffareti de gerekmez. Bu görüş Hz. Ali’ye nisbet edilmektedir. Zahirîler ve bazı Mâlikîler de bu görüştedir.

    2- Böyle bir söz söyleyen kişi yemin etmiş ve yeminini bozmuştur. Çünkü adamın maksadı karısını boşamak değil, kendisini içki içmekten men etmektir. Dolayısıyla kişi ettiği yemini bozduğu için kendisine yemin keffareti icabeder; karısı boş olmaz. Hanbelîlerden İbn Teymiye ve İbn Kayyim el-Cevziyye bu görüştedir (İbn Teymiye el-Fetava’l-Kübra, 1-5, Beyrut, II, 110; İbn Kayyim el-Cevziyye, İlâmu’l-Muvakkîn, IV, 17 vd.).

    3- Talak veya köle azadının bir şarta bağlanması ve şartın tahakkuku halinde, karı boş veya köle hür olur. Yukarıdaki misalimizde, adam içki içtiği zaman karısı boş olmuş olur. Dört mezhebin görüşü bu istikamettedir (Kâsânî, a.g.e., III, 21 vd.; Merginânî, a.g.e., II, 250 vd.; Mevsılî, a.g.e., III,140 vd.; İbn Kudâme, a.g.e., VIII, 335, 336; Ö. Nasuhî Bilmen, a.g.e., II, 232; vd.; Zühaylî, a.g.e., III, 388 vd.).

    Yeminin Hâkim Kararına Etkisi

    Davacı, mahkemede davasını isbat edemezse, davalıya yemin teklif etme hakkına sahiptir. Yemin onun kendi fiili veya başkasının fiili hakkında olumlu veya olumsuz yönde olabilir; “Allah’a yemin olsun ki, satmadım yahut satın almadım yahut da sattım veya satın aldım” demek gibi. Çünkü insan kendi durumunu ve fiillerini başkalarından daha iyi bilir. Bu yüzden onun yemini anlaşmazlığı sona erdiren bir delil sayılır.

    İbn Abbas (r.a)’den rivâyete göre Hz. Peygamber (s.a.s) bir adama”yemin teklif etti ve ona şöyle dedi: “De ki, kendisinden başka hiçbir ilah olmayan Allah’a yemin ederim ki, davacının bende hiç bir hakkı yoktur.” Yine Eş’as b. Kays’dan rivâyet edilmiştir. O şöyle dedi: Kindeli bir şahısla Hadramutlu birisi Yemen’deki bir toprak için Hz. Peygamber’in önünde hasımlaştılar. Hadramutlu hasımının babasının kendi toprağını gasbettiğini ve halen bu toprağın hasmının elinde bulunduğunu iddia etti. Hz. Peygamber davacıya delilini sordu O, “Delilim yok, fakat yemin ederim ki, o toprağın babası tarafından gasbedildiğini bilmiyor” dedi. Bunun üzerine Kindeliye yemin teklif edildi (Ebû Davud nakletti).

    İslâm hukukçuları mahkemedeki yeminde yedi şartın bulunması gerektiğini belirtirler. Bunlar şöylece sıralanabilir:

    1- Yemin edenin buluğ çağına gelmiş olması, temyiz kudretini hâiz bulunması ve iradesinin hür olması;

    2- Davalının, davacının hakkını inkâr etmesi;

    3- Hasımın hâkimden yemin talep etmesi ve hakimin yemin edecek olana teklifte bulunması;

    4- Yemin şahsa bağlı olup, yeminde vekâlet kabul edilmez. Yemin, yemin edecek olanın zimmeti ve dini ile bağlantılı olduğu için veli veya vekil bu hakkı kullanamaz.

    5- Hadler gibi Allah’a ait haklarla ilgili olmaması gerekir.

    6- İkrar caiz olan haklarla ilgili olması. Hadis-i şerifte Delil davacıya, yemin ise davalıya aittir” buyurulur. İkrar caiz olmayan haklar konusunda yemin geçerli olmaz.

    7- İsbat için delil olmaması veya mevcut delillerin yetersiz bulunması.

    Mahkemedeki yeminlerin çeşitleri:

    1- Şâhidin yemini: Bu, şâhidin, şehadetten önce doğru söyleyeceğine dair yaptığı yemindir. Günümüzde, şahidin tezkiyesi yerine geçmek üzere başvurulan bir yoldur. Malikiler, Zeydiyye, Zâhiriye, İbn Ebî Leyld ve İbnü’l-Kayyim, devrin bozulması ve dinî duyguların zayıflaması sebebiyle bu yemine cevaz vermişlerdir. İslâm hukukçularının çoğunluğu ise şahid yeminine karşıdır (Vehbe ez-Zühaylî, el-Fıkhu’l İslâmî ve Edilletuhû, VI, 600):

    3- Davacının yemini: Hanefiler dışında diğer çoğunluk hukukçulara göre, kendisinden töhmeti kaldırmak için davacı da yemin edebilir. Bu yemin, hakkını isbat veya aleyhindeki yemini reddetmek için de olabilir.

    İslâm hukukçularının çoğunluğu bir şahid ve davaya verilecek yemin delilleri ile hüküm verilebileceğini söylerken Hanefîler, âyetlerde iki şahidin öngörüldüğünü, bu olmadığı takdirde, davalıya yemin teklif etme hükmünün hadisle sabit bulunduğu görüşünü benimser (İbn Rüşd, Bidâyetü’l-Müctehid, III, 456, 459).

    Yemin ancak hâkimin veya naibin huzurunda onların teklifi ile geçerli olur. Mahkeme dışındaki yemin veya yeminden kaçınma muteber değildir. Çünkü, yemin husumeti kesmek için söz konusu olur. Yemin hasmın talebi üzerine verilir. Ancak beş yerde hâkim re’sen yemin teklifi eder:

    1- Bir kimse bir mirastan alacak veya bir mal dava edip de isbat ederse, hâkim başka hukukî yollarla bu hakkı düşüren bir muamelenin olmadığı konusunda davacıya yemin teklif eder.

    2- Bir malı dava edip kendisine ait olduğunu isbat eden kimseye hâkim “malın onun mülkünden başka bir muamele ile çıkmadığı” konusunda yemin teklif eder.

    3- Müşteri, malı ayıp sebebiyle reddederse, ayıba razı olmadığı konusunda yemin teklif eder.

    4- Hakim şüf’a hakkı sebebiyle bu hakkı daha önce düşürmediği konusunda yemin teklif eder.

    5- Kocası kayıp olan bir kadının lehine nafaka ile hükmedilince hâkim, evliliğin devam ettiği, nafaka olmadığı ve onun yanında mal bırakmadığı, konusunda yemin teklif eder.

    Kendisine yemin teklif edilen kimse, yemin ederse dava konusunda hak kazanır. Yeminden kaçınırsa dava konusu şeyi kaybetmiş olur.

    Şamil İA

    0
    2022-01-03T15:52:05+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Anne ve baba üzerine yapılan yeminler geçersizdir. Bu durumda sizlerin Anne ve babanız adına yapmış olduğunuz yeminin hükmü yoktur. Yemin ile ilgili bilgileri okumanızı tavsiye ederim.

    0
    2022-01-03T15:52:49+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal
    This answer was edited.

    baba üzerine yemin etmek. Küssen senle konuşup diğer arkadaşımla konuşmayacağım

    0
    2022-01-03T15:53:12+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Merhaba ben annem hastaydı ALLAH’a dua ederken annem iyilesirse yemin ederim anneme hiç bagirmicam ona kizmicam demiştim sonra bozdum birşey olur mu

    0
    2022-01-03T15:53:37+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    arkadaşımla geçmiş hakkında konuşurken eksik söylediğin birşey var mı dedi bende yok demiştim ama eksik söyelediğim söylemek istemediğim şeyler vardı ben yok dedim babam ölsün diye yemin ettim ne yapabilirim

    0
    2022-01-03T15:54:06+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Ben birinden bir sır aldim ve anne ve babam üzerine yemin ettirdi 3 kere tekrarlatti yemini geçenlerde biraz alkolliyken bu sırrı birine söyledim şimdi neyapmam gerek

    0
    2022-01-03T15:54:24+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Baba ve anneye yemin edilmez günahtır, sadece Allah adına yemin edilir.
    Anne ve babaya siz yemin etmediniz beddua ettiniz, tövbe ediniz

    0
    2022-01-03T15:54:43+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Merhaba, ben zor durumda kaldim ve ailemin üzerine yemin etdim ama cok pisman oldum ama yemini baska dilde etdim yani almanca bu yemin gecerlimi ? Eger gecerliyse ne yapmaliyim ? Ailem cok degerli benim icin ne yapsam dogru olur ?

      0
      2022-01-03T15:54:57+03:00

      Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

      Bildir
      İptal

      Tövbe etmen yeterlidir çünkü b yemin değil bedduadır

    0
    2022-01-03T15:55:05+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Kız arkadaşım sözlerime güvenmediği için annemin ölüsünü göreyim diye yemin ettirdi ben de yalan olduğunu bildiğim halde inansın ve bana güvensin diye yemin ettim. Ettikten 1 saniye sonra çok pişman oldum ne yapmalıyım ?

    0
    2022-01-03T15:55:29+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Merhabalar hocam ilk defa bi siteye yorum yazıyorum inşallah yardimci olursun bana  kac gündür icim icimi yiyor.. ben vuruldugumda cok büyük yeminler ettim tövbeler ettim birdaha asla eskisi gibi olmuycam kullanmiycam birsey dedim annemin , rahmetli babamin ve tüm sevdiklerimin üstüne cok yeminler ettim her konusu acildiginda  defalarca dedim. Smdi yine eskisi gibi olmam dedigim yapmam dedigim icmem dedigim şeylerin hepsini yapiyorum ne yapcamm ben düşündükce kafayı sıyırcam beynime ates edesim geliyor insallah cevaplarsiniz hocamm

      0
      2022-01-03T15:55:38+03:00

      Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

      Bildir
      İptal

      iyi insanlar bul onlara karış hem affına sebep olur hem iyilerden olursun
      99 adam öldüren kişinin hadisi şerifi oku ibret al

    0
    2022-01-03T15:55:46+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Merhaba bir konuda annem eğer yaparsan ölümü öp diye yemin ettirdi kefaretini ödedikten sonra bir geçerliliği var mıdır

      0
      2022-01-03T15:55:59+03:00

      Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

      Bildir
      İptal

      hayır artık geçerli olmaz ama bu yemin değildir kefaret gerekmezdi sadece tövbe etmek yeterlidir.

    0
    2022-01-03T15:56:06+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Selamlar ben askerdeyim adrıyod cep telofunu yakalattım komutana oda bana anne ve babanın ölüsünü gör kullanırsan dedi zorla yemin ettirdi ve yemini mi bozdum ne yapmam gerekir

      0
      2022-01-03T15:56:27+03:00

      Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

      Bildir
      İptal

      Komutanın ettiği bedduadır yemin değildir.
      kefaret gerekmez tövbe edin yeter

    0
    2022-01-03T15:56:37+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    “Annemin ölsün toprağını öpmek bana nasip olsun ki seni bir daha aramayacağım” diye bir cümle kurdum. Ama tekrar aradım o kişiyi. Ne yapmalıyım kefaret olarak ? Çok vicdan azabı çekiyorum. Annem benim her şeyim .

    0
    2022-01-03T15:56:49+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Annem babam üstüne yalan yemin ettim ama daha küçüğüm ve o an sinirlice ettim çok fazla dua ettim daha napmam gerekir

    0
    2022-01-03T15:56:58+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Anne baba üzerine yapılan yeminler caiz değildir aslında yemin sayılmazlar tövbe ediniz yeterlidir

    0
    2022-01-03T15:57:11+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Anne baba üzerine yemin etmek

    Hocam bir olay sonucunda annemin babamın üzerine yemin ederimki 1 ay boyunca şunu yapmayacağım dedim. Ama bozdum. Ne yapmalıyım?

      0
      2022-01-03T15:57:27+03:00

      Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

      Bildir
      İptal

      Anne ve baba üzerine yemin etmej asla caiz değildir. Böyle bir yemin de geçersizdir. Yemin sadece Allah adına olur. Onun dışında başka hiç kimse üzerine yemin edilmesi asla caiz değildir. Tevbe edilmesi yeterlidir bu konuda.

    0
    2022-01-03T15:57:41+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Yemin etmek

    Hocam Merhabalar ben anneannemin uzerine yemin ettim biriyle konusmayacagim icin zorla soylettirdiler o kisiyle konusursam anneanneme bir şey olur mu

      0
      2022-01-03T15:58:04+03:00

      Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

      Bildir
      İptal

      Allah’tan başkası adına yemin etmek caiz değildir. Yani doğru değildir. Yemin sadece Allah adına olur. Onun dışında kim olursa olsun yemin etmek asla doğru değildir. Böyle bir yemin de geçersizdir. Anneannenize ne olacağını bilen sadece Rabbimiz (cc)’tur. Ondan başka hiç kimse ne olacağını bilemez. Yani siz yemin ettiniz diye anneannenize bir şey olmaz.

    1
    2022-01-03T16:33:55+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Yemin; Allah adına olur. Anne ve baba üzerine yemin etmek caiz değildir. Böyle bir yemin de geçerli değildir. İslam’da sadece Allah’ın adıyla yemin olur Allah’ın isimleri dışında hiçbir şeyle yemin etmek doğru değildir. Dolayısıyla Allah adı haricinde başka bir şeyin üzerine yemin edenin yemini geçerli değildir. Ve böyle yapan bir kimsenin tevbe etmesi gerekmektedir.

    En iyi cevap
  1. Ozge avatarı
    0
    2023-05-27T01:07:14+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Selam,huzurlu geceler sayin hocam. Bir arkadasla tartisirke ,yazisirken,cok sinirlen ve aynen su sekilde yazdim kendisine ve bunu yazarken cenabettim “Bu ssonra olmus annemin ustune yemin ederim.Hic bir sey yapmiyorum. Ben de konusmuyorum. Buyuk yemin ettim! “ sizce bu yemin yerine gecerli mi? Vefat etmis annemin ustune yemin etmistim. Simdiden cok tesekkur ederim yanitiniz icin,saygilarimla.

  2. Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Annem üzerine yemin edilmez bu yemin sayılmaz yemin geçersizdir ve kefareti yoktur sadece tövbe etmeniz gerekir

    • Egemen avatarı
      0
      2024-03-13T13:13:11+03:00

      Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

      Bildir
      İptal

      Mastürbasyon yapmamak için ölmem üzerine yemin ettim kendimi tutamıyorum her şeyi cinsel obje olarak görüyor ve göz zinası yapıyorum ne yapmam lazım

  3. Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Bu fiili yaptığınızda yemin bozulur ve yemin kefareti gerekir

    • Egemen avatarı
      0
      2024-03-13T16:38:02+03:00

      Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

      Bildir
      İptal

      Hocam yani ölmem demi ben Allahım yaparsam canımı al dedim elim kırılsın dedim ve bugün dayanamayıp yaptım ne olur ?

    • Egemen avatarı
      0
      2024-03-13T16:42:15+03:00

      Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

      Bildir
      İptal

      Hocam korkmamı gerektiren bi durum yok demi tevbemi edip kefaretimi yerine getirmem lazım ?

Cevapla